PARANORMAL FENOMEN
anlamıyla bir muamma olmaya devam ediyorlar. Onlar için
sanki madde bir cam gibi saydam hale geliyor. Güneş'ten
yayılan tüm enerjinin %3'ünü oluşturdukları bilinen nötrino
parçacıklarını, yerküremizi delip geçtikleri için çoğunlukla
yakalayamıyoruz.
1987 yılının şubat ayında, yeni ortaya çıkan "Nötrino
Astronomisi" dalı uzmanları son derece sevinçli olmalıydılar.
Çünkü gözlenen bir süpemovadan yayılan nötrino parçacık
ları ışık hızıyla Dünya'ya ulaşmışlar ve bunlardan tam 19 tane
si saptanabilmişti. Süpemovanın keşfedilmesi, bir rastlantı
sonucu oldu. 170 bin ışık yılı uzaklıktaki Büyük Magellan
Bulutu'na ait bir fotoğraf çeken Toronto Üniversitesi'nden
astronom lan Shelton, fotoğraf plağı üzerinde tesadüf eseri
çekilmiş süpemovaya ait garip lekeyi fark etti. Haber bir anda
tüm dünyaya yayıldı. 1987A ismiyle anılan süpemova olayı,
383 yıldan beri gözlenen ve üstelik çıplak
gözle de görülebilen
en yakın süpemova idi. Doğrusu bu astronomlar için büyük
bir şanstı.
Pensylvania Üniversitesi'nde yirmi yılı aşkın süredir
yürütülen deney sonucunda, Güneş'ten yayılan nötrinolan
sayan Raymond Davis ve ekibi, sayılan nötrino parçacıklarının
hesaplanarak öngörülen miktarın sadece üçte birini oluştur
duklarını tespit ettiler. Daha sonraları Japonya'da yapılan
deneylerle bu farkın olduğu doğrulanarak kesinlik kazandı.
Bu garip durum, yıldızların oluşumu ve atom altı parçacıkları
ile ilgili teorilerin ciddi bir şekilde gözden geçirilmesine neden
oldu. Çünkü nötrinolann belli bir oranının "kayıp olması",
onların üretildikten kısa bir süre sonra yapılarını değiştiriyor
olma ihtimalini akla getirdi. Bilim adamları arasında bu görüş
tartışılmaya başlandı ve gitgide kuvvet kazandı.
1990'lı yıllardan itibaren tüm kainatı kaplayan, gözle
görünmeyen fakat mevcudiyetiyle ilgili ciddi deliller bulunan
bir karanlık maddeden (Dark Matter) bahsedilmeye başlandı.
Ve bu maddenin kütlesi hesaplamldığında, evrenin %90'ını
24