Eğitim
101
olarak karşımızda durur. Kimisi ise hayâ gibi bizimle birlikte
bulunan nefsî niteliktir. Kimisi de “Lâ ilahe illallah” sözünü
söylemek gibi köklü bir alışkanlık hâline gelmesi gereken bir
eylemdir.
Bununla birlikte mü’minin, alışkanlık, oyun ve eğlence
zamanlarında değil de ibadet ve cihad zamanlarında aya-
ğının sağlam basması için hayatının günlük işaret taşlarının
bulunması gerekir. Mesleğimize, ailemize, okula, işe ayrılan
zamanlar vardır. Dolayısıyla dünyevî görevler için ayrılan
zamanın bedeli ne olursa olsun, bu, namazı vaktinde kılma-
ya ve mümkün olduğunca da mescitte ve cemaatle kılmaya
engel olmamalıdır. Şayet cemaat ve mescit yoksa mücahide
düşen; fabrikasında, idaresi altında, okulunda veya etrafında
bulunan namaz kılanları bir araya getirmesidir. Bunların da
kendilerine bir mescid yapmaları, ezan okuyacak ve namaz
kıldıracak bir kimse seçmeleri ve vaaz ve davetle geçirecekleri
zamanları tespit etmeleri gerekir.
1. Mü’minin günü, fecirden önce Nebevî sünnete uy-
gun on bir rekât vitri kıldığı saat ya da -eğer tembellik eder-
se, ki etmemelidir- fecirden kısa bir süre önce başlar. Bundan
sonra seher vakitlerinde, mağfiret dileyenlerden olması için
Allah’tan af ve mağfiret dilemek için oturur.
2. Güneş doğuncaya kadar sabah namazından sonra
oturmak sünnettir. Çünkü bu, mübarek bir zamandır. Mü’min
bir kimse bu zamanda mümkün olduğu kadar sabah-akşam
günlük okuduğu Kur’ân’ın bir bölümünü okur ya da bu zama-
nı zikirle veya öğrenerek ve ezberleyerek geçirir.
3. Kuşluk vakti namazı, evvabin namazı.
4. Revatib sünnetleri kılar. Geceleyin kalkacak gücü
olmayan bir kimse ya da vaktin geçeceğinden korkan bir
Nebevî Yöntem
102
kimse, uyumadan önce vitrini kılar. Fakat vitri seher vakti kıl-
mak daha güzeldir.
5. Yüce Allah ile birlikte kalp huzuru ile “Lâ ilahe illallah”
zikrini yapmak üzere günde en az on beşer dakikalık üç otu-
rum.
6. Günlük en az üç yüz defa olmak üzere Nebî sallallahu
aleyhi ve sellem’e salavât getirmek. Özellikle de Cuma gecesi
ve gündüzünde ona salavât getirmek.
7. Uyumadan önce Yüce Allah’a yönel, kendini hesaba
çek, tevbeni yenile, Yüce Allah’ı zikrederek ve en güzel karar-
ları alarak uyu ki, uyanık kaldığın son zamanın da yüce Rab-
bine, önünde cihadın kapılarını ve O’na ulaşmanın yollarını
açması niyazı olsun.
8. Öğrenciysen derslerini hazırlamak için yeterli çaba ve
gayreti göstermelisin. Namaz, tilavet, zikir ve asgari düzeydeki
ilim tahsilinden sonra görevlerinin ilki, öğreniminde üstün bir
başarı elde etmektir.
9. İman üsran ya da davet ve öğrenim (ders) için ziyarete
ayıracağın belli bir zaman olsun.
Zamanın, senin için harcamanı yaptığın bir bütçen gibi
olsun. Zamanında, onu gafletlerde harcamak ve anlamsız iş-
lerde zayi etmek noktasında çok cimri olmalısın. Şunu bil ki,
pişmanlığın fayda vermeyeceği günde harcadığına pişman
olacağın zaman, Yüce Allah’ı dille, kalple ve dinine yardımcı
olmak için cihadla anmadığın vakittir. Nefsine ayırdığın za-
manı iktisatlı kullan, uzun ziyaretler yaparak ve sözünde az
durarak kardeşlerinin zamanını da boşa harcatma.
Eğitim
103
Terbiyede Denge
Şüphesiz eğitimde meydana gelen dengesizlik ve tutar-
sızlık, örgütlenmede de tutarsızlıkları doğurur. Buradan da
cihadın tamamında başarısızlık ortaya çıkar. O hâlde çalışma-
ların başarısı, yiğitlerin gücüne yani imanlarının derinliklerine,
ahlâkî metanetlerine, dirayetlerine ve işleri başarı ile gerçek-
leştirmelerine bağlıdır.
Allah’ın erlerinin baskın niteliği, ruhanilik iddiası ile zühd
ve düşünceye dalıp gitmek de olmamalı, harekette kusur ve
aşırılık da olmamalıdır. Hz. Ali fitne savaşlarında askerlerine
hitap ederek, “Ey gerçekte yiğit ve mert olmayan, adam kılıklı
kimseler!” derdi. Bunun sebebi ise onun askerlerinin, genel
olarak fetihler sonrası Müslüman olup imamın/halifenin tanı-
dığı, aralarında yaşayıp cihad ettiği o gerçek yiğit erlerin sahip
oldukları kadar eğitimden pay almamış olmalarıydı.
Zahitlik ve toplumdan kaçmak şeklindeki Müslümanlık,
fikrî Müslümanlık ve takva ve ilim aleyhine hareket Müslü-
manlığı üç kaygan zemindir.
Eğitimin Şartları
İmanî eğitim bir işlemdir. Müslüman kimsenin iman
dünyasına doğması sonra bu dünyada yetişip onda sağlam
yer edinmesi ve mertliğini kazanması ona bağlıdır. Eğitimsiz
cihad olmaz. Eğitim imanî bir eğitim değilse, örgütlenme de
İslâmî olmaz.
Birinci Şart: Arkadaşlık ve Cemaat
Eğitimin başarılı olmasının birinci şartı, arkadaşlığın ve dı-
şarıdan gelen kimseyi, birbirlerine sabrı ve merhameti tavsiye
Nebevî Yöntem
104
eden mü’minlerin geniş kalbiyle karşılayan bir cemaatin varlı-
ğıdır. Güleç bir yüz, teşvik edici ve müjdeleyici bir söz, bir mer-
hamet ve bir sevginin varlığı, dışarıdan gelenin o eğitici üsra
ortamında ilk idrak etmesi gereken şeyler olmalıdır. Böylelikle
o cemaat ile arkadaşlığı ve onunla birlikte yürümeyi sevsin.
Gelenlerin hatta Müslümanların yanına gelmeleri için
kendilerini davet ettiklerimizin, sevgileri kesinlikle yapmacık
hareketlerle de olmaz ve bu sosyal bir münafıklık da değildir.
Bunu, mü’min fiilen hisseder. Allah’ın kendi eliyle hidayete
erdirdiği her bir kişi sebebiyle de sevinir.
Merhum Seyyid Kutub, bu şekilde birlikte olunan cemaati
bir kucak ve mü’minlerle birlikte olduğu zaman rahmeti hisse-
dip geçmişinden tiksinerek yeni kardeşlerine yönelmesi hâlindeki
yeni duygularını “şuursal ayrılık” diye adlandırmaktadır.
Eğitimi yönlendiren kişide merhamet duygusu yoksa
veya takva ve yaşayışında uyulacak bir örnek değilse, eğitim
başarıya ulaşmaz ve bu durumda onun arkadaşlığının ve soh-
betinin faydası da olmaz.
-Yüce Allah’ın izniyle- hicret şubesinde, yeni gelenin kendi
normal ortamından fiilen çıkmak ve davet amacıyla yapılan
gezide salih iman ortamıyla kaynaşmak için kampta bulun-
duğu zamanlarda aşamaları nasıl kat ettiğinden söz edeceğiz.
İkinci Şart: Zikir
Abdullah bin Ömer radıyallahu anhumâ diyor ki: “Bizlere
Kur’ân verilmeden önce iman verildi. Size ise iman verilme-
den önce Kur’ân verildi. Bu sebeple sizler bu Kur’ân’ı değersiz
hurma taneleri gibi saçıp duruyorsunuz.” Bunu, Hâkim, sahih
Dostları ilə paylaş: |