154
IV. Uluslararası Türk Kültür Coğrafyasında Eğitim ve
Sosyal Bilimler Sempozyumu
27-30 Haziran 2018/Bakü-Azerbaycan
IV. International Symposium on Educational and
Social Sciences in Turkish Cultural Geography
27-30 June 2018/Baku-Azerbaijan
İş Tatmini
Mücahit KAĞAN
Erzincan Üniversitesi
mkagan24@gmail.com
Nurcan ÇELİK
Erzincan Üniversitesi
ÖZET
Bu araştırmada, yatılı bölge okullarıyla diğer devlet okullarında görev yapan ilkokul ve ortaokul
öğretmenlerinin iş tatmin düzeylerinin kıyaslanması amaçlanmıştır. Araştırma, ilişkisel tarama modelinde
gerçekleştirilmiş olup, araştırmanın evrenini yatılı bölge okulları ve diğer ilkokul ve ortaokullarda çalışan
öğretmenler oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi ise Ağrı İli ve çevresinde görev yapan ve evreni temsil eden
300 öğretmenden oluşmaktadır. Ölçek uygulaması basit tesadüfî örneklem yöntemi kullanılarak, 150 yatılı ve 150
diğer devlet okullarında görev yapan toplam 300 öğretmenden oluşmaktadır. Araştırmada veri toplama araçları
olarak, öğretmenlerin iş tatmin düzeylerini ölçmek için Weiss, Davis, England ve Lofguist (1967) tarafından
geliştirilen ve Baycan (1985) tarafından Türkçeye uyarlanarak geçerlik ve güvenirlik çalışmaları yapılan
“Minnesota İş Tatmin Ölçeği” ile araştırmacı tarafından geliştirilen “Kişisel Bilgi Formu” kullanılmıştır.
Araştırmadan elde edilen verilerin analizi yapılamadan önce iş tatmin ölçeğinin normallik sınamasına bakılmış
ve normallik koşullarını sağlamadığından araştırmada non-parametrik testler kullanılmıştır. Buna göre ilkokul ve
ortaokulda görev yapan öğretmenlerin okul türlerine, cinsiyetlerine ve kurumlarının bulunduğu yerleşim yerine
göre iş tatmin düzeylerinin karşılaştırılması Bağımsız Örneklem T Testinin non-parametrik alternatifi Mann-
Whitney U ile, öğretmenlerin yaşlarına, kurumdaki görevlerine ve mesleki kıdemlerine göre iş tatmin düzeylerinin
karşılaştırılması ise Tek Yönlü Varyans Analizinin non-parametrik alternatifi olan Kruskal Wallis testi ile analiz
edilmiştir.
Yapılan analiz sonuçlarına göre, yatılı okullarda ve diğer devlet okullarında görev yapan öğretmenlerin
içsel tatminleri yüksek düzeyde iken dışsal tatminlerinin orta düzeyde olduğu; iş tatminleri genel olarak
değerlendirildiğinde ise yatılı devlet okullarında görev yapan öğretmenlerin iş tatminleri orta düzeyde iken diğer
devlet okullarında görev yapan öğretmenlerin iş tatmin düzeylerinin yüksek düzeyde olduğu bulunmuştur. Ayrıca
yatılı okullarda çalışan öğretmenlerin genel iş tatmin, içsel tatmin ve dışsal tatmin düzeylerinin, diğer devlet
okullarında görev yapanlara göre daha düşük olduğu, kadın ve erkek öğretmenlerin genel iş tatmin, içsel tatmin
ve dışsal tatmin düzeylerinin farklılık göstermediği bulunmuştur. Öğretmenlerin içsel tatmin düzeylerinin 43–50
yaş grubundakilere göre daha düşük olduğu bulunmuştur.
Elde edilen bulgular değerlendirildiğinde yatılı okullarda çalışan öğretmenlerin iş yüklerinin ve çalışma
koşullarının diğer okullara göre daha ağır olması (gece nöbet tutma, problemli ve dezavantajlı ailelerden gelen
çocukların sayısının diğer okullara göre daha fazla olması) öğretmenlerin iş tatmin düzeylerini olumsuz yönde
etkilemiş olabilir. 43- 50 yaş grubundaki öğretmenlerin iş tatmin düzeylerinin diğer yaş gruplarında yer alan
öğretmenlerin iş tatmin düzeylerine göre daha yüksek olması özellikle kariyer danışmanlığı kuramlarının ileri
sürdüğü görüşlerle ve kariyer danışmanlığı alanında yapılan araştırma sonuçları ile tutarlılık göstermektedir.
Kariyer danışmalığı kuramları ve bu kuramlarla ilgili araştırma sonuçlarına göre; bir kişinin 45 yaşından sonra
meslek ve iş değişikliği yapmasının bilişsel, sosyal ve biyolojik olarak çok zor olması ve bunun yanında kişinin
yeni bir mesleki arayış içine girmesi ve bu alanda başarılı olabilmesine yönelik kafasında oluşturmuş olduğu
olumsuz algı ile ilgili olabilir.
Bu sonuçlar doğrultusunda şu önerilerde bulunulabilir. Özellikle yatılı okullarda görev yapan
öğretmenlerin çalışma şartları ve özlük hakları yeniden gözden geçirilerek daha olumlu hale getirilebilir.
Yatılı okullarda okuyan öğrencilerin daha problemli olmaları nedeniyle öğretmenler de bu durumdan
olumsuz etkilenmektedirler. Öğrencilerin problemlerinin azaltılabilmesi için özellikle tecrübeli rehber öğretmen
sayısının artırılması yararlı olabilir. Ayrıca ders dışı aktivitelerinin artırılması ile öğrencilerde sosyal ve
psikolojik anlamda meydana gelecek olumlu değişimin öğretmenlere de olumlu bir şekilde yansıyacağı
düşünülmektedir.
Anahtar kelimeler: iş tatmini,
155
IV. Uluslararası Türk Kültür Coğrafyasında Eğitim ve
Sosyal Bilimler Sempozyumu
27-30 Haziran 2018/Bakü-Azerbaycan
IV. International Symposium on Educational and
Social Sciences in Turkish Cultural Geography
27-30 June 2018/Baku-Azerbaijan
XX. Yüzyılın Başlarında Azerbaycan’da Ortak Edebi Dil Oluşturma Sürecinde Fuyuzat
Dergisinin Rolü
Elnura AZİZOVA
Bakü Devlet Üniversitesi
eazizova@khazar.org
XX. yüzyılın başlarında Rusya’nın uluslararası ve ulusal politikasında yaşanan olaylar, Çarlığın
terkibindeki diğer uluslar gibi Azerbaycan Türkleri’nin de istikbalini etkiledi. XIX. yüzyılın son çeyreğinde kısa
süreliğine faaliyet göstermiş “Ekinçi” (1875-1877), “Ziya” (1879-1880), “Ziyayi-Kafkasiyye” (1880-1884),
“Keşkül” (1883-1891) gibi yayın kuruluşlarının kapatılmasından sonra Azerbaycan türkçesinde herhangi bir
yayın kurumunun faaliyet göstermemesine karşılık 1905 yılından sonra “Hayat” (1905-1906), “Teze Hayat”
(1907-1908), “Terakki” (1909), “Burhan-i Terakki”, (1906-1911), “Rehber” (1906-1907), “Debistan” (1906-
1908), “Behlul” (1907), “Lek-lek” (1914) gibi ana dilinde gazete ve dergiler bir birinin ardınca faaliyete
başlamıştır. Bu yayın kuruluşları arasında Tiflis, Tebriz ve Bakü’de çıkan “Molla Nasreddin” (1906-1931) ve
Bakü’de yayınlanan “Füyuzat” (1906-1907) kalıcı etkileri bakımından en önemli iki yayın kuruluşunu
oluşturmaktaydı.
Azerbaycan’ın petrol endüstrisi, eğitim ve kültür alanlarında çığır açan iş adamı ve hayırsever Zeynelabidin
Tağıyev’in finans desteğiyle yayınlanan derginin baş redaktörü Ali Bey Hüseynzade başta olmak üzere yazar
kadrosunun büyük bir kısmı İstanbul’da yaşamış veya eğitim almıştı. Bu bağlamda dergide Abdulhak Hamid
Tarhan, Namık Kemal, Recaizade Mahmud Ekrem, Tevfik Fikret, Mithat Paşa gibi yenilikçi edebi ve siyasi
şahsiyetlerin okuma parçaları veya şiirleri de yer almaktadır. Böylece, dergi XIX yüzyılın sonları, XX yüzyılın
başlarında Osmanlı’da yaşanan siyasi, sosyal ve kültürel gelişmeler konusunda Azerbaycan başta olmakla Rusya
Türklerini de aydınlatmakta, bunu yaparken aynı zamanda Türk halkları arasında ortak Türk dilinin
oluşturulmasını
amaçlamaktaydı.
Rusya Çarlığı’nın Ruslaştırma siyasetine alternatif olarak Türkleşmeyi ön plana çıkarması ve bunun vasıtasıyla
milli duygular üzerine kurulu bir kimlik oluşturma çabasıyla Füyuzat dergisi XX. yüzyılın başlarında
Azerbaycan’da milli kimliğinin oluşumunda önemli bir rol oynamıştır. Buna rağmen gerek yayın döneminde,
gerekse daha sonraki dönemlerde derginin kullandığı dil ile ilgili Azerbaycan’ın yazılı basınında çeşitli eleştiriler
yapılmıştır. Füyuzat’ın Arap, Fars ve Türk dillerinin sentezinden oluşan Osmanlıca yazıldığı gerekçesiyle, yalnız
bu dilleri anlayan aydın kitlesi tarafından anlaşıldığı ileri sürülmüştür. Bu yüzden kendi döneminde en önemli
rakip dergi olarak görülen, Tifliste Celil Memmedkuluzade’nin baş yazarlığında ve kendi ifadesiyle “Türkün açık
ana dilinde” yayınlanan Molla Nasreddin dergisi kadar geniş halk kitleleri üzerinde etki yapamadığı ön plana
çıkarılmıştır.
Bu bildiride Füyûzât derginin XX. yüzyılın başlarında Azerbaycan’da ortak edebî dil oluşumuna etkileri
araştırılacaktır.
Füyuzat dergisi, Ortak Türkçe, Azerbaycan, Ali Bey Hüseynzade
Dostları ilə paylaş: |