126
1995- 1997 arasında yıllık 20 filme düşmüştür. 1992–1997 arasında Acı Çikolata’dan
başka gişede başarılı Meksika filmi yoktur (Hind, 2003: 97). Meksika’nın
NAFTA’ya girmesinin ardından yerli film sayısı 1998’de 7 filme ve tüm izleyici
içinde yerli film izleyicisi oranı %3’e düşer (Shaw, 2003: 53).
1990 öncesi Latin Amerika sinemasının sorunları arasında senaryo zayıflığı
ve yönetmenlere bağlı bir sinema olması varken, 1990’larda bunlara etkili
yapımcıların olmaması da eklendi (Chanan, 1998). Sınırlı olanakları dolayısıyla
devlete bağımlı olmak zorunda olan ulusal sinemalar (Johnson, 2005: 14) 1990
krizinden sonra değişmek zorunda kalmışlardır. Sinema seyircisi de sürekli
azalmaktadır, 1980’de 850 milyon olan toplam seyirci sayısı 1990’da 450–500
milyona düşmüştür (D’lugo, 2003: 122).
Sinemanın krizden çıkıp, yeniden yükselişe geçebilmesi için yeni bir yapının
oluşması gerekmektedir. Bu çöküşün sonrasında yüzyılın sonunda, eskisiyle
bağlantılı ama yapım ve dağıtım açılarından çok farklı yeni bir sinema oluşmaktadır.
3.2-)
YEN LAT N AMER KA S NEMASI
Latin Amerika Sineması 1990’ların başında yaşadığı sorunlardan sonra
1990’ların ortasından itibaren yeniden yükselişe geçmeye başlamıştır. Bu yükseliş
hem nicelik hem de nitelik olarak gerçekleşmektedir. 1990’ların ilk yıllarında,
kıtanın tamamında toplamda 50 film civarına kadar düşen film üretimi 2000’li
127
yıllarda 500 filmi geçmektedir. Latin Amerika sinemasında en fazla film üreten
ülkeler olan Arjantin, Brezilya ve Meksika’nın yanı sıra daha az üretim yapan Şili,
Peru, Kolombiya ve Venezüella gibi ülkelerde de film üretimi artmış, daha önce film
üretimi nerdeyse hiç olmayan Uruguay, Paraguay, Orta Amerika ve Karayip
ülkelerinde de film üretilmeye başlanmış ve bu filmler uluslararası festivallerde
gösterilmeye başlanmıştır
16
.
Latin Amerika’da film üretiminin yeniden başlamasının ve her yıl giderek
artmasının çeşitli sebepleri vardır. 1990’ların ortasında, Arjantin ve Brezilya’da yeni
sinema kanunlarının çıkmasıyla birlikte bu ülkeler beş yıl süren krizden
kurtulmuştur. Her iki ülkede de sinemanın yükselişi 1995’te başladığından yeni Latin
Amerika sinemasının başlangıç tarihi olarak bu yıl belirtilebilir. Bu ülkelerde sinema
üretiminin yükselmesinin ardında devletin etkisi büyük olmuştur. Latin Amerika’nın
diğer önemli sinema ülkesi Meksika’da ise korumacı sinema yasaları 1994’de
kaldırıldığından, Meksika sinemasına krizin gelmesi daha geç olmuş ve krizden
ancak 1998’de çıkılabilmiştir. Devletin sinemaya etkisi bölgedeki diğer ülkelerde de
görülmektedir. Şili Sinemasının üretimini artırabilmesi, 2003’te 30 yıllık sansür
yasalarının kaldırılmasından sonra olmuştur. Brezilyalı sinemacı Walter Salles de
Latin Amerika’da sinemanın yeniden yükselişe geçmesini, politika ve kültür
kanunlarındaki değişimlere bağlar (Kaufman, 1998: 19). lk atılımlar 1995’den
itibaren başlamış olsa da Latin Amerika’nın tamamında sinema üretiminin artması ve
yeni sinemanın oluşması 2000’li yıllardan sonra olmuştur.
16
stanbul Film Festivali’nde 2004 yılında ‘Latin Amerika Seçkisi’ başlığıyla bölgenin çeşitli
ülkelerinden 20 film gösterilmiştir.
128
Latin Amerika sinemasının yükselişine ivme kazandıran bir diğer etmen ise
gişede çok başarılı olan filmlerdir. Arjantin’de Dokuz Kraliçe (Nueve Reinas, Fabian
Bielinsky, 2000), Brezilya’da Tanrıkent (Cidade de Deus, Fernando Meirelles / Katia
Lund, 2002), Carandiru (Hector Babenco, 2003) ve Tanrı Brezilyalıdır (Deus E
Brasileiro
, Carlos Diegues, 2003), Meksika’da Paramparça Aşklar Köpekler
(Amores Perros, Alejandro Gonzalez Inarritu, 2000), Ananı da..... (Y Tu Mama
Tambien,
Alfonso Cuaron, 2001) ve Günah (El Crimen del Padre Amaro, Carlos
Carrera, 2002) adlı filmler kendi ülkelerinde ve yurtdışında gişede çok başarılı olmuş
ve başka filmlerin önünü açmışlardır. Bu filmler aynı zamanda uluslararası
festivallerde ödüller kazanmış ve olumlu eleştiriler almıştır. Yeni Latin Amerika
sinemasının en belirgin özelliği, bir yandan sanatsal değeri yüksek, festivaller için
üretilen filmlerin yapılması, aynı zamanda bu filmlerin popüler bir seyirci kitlesine
ulaşmasıdır.
Latin Amerika’da, yukarıdaki filmlerle aynı dönemde gişe başarısını
yakalayan popüler filmler de yapılmıştır ama o filmlerin başarısı yerel sınırları
aşamamıştır. Klasik Latin Amerika film türlerinin devamı sayılabilecek bu filmler
televizyon yıldızlarına dayanmaktadır. Latin Amerika’da ulusal ve uluslararası
seyirciler için yapılan filmler ayrımı gözükmektedir ve Latin Amerika’da sinemacılar
seyirciye yeniden yerli filmler seyrettirme alışkanlığı kazandırmaya çalışmaktadır.
Latin Amerika sinemasının yükselişindeki bir diğer önemli etmen ise
küreselleşmedir. Küreselleşmenin sağladığı olanaklar sayesinde sinemacılar
Dostları ilə paylaş: |