8
Alkol dağılımı mide, karaciğer, pankreas gibi organ ve dokuların
içeriklerindeki su oranıyla ilgilidir (Şekil 1.2.). Bu noktada iç organların
boyutlarındaki anatomik değişiklikler de önemlidir. Buna göre, terminal ileum’daki
etanol konsantrasyonu yaklaşık olarak kandakine eşit olur. Tükürük ve ürede su oranı
daha yüksek olduğundan etanol konsantrasyonu da kana göre daha yüksektir
(Riveros-Rosas ve ark., 1997).
Şekil 1.2. Etanol absorbsiyonunun ve oksidasyonunun gerçekleştiği organlar (Riveros-Rosas ve ark.,
1997).
Alkol dehidrogenaz (ADH) izoenzimlerinin bir çok polimorfik biçimi vardır.
Bunların kinetik özelliklerindeki değişiklikler etanolün invivo eliminasyon oranında
farklılıklara yol açar (Bosron ve Li, 1987). Yüksek alkol konsantrasyonlarında etanol
eliminasyonunun farmakokinetik eğrisi atipik ADH biçimi olanlarda belirgin
farklılık göstermektedir. ADH izoenzimlerinin 4 sınıfının kinetik katsayılarında da
farklılıklar bildirilmiştir (Bosron ve Li, 1987). Bu da bireyler arası ve etnik gruplar
arası alkol eliminasyon oranlarındaki geniş farklılığı açıklayabilir (Farris ve Jones,
1978).
9
1.2.2. Metabolizma
Vücuda giren etil alkolün %90’ı karaciğerde biyotransformasyon şeklinde
metabolize edilir. Etil alkolün biyotransformasyonundaki ana yol, karaciğerde
asetaldehit ve hidrojene oksidasyonudur. Asetaldehid insan karaciğerinde enzimatik
etanol oksidasyonunun ilk metabolik ürünüdür ve etanolden çok daha toksiktir. Bu
nedenle alkol ve alkol kullanımıyla ilişkili fizyolojik değişikliklerin büyük bir
çoğunluğu etanolden çok asetaldehitle bağlantılıdır. Farklı genetik lokuslar
tarafından kodlanan 4 aldehiddehidrogenaz (ALDH) izoenzimi insan organ ve
dokularında belirlenmiştir. Farklı ALDH izoenzimleri molekül biçimleri, alt ünite
yapıları ve izoelektrik noktaları açısından değişiklik gösterdikleri gibi kromozomal
belirlemeler açısından da farklılık göstermektedir (Goedde, 1992).
Üç enzim; sitoplazmik alkol dehidrojenaz (ADH), mikrozomal etil alkol
oksitleyici sistem (MEOS) ve katalaz etil alkolün oksidasyonundan sorumludur.
Asetaldehit, aldehit dehidrojenaz enziminin katalizör etkisiyle asetata oksitlenir.
Asetat daha sonra asetat-CoA ligaz tarafından bir ATP bağımlı reaksiyon ile asetil-
CoA’ya dönüştürülür. Asetil-CoA üretimi, etanol yıkımı ile ara metabolizma
arasındaki bağlantıyı oluşturur. Asetatın büyük bir kısmı karaciğer dışındaki
dokularda karbondioksit ve suya oksitlenir. Geri kalan kısmı, akciğerlerde
alveollerden nefese atılmak, böbreklerden idrar içine verilmek ve ter bezleri
tarafından salgılanmak suretiyle uzaklaştırılır (Kayaalp, 1995; Goedde ve Agarwal,
1987; Koolman ve Rohm, 1996; Snyder ve Andrews, 1996).
10
Şekil 1.3. Etanol ve asetaldehit metabolizmasının temel metabolik yolakları (Riveros-Rosas ve ark.,
1997).
Atipik ADH'nin aktivitesi fizyolojik pH’ta (pH:8,8) normal enzim
aktivitesinden birkaç kat daha fazla olduğundan atipik izoenzim biçimi olan bireyler
(ADH
2
lokus) etanolü normal ADH
2
fenotipi olanlarla karşılaştırıldıklarında daha
hızlı metabolize ederler (Kassam ve ark., 1989). Bu etanol metabolizma oranındaki
genetik farklılıklar kan asetaldehid düzeylerini de etkilemektedir. Alkolle ilişkili
11
kardiyovasküler duyarlılık belirtilerinin çoğunluğundan asetaldehid sorumludur.
Düşük dozlarda yüz kızarması gösteren Japon ve Çin'lilerde içme sonrası kan ve
solunum asetaldehid düzeyleri daha yüksek bulunmuştur (Agarwal ve Goedde,
1990).
1.2.2.1. Aldehit Dehidrojenaz ve Alkol Dehidrojenaz
Oksidoredüktaz grubundan bir enzim olan alkol dehidrojenaz, alkolün fazla
tüketiminde karaciğerde artmaya başlar. Bireyin ayık kalma ve ayılma süresiyle bu
enzimi üretebilme hızı aynı orantıdadır.
Etanol detoksifikasyonunda en önemli yolak, alkol dehidrojenazın sitoplazmik
reaksiyonudur. Alkol dehidrojenaz enziminin katalitik etkisiyle, etanol asetaldehide
dönüşür. Oluşan asetaldehidin mitokondriyal matriks enzimi olan aldehid
dehidrojenaz–2 (ALDH
2
) enzimi ile asetata dönüştüğü bilinmektedir. Bu yolla oluşan
asetat; dokularda metabolize edilmektedir. Aldehid dehidrojenaz enzimi
fonksiyonlarında meydana gelebilecek aksama sonucu ortamda asetaldehid birikir.
Asetaldehid, proteinlere kovalan bağlarla bağlanması ve lipidlerin peroksidasyonuna
yol açmasından dolayı toksik bir maddedir. Proteinlerin üçüncül yapıları nonspesifik
olduklarından asetaldehid eklenmesinden enzimler ve yapısal proteinler geniş ölçüde
etkilenirler. Karaciğer hücrelerinden protein sentezi asetaldehid etkisine bağlı olarak
yavaşlar. Yine asetaldehid GSH hücrelerini tüketerek detoksifikasyon sisteminde
azalma ile lipid peroksidasyonuna yol açar. Aldehit dehidrojenaz (ALDH) birçok
izoenzimden oluşur ve ekzojen toksik aldehitlere ve lipid peroksidasyonu sonucu
oluşan endojen aldehitlere karşı hücre içi savunma mekanizmasını sağlar (Canuto,
2001; Yalçın, 2006).
ADH'nin farklı moleküler biçimleri, alt ünite ve izoenzim yapılarına göre 4
temel sınıfa bölünmüşlerdir. Allel polimorfizmi nedeniyle insan karaciğer ve
midesindeki birinci sınıf izoenzimi farklı etnik gruplarda değişkenlik gösterir. ADH
allellerinin dağılımı beyaz ırkta, Japonlarda, Çinlilerde, Amerikan yerlilerinde, Siyah
Dostları ilə paylaş: |