Microsoft Word II cild -meruze metnlerin toplusu son2



Yüklə 5,08 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə223/229
tarix16.11.2017
ölçüsü5,08 Mb.
#10432
1   ...   219   220   221   222   223   224   225   226   ...   229

I Türkoloji Qurultayın 90 illiyinə həsr olunmuş beynəlxalq konfrans: 

 

TÜRKOLOJİ ELMİ-MƏDƏNİ HƏRƏKATDA ORTAQ DƏYƏRLƏR VƏ YENİ ÇAĞIRIŞLAR (II hissə) 



 

 

 



 

 

 



449

 

Ulker Bakhshiyeva, ASPU - doctoral student 



Jalil Mammadguluzadeh’s creativity, as an example of national ideology and a new 

type realist school in M.Ibrahimov’s scientific researches 

(Summary) 

 

In this article academician M.Ibrahimov’s investigations related to Jalil 



Mammadguluzade are analyzed. It is known that Jalil  Mammadguluzade had great constributions 

in the formation of national ideology of Azerbaijan literature of the 20

th

 century and the 



development of a new type realistic literature. M.Ibrahimov had investigated these features in his 

work “Boyuk Demokrat” (“Big Democrat”) which he dedicated to Jalil Mammadguluzade in a 

special way. In this article M.Ibrahimov’s attitude to Jalil Mammadguluzadeh as a writer and a 

journalist is analyzed. J.Mammadguluzadeh’s services are estimated in our literature. 

Key words: M.Ibrahimov, J.Mammadguluzade, “Molla Nasraddin”, realist literature, national press 

 

 



 

 

 



Talat Özer 

talat_ozer@hotmail.com 

 

 

MAHTUMKULU ŞİİRİNDE DİNİ-TASAVVUFİ, TARİHİ-EFSANEVİ 



ŞAHISLARA TELMİH  

Giriş    

Türkmen Edebiyatının en önemli sanatçılarından biri olan Mahtumkulu Firaki yalnızca 

yaşadığı dönemin ve yaşadığı zamanın sanatçısı değil; topyekûn tüm Türk dünyasının önem arz 

eden sesini bulunduğu dönemden öteye taşıyan güçlü bir mütefekkir ve şairidir. Mahtumkulu 

Firaki’nin yaşadığı dönem hakkında çeşitli rivayetlere rastlamak mümkündür. Türkmen 

Edebiyatının güçlü sesi ve manevi lideri olan Mahtumkulu’nun Yaşadığı dönem çeşitli edebiyat 

tarihçilerin eserlerde 1733-1779 yılları olarak geçmektedir. (Söylemez: 2011)  Kesin olarak 

bilinmeyen doğum ve ölüm tarihleri 18. Yy da 30- 80 yılları arasında yaşamıştır denilerek 

sınırlandırılabilir. (CAFEROĞLU : 1983) 

Şiirlerinde Mahtumkulu’nun yanı sıra k Piragi(Firagi, Firaki) gibi mahlasları da 

kullanmıştır. Mahtumkulu Doğu Türkçesinin yanında Arapça, Farsça dillerini bilir. Zamana adını 

yazdıran ve ölümünden sonra adı yaşayan şairler sanatkârlık yolunda birçok kişiyi kendisine açar 

ibare olarak görür. Mahtumkulu Nizami, Fuzuli, Sadi-i Şirazi, Ali Şir Nevai gibi klasik şairler 

okumuş, bununla beraber kendisinden öncekiler gibi klasik Türk edebiyatı diliyle değil, genel 

manada canlı ve sade bir üslupla Türkmen şivesiyle şiirler yazmıştır. (KAHRAMAN: 2003, s.393-

394.)  

Canlı bir dile sahip olan Mahtumkulu’nun şiirlerinde “Dini-Tasavvufi Tarihi-Efsanevi 



Şahıslara “ göre telmihlere rastlamak mümkündür. Bu telmihler şairin dilsel gücünü ve derinliğini 

sağlamak amacıyla birçok bilgiyi hatırlık mazmunlarla okuyucunun zihninde hikemîlik 

oluşturmuştur. Edebiyatımızda yazılan eserlerde Peygamber isimlerine ve kıssalardan telmihlere 

rastlamak mümkündür.  

 

1.

  Hâbil-Kâbil 



İnsanlık tarihinin ilk cinayeti olan Kabil’in Habil’i öldürmesi olayına “Mahtumkulu Divanın 

”da rastlamak mümkündür. Bu olay babasının bir sorusuna cevap arayışıyla doğduğu bilinmektedir. 

Babası Azadi’nin sorusuna cevap olarak cumartesi demesi iştihamın çözümü olurken aynı zamanda 

iyi bir telmih oluşturur. 




I Türkoloji Qurultayın 90 illiyinə həsr olunmuş beynəlxalq konfrans: 

 

TÜRKOLOJİ ELMİ-MƏDƏNİ HƏRƏKATDA ORTAQ DƏYƏRLƏR VƏ YENİ ÇAĞIRIŞLAR (II hissə) 



 

 

 



 

 

 



450

Hâzır eyesi Düldülün, 

Bilir misin, kimdir, bilin, 

Kaysı gün Kâbil Hâbilin, 

Öldürüp, kanını içti. 

 

Hâzır eyesi Düldülün, 



Melek feriştedir, bilin. 

Şenbe gün Kâbil Hâbilin, 

Öldürüp, kanını içti. (s. 528) 

 

Yukardaki mısralardanda anlaşılacağı için sorulan suale cevap verilmiştir.  Mısralarda Hâbil 



ile Kâbil ile birlikte Düldül de bir telmihtir. Düldül’ün adı da eserde telmih olarak geçmektedir 

mısralarda anlatıldığı gibi şenbe(Cumartesi) günü Habil’in öldürüldüğünü ve kanının Kâbil 

tarafından içildiği söylenmiştir.   

2.

  Hoca Ahmet Yesevi  



Mahtumkulu’nun şiirinde Ehl-i sünnet akîdesini yaymak ve yerleştirmek gayesinde olan ve 

tekke tasavvuf edebiyatının kurucusu sayılan Hoca Ahmet Yesevi’ye de telmih bulunmaktadır. 

Mahtumkulu’nun şiir dünyasında yer alan hoca Ahmet Yesevi’nin şiirlerine yansıyışı Yesevi’ye 

duyulan büyük sevgi ve saygıyı gözler önüne sermektedir. Divanı’nda şu dörtlüğe rastlanılır.  

Hazret Ali etgeç âleme da’vi, 

Kaftan kaba düştü hazretin çavı 

Ya, iklim eyesi  Ahmet Yesevî 

Benim sahip-cemâlimi gördün mü? (s. 39) 

Şiirde hoca Ahmet Yesevi’ye övgü dolu bir telmih vardır iklim aynı zamanda mekânsal ve 

zamansal unsur olan eye ile birleştirilmiştir. Bu da Yesevi’nin müritlerinin islamı anlatmak 

amacıyla dört bir yana yayılmasına bir atıf bir övgüdür. İklim ifadesiyle yerin mekanın sahibi olarak 

hitapta bulunur. Bu söylem beşeri bir söylemdir ve yetiştirdiği müritlerinin sayısını ve çokluğunu 

hatırlatmak amacıyla ifadelendirlmiştir.  

3.

  Kârun  



Peygamber telmihlerini anlamada en önemli kaynak şüphesiz Kur’an-ı Kerim’dir. Kuran’ı 

Kerim’dir. Hz. Musa’nın kavminden olan Karun azgınlığa ve bencilliğe düşüp böbürlenmiştir. 

Karun ise ayetlerde şu şekilde anılmaktadır. Allah tarafından ona verilen akıl, ilim ve bunca 

hazineyi kendine mal ederek kendindeki bilgi ve ilimden verildiği yanılgısına kapılır.( Kasas 28/78) 

Allah’ın ona verdiklerinden o başkalarına vermez, cimrilik eder, yeryüzünde böbürlenir. Neticede 

kendisi ve sarayı Allah tarafından yerin dibine girer. (Kasas 28/ 81). Hz. Musa kendisine mucize 

getirdiği halde, o yeryüzünde büyüklük taslar ve Allah da onu helak eder. (Ankebût 29/39.) Allah 

tarafından Hz. Musa aracılığıyla açıkça mucize gönderilen Karun, Firavun ve Haman onun çok 

yalancı bir sihirbaz olduğunu söylerler (Mu’min 40/24.) 

Leyla için cebr ettin Mecnûna, 

Zâlim insaf eyle bu nâ-hâk hûna, 

Günde kırk at bezep berdin Karûna, 

İsâ midâr verdin yeke hâr bile (s. 49) 

Mısralarda anlatılmak istenen şu şekildedir “leyla için ne zulüm ettin Mecnun’a. Zalim, bu 

haksız öç almaya insaf et. Karun’a günde kırk at süsleyip verdin, İsa’ya ise yalnızca eşek ile sabır 

verdin.” Eserde yukardaki ayetlerde açıklandığı gibi Karun’un hazinesinin çokluğu ve kimseyle 

paylaşmaması cimriliği vurgulanırken Hz. İsa Peygamberin ise Rabbimin nasip ettiği bineğe 

sahipliğine şükrettiği vurgulanmıştır. Mısralarda  kalıplaşmış aşık mazmunlarından olan “ Leyla ve 

Mecnuna , Hz. İsa’ya ve Karun’a telmihte bulunulmuştur.  Küçücük bir dörtlüğüm içerisine 

sığdırılan üç telmih şairin derin bilgisinin olduğunun göstergesidir.   

4.

  Züleyha  



Hz. Yusuf kıssasında Mısır azizinin karısı olarak geçen Züleyha Hz. Yusuf’tan murat almak 

istemektedir. Türk Mesnevilerine de konu olan Bu olay  Kur’an-ı ı Kerim’de  ayette şu şekildedir. 




Yüklə 5,08 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   219   220   221   222   223   224   225   226   ...   229




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə