Microsoft Word içindekiler doc



Yüklə 2,39 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə51/110
tarix28.08.2018
ölçüsü2,39 Mb.
#65015
1   ...   47   48   49   50   51   52   53   54   ...   110

Uygur Efsanelerinde Lokman Hekim 
91 
—Bizde “Seherdeki yumruktan korkma!” denen bir söz var. O zaman yanıma gelip, damarımı tut 
ve hastalığımı iyileştir, demiş. 
Lokman  şaşkınlık içinde, yerinden kalkıp ihtiyarın önüne varıp oturmuş. Lokman, bu yaşına 
kadar kimsenin damarını tutarak hekimlik yapmamasına rağmen, ihtiyarın kendisine uzattığı büyük 
bileğini tutmuş. Lokman, ihtiyarın damarının bazen çok yavaş, bazen çok hızlı attığını görmüş; fakat bu 
şekildeki bir hastalığın adının ne olduğunu bilmediği için, susup oturmuş. Az önce kendi söylediğiyle 
övünecek olurken, şimdi zor durumda kalıp ne söyleyeceğini şaşırmış ve pişman olmuş. Bundan dolayı 
titreyip, alnından soğuk ter damlaları yüzüne doğru akmaya başlamış. Bu şaşkınlık içinde, saniyeler 
dakikaları kovalamaya başlamış. Lokman, kendi durumundan utanıp gözlerini kapatmış. Ancak, bu 
hastalığa ne ad vereceğini düşünürken, masum çocuklarının “Ekmek! Ekmek!” diye bağırmaları, 
kulağının dibinde yankılanmış. 
Lokman, bu zor durumdan nasıl kurtulacağını düşünürken, onun kulağının dibinde güçlü bir ses 
belirmiş: “Lokman, gözünü aç! Gözüne ilk olarak ne görünürse, bu kişinin hastalığına o nesne şifadır.”  
Lokman, o anda gözünü açmış. Gözüne evin eşiğindeki oyukta duran eyer görünmüş. Lokman 
sıkı durup, divandan inip eyeri almış ve hiç düşünmeden onu balta ile parçalayıp, yıkadıktan sonra, toprak 
testide kaynatıp, bu değerli “eyer şerbeti”ni kendi eliyle kilden yapılmış bir kâseye koyup, ihtiyarın önüne 
getirmiş ve ona içmesini söylemiş. İhtiyar, ilk önce tereddüt etse de, sonra bir şey hatırlayıp: “Derdime 
deva, hastalığıma şifa!” diyerek kâsedeki şerbeti içip bitirmiş.  
Lokman, ihtiyar ile vedalaşıp, evin geniş kapısına geldiğinde hoş, güzel bir kız, onun arkasından 
gelerek ekmek sarılmış bir mendili, ona vermiş. Lokman, kıza teşekkür ederek vedalaşıp, büyük kapıdan 
dışarı  çıkmış. Nehir boyunda giderken bohçayı çözmüş. Bohçadaki beş ekmekten birini nehir suyuna 
banarak bölmüş ve iştahla yemiş.  
Lokman, çocuklarına verdiği sözü yerine getirip, evine aceleyle dönerken, onun ardından biri at 
sürüp gelerek: 
—Hey hekim, dur! diye seslenmiş. Lokman etrafına bakıp, kendisi ile ona bağıran kişiden başka 
kimseyi görememiş; ancak adı Lokman olup, hekim olmadığı için, aldırmayarak yoluna devam etmiş. O 
anda hastalığı tedavi edenlere “hekim” dendiği aklına gelip, endişeye kapılmış. “Benim yaptığım eyer 
şerbetini içince ihtiyarın başına bir kaza geldiyse, atla gelen kişinin beni çağırması mümkün, şimdi ne 
yaparım? Ah Huda!” diye dertlenmiş. Lokman, kendini toparlamaya çalışırken, atlı kişi ona yetişip, 
atından inerek Lokman’a selam vermiş. 
Lokman, gelen kişinin kendinden genç, kuvvetli bir yiğit olduğunu görüp, ona niçin kendini 
aradığını sormuş. Yiğit, Lokman’a: 
—Sizin ilacınız sayesinde babam iyileşti. Bunun için babam, sizi huzuruna çağırıyor, demiş.  
Lokman, yiğidin cevabı sayesinde rahatlayıp, ilk kez yaptığı tedavi işinde, ihtiyarın durumunu 
kendi gözü ile görmek için yiğidin arkasına binip, ihtiyarın evine varmış. 
Lokman geldiğinde ihtiyar, geniş avluda çoluk çocukla, heyecanlı bir şekilde onu karşılamış ve: 
—Siz gerçekten usta bir hekimmişsiniz. Gençken sandal ağacından yaptığım ve bir kez bile 
kullanmadığım bu eyerin, derdime derman olacağını düşünmemiştim. Gördüğünüz gibi epey iyileştim. 
Size duacıyım, diyerek Lokman ile içtenlikle kucaklaşarak vedalaşmış.  


Adem Öger 
92 
Lokman, bu mucizeye çok sevinmiş.  İhtiyar, Lokman’a birçok hediye verip dua ettikten sonra, 
çocuklarının rahat yaşaması için yeterli yiyeceği de vermiş. Lokman, ihtiyarın iltifatına minnettar olup, 
insanları iyileştirip, hastalıktan kurtarmak niyetiyle evine geri dönmüş. 
Lokman, ailesinin yanına dönünce, gecesini gündüzüne katıp durmadan bir şeyler öğrenmiş
birçok insanı hastalık azabından kurtarmış. Neticede, onun isminin sonuna “Hekim” ibaresi haklı olarak 
eklenmiş ve “Lokman Hekim” ismi zamanımıza kadar gelmiş. 
Lokman Hekim’in ilk tedavi ettiği ihtiyar, aslında kalp hastasıymış. Bu hastalığa da “sandal 
şerbeti” şifaymış. 
Günümüzde de kalp hastası olan kişilere, “Eyer şerbeti için!” diye şaka yapılması, Lokman 
Hekim’in işte bu tesadüfî tedavisinin sonucuymuş.  
8.
 
Ayvanın Niçin Suyu Yok
23
 
 
Günlerin birinde Lokman Hekim bütün meyveleri toplayıp, onlara hangi hastalığa şifa olduklarını 
sormuş. Meyveler tek tek cevap verip, hangi hastalığa  şifa olduklarını söylemiş. Lokman Hekim’in 
düzenlediği bu toplantıya sulu, yuvarlak ve güzel olan ayva gelmemiş ve kendi özelliğini gizli tutmak 
istemiş. Bu işe Lokman Hekim çok sinirlenmiş. O, kızgın bir şekilde ayvanın yanına giderek: 
 
—Hey ayva, sen niçin benim yanıma gelmedin? demiş. Ayva, sırıtarak:  
 
—Ey Lokman, benim iyileştirmediğim hastalık yok. Bende ölüyü diriltecek güç var, senin böyle 
bir soru sorman benim için hakaret değil mi? Şunu söyleyeyim ki, eğer sen bir hastalığa ilaç bulamazsan, 
derhal benim yanıma gel! demiş. Buna aşırı derecede kızan Lokman Hekim, ayvayı eline alarak: 
 
—Sen hala beni dikkate almıyor musun? demiş ve onun burnunu sıkıvermiş. O anda ayvanın 
burnundan suyu şırıldayıp akmış ve burnunda Lokman’ın beş parmağının izi kalmış. Ayva, bunun 
ağrısından kendine gelememiş ve günümüze kadar susuz ve rengi sarı olarak gelmiş. 
9.
 
Diş Çekme
24
 
 
Lokman Hekim zamanında bir kişinin dişi ağrımış. Tabiplerin ilacı kâr etmemiş. O kişi, Lokman 
Hekim’i ararken, önüne Lokman Hekim çıkmış. Lokman Hekim ile konuşacağı sırada, Lokman Hekim 
küçük abdest için yolun kenarında, sakin bir yere geçip oturmuş. Dişi ağrıyan kişi, epey beklemiş; fakat 
Lokman Hekim yerinden kalkmamış. O kişi, dişinin ağrısına dayanamayıp, Lokman Hekim’den tarafa 
bakarak:  
 —Dişim çok ağrıyor, dayanamıyorum, bunu çabucak tedavi etseniz, demiş. Müslümanların 
inancına göre, büyük veya küçük abdest için oturulduğunda konuşulmaz. Lokman Hekim konuşamayınca, 
o kişiye yanındaki otlardan birini kökünden sökerek göstermiş. O kişi, bunun ne anlama geldiğini 
anladıktan sonra, birinin yanına gidip dişini çektirmiş. Böylece diş ağrısından kurtulmuş. Diş çekme, işte 
bu olaydan kalmış.  
10.
 
Lokman Hekim’in Vasiyeti
25
 
 
Lokman Hekim, dünyadaki bütün bitkilerin, hayvanların dilini bilirmiş. Lokman Hekim, dağa 
çıktığında, bitkiler “Ben falan hastalığın ilacıyım.” diyerek, kendini tanıtırmış. Hiç kimsenin tedavi 
edemediği hastalar, Lokman Hekim’in elinde iyileşirmiş. 
                                                 
23
 Kök Gümbez, Şincañ Xelq Neşriyati, Ürümçi 2006, s. 311–312. 
24
 Kök Yallik Böre, s. 204–205. 
25
 Kök Yallik Böre, s. 205–208. 


Yüklə 2,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   47   48   49   50   51   52   53   54   ...   110




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə