k›nda Dünya’ya çok de¤erli bilgiler
iletecek.
Günefl Sistemi’nin öteki gezegenle-
ri olan Uranüs, Neptun, Plüton ve
bunlar›n aylar›, ana y›ld›za afl›r› uzak-
l›klar› nedeniyle, kendi yaflam ortam-
lar›n› hiç bir flekilde gelifltirme olana-
¤› bulamam›fl olmal›lar. Sistemin di¤er
üyeleri olan göktafl› ve meteorlarda
karbon bilefliklerinin, kuyruklu y›ld›z-
lardaysa, karbon bileflikleri ve buz hal-
de suyun varl›¤› ilginç olgular. Hatta,
yeryüzündeki suyun önemli bir bölü-
münün (belki de tümünün), yeryüzü-
ne çarpan kuyruklu y›ld›z ve meteor-
larca tafl›nm›fl olabilece¤i, Ay ve Mer-
kür kutuplar›nda buz y›¤›naklar› ola-
bilece¤i yolundaki son bulgularla da
destekleniyor. Ancak, yaflam için ge-
rekli ilkel malzemenin gözlenmifl ol-
mas›na karfl›n, bu gök cisimlerindeki
fiziksel koflullar göz önüne al›nd›¤›n-
da, yaflama do¤ru daha ileri evrelere
geçilmifl olmas› flans›n›n buralarda
pek yüksek olmad›¤› anlafl›l›yor.
Samanyolu’nda Yaflam
Günefl’in de bir üyesi bulundu¤u,
devasa bir y›ld›zlar sistemi olarak Sa-
manyolu, yeryüzü benzeri ya da farkl›
temellerde yaflam bafllang›çlar› ve geli-
flimleri için yeni ve çok genifl bir de-
ney alan› oluflturmakta. Bu ‘dene-
me’lerden ne kadarl›k bir bölümün ba-
flar› ya da baflar›s›zl›kla sonuçlanm›fl
oldu¤u (daha do¤rusu, olabilece¤i) ko-
nusunda, yeryüzü örne¤imizden, Gü-
nefl Sistemi ve genelde y›ld›zlar›n evri-
mi ve istatisti¤i hakk›nda bilgilerimiz-
den yola ç›karak ‘e¤itimli’ tahminler-
de bulunmak olas›. Bu tür bir hesapla-
ma, ilk kez, 1960’larda radyo gökbi-
limci Frank Drake (Dreyk ok.) taraf›n-
dan yap›ld›. Bu nedenle, Samanyolu
içindeki ‘ak›ll› uygarl›klar›n’ say›s›na
ulaflma hedefindeki eflitlik, ‘Drake
Denklemi’ olarak bilinir. Bu denklem,
Samanyolu içindeki y›ld›z ve gezegen-
lerin say›s›, y›ld›zlar›n ömür süreleri
gibi oldukça iyi bilinen ve çok büyük,
her anlamda ‘astronomik’ faktörlerle,
kimyasal/biyolojik süreçlerin yaflam›n
oluflturabilmesi olas›l›¤›n› kapsar. Bu-
nun içinde, bunlar gibi fazlaca bilin-
meyen baz› temel bilimsel faktörlerin
yan›nda, hakk›nda daha da zor tah-
minlerde bulunabildi¤imiz (canl›larda
‘ak›l’›n ortaya ç›kmas›, geliflmesi, bir
medeniyet kurmas›, bilimsel metodu
keflfetmesi, astronomiyi gelifltirmesi,
benzeri ak›ll›larla temas kurmak iste-
mesi ve bu arada, ‘kendini yoketme-
mesi’ gibi olas›l›klar› içeren) baz› psi-
kolojik/sosyolojik faktörleri de içerir.
Nm (medeniyetlerin say›s›) = N
(y›ld›zlar›n say›s›) x f (Günefl türü y›l-
d›zlar›n oran›) x M (gezegenlerin say›-
s›) x g (yaflama uygun gezegenlerin
oran›) x h (yaflam sürecini gerçekten
bafllatanlar›n oran›) x i (ak›ll› medeni-
14
Ocak 2003
B‹L‹M
ve
TEKN‹K
Jüpiter’in uydular› Europa ve Ganymede’nin kal›n buz tabakalar›n›n alt›nda tüm küreyi kapsayan s›v› su
okyanuslar› bulundu¤u yolunda kan›tlar elde edildi. Uzay araçlar›ndan elde edilen görüntüler buz örtülerinin,
Jüpetir’in kütle çekiminin yaratt›¤› gel-git etkisiyle sürekli olarak yar›ld›¤›n› gösteriyor. Araflt›rmac›lar dipten
gelen s›v› suyun yüzeye ç›kt›¤›n›, böylece uydular›n yüzeyindeki olas› organik maddelerin okyanus sular›na
kar›flabildi¤ini düflünüyorlar.
Buz Örtüsü
Buz alt›ndaki s›v› su okyanusu
H2O katman›
Kayaç iç bölüm
Metalik Çekirdek
Europa’n›n Galileo uydusundan elde edilen veriler ›fl›¤›nda en d›fl 100 km’lik kabuk bölümünün kesiti.
15
Ocak 2003
B‹L‹M
ve
TEKN‹K
Radyo SET‹
SET‹ konusunun spekülasyon ve fantezi dün-
yas›ndan, ‘sayg› duyulur’ bilimsel u¤rafllar alan›-
na aktar›m›, radyo teknolojisi ve radyo astrono-
minin yeteri kadar geliflti¤i 1950’li y›llar›n sonla-
r›na rastlar. Önce, 1959’da Giuseppe Cocconi ve
Philip Morrison’un Nature dergisinde ç›kan “Se-
arching for Intestellar Communications” (y›ld›zla-
raras› haberleflmenin aranmas›) ve onu takiben,
1960’da, Frank Drake’in Ozma Projesi adl›, mev-
cut radyo astronomi tekniklerinin kullanarak en
yak›n Günefl benzeri 200 y›ld›z› “k›sa süreli din-
lemeler” fleklinde ‘gözetleyen’ çal›flmas›, SE-
T‹’nin bilimsel arenaya transferinin habercisi
olaylard›. Bundan sonra, ço¤u Amerika ve Sovyet
kökenli bilimciler taraf›ndan olmak üzere 100’e
yak›n SET‹ program› gerçeklefltirildi. Bugün, ar-
t›k sayg›n üniversitelerin lisans ve lisansüstü e¤i-
tim programlar›nda SET‹ konulu dersleri,
gökbilim kitaplar›nda SET‹ konulu bölümleri gö-
rebilir, Bu konuda iyi tan›nm›fl gökbilimci, fizikçi
ya da mühendislerce yaz›lm›fl çekici ders kitapla-
r› ve popüler yay›nlar› bulabilirsiniz.
Optik SET‹
Y›ld›zlararas› haberleflmenin optik dalga boy-
lar›nda da gerçeklefltirilebilece¤i, bizim bu tür ha-
berleflmeleri de yakalayabilece¤imiz, Frank Dra-
ke’in ilk radyo gözlemlerini yapt›¤› y›l›n hemen
ertesinde, 1961’de baz› fizikçilerce önerilmiflti.
Robert Schwartz ve Charles Townes, Dünya d›fl›
canl›lar› optik dalga boylar›nda aramay› yani op-
tik SET‹’yi (OSET‹) teklif ettiler. Ancak, bu teklif,
uzun y›llar SET‹ dünyas›n› etkisi alt›nda tutan
‘radyo mafyas›’ taraf›ndan görmezlikten gelindi.
Son dönemlere kadar, çok az say›da OSET‹ çal›fl-
mas› üzerinde duruldu. Çünkü, bu amaçla kullan›-
lacak lazer fizi¤i ve ilgili teknolojileri henüz yete-
rince anlafl›l›p gelifltirilememiflti. Yani, OSET‹’nin
potansiyelinin anlafl›lmas› epey vakit ald›. Özellik-
le, bir y›ld›z›n parlakl›¤›n› aflacak optik ›fl›ma ya-
ratman›n gerektirdi¤i devasa enerji bütçesi göz
korkutucu idi. Ancak, son dönemlerde lazer fizi-
¤indeki geliflmeler, SET‹ dünyas›n›n da dikkatini
çekti. Lazeri keflfi nedeniyle 1964 Nobel ödülünü
de alm›fl olan Townes’in ›srarl› çabalar›yla, Cali-
fornia’daki 1997 SET‹ Çal›fltay› sonras›nda OSE-
T‹’nin denenmesi gereken bir yol oldu¤u genel
kabul gördü. Çok k›sa süreli lazer pulslar›yla bir
y›ld›z›n optik parlakl›¤›n›n çok üzerinde parlakl›-
¤a sahip sinyaller gönderilebilece¤i, bu sinyalle-
rin, baz› bak›mlardan
(örne¤in, daha büyük band geniflli¤i) radyodan
daha üstün flekilde y›ld›zlararas› haberleflmelere
olanak sa¤layabilece¤i anlafl›ld›. Örne¤in, saniye-
nin trilyonda 1’i kadar (10-12 saniye) bir süre
için, 1 milyon kere milyar watt’l›k (10
15
W) ener-
jiyi paketlemek ve lazer pulslar› olarak hedefle-
mek olanak dahilindeydi.
Bu çal›fltaydan 6 ay sonra ilk genifl kapsaml›
OSET‹ araflt›rmas› 60 cm’lik bir optik teleskop
kullan›larak ABD’de Oak Ridge Gözlemevinde
bafllam›flt›! Yöntem, baflka amaçlarla yap›lan göz-
lemler için teleskopa giren optik y›ld›z ›fl›¤› huz-
mesinin küçük bir bölümünü kullanarak, bunun
çok k›sa süreli ve pulslu sinyaller içerip içermedi-
¤inin denetlenmesi idi. Uzun y›llar direnilen OSE-
T‹ fikrinin bu kadar h›zla uygulamaya girmesin-
de, 40 y›l› aflk›n süredir olumlu bir sinyal al›nma-
yan radyo taramalar›n›n da etkisi vard›... K›saca
özetlenen bu Harvard-Princeton çal›flmas› yan›n-
da, Rusya’da Victor Schwartsman’›n 6m’lik Bols-
hoi teleskopuyla sürdürdü¤ü çal›flmalar, Townes
ve Al Betz’in 1.7m’lik teleskopla yapt›klar›
10.000 Angström k›z›lötesi araflt›rmas›, Stuart
Kingsley’in Columbus OSET‹ Gözlemevi kurma
çal›flmalar›, bunlardan baz›lar›.
Radyo ve Optik SET‹
.
“Dünya d›fl› uygarl›k”lara
mesaj gönderilmesinde ve
onlar›n mesajlar›n›n
dinlenmesinde yararlan›lan
emektar Arecibo teleskopu
(üstte), flimdilerde yeni
sistemlerle donat›l›yor.
Ancak, SET‹ projesi,
umutlar›n› yandaki resimde
görüldügü gibi küçük
antenlerden oluflacak toplam
bir km çapl› bir bileflik
radyoteleskop projesine
ba¤lam›fl görünüyor.
OSET‹ projesi kapsam›nda lazer sinyali gönderebilecek
6 metrelik Bolshoy teleskopu.