269
olanların hiçbirinin, kendi kendilerini ve dayanışma içinde oldukları herkesi
tehlikeye atmadan hoş göremeyeceği tek konudur.
748
Bu nedenle hoşgörüden bir dayanışma çıkartabilmek için, uyanık ve duyarlı
olmak gerekir. Çünkü olumsal olarak, hoşgörüden dayanışmaya gidilebileceği gibi
“kayıtsızlık ve yabancılaşmaya”da gidilebilir.
749
Bu yüzden hoşgörünün dayanışmaya
dönüşmesi için mücadeleyi öneren Bauman, mücadele edilmediği takdirde, hoşgörüden
daha önceleri çıktığı gibi yeni acılar da çıkabileceğini söyler: “hoşgörü, dayanışmanın
yeterli koşulu, dayanışma da hoşgörünün kesin sonucu değildir. Doğru, hoşgörü
adına
işlenmiş bir zulüm olamaz. Fakat hoşgörünün, kaygısızlığı besleyerek,
işlenmesini
kolaylaştırdığı
bir sürü zulüm vardır. Postmodernlik, bir fırsatlar ve tehlikeler
arenasıdır; bu fırsatlar ve tehlikeler aynı nedenlerin sonucudur.”
750
İşte bu yüzden
dayanışma için mücadele etmek gerekir, çünkü dayanışma, “mücadeleye hazır olmak;
kendi farklılığı için değil, ötekinin farklılığı için savaşmak demektir. Hoşgörü,
benmerkezci ve miskindir. Dayanışma ise diğerkâm ve militandır.”
751
Dayanışma için mücadele etmek elzemdir, fakat Rorty’nin belirttiği gibi
dayanışma içindeki insanlar, aslında ‘biz’ duygusuyla hareket eder. Başka bir deyişle,
herkes herkesle dayanışma halinde bulunmayabilir, çünkü her bir ‘biz’ duygusu, bir
yandan da ‘onlar’ı işaret eder, yani ‘biz’den olmayanları. Peki, bu ‘biz’ herkesi içine
alabilecek kadar genişleyebilir mi? Rorty’ye göre, bu genişleme ‘biz’ ve ‘onlar’
ayrımındaki ‘onlar’ı da kapsayacak şekilde, ‘insanî’ bir temelde genişletilebilinirse
‘biz’, gerçekten de biricik bir ‘BİZ’ olabilir.
752
Neticede Bauman için dayanışma,
postmodern toplumda-diğer şeyler gibi küreselleşmiş- ortaya çıkan küresel sorunlara
karşın, başlı başına insanların oluşturacağı bir ‘biz birlikteliğinde’ ancak çözüm
üretebilir.
753
Ayrıca Bauman göre, modernlikten postmodernliğe doğru
bir geçiş yaşansa
da modernliğin yer ile yeksan olmadığını savunur. Hatta modernliğin korunması
748
Bauman,
Modernlik ve Müphemlik
, s.327-328.
749
Bauman,
Modernlik ve Müphemlik
, s.302-303.
750
Bauman,
Modernlik ve Müphemlik
, s.335.
751
Bauman,
Modernlik ve Müphemlik
, s.328.
752
Richard Rorty,
Olumsallık, İroni ve Dayanışma
, (Çev.: M. Küçük - A. Türker), Ayrıntı Yayınları,
İstanbul 1995, s.266.
753
Bauman,
Etiğin Tüketiciler Dünyasında Bir Şansı Var mı?,
s.96
270
gereken yanları bulunduğunu dile getiren Bauman, bu noktada, “[p]ostmodernlik,
modernliğin; hoşgörü, postmodernliğin, dayanışma da hoşgörünün şansı”dır, der.
754
Hem postmodern durumu anlama hem de modernliği daha sağlıklı bir şekilde
değerlendirme adına, birbirine bağladığı bu şans halkasıyla Bauman, insanlık ve barış
için hala umutlu olduğunu gösterir. O halde, bir postmodern siyasetten bahsetmek
mümkündür, en azından Bauman nezdinde. Bunun yanında çözüm için önerilen
dayanışma argümanının da problematik olduğu aşikârdır. Çünkü postmodern dönemin
aşırı bireyselleşmiş ve haz odaklı tüketici olmuş insanları arasında dayanışmayı ve
dolayısıyla üst anlatılaşmayacak bir ‘biz’i gerçekleştirecek olan anahtar kelimeyi
bulmak gerekir. Herkesi kendinde toplayacak anahtar kelime şimdilik imkansız
görülmektedir. Nitekim bu, kavramsal olarak ‘insan’ olamaz. Dayanışmayı sağlayacak
sihirli bir formül henüz üretil(e)mese de bunun için siyasî olarak mücadele etmek
gerekir. Bauman’ın ifadeleriyle:
Postmodern aklın izinden giden bir siyaset yalnızca özgür bireylerin kendi
özgürlüklerinin koşullarını yaşatma ve garantiye alma hakkının onaylanması
doğrultusunda yönlendirebilir. Gerçekleştirilebilir bir siyasal topluluğun
yaratılmasını amaçlayan postmodern siyasetin Özgürlük, Farklılık ve
Dayanışma üçlü ilkesi tarafından yönlendirilmesi gerekiyor. Burada
özgürlük ve farklılığın bekasının zorunlu koşulu ve bunlara yapılacak özde
kolektif katkı, dayanışmadır… Postmodern durumun kendi başına –yani,
siyasal bir müdahale olmadan- üretemeyeceği tek şey dayanışmadır.
755
Dostları ilə paylaş: