KOZMİK VARLIK OLARAK İNSAN
oluşturması gerektiği gibi hayret verici bir sonuçla karşılaşıldı.
Daha 1970'lerde Princeton ve New York State Üniversiteleri'n-
den bilim adamları, birbiri çevresinde dönen iki galaksiden
başlayıp, ortak bir merkez çevresinde dönen galaksi grupları
na kadar, birçok sistemin yörünge hareketlerini analiz ettikten
sonra, bu sistemlerde gözlenen maddenin tam on katı kadar
görünmeyen madde olması gerektiği sonucuna ulaşmışlardı.
1978 yılında Washington Carnegie Enstitüsü'nden Vera Rubin
ve arkadaşları ile Groningen Üniversite'sinden Albert Bosma,
yılışmalarıyla karanlık maddenin varlığını hiçbir kuşkuya yer
bırakmayacak bir biçimde ortaya çıkardılar. Alan Lightman,
"Yıldızlann Zamanı" adlı kitabında karanlık madde sorununa
şöyle değinir: "Karanlık Madde nedir? Var olduğunu biliy
oruz ama ne olduğu konusunda çok az fikrimiz var. Karanlık
madde uzaya dağılmış durumdaki gezegenler veya sönük
yıldızlar olabilir. Karanlık madde engin bir atom altı parçacık
lar denizi olabilir. Her ne ise, karanlık madde evrendeki mad
denin çoğunluğunu oluşturuyor." Bilim adamları karanlık
maddenin de nötrino denilen atom altı parçacıklarla bir şek
ilde ilgili olması gerektiğini düşünüyorlar. Ligtman'ın karan
lık madde için söylediği cümleleri, parapsikolojik fenomenler
için de başarıyla uyarlayabiliriz: Paranormal olayların var
olduğunu biliyoruz, ama nedenlerine, nasıl olduklarına dair çok az
fikrimiz var...
Parapsikologlar,
paranormal
anomalilerin
"baş
suçlusunu" bulmuş ve bunun rahatlığı içerisinde olduklarını
düşünedursunlar, parçacık fizikçileri nötrinolar ile ilgili yeni
çalışmalannı duyurduklarında aradıktan parçacığın bu olma
ması gerektiğini anlayıp hayal kırıklığına uğradılar. Çünkü
yeni bilgilerin ışığında, nötrinolann maddeyle etkileşiminin
ya çok az ya da hiç olmadığı anlaşılmıştı. Bu durum, nötrino
parçacıklarının aşın enerjileri sonucundaki enerji yoğunlaş
ması ve çok küçük, neredeyse sıfıra yakın maddesel kütleleri
nedeniyle de çok hızlı hareket etmelerinden kaynaklanıyordu.
25
\
Böylece karşılarına çıkan maddeyle etkileşim zamanı bulama
zlar ve nötr olduklarından iyonizasyona de sebep olamazlardı!
Sanal Parçacıklar
Paranormal fenomenlerde tartışmasız olarak başrol oyun
cusu konumunda olduklarını ısrarla düşündüğümüz kozmik
enerji parçacıklannı aramaya devam ediyoruz. Geçmiş senel
erde bu atom altı parçacıkların nötrino olduklarına dair hakim
olan görüş giderek zayıfladı ve sonunda terk edildi.
Son yıllarda bilimdeki gelişmeler ile beraber parap-
sikologlar dikkatlerini "sanal parçacıklar" üzerinde yoğun
laştırmış vaziyettedirler. Psi-fenomenlerin gerçekleşmesine
olanak veren parçacığın ne tür özelliklere sahip olması gerek
tiği biliniyordu:
- aynı reel foton gibi, kütlesi sıfıra yakın olmalı
- en az ışık hızı ile hareket etmeli
- ancak diğer parçacıklarla etkileşmesi reel fotonlara
nazaran çok daha düşük düzeyde (impuls) olmalı
Fizikçilerin bugüne kadar bildiği sadece iki parçacık bu
özelliklere yakın bir karakter gösteriyordu. Birincisi tabii ki
nötrino idi, diğeri teorik olarak varlığı kesin, ancak reelde
ispatlanamaz olan "sanal parçacıklardı". Nötrino parçacık-
lannın uzun süreli elektromanyetik etkileşime giremedikleri
göz önüne alındığında, geriye şu an için tek bir adayın kaldığı
görülüyor.
Peki sanal foton isminden ne anlamamız gerekiyor? Sanal,
Latince karşılığı "virtus", henüz gerçekleşmeyen, fakat
mümkün, olanaklı veya uyuyan anlamındadır. İsmine yakışır
bir şekilde bu parçacıklar elektronların içerisinde "uyur"
vaziyette dururlar. Dış uyaranlar tarafından rahatsız
edilmedikleri sürece bu durumlarını korurlar. Sanal parçacık-
PARANORMAL FENOMEN
26
KOZMİK VARLIK OLARAK İNSAN
l.ır, kendi çevresi etrafında aralıksız olarak çok hızlı bir dönme
hareketi içerisindedirler. Ve bu dönüş hareketleri (spin)
çevrelerindeki enformasyonu alıp taşımalarına olanak sağlar.
Kainatta her şey dönüyor. Gezegenler kendi çevrelerinde
ve Güneş'in çevresinde, uyduları kendi ve gezegenlerin
çevresinde dönüyor, galaksiler dönüyor, hatta evren bile
dönüyor olmalı. Kuşkusuz makrokozmosta işler böyleyken,
mikro ölçekte de tersi düşünülemez. Atom çekirdeği etrafında
turlayan elektronlar, aynı zamanda kendi etrafında dönüyor.
I )önme hareketi, tüm parçacıklar için, nötron ve proton, gravi
ton ve foton için geçerlidir. Paranormal durumlara vesile
olduğunu düşündüğümüz sanal parçacıkların da kendi
etrafında dönüyor olmaları gerekiyor. Bu dönüş hareketleri
bir şekilde enformasyon kodlamaya yol açıyor olmalı.
Bu teorik özelliklerine rağmen aradığımız kozmik enerji
parçacığının sanal fotonlar olduğundan kesin olarak emin ola
mayız. Şu anki parçacık fiziğinin bilgi birikimi, bizleri bu
konuda tatminkar çıkarımlara sevk etmek için yetersiz bir
ıl üzey dedir.
27
KOZMİK VARUK OLARAK İNSAN
C. ENERJİK BEDEN
"Bu hayat bir fe tih tir, kendi kendisinin fe th i. Hedef, benliğin
asaletine teslim olm aktır. Bunu görmene müsaade etmeyeni
fethedeceksin. Ve değişmiş benlikten kurtulmak demek, başka hiçbir
kimseye karşı sorumlu olmamak demektir, krallığın üzerinde egemen
olmak demektir ve en önemlisi özgür olmak demektir."
Ramtha
Bedenimiz sadece bir kemik, deri ve organ topluluğu
yığınından ibaret değildir. İçimizde kozmik enerjinin oluştur
duğu yaşam gücünü veren bir "enerjik beden" saklı bulun
maktadır. Enerjik bedeni çeşitli anlayışlar farklı farklı isimler
le adlandırmaktadır; astral beden, ruhsal beden, biyoplazma,
ikincil beden, aura... Ezoterik literatüre dönüp baktığımızda,
enerjik bedene sahip olanların yalnızca insanlar olmadığı gibi
l>ir iddia ile karşılaşırız. Aynı şekilde hayvan, bitki gibi canlılar
ve hatta kristal gibi cansız maddelerin yoğunlaşmış kozmik
enerjinin oluşturduğu ikincil bir bedenleri olduğu kabul edilir.
Günümüzden çok önce, tarihin en büyük inisiyesi olarak
kabul edilen Trakyalı Örfe, ruhun bir birlik (monad) olmasına
karşın, bedenlendiğinde üç araca sahip olduğunu düşünürdü.
Ilımlar esiri, havai ve dünyevi bedenlerdi. Orfik gizem
anlayışında, esiri beden, tamamen spiritüel kozmik ruha
karşılık gelirdi. Kısmen spiritüel, kısmen maddi olan havai
İH*den, önceki yaşam ların
hatıralarını
saklardı. Dünyevi
araç
ise maddi bedendi. Günümüzde ezoterik ve spiritüel liter
atürde insan ve bazı yeni görüşlere göre hayvan, bitki ve bazı
cansız maddeler de fiziki beden, ruh ve can üçlüsünün bir
bütünlüğünden meydana geldiği kabul edilmektedir. Can,
Ivden ile ruhu birbirine bağlayan kuvvet olarak kendini gös
terir. Ancak birkaç radikal bilim adamını hariç tutarsak, ruhsal
benliğin ve spiritüel alemin varlığı bilim tarafından kesin kez
29
Dostları ilə paylaş: |