Radyo telev zyon s nema anab L m dali lat n amer ka



Yüklə 4,8 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə16/60
tarix04.02.2018
ölçüsü4,8 Kb.
#23973
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   60

 
 
44 
gelişmektedir.  Brezilya,  Arjantin  ve  Meksika  ekonomisi  büyük  devletler  arasında 
sayılmaktadır.  Arjantin,  Şili  ve  Uruguay  gibi  ülkeler  ise  kişi  başına  düşen  gelir 
açısından  gelişmiş  ülkelere  yaklaşmıştır,  ancak  bu  ekonomik  veriler,  halkın 
yaşamakta  olduğu  yoksulluğu  açıklayamamaktadır.  Latin  Amerika  ülkeleri,  gelir 
dağılımında  eşitsizliğin  en  fazla  olduğu  ülkelerdir  ve  bu  durumun  doğal  sonucu 
olarak  devletler  ve  vatandaşlarının  küçük  bir  azınlığı  zenginleşirken,  halkın 
çoğunluğu yoksullaşmaktadır. 
 
Latin Amerika’daki gelişmiş ekonomilerin yanında, ekonomik olarak yoksul 
sayılabilecek  ülkeler  de  bulunmaktadır.  Latin  Amerika  dünyanın  en  yoksul 
bölgelerinden bazılarını içinde barındırır. Haiti ve Nikaragua kuzey yarımkürenin en 
yoksul ülkeleridir. Diğer Orta Amerika ülkeleri, Paraguay ve Bolivya gibi ülkeler de 
yine  yoksul  ülkeler  arasında  sayılabilir.  Brezilya’daki  sertao  bölgesi  de  bölgesel 
yoksulluğun  yoğunlaştığı bir bölge görünümündedir. Latin Amerika’nın tamamında 
kaynakların yeterli kullanılamaması ve kötü yönetimler yüzünden ekonomik değerler 
verimli  kılınamamakta  ve  ülkelerin  varolan  zenginlikleri  halka  yayılamamaktadır. 
Ülkeler  içinde,  bölgeler  arası  eşitsizlik  de  çok  fazla  hissedilmekte  ve  gelir 
dağılımında eşitsizliğin bir başka biçimini oluşturmaktadır.   
 
Latin  Amerika  devletleri,  yeraltı  kaynakları,  tarımsal  olanakları  ve  sanayi 
üretimi  açısından,  yaşayan  halkla  ters  orantılı  bir  şekilde  zenginlikler 
barındırmaktadır. 
 


 
 
45 
Latin  Amerika,  yeraltı  kaynakları  açısından  çok  zengindir.  Venezüella, 
dünyanın en büyük petrol üreticilerinden birisidir. Şili’de bakır, Bolivya’da doğalgaz 
zengindir.  Kıtanın  geri  kalanında  da  petrol  ve  doğal  gaz  başta  olmak  üzere  birçok 
maden  bulunmaktadır.  Latin  Amerika’nın  yeraltı  kaynakları  uzun  yıllardan  beri 
uluslararası şirketlerin kontrolü altındadır. Son 25 yılda, devletin elinde olan yeraltı 
madenleri de uluslararası şirketlere satılmak ya da işletme hakkını vermek koşuluyla 
devredilmiştir. Bunun sonucunda sanılanın aksine, yeraltı kaynaklarından kazanılan 
gelir azalmış ve birçok işletme kapanmıştır
5
.  
 
Latin Amerika’da tarım ve hayvancılık da çok gelişmiştir. Arjantin dünyanın 
en çok et  ithal eden  ülkesidir.  Kıtanın  geri  kalan yerlerinde  de  tarım açısından çok 
elverişli  bölgeler  bulunmaktadır.  Sömürgecilik  zamanından  beri,  bölgede  tarımsal 
sınıflar  arasında  uçurum  bulunmaktadır.  Kıtanın  tamamında,  bir  yanda  çok  büyük 
toprak  sahipleri  varken  diğer  yanda  topraksız,  gelirsiz  çoğunluk  bulunmaktadır. 
Toprak  dağılımındaki  bu  eşitsiz  yapı  bugüne  kadar  devam  etmiştir.  Günümüzde, 
birçoğu  ekilmemekte  olan  tarımsal  alanlar  halen  küçük  bir  grubun  elinde 
bulunmaktadır.  Latin  Amerika’nın  en  büyük  sorunlarından  biri  toprak  reformudur. 
Bugüne kadar, Meksika devriminden başlamak üzere (Galeano, 1983: 122), onlarca 
kez  toprak  reformu  çabaları  olmuştur,  ama  devrim  sonrası  Küba  haricinde  hiçbiri 
başarılı olamamıştır (Hobsbawm, 1996: 411). En son Venezüella’da 2000’li yıllarda 
yapılan  toprak  reformu  ise  henüz  sonuçları  belli  olmamakla  beraber  son  toprak 
reformu çabasıdır. Neo-liberalizmin etkisi en çok kırsal kesimde görülürken (Petras, 
                                                 
5
 Fernando E. Solanas, Yağma Anıları (Memoria del Saqueo, Arjantin, 2004) filminde, bu şirketlerden 
bazılarının hangi koşullarda satıldığını ve devletin bu durumdan ne kadar zarar ettiğini gösterir. 


 
 
46 
2005:  111),  son  30  yılda,  tarımsal  üretimin  yerine  sanayi  üretiminin  tercih 
edilmesiyle birlikte kırsal yoksulluk daha da artmıştır. 
 
Latin  Amerika’nın  sanayileşmesi,  19  yüzyılda  başlamıştır.  Bu  sanayileşme 
Avrupalı  ve  Kuzey  Amerikalı  şirketler  tarafından olmuştur. 20.  yüzyılda  ise  sanayi 
atılımları  genellikle  diktatörlükler  zamanında  gerçekleşmiştir.  1950’lerin  ithal 
ikameci  iktidarları,  yerli  bir  sanayici  sınıfı  oluşturmaya  çalışmışlar,  ama  üretime 
dayalı  değil  montajcılığa  dayalı,  bir  burjuva  sınıfı  oluşmuştur.  Yani,  ithalatına 
engeller  ve  vergiler  konan  bir  ürünü  yurtdışından  getiremediklerinden  dolayı  bu 
ürünlerin  parçalarını  getirip,  ülke  içinde  montaj  fabrikaları  kuran  komprador  bir 
burjuvazi egemen olmuştur. Yine de 1970’lerin diktatörlükleri döneminde, Brezilya 
mucizesi diye anılan ve benzeri Arjantin’de de görülen bir sanayi hamlesinin varlığı 
söz konusudur. Sanayi sektörü de yine devlet tarafından oluşturulmuş ve zengin bir 
sınıf  yaratmış  görünümündedir.  Sanayide  de  son  25  yılda  hayli  gelişme  olmuştur. 
Örneğin, Brezilya, dünyanın en sanayileşmiş 10 ülkesi arasındadır. 
 
Devletlerin  yoksulluğun  ya  da  zenginliğinden  daha  önemli  olan  durum  ise, 
halkın  yaşamakta  olduğu  yoksulluktur.  Bölgenin  zengin  ülkeleri  arasında 
sayılabilecek,  Arjantin,  Uruguay,  Brezilya  ve  Şili  de  dâhil  olmak  üzere,  Latin 
Amerika  halkları  yoksulluk  içinde  yaşamaktadır.  Bu  yoksulluğun  birçok  sebebi  ve 
sonucu  vardır.  Halkın  yaşadığı  yoksulluğun  en  temel  sebebi  gelir  dağılımındaki 
eşitsizliktir. Bunun sonucu olarak, halkın küçük bir kısmı aşırı zenginleşirken, halkın 
çoğunluğu  ise  yoksulluk  altında  yaşamak  zorunda  kalmaktadır.  Bunun  yanı  sıra 
ekonomik  değerlerin  verimli  kullanılamaması,  devletlerin  kötü  yönetimi  ve  adam 


Yüklə 4,8 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   60




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə