13 Y
AŞAYAN
S
OSYALİZM
devrimi kavramının hiç kullanılmamış oluşu, bunun yanında sayfalar dolusu pratik önerilerin
varlığı da vurguyu güçlendiriyor:
“Her şey barış için”!
“Partimizin ve hükümetimizin dış siyasetinin temel yönü” barış için savaşımdır demek, “her
şey barış için” demektir. Komünistler en aktif barış savaşçılarıdır ama her şey de barış için de-
ğildir. Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin ve Sovyet devletinin dış siyasetinin temel yönü,
en azından şu sıralarda tek tek ülkelerde devrimler yoluyla ilerleyen dünya devrimine kendi
gücüyle orantılı aktif yardım, bununla doğrudan bağlı olarak sosyalist ülkeler topluluğunun gü-
venliğidir. Barış, bu amaçlara en yakından yardımcı olduğu için ve olduğu sürece vazgeçilmez
bir savaşım odağıdır. Barış adına örneğin bir büyük emperyalist ülkede başlayan ve başarı şansı
yüksek bir devrime açık-aktif destek vermemek olamaz. Ya da diyelim emperyalistler Mosko-
va’yı istesinler! ... Sonra, her savaşa da karşı değiliz. Haklı savaşlara karşı değiliz.
“Son olarak bizim ‘barış programımız’, emperyalist güçlerin ve emperyalist
burjuvazinin demokratik bir barış veremeyeceğini açıklamalıdır. Böyle bir barış
aranmalıdır ve onun için savaşılmalıdır, ama bu geçmişte, emperyalist olmayan
kapitalizmin gerici ütopyasında... değil, gelecekte, proletaryanın sosyalist dev-
riminde aranmalıdır.”
4
Brejniyef yoldaşın okuduğu raporda gelen barış çağrısına ve önerilerine gönülden katılıyo-
ruz. Barış savaşımının dünyada tuttuğu büyük önemi kavrıyor ve benimsiyoruz. Ancak bu öne-
riler herhangi bir burjuva pasifistinin de kabul edebileceği önerilerdir. Komünist barış programı
değildir. Bu da yapılabilir. Örneğin, 1922 yılında Cenevre barış görüşmelerine giden Sovyet
delegasyonu için yazdığı direktif taslağında Lenin böyle burjuva pasifist bir program önerilme-
sini istiyor ve şöyle diyor:
“Bu program burjuva pasifist bir program olmalıdır, ama şu koşulla: Bizim de-
legasyon, uygun bir zamanda ve net bir biçimde, burada komünist bir program -
ki bizim görüşlerimize uyan tek program odur - (kısaca anlatın) önermediğimizi,
çünkü bizle temelden farklı görüşleri olan öteki delegasyonların önüne, ... bazı
palyatif ve reformist tipte önlemler koymak istediğimizi dile getirsin. Bazı ko-
şullarda palyatif önlemlerden oluşan bu program, var olan güç durumu hafiflet-
meye yarayabilir.”
5
(Burada sözü geçen reformist önlemler, enflasyona karşı önlemler, uluslararası bir altın re-
zervi kurulması, karşılıklı silah indirimi vb.dir.)
Evet, bu da yapılabilir. Komünistler burjuva pasifist bir barış programı öne sürebilirler. An-
cak bu toplantı, dünya komünist–hareketinin öncü partisi, SBKP’nin kongresidir. Lenin, burju-
valarla görüşürken, pasifist bir program önerirken bile komünist barış programını açıklayın
derken, kongre raporunda yalnızca o düzeyde durulması doğru değildir.
Lenin’in belirlediği ve bugün de aynı derecede geçerli olan komünist barış programı çok
şematize bir biçimde şöyle maddelenebilir:
1. Burjuvazinin, sosyal-şovenistlerin ve sosyal-pasifistlerin demagojilerini sergilemek.
2. İlhaka karşı olmak, ulusların ayrılma hakkı dâhil tüm haklarının kabulü için çalışmak.
3.Gerçek demokratik ve kalıcı barışı sosyalist devrimlerde aramak.
4
Lenin, c.22, s.167-168.
5
Lenin, c.42, s.396-397.
II. GELİŞMİŞ SOSYALİZM DÖNEMİNDE
SBKP’NİN EKONOMİK SİYASETİ
SBKP’nin 26. Kongresi’ne sunulan Merkez Komitesi Raporunun ikinci büyük bölümü, “Ge-
lişmiş Sosyalizm Döneminde SBKP’nin Ekonomik Siyaseti” adını taşıyor. Bu bölümün de çeşit-
li alt başlıkları var. Buna karşın, konuların birbiriyle yakın ilgisi nedeniyle biz bu bölümdeki alt
başlıkları rapora göre değil, konunun gelişine göre düzenleyeceğiz.
1. TEMEL STRATEJİK BELİRLEMELER
İSRAFI DURDURMA
Rapor, önce 10. Beş Yıllık Plan döneminde elde edilen sonuçları sergiliyor, başarılı yanları,
eksik yönleri ele alıyor. Bu bilgilerde, Sovyet ekonomisinde elde edilen önemli başarılar rahat-
ça izleniyor. Örneğin, Sovyetler Birliği petrolde, çelikte, çimentoda, kimyevi gübrede, buğday-
da, pamukta, elektrik ve dizel lokomotiflerinde, üretim miktarı olarak dünyanın öteki ülkelerini
geride bırakmıştır. Sovyetler Birliği, dünyada en çok makine envanteri olan ülkedir, en çok sa-
yıda makineye sahiptir.
Bunlar çok sevindirici gelişmelerdir. Az gelişmiş bir ülkede bile sosyalizmin neler yapabile-
ceğinin güzel bir kanıtıdır. Ancak, Sovyetler Birliği’nde devrim olduğunda ülkeyi kapitalizm
bir uçtan bir uca iyice yoğurmamış olduğundan ve yeni insan da kolay yetişmediğinden, iş di-
siplini yeterince gelişmediğinden bu en çok sayıdaki makine, aynı verimle kullanılamıyor. Ra-
porun diliyle, “dünyanın en iyi ölçütleriyle karşılaştırıldığında (ileri kapitalist ülkeler diye
okumak gerek - R.Y.) biz, ulusal gelirin her ünitesi başına daha fazla hammadde ve enerji kul-
lanıyoruz”. Demek ki, aynı oranda değer yaratmak için Sovyet ekonomisi bu ülkelerden daha
fazla enerji ve hammadde kullanıyor. Ekonomi daha verimsiz, daha çok israf var...
Ayrıca, Sovyetler Birliği dünyanın altıda biridir. Kullanılan teknolojiyi ve kullanım verimli-
liğini değerlendirmeden, makine sayısının en çok oluşu tek başına Sovyet ekonomisi hakkında
sağlam sonuçlar veremez. Yüz dönümlük meyvelikte, tabii ki on dönümlükten daha fazla elma
ağacı olmalıdır.
Ne var ki, bunlar Sovyet ekonomisinde sosyalizmin büyük başarılarını gölgelemez. Devrim
yapıldığında, kurulmaya başlanan ilk elektrik santralına gönderecek çivi bulamayan bir ekono-
minin bugünlere gelmesi ancak sosyalizmin üstünlüğünü kanıtlar. Eksiklikleri Sovyet komü-
nistleri de görüyorlar. Raporda “SBKP’nin gelecek dönemdeki ekonomik stratejisinin en önemli
ilkesi” olarak,” “ekonomi ekonomik olmalıdır” ilkesi getiriliyor. İsrafı durdurma, tutumluluk:
“Üretim birimlerinden, makinelerden, gereçlerden ve ulaşım olanaklarından da-
ha iyi yararlanabilmede büyük olanaklar yatıyor. Çabalarımızı, boşta geçen za-