P. S. The cat is still alive



Yüklə 13,54 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə24/35
tarix19.07.2018
ölçüsü13,54 Mb.
#56884
1   ...   20   21   22   23   24   25   26   27   ...   35


B

68

Her kapıyı ben açardım. Her 



telefonu da ben açardım. Eve 

gelen misafirlerin kucağına 

oturur çocukluğumuzun gazoz 

reklamındaki on yüz milyon 

baloncuk sayısı kadar soru sorardım. 

Sonra, 1995 yılında aynı şu an 

öğrencilerimin yaşı kadarken Nazan 

Öncel bir şarkı yazdı, Ayşegül 

Aldinç de söyledi. Sonra herkes yine 

bizi aradı: “X müzik kanalını açın, 

Gamze’nin şarkısı çalıyor, o geldi 

aklımıza.” Şöyle diyordu Ayşegül 

Aldinç:

“Her telefona sen çık,

Her kapıya sen koş,

Beni hatırla!”

Yıllar geçti, bir akşam çok güldük. 

Bir arkadaşımın annesi, bir 

tanıdığımıza rastlamış ve “Gamze, 

çocukken çok soru sorardı,” demiş.

Merak ettiğim her şeyi sordum, 

“kediyi öldüren merak, meraktan 

çatlamak” deyimleriyle büyüyen 

çocuklardan olmama rağmen. 

Çocukken saf içgüdülerle yaptım 

bunu, yetişkin olduğumda ise 

keşke dememek için, gördüklerimi, 

duyduklarımı olduğu gibi kabul 

etmemek için, birey olmak için...

Düşünmeyen bir insan düşünebilir 

misiniz? Sanırım buna hepimizin 

cevabı “Hayır!” olur. Düşünerek 

kendimizi var ederiz; işte merak 

da düşünmenin ilk adımı. Bir şeyi 

merak ederiz, sorgularız ve üzerine 

düşünürüz. Toplum için, çalıştığımız 

yer için, kendimiz için daha iyisi 

olsun diye düşünür dururuz; ama 

aynı Walt Disney’in dediği gibi 

“Meraklı olduğunda, yapacak bir 

sürü ilginç şey bulursun.” Çünkü 

aslında hepimizin hayattaki en 

büyük amacı mutlu olmak değil 

mi? İlginç şeyler insanı mutlu eder, 

yani en azından benim sınıfıma 

göre öyle. Ne zaman ilginç bir şeyler 

yapacağımızı söylesem gözlerini 

dört açıyorlar ve “Ne, ne?” diye 

sormaya başlıyorlar sonrasında 

da “Bugün çok eğlendik!” diyorlar. 

Hatta bazen de “Öğretmenim 

siz her şeyi biliyorsunuz,” bile 

diyorlar. “Hayır, merak ettiklerimi 

araştırıyorum ben sadece,” diyorum. 

O zaman da gülüyorlar.

MEÇ’te çok mutluyuz. Merak 

ettiğimiz için, soru sorduğumuz 

için ya da düşüncelerimizi özgürce 

ifade ettiğimiz için eleştirilmiyoruz. 

Aklımıza bazı fikirler geliyor, 

deniyoruz. Baktık olmadı bir daha 

başka bir yöntemle deniyoruz. 

Projeler üretiyoruz, bazen 

yaptıklarımız çok saçma geliyor

ama anneanne ve dedelerimize 

de cep telefonu diye bir şey çok 

saçma gelirdi zaten diyoruz 

ve gülüyoruz, eğleniyoruz. 

Hayatın, merak etmenin, düşünce 

özgürlüğünün tadını çıkarıyoruz. 

Thomas More’u bile öğreniyoruz. 

Onun Ütopya’sını… “Niye farklı bir 

yaşam alanı hayal etti acaba?” diye 

soruyoruz. Yaşadığımız çevreyi daha 

yaşanılır hale getirmek için neler 

yapabileceğimizi sorguluyoruz. 

Proje üretiyoruz. 

Bir de çok sevdiğimiz “Merak Eden 

Çocuk Saati”miz var. Bu saat için 

dönem başında en çok merak 

ettiğimiz ve arkadaşlarımızın da 

bilmesini istediğimiz bir konu 

seçiyoruz ve belirlenen günde 

sınıfımıza bir sunum yapıyoruz. 

Sunum yapan öğrencinin ve sunumu 

dinleyen öğrencilerin heyecanı 

benim için bir tutku. Sunum 

yapan öğrencimin kendinden 

emin tavırları, sunumu dinleyen 

öğrencilerimin gösterdiği saygı 

beni duygulandırıyor. Çocuklar 

Gamze Celepoğlu

BÜMED Merak Eden Çocuk Okulları’nın Merak Eden Öğretmeni 



İÇİNİZDEKİ MERAK HİÇ SÖNMESİN!

"MERAK EDEN ÇOCUK"UN PENCERESİNDEN


yetişkinlerden çok daha gerçekçi, 

olması gerektiği gibi ve öğrenilmiş 

korkuları yok.

MEÇ’te bir nesil böyle yetişiyor: 

Özgür düşünen, sorgulayan, 

eleştire(bile)n, mutlu… Dileğim tüm 

hayatlarının böyle geçmesi. 

Bu ayın konusu merak kavramıydı. 

Ben, merakın bana ve öğrencilerime 

katkılarını ve bizim için önemini 

anlatmaya çalıştım.

Merak TDK’ya göre bir şeyi anlamak 

veya öğrenmek için duyulan istek.

Goethe’ye göre her adımı 

kanatlandıran…

MEÇ Moda 2/A’ya göre ise:

Ahmet Aras Ş.:

 Bir şeyi sürekli 

düşünmek sonra onu öğrenmeye 

çalışmak. 

Aras S.:

 Mesela bir şeyin adını merak 

edersiniz ve onu öğrenmek için 

düşünürsünüz, sorarsınız.

Burak: 

Çin’in nasıl bir yer olduğunu 

merak etmek gibi.

Bora Aral: 

Mesela bir şeyi öğrenmek 

istersin, Google’a girersin öğrenirsin 

ve merakın geçer.

Can: 

Bir şeyi çok düşünmek ve 

sürekli araştırmak.

Celal Selim: 

Bir şeyi yapmak istemek 

ama yapamadıkça daha çok 

yapmak istemek ve nasıl yapabilirim 

diye düşünmek.

Derin: 

Bir şeyi bilmeyip onunla ilgili 

bilgiler edinmeye çalışmak.

Doğan Mikail: 

Mesela bir ağaç 

vardır. O ağacın adını bilmiyoruzdur. 

Sonra onu araştırırız.

Duru Lara:

 Bir şeyi düşünürken çok 

direnmek ama sonunda sonucuna 

ulaşmak.

Ekin: 

Ben hep merak ederim. Mesela 

akrilik boyaların nasıl yapıldığını 

merak ederim.

Mehmet Ali: 

Yeni bir şey öğrenmeye 

çok hevesli olmak ve merak ettiği 

için dinlemek. Ben dinleyerek 

öğrenirim. Merak Eden Çocuk da çok 

öğrenmek isteyen çocuk demek.

Melissa: 

Düşünürsün, araştırırsın 

sonunda da başarırsın ve beklediğin 

şeye ulaşırsın. Merak ettiğim şeyi 

öğrendiğimde başarılı hissediyorum, 

mutlu oluyorum.

Nazlınur: 

Mesela bir şeyi bilmezsin 

ama düşünürsün.

Serin: 

Düşünmek.

Şirin: 

Bir şeyi çok öğrenmek 

istiyorsun ama o daha ileri seviyede 

öğrenilecek. Dayanamayıp 

araştırıyorsun ve öğreniyorsun.

Zeynep: 

Bence merak, bir şeyi 

aylarca, yıllarca düşünüp sonucuna 

ulaşmak. 

İçinizdeki merak hiç sönmesin!

B

69




Yüklə 13,54 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   20   21   22   23   24   25   26   27   ...   35




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə