P. S. The cat is still alive



Yüklə 13,54 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə20/35
tarix19.07.2018
ölçüsü13,54 Mb.
#56884
1   ...   16   17   18   19   20   21   22   23   ...   35


"CURIOSITY AS AN INTELLECTUAL 

AND ETHICAL VIRTUE"

“Curiosity as an Intellectual 

and Ethical Virtue” başlıklı 

tez çalışması dolayısıyla 

tanışma imkânı bulduğumuz 

Felsefe Bölümü mezunumuz 

Safiye Yiğit ‘11 ile merak, bilme 

arzusu ve bu kavramların 

bilgi ve etik ile ilişkileri 

üzerine gerçekleştirdiğimiz 

röportajımızı sizinle 

paylaşıyoruz. 

Merak ile bilme arzusu 

arasında ayrım yapıyorsunuz. 

Biraz açıklayabilir misiniz?

Merak genelde bilme arzusu 

olarak tanımlanır; fakat bilmeyi 

arzu etmemize sebep olabilecek 

merak dışında sebepler de olabilir. 

Acıktığımda sipariş vermek için 

köşedeki pizzacının telefon 

numarasını bilmek isteyebileceğim 

gibi, sınavda çıkabilecek bir sorunun 

cevabını da merak etmeksizin 

bilmek isteyebilirim. Bunun dışında, 

merakın eşlik etmediği başka 

bilme arzuları da olabilir, örneğin 

sırf erkek ya da kız arkadaşımıza 

havalı görünmek için aksi takdirde 

merak etmeyeceğimiz şeyleri 

bilmek isteyebiliriz. Ya da gerçekten 

merak etmediğimiz halde boş 

bir bilme güdüsünden gelen 

bir motivasyonumuz olabilir. Bir 

billboard üzerindeki reklamı okumak 

bilme adına atılmış bir adımdır; ama 

onu önceleyen bir bilme arzusu söz 

konusu olmayabilir. Merak kaynaklı 

bir bilme arzusunda ise, içsel bir 

yönelme ve hakiki bir anlama 

isteği olmalıdır. Başka faydacı 

nedenlerden soyutlanmış ya da en 

azından bunları ilk neden olarak 

görmeyen zihinsel bir yönelmedir 

merak. Çocuklarda bilinmeyen 

şeylere karşı duyulan her türlü 

ilgi, görme, hissetme, tatma ve 

deneyimleme isteği bunun tipik bir 

örneğidir. Çocuğa, yanan muma 

elini yaklaştırdığında acı çekeceğinin 

bilgisine sahip olmak yeterli gelmez, 

bunu bir de kendisi deneyimleyerek 

bilmek ister. Aristoteles de Metafizik 

adlı eserine şu cümleyle başlar: 

“Bütün insanlar doğaları gereği 

bilmek (anlamak) isterler.” Yalnız, 

burada bilmek anlamında kullandığı 

terim, “episteme” değil “eidenai”dır. 

“Episteme” kavramından farklı 

olarak, “eidenai” bilmek, görmek ve 

deneyimlemek gibi anlamları kapsar. 

Ben de merakı tanımlarken, bilmeye 

yönelik içsel bir ilgi ve anlamaya 

yönelik bir amacın varlığını ayırt 

edici iki özellik olarak ortaya 

koyuyorum. 

Merak kelimesinin etimolojik 

kökenine indiğimizde Latince 

“curare”, daha sonradan İngilizcede 

karşımıza “care” olarak çıkan ve 

Türkçede “ilgilenmek, önemsemek, 

hevesli olmak” gibi anlamlara 

gelen bir kavramla karşılaşıyoruz. 

Bunu dikkate aldığımızda 

diyebiliriz ki merak bizim kendi 

dışımızdaki insanlar ve olaylara 

karşı duyduğumuz ilginin ve onlara 

verdiğimiz değerin anlaşılmasında 

da rol oynayabilir. 

Bunun yanı sıra, merak ve bilme 

arzusunu ayırmamın bir diğer 

nedeni, içinde bilme arzusu olmayan 

merak da olabilir. Bir insan kaç 

yaşına kadar yaşayacağını merak 

edebilir, bu bilgiyi önemser ve 

buna alaka duyar; fakat hayatın 

bilinmezliği daha cazip diye 

düşünerek bunu hiçbir zaman 

bilmek istemeyebilir. Kısacası, her 

merak bir bilme arzusu olmadığı 

gibi, her bilme arzusu da merak 

değildir, en iyi ihtimalle bazı bilme 

arzuları merak kaynaklıdır diyebiliriz.

Merak ve etik bağlantısını 

nasıl kuruyorsunuz? Sizce 

erdemli bir hayat için merakın 

önemi var mı?

İlginçtir ki, meraklı olmak gibi bir 

özellik genellikle etik bir hayatın 

sınırları içerisinde yerini almaz. 

Hatta merakı en çok yüceltmesini 

beklediğimiz felsefeciler bile tarih 

boyunca merak hakkında çok 

iyi şeyler söylememiştir ve onu 

kaçınılması gereken bir özellik olarak 

görenler bile olmuştur. Beni merak 

konusuyla ilk tanıştıran sevgili tez 

hocam Prof. İlhan İnan, açtığı merak 

konulu seminer dersinde, felsefe 

literatüründe merak ile ilgili yazılıp 

çizilenleri bir araya getirmek için 

teşebbüs ettiğinde bu konuda çok 

az çalışma olduğunu fark etmiş 

ve bizim de buna dikkatimizi 

çekmişti. Okumamız için bulabildiği 

kaynaklarda da merak hakkında 

en iyi tabirle kararsız bir tablo 

sergilendiğini görmüştük. Felsefe 

eserlerinde merak hakkında övgü 

dolu sözler bulmayı beklerken, 

merakın üzerinde ne kadar az 

durulduğunu ve genelde olumsuz 

yönlerinin ön plana çıkarıldığını 

görmek beni merak üzerinde 

çalışmaya iten nedenlerden biri oldu 

diyebilirim. 

Merak ile etik bağlantısına dönersek, 

günümüzde etik kavramı daha çok 

ahlaki değerlerle bağıntılı olarak 

düşünüldüğünden, Antik felsefedeki 

kapsayıcı anlamını unutturmuştur. 

“Nasıl yaşamalıyım? Hangi hayat 

iyi bir hayattır? İyi bir hayat için 

gereken karakter özellikleri 

nelerdir?” sorularından ziyade, ahlaki 

zorunluluklar ve sınırlar düzleminde 

düşünüldüğünde merak belki de 

etik bir hayat için en iyi ihtimalle 

yersiz ve konu dışı addedilebilir. 

Yalnız, Aristoteles geleneğinde 

ve daha sonra erdem etiği olarak 

devam eden anlayışta erdemli 

insan, insan olma potansiyelini 

gerçekleştirebilmiş ve ait olduğu 

türün ayırt edici özelliğini en iyi 

şekilde sergileyebilen kişidir. Bunu 



Şenay Çınar ‘10

B

60




Yüklə 13,54 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   16   17   18   19   20   21   22   23   ...   35




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə