S e t a 1 y ı l l ı ğ ı



Yüklə 5,84 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə37/256
tarix18.06.2018
ölçüsü5,84 Mb.
#49335
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   ...   256

92

ş u b a t   1 1

Mısır’da neredeyse üç hafta devam eden protes-

tolar neticesinde Mısır Ordusu yönetime el koy-

du. Ordunun yönetime gelmesiyle birlikte kafa 

karışıklığı ortalığı kapladı: Mısır’da olan devrim

mi, halk hareketi mi, demokrasinin başarısı mı 

yoksa darbe mi? Bu soruya farklı cevapların 

verildiği ülkelerden biri, defalarca askeri darbe 

mağduru olmuş Türkiye idi. Yıllarca darbelerin 

devrim diye adlandırıldığı Türkiye’de, haklı ola-

rak aynı sorular bu sefer devrim olarak adlandı-

rılan gelişmeye dönük olarak ele alındı: Bu mü-

dahale darbe mi devrim mi? Duruma göz atmak 

gerekirse eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek

ve başkan yardımcısı Ömer Süleyman, Savunma 

Bakanı Muhammet Hüseyin Tantavi’nin yöne-

time el koymasıyla görevlerinden uzaklaştırıldı.

İktidar Tantavi’nin yönetimindeki Yüksek As-

keri Konsey’e devredildi. Konsey Eylül ayında 

yapılması planlanan seçimlere kadar yönetimi 

elinde tutacağını, bu süreçte demokratik re-

formların yapılacağını, yeni Anayasa çalışmala-

rına muhalefetin tüm kanatlarının - yani Müs-

lüman kardeşlerin de- katılacağını resmen ilan 

ederek, yeni Anayasa sözü verdi.



Devrim mi darbe mi?

Bu gelişmeleri darbe-devrim ekseninde nereye 

oturtmak gerekir? Gündelik kullanımda devrim 

ifadesi zaman zaman herkes tarafından kullanıl-

sa da, siyaset bilimi literatürü açısından Mısır’da

olanları devrim olarak adlandırmak için henüz 

erken. Devrim ifadesinin kullanımı darbe, is-

yan, iç savaş gibi başka kavramlarla karşılaştırıl-

dığında anlamlı. Siyasi erkin yukardan aşağı el 

değiştirdiği darbeye karşın, devrimin aşağıdan 

yukarı gerçekleşen, ekonomik, sosyal ve siya-

si kurumları da dönüştüren bir niteliği olması 

gerekir.  Bu  çerçevede,  Mısır’da  yaşananların

aşağıdan yukarı bir halk hareketinin zorlama-

sıyla gerçekleştiği aşikarsa da, ne ekonomik, ne 

sosyal ne de siyasi bir dönüşümden bahsetmek 

mümkün. Öte yandan Mısır’da, devletin iktidar

yapısının üst kademesinde gerçekleşen iktidarın 

el değiştirmesi, formel olarak darbe gibi gözükse 

de, bu değişimin halk tarafından zorlandığı, si-

lahlı kuvvetlerin bu değişimde değişimin öznesi 

değil, sadece değişimi taşıyan kurum olduğunu, 

ayrıca kendi iktidarından taviz verme sözüyle 

halen iktidar olduğunu kabul etmek gerekir. O 

halde Mısır’da gerçekleşen nedir?

SETA YORUM

Mısır’da Devrim mi? Darbe mi? 

Bu askeri müdahalenin “darbe” olup olmadığını belirleyecek şey, askeri vesayet ya 

da askerlerin yönetimde olması değil, seçimlere kadar devam edecek kademeli geçiş 

sürecinin nasıl ve ne şartlarla gerçekleşeceğidir.

NUH YILMAZ



93

t a h r i r ’ d e   r e f o r m   s e s l e r i



Askeri seçkinler iktidarı

Mısır resmi olarak cumhuriyet olsa da, fiili du-

rum Mübarek döneminde de askeri yönetimden

çok farklı değildi. Genelde askerlerden oluşan 

oligarşik bir yapı arz eden iktidar seçkinleri, 

hem ekonomik olarak hem de siyasi olarak ül-

keyi  kontrol  ediyorlardı.  Milyarder  generaller-

den oluşan Mısır Yönetimi’nde, şeklen seçimler

yapılsa da, Mübarek yüzde 90’lar civarında oy

alıyor, parlamento seçimlerinde kazanma ihti-

mali olan adaylar ya çekilmeye zorlanıyor ya da 

şeffaf olmayan seçim sürecinde usulsüzlük ya-

pılarak saf dışı bırakılıyordu. Hatta bu nedenle 

kendilerine karşı hile yapıldığını düşünen, yük-

sek oy alan ancak milletvekillikleri tanınmayan 

bir kısım eski milletvekili alternatif bir gölge 

parlamento bile oluşturmuştu. Yine askerler 

bürokratik yapıda önemli noktaları işgal edi-

yor, fiilen ülkeyi yönetiyorlardı. Böyle bir yapıya 

karşı darbe ne anlama gelir, ya da zaten darbe ile 

yönetime gelmiş bir iktidara karşı yapılan askeri 

müdahale hangi şartlarda darbe diye adlandırı-

lır düşünmek gerekir.

Askeri darbenin kurumsallaşması

Bir  başka  nokta  askeri  vesayet  problemi.  Mı-

sır’daki fiili durum aslında darbenin kurumsal-

laşmasıydı. Askeri vesayet devletin ve toplumun 

her alanına sinmiş, hiçbir sivil yapılanma belli 

sınırların dışına çıkamaz hale gelmiş, sivil ku-

rumların gelişmesi engellenmiş, sivillerin alanı 

daraltılmıştı. Haliyle gelişme imkanı bulunma-

yan sivil topluma bugün iktidar tam anlamıyla 

devredilse dahi, hiçbir iktidar ve yönetim tec-

rübesi olmayan hali hazırdaki siyasi kesimle-

rin  Mısır’da  iktidar  olma  şansı  yok.  Bir  başka

deyişle, ülkeyi kısırlaştıran, tüm alternatifleri 

yok eden askeri vesayet Mısır’ın neredeyse ka-

deri haline getirmiş durumda. Bu nedenle de 

askeri yönetimden çıkış, sivil yönetime çevrilme 

herhangi bir ihtimalde askeri vesayet olmadan 

fiilen gerçekleşemez durumda. Yani iktidarda 

kim olursa olsun, sahadaki fiili şartlardan dolayı 

duruma vaziyet etme görevi, tek yönetme bece-

risine sahip kurumsal yapı olan orduya verilmek 

zorunda.  Bu  nedenle  Mısır’da  önümüzde  dö-

nemde askeri vesayetin var olacağı bir tahmin 

ya da öngörü değil, somut gerçeklik. Bu gerçek 

paranteze alınarak, sadece temenniler üzerinde 

Mısır analizi yapmak ya da Mısır’da hemen bir

demokratik gelenek oluşturulmasını beklemek 

naiflik olur.



Sivilleşmenin teminatı Tahrir

O halde Mısır’da yaşanan kurumsallaşmış darbe

yönetimine karşı yapılan askeri müdahale darbe 

olarak adlandırılabilir mi? Bu askeri müdahale-

nin “darbe” olup olmadığını belirleyecek şey, as-

keri vesayet ya da askerlerin yönetimde olması 

değil, seçimlere kadar devam edecek kademeli 

geçiş sürecinin nasıl ve ne şartlarla gerçekleşe-

ceğidir. Bir başka deyiyle, darbenin alternatifi 

şu anda demokrasiye geçiş değil vesayet rejimi-

nin kurulma şartlarının nasıl gerçekleşeceği. O 

nedenle vesayet şartları konusunda anlaşılması, 

vesayet rejiminin tedrici bir geçiş konusunda 

söz vermesi ve bu sözü tutması halinde yapıla-

nın darbe olmadığına hükmetmeniz gerekecek. 

Aksi gerçekleşirse - ki bu da gayet mümkün- 

yani yönetim tüm reform sürecini askıya alır, 

sivilleşme ve yeni anayasa çalışmalarını iptal 

ederse, o zaman yaşananın darbe olduğuna 

hükmetmemiz gerekecek.

O halde Mısır’da önümüzdeki aylarda yakından

izlenmesi gereken süreç, kimin iktidarda olduğu 

değil, demokratik bir geçişe yol verecek değişik-

liklerin kurumsal olarak yapılıp, tüm muhalif-

lerin bu kurucu sürece dahil edilip edilmeye-

ceği. Eğer ikinci seçenek gerçekleşirse o zaman 

Mısır’ın aşağıdan yukarıya ekonomik, siyasi ve

toplumsal yapısının değiştiğine şahit olacağız 

ki, işte o zaman gerçekleşenin devrim olduğu-

nu söyleyebiliriz. Eğer Mısır’da olanlar devrim

şeklini alırsa, o zaman tüm devrimlerden sonra 

yaşanan, bu değişimin başka ülkelerde tecrübe 

edilmesi talebi bölgedeki neredeyse tüm Arap 

ülkelerini değişime zorlayacak, yani devrim 

yayılacaktır. Şu aşamada gerçekleşen askeri mü-

dahalenin darbe değil devrim olmasını sağlaya-

bilecek tek güç ise Tahrir Meydanı’nda kurulan

siyasi cephenin baskısıdır.



Yeni Şafak, 16 Şubat 2011

İktidarda kim olursa olsun, sa-



hadaki fiili şartlardan dolayı duruma 

vaziyet  etme  görevi,  tek  yönetme 

becerisine  sahip  kurumsal  yapı  olan 

orduya verilmek zorunda.




Yüklə 5,84 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   ...   256




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə