Bulgaristan’daki Soydaşlarımızın Türkiye’ye Göç Etme Süreçlerini Etkileyen Bazı Değişkenlerin ncelenmesi
59
Bulgaristan’ın yaklaşık beş yüz yıldır Türklerin hâkimiyetinde kaldığı bir tarihi gerçektir. Bu
dönemde Anadolu’dan gelen Türkler buraları ikinci vatan kabul etmiş ve boş ve tenha Bulgaristan
topraklarına yerleşmiş ve imar etmişlerdir. Yepyeni köyler, kasabalar ve şehirler kurmuşlardır. Kurdukları
bu yerleşmeleri geliştirmişler ve Türk nüfusunun birçok yerde çoğunluğu sağlamasında başarılı
olmuşlardır.
24
2007 yılında Bulgaristan Avrupa Birliğine tam üye olmuştur. 1990 yılından itibaren Bulgar
yönetimi Türklere karşı baskı ve zulümlerini azaltmış ve bir çok hak ve özgürlüklerini serbest bırakmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti soydaşlarımızın tamamının Türkiye’ye göç ederek ata topraklarımızın
Bulgarlara terk edilmesini önlemesi gerekmektedir.
25
Bu durum ileriki yıllarda hayati önem taşıyacaktır.
Aslında Türkiye komşu devletlerle ilişkilerinde önümüzdeki 20 ve 50 yıllık projeksiyonlarda bulunarak
gerekli girişimleri, sosyal, siyasal ve ekonomik projeleri bir an önce başlatması gerekmektedir.
Komünist Bulgaristan yönetimi komşu sosyalist devletler arasında en düşük doğum oranı ve en az
nüfusa sahip olduğu için 1980’nin başından itibaren Türkleri zorla göç ettirmek yerine Bulgarlaştırmaya
başlamıştır. Sovyetler Birliği yönetiminin isteği üzerine Jivkov’un Türkleri Bulgarlaştırma genellikle
kabul gören bir yaklaşımdır. Buna göre Sovyetler Birliği Bulgaristan’ı pilot bölge olarak denemiştir. Eğer
başarılı olunsaydı Sovyetler Birliğine bağlı diğer ülkelerde de aynısı uygulanacaktı.
26
1980’li yıllarda hızlanan baskı ve zulümler nedeniyle Türkiye Avrupa Konseyi’ne başvuruda
bulunarak Bulgaristan’daki Türklerin yaşadıkları zulmün bir an önce sonlandırılması konusunda konsey
üyelerinden yardım istemiştir. Avrupa Konseyi, üye ülkelerin Bulgaristan’ın bu zulmü bir an önce
sonlandırması konusunda yaptırımlar uygulanmasını istemiştir.
27
Baskı ve zulümlere karşı Türkler hemen her yörede protesto yürüyüşleri ve açlık grevleri gibi
pasif direnişlerde bulunmuştur. Bulgar idaresi bu hareketleri bazen ateş açarak hatta bazen de Türkleri
öldürerek vahşetle karşılamıştır. Lider düzeyindeki Türkleri Belene gibi hapishanelere göndererek
sindirmeye çalışmıştır. Bulgaristan yönetimi bu olaylar sırasında bir devlet gibi değil, başıbozuk bir terör
örgütü gibi davranmıştır.
28
Bu durum dünyanın hiçbir yerinde görülmemektedir.
1989 yılında yaşanan göçün kendine özgü bir durumu bulunmaktadır. Yüz binlerce soydaşımız
insan haklarına aykırı bir şekilde sınır dışı edilircesine Kapıkule sınır kapısına gönderilmiştir. Bu
durumda soydaşlarımız bankalardaki paralarını, mal ve mülklerini, sosyal haklarını hatta aile fertlerinin
bir kısmını bile Bulgaristan’da bırakmak zorunda kalmışlardır. Göç sonucunda Türkiye’de yakınlarından
beklediği ilgiyi göremeyenler, yerleşmede kararsız olanlar, sosyal haklarından vazgeçmek istemeyenler
(1989’da gelen soydaşlarımızın %13’ü emekli ve %9’u engellidir) ve 80.000 parçalanmış aile fertlerinden
08.12.1989 tarihine kadar 73.615 soydaşımız Bulgaristan’a geri dönmek zorunda kalmıştır.
29
Türkiye, Bulgaristan’daki soydaşlarımıza yapılan insan hakları ihlallerini sadece resmi kuruluşları
ya da yönetimi aracılığı ile değil, toplumun bütün kesimleri ile özellikle de sivil toplum kuruluşları ve
medya aracılığı ile dünyaya duyurmalı ve bunun düzeltilmesi için kamuoyu baskısı yaratmalıdır. Bu
süreçte uluslar arası hukuk kuralları da göz önüne alınarak yapılacak olan akılcı uluslar arası ilişkiler
politikası yürütülürse Bulgaristan’ın hukuk dışı davranışları ile etkin bir mücadele yapılacaktır.
30
Arts, Budapest 2005; A. Eminov, “There are No Turks in Bulgaria:Rewriting History by Administrative Fiat”, The Turks of
Bulgaria:The History, Culture and Political Fate of a Minority.(Edited by Kemal Karpat) The Isis Pres, stanbul 1990.
24
A. Tanoğlu, “Bulgaristan Türklerinin Son Göç Hareketi (1950-1951)”, stanbul Üniversitesi ktisat Fakültesi Dergisi, 14(1-
4): 1952-1953, s. 129-161.
25
A. Cebeci, age, 1989, s. 52.
26
Ö. Turan, age, 2005, s. 118.
27
H. Eroğlu, “Milletlerarası Hukuk Açısından Bulgaristan’daki Türk Azınlığı Sorunları”, Bulgaristan’da Türk Varlığı
Sempozyumu (7 Haziran1985) Bildiriler Kitabı, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Tarih Kurumu Yayınları
Dizisi:7, Ankara 1987, s.15-45.
28
B. Toğrol, age, 1989, s. 30; A. Cebeci, age, 1989, s. 51.
29
DPT, age, 1990, s. 38.
30
T. Akıllıoğlu, “Bulgaristan’ın Türk Azınlığa Karşı Giriştiği Uygulamaların Uluslararası nsan Hakları Bakımından
ncelenmesi”, Uluslararası Hukuk ve nsan Hakları Açısından Bulgar Zulmü (29.06.1989). Tebliğler Kitabı, Ankara
Üniversitesi Rektörlüğü Yayınları, Ankara 1989, s. 5-26.
Turhan Çetin
60
Etnik çatışmaları körükleyerek daha tehlikeli sosyal çatışmaları önlenmek 1980’lerden bu yana
Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa’daki komünist rejimlerin tipik bir karakteridir.
31
1989 yılı sonuna doğru Bulgaristan’da Jivkov rejimi yıkılıp, demokrasiye geçildikten sonra
Türklere yönelik politikalarda değişiklikler yaşanmıştır. Türk kimliği tanınmış, Türk isimlerini alma,
Türkçe konuşma, Türkçe gazete-dergi çıkarma serbest bırakılmış, okullarda Türkçe öğrenime izin
verilmiş, dini faaliyetlere özgürlük tanınmış, Türklerin sosyal, kültürel ve hatta siyasal dernek ve partiler
kurmalarına izin verilmiştir.
32
1989 sonrası Bulgaristan’da yaklaşık 160 siyasi parti kurulmuştur. Bunlardan dört tanesi Türk
kökenlidir. Bunlar; Hak ve Özgürlükler Hareketi, Demokratik Gelişim Hareketi, Demokratik Adalet
Partisi ve Türk Demokrat Partisi’dir. Ekim 1991’de yapılan ilk demokratik seçimlerde 04 Ocak 1990
tarihinde kurulan Hak ve Özgürlükler Hareketi 24 milletvekili çıkarmıştır. Bu tarihten itibaren Türkler
gerek siyasi parti gerekse sivil toplum kuruluşları ile kaybettikleri hak ve özgürlüklerini geri almaya
başlamıştır. Bu durum Bulgaristan’daki Türklerin kaderlerinde önemli rol oynamıştır.
33
2001 seçimlerinde 21 milletvekili çıkaran Hak ve Özgürlükler Hareketi, hükümete katılarak iki
bakanlık almıştır. 2005’te yapılan genel seçimlerde ise Hak ve Özgürlükler Hareketi toplam oyların
%13’ünü almış ve 34 milletvekili ile üçüncü parti durumuna gelmiştir. Daha sonra oyların %31’ini alan
Sosyalist Parti ve %20’sini alan II. Simeon Milli Hareket ile koalisyon hükümetinde yer almıştır. Yeni
hükümette Hak ve Özgürlükler Hareketi’ne Başbakan Yardımcılığı ve Doğal Afetler Bakanlığı, Çevre
Bakanlığı ile Tarım Bakanlığı verilmiştir. Bu durum Türklerin Bulgaristan’daki siyasal alanda da önemli
konuma geldiğinin göstergesidir.
2007 yılında Bulgaristan’ın Avrupa birliğine tam üye olduktan sonra 20 Mayıs 2007 tarihinde AB
parlamentosunda Bulgaristan’ı temsil edecek AB parlamento seçimleri yapılmıştır. Seçim sonuçlarına
göre Hak ve Özgürlükler Hareketi %20,26 oyla üçüncü parti olarak 4 milletvekili çıkarmış ve bu 4
milletvekilinden 2'si Türk’tür.
Yukarıda Bulgaristan’da yaşayan Türk nüfusunun tarihsel seyri ve soydaşlarımızın Türkiye’ye
göç etmesini etkileyen tarihi ve siyasal nedenleri üzerinde durulmuştur. Araştırmanın bundan sonraki
bölümünde soydaşlarımızın göç etme süreçlerini etkileyen bazı değişkenler incelenecektir.
2. Yöntem
1989 yılında Bulgaristan’dan gelen soydaşlarımızın göç etmelerine neden olan tarihi nedenler ve
siyasal olaylar bazı değişkenler açısından değerlendirilmiştir. Araştırmada nitel ve nicel araştırma
yöntemleri birlikte kullanılmıştır. Soydaşlarımıza yönelik 45 sorudan oluşan anket hazırlanmıştır. Anketin
geçerlik ve güvenirliği için Bursa’da 30 ve Ankara’da 30 soydaşımıza uygulanmıştır. Bu uygulama
sonucunda uzman görüşü de alınarak anketteki madde sayısı 40’a düşürülmüştür. Daha sonra anket, Bursa
(100), Ankara (50), stanbul (100), Kocaeli (50), Tekirdağ (50) ve Edirne (50) illerinde toplam 400
soydaşımıza gönderilmiştir. Ancak 239 adet anket geriye dönmüştür. Veriler SPSS paket programı
kullanılarak analiz edilmiştir.
Araştırmaya katılan soydaşlarımızın, cinsiyet, yaş grubu, uyrukları, medeni durumları, mezun
oldukları eğitim kurumları ve eğitim gördükleri ülkeye ait özelliklerinin yüzde (%) ve frekans (f)
dağılımları tablo 1’de görülmektedir. Tablo incelendiğinde; soydaşlarımızın %66,1’i erkek, %33,9’u da
kadınlardan oluşmaktadır. Yaş gruplarına bakıldığında; göçmenlerin %14,2’si 15-24, %36,8’i 25-44,
%35,1’i 45-64, %13,8’i de 65 + yaş grubunda bulunmaktadır. Araştırmaya katılanların %51,9’u Türkiye
Cumhuriyeti, %3,7’si Bulgaristan ve %44,4’ü de çift uyruklu iken %82’si evli ve %18’i de bekârdır.
Soydaşlarımızın mezun oldukları eğitim kurumları incelendiğinde;%5,4’ü ilkokul, %15,5’i ortaokul,
%36’sı lise, %11,7’si meslek lisesi ve %31,4’ünün yüksekokul ve üniversite mezunu olduğu
31
D. Vasileva, “Bulgarian Turkish Emigration and Return” International Migration Rewiew, 26(2), 1992, ss. 342-352.
32
Ö. Turan, age, 2005 s. 122.
33
H. Y. Ağanoğlu, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Balkanlar'ın Makûs Talihi: Göç, Kum Saati Yayınları, stanbul 2001.
Dostları ilə paylaş: |