2
alkolizmin ilk basamağı bu süreçte gerçekleşir ve giderek eğlencelikten çıkıp
bağımlılığa yani hastalığa dönüşür.
Alkol kullanımı, 14.yy.dan sonra hastalık olarak kabul edilmiştir. Tıbbi kavram
olarak ise 19. yüzyıl ortalarında “alkolizm” şeklinde isimlendirilmiştir. Alkolizm
sözcüğü ilk kez 1856 yılında Đsveçli hekim Magnus Huss tarafından, “Alcoholismus
Chronicus” isimli makalede kronik alkolizm şeklinde kullanılmıştır. Modern insanın
en önemli sorunlarından biri olan stres ve bununla başa çıkmak için alkol tükettiği
düşünülmektedir. Günlük hayatın getirdiği yoğunluk, karşılaşılan irili ufaklı
problemler, yorgunluk, maddi sıkıntılar strese sebep olmakta ve pek çok insan
bundan kurtulmak için alkol almayı tercih etmektedir (Soysal ve Çakalır, 1999).
Alkol tüketimi ve buna bağlı sorunlar geçtiğimiz son 25–30 yıl içinde önemli
bir artış göstermiş ve her geçen gün de hızlı bir şekilde artmaya devam etmektedir.
Buna bağlı olarak dünya genelinde bu tüketimi karşılamak üzere, alkollü içkilerin
üretiminde de büyük artış olmuştur. Bu artış özellikle gelişmekte olan ülkelerde daha
belirgindir (Who Chronicle Alcohol Problems, 1982). Ülkemizde de alkol kullanım
yaygınlığı ve tüketiminde belirgin artış gözlenmektedir. Alkol kullanımı ile ilgili
bozukluklar bütün sosyoekonomik sınıflarda görülmektedir.
Adli tıp açısından başlıca önem taşıyan alkol türleri, etil alkol (etanol), metil
alkol ve antiseptik olarak geniş kullanımı olan izopropil alkol’dür. Bunlar içinde en
önemlisi olan etanolün vücut sıvılarında doğru ve hassas olarak tayini, klinik
toksikoloji ve adli tıp açısından önemlidir (Caplan ve Levine, 1990; Winek ve ark.,
1993). Vücut sıvılarında etanol seviyesi ölçümü, adli toksikoloji laboratuarlarında en
sık yapılan çalışmalardandır (Caplan ve Levine, 1990; Christmore ve ark., 1984;
Backer ve ark., 1980; Winek ve Esposito, 1981; Winek ve ark., 1995). Bu
çalışmalarda kan, en sık kullanılan örnektir (Winek ve ark., 1993; Briglia ve ark.,
1992; Caplan, 1988). Alkolle zehirlenmede veya adli tıp açısından bir kişinin
sarhoşluk derecesinin saptanmasında en uygun biyolojik materyal kandır.
3
Etanol konsantrasyonu, postmortem örneklerde kolay ve güvenilir bir şekilde
tespit edilebilmesine rağmen, bu bulguların tartışmalı olduğu durumlarda (yanmış,
ciddi travmaya uğramış ve ileri derecede bozulmuş cesetlerde) kanda etanol
konsantrasyonunun endojen alkol ve kontaminasyondan etkilendiği bildirilmiştir
(Caplan ve Levine, 1990; Backer ve ark., 1980; Budd, 1982). Postmortem
toksikolojik analizlerde uygun kan numuneleri elde edilemediği durumlarda
alternatif bir materyale gereksinim vardır (Winek ve Esposito, 1981; Isokoski ve
ark., 1968; Winek ve Jones, 1980; Winek ve Janssen, 1982; Maeda ve ark., 2000;
Caplan ve Goldberger, 2001; Bojack ve ark., 2000; Staub, 1999). Yapılan
çalışmalarda idrar, ter, safra, kemik iliği, mide içeriği, vitröz humor (göz sıvısı) veya
beyin omurilik sıvısı gibi vücut sıvılarının alternatif bir materyal olarak
kullanılabileceği bildirilmiştir (Budd, 1982; Prouty ve Anderson, 1987; Jones ve
Pounder, 1987; Pelissier ve ark., 2006; Singer ve Jones, 1997; Iwasaki ve ark., 1998;
Pounder ve Smith, 1995; Sylvester ve ark., 1998; Garriott, 1996; Kintz ve Samyn
1999; Scott ve Oliver, 2001). Bu kapsamda ülkemizde yapılan bir çalışmaya göre;
kan alkol ile vitröz sıvı alkol konsantrasyonları arasında bir korelasyon olduğu
belirlenmiş ve bu bağıntıya uygun bir eşitlik saptanmıştır: “Kan Alkol Kons.
(KAK)= 0,803 x Vitröz Sıvı Alkol Kons. (VAK)” (Battal ve ark., 2005).
Alkollü olmak veya alkol etkisi ile sarhoş olmanın adli olgularda ceza ve
yaptırımları önemli derecede etkilemesi nedeniyle kanda alkol miktarının
saptanması; sarhoşluğun tayini, alkol alınma zamanı ve kazanın oluş zamanını
göstermesi açısından çok büyük önem taşır (Öztürel, 1983). Adli olaylarda etil alkol
seviyelerinin doğru olarak ölçülmesi için numunelerin alınması ve saklanması
sırasında gerekli prosedürlere çok dikkat edilmesi gerekmektedir (Harper ve Corry,
1987).
Postmortem kan numunesi örneği almak için öncelikle en uygun bölge tespit
edilmelidir. Eğer olguda çürüme başlamışsa veya şiddetli bir şekilde yaralanma veya
yırtılma varsa dikkat edilmelidir. Kan numuneleri femoral damarlardan veya kalbin
bozulmamış, yırtılmamış odacıklarından alınmalıdır. Kalpten alınan kan ideal
4
değildir, çünkü yüksek oranda glikoz içerir; eğer mikroorganizma kontaminasyonu
varsa etil alkol seviyesini yükseltebilir (Prouty ve Anderson, 1987).
En uygun kan numunesi kaynağı ven’dir. Đntestinal arterler postmortem
mikropların kaynağı olduğundan femoral ven daha uygundur. Mümkün olursa steril
şırınga veya iğne yardımıyla doku yüzeyini delerek numune alınabilir, yine de çok
gerekmedikçe yapılmamalıdır (Harper ve Corry, 1987). Alınan kan numuneleri ağzı
sıkıca kapalı olarak analize kadar ve analiz sonrasında buzdolabında +4 °C’de
saklanmalıdır.
Bu çalışmada; Adli Tıp Kurumu Bursa Grup Başkanlığı Morg Đhtisas Dairesi
Başkanlığı’nda, Ocak 2006-Aralık 2006 tarihleri arasında Bursa ve çevre ilçelerinden
gelip otopsisi yapılan ve kan etanol (alkol) değeri pozitif olarak rapor edilen
olguların; yaş, cinsiyet, orijin, yer, zaman ve kan etanol (alkol) düzeyi parametre
olarak değerlendirilip, 2006 yılında Bursa ve çevre ilçelerinde meydana gelen adli
ölüm olayları için etanol (alkol) profili çıkarılacak ve sonuçları yorumlanacaktır.
Böylece bu retrospektif çalışmada elde edilecek verilerle sağlık kuruluşlarının ve
ilgililerin bilgilendirilmesi sağlanacak; toplumda risk altında olan bireylerin
korunması için önlemler alınmasının gerekliliği vurgulanacaktır. Ayrıca bu çalışma
daha sonra yapılması planlanan tarama çalışmalara ön veri toplama amacı
taşımaktadır.
1.1. Alkolün Tanımı ve Eldesi
Etil alkol kısaca alkol olarak adlandırılmaktadır. Etil alkol (Etanol), renksiz, akıcı,
uçucu, yanıcı özellikte hidroskopik bir sıvıdır. Kimyasal formülü “CH
3
CH
2
OH” dır.
Erime noktası -117,3
o
C, kaynama noktası 78,5
o
C, yoğunluğu 789 gr/L, alevlenme
noktası 12
o
C’dir. Havada %3,3–19 oranında olduğu zaman patlar (Vural, 1996;
Vural, 2000; Tietz, 1986; Gossel ve Bricker, 1984). Aşağıda moleküler yapısı
perspektif formülü verilmiştir (Şekil 1.1).
Dostları ilə paylaş: |