kuşların doymak bilmez tutkularına alternatif gösterecek bir
ruhani lider, bir Simurg gereksindiklerini öne sürer. Hep
birlikte uçup bu Simurg'u bulmaları gerekmektedir. Ama
birçok kuş böyle uzun ve çetin geçebilecek bir yolculuktan
kaçınır. Şahinler dünyevi prenslerin gücünü, balıkçıllar ıssız
kıyılarını, ördekler güvenli gölcüklerini yeğlerler. Serçeler
güçsüzlüklerinden, bülbüller şarkılarını yitirmekten korkarlar.
Ama sonunda bir grup yola çıkar, yedi vadiyi –Arayış Vadisi,
Aşk Vadisi, Gizem Bilgeliği Vadisi, Kopuş Vadisi, Birlik
Vadisi, Hayret Vadisi, Yoksulluk Vadisi ve Hiçlik Vadisi–
aşarlar. Her vadide tehlikelerle, kararsızlıklarla ve baştan
çıkarıcılarla karşılaşır ve örnek karakterlerin öykülerini
dinlerler. Bu karakterler arasında "Yaşayan ve çabası hiç
bitmeyen" İsa ile kendisini nereye gömmelerini istediğini soran
öğrencilerine, "Beni bulabilirseniz benden akıllısınız demektir
çünkü ben kendimi hiç bulamadım" diyen Sokrates de vardır.
Nihayet Simurg'un sarayına vardıklarında geriye sadece otuz
kuş kalmıştır; hepsi yaşlanmış, bitkin, toz toprak içindedir.
Kibirli bir saray ulağı uçarak yanlarına gelir, paspal
görünüşlerine kızar ve içeri girmeye layık olmadıklarını, geri
dönmelerini söyler. Ama kuşlar ısrar ederler ve sonunda
saraya kabul edilirler. Saray sahiden muazzamdır. Ama
bomboştur. Hüsran ve kederle sarayın içini ararlar. Bir hiç
uğruna bunca yol tepmişlerdir. Saray, aynalar dışında
bomboştur. Ama derken peyderpey tuhaf bir coşku kaplar
içlerini. Birden aynaların ne anlama geldiğini kavrarlar.
Simurg'u bulmuşlardır! Aynalarda Simurg'a bakmaktadırlar.
Çünkü Simurg (Farsça otuz kuş anlamına gelir) kendileridir.
Bu şiir derin bir gerçeği, anlamın anlam arayışının kendisi,
Yol'un istikamet, Kutsal Kâse'nin arayış olduğunu anlatıyor.
Yüzyıllar boyunca pek çok kişi bunu keşfetmiş ve çeşitli
yollardan ifade etmiştir.
[123]
En unutulmazlarından biri,
Kavafis'in "İthaka" adlı şiiridir.
[124]
Hiç aklından çıkarma İthaka'yı.
Oraya varmak senin başlıca yazgın.
Ama yolculuğu tez bitirmeye kalkma sakın.
Varsın yıllarca sürsün, daha iyi;
Sonunda kocamış biri olarak demir at adana,
Yol boyunca kazandığın bunca şeylerle zengin,
İthaka'nın sana zenginlik vermesini ummadan.
Sana bu güzel yolculuğu verdi İthaka.
O olmasa, yola hiç çıkmayacaktın.
Ama sana verecek bir şeyi yok bundan başka.
Onu yoksul buluyorsan, aldanmış sanma kendini.
Geçtiğin bunca deneyden sonra öyle bilgeleştin ki,
Artık elbet biliyorsundur ne anlama geldiğini
İthakaların.
3. BÖLÜM – STRATEJİLER
6
Sorumluluğun Baltalanması
Öğrenci projesini zamanında teslim etmeyi başaramaz,
ardından gözetmeniyle sorunu görüşeceği randevuyu da
kaçırır. Üniversite öğrenciye projesinden sıfır aldığını bildiren
bir yazı yollar. Öğrenci bu sefer gözetmenine gitmekle
kalmaz, odasına randevusuz çat kapı dalıverir.
"Projemin geç teslimi kabul edilmeli!"
"Niyeymiş?"
"Çünkü bende KZB var."
"O ne o?"
"Kısıtlı-Zaman Bozukluğu. Teslim tarihlerine yetişemediğim
ve randevulara vaktinde gidemediğim anlamına gelen
beyindeki kimyasal bir dengesizlik."
KZB'yi, çağdaş dünyada hicve yer kalmadığını unutarak
sırf şaka olsun diye uydurmuştum ama daha sonra DePaul
Üniversitesi'nden Profesör Joseph Ferrari diye birisinin
ağırdan alma veya geciktirmenin klinik bozukluk
[125]
olarak
tanınmasını ve akıl sağlığıyla uğraşanların standart referans
çalışması Akli Bozukluklarla İlgili Tanı ve İstatistikler
Kılavuzuna (DSM) alınmasını cidden önerdiğini öğrendim.
DSM her birinde, 297'si DSM IV'te tanımlanmış yeni
bozukluklarla dolu dört cilde ulaşmış durumdadır ve daha
birçok yenisi DSM V'e girmeyi beklemektedir. Mesela
bunlar arasında "haklara aldırmama ve hakları ihlale yönelik,
çocukluktan veya ergenlikten başlayıp yetişkinlikte devam
eden yaygın davranış şablonu" diye tanımlanan Antisosyal
Kişilik Bozukluğu (APD) vardır ki bu eski adıyla düpedüz
bencillik diye bildiğimiz kusurdur. Kısacası ahlaki kusura
teslimiyetin anahtarı, Bozukluk sıfatıyla yeniden tanımlayıp
şöyle tınlayan bir kısaltma verivermektir. Bundan sonra
davranışınıza laf eden çıkarsa öfkeyle kalkıp "Rahatsızlığım
var... Bozukluk benimkisi" diyebilirsiniz. İnternet başında
aşırı zaman harcayanlar, internette sörfün Oregon Sağlık ve
Bilim Üniversitesi'nden Dr. Jerald Block tarafından daha yeni
bir bozukluk olarak tanımlandığını öğrenmekten memnuniyet
duyacaklardır: "İnternet bağımlılığı DSM V'e alınmayı hak
eden yaygın bir bozukluk gibi görünmektedir."
[126]
Ben de DSM V için kendi bozukluk adayımı sunuyorum:
istenmeyen tüm insani davranışları Bozukluk olarak
sınıflandırmaya yönelik kontrol edilemez itki, Bozukluk
Bağımlılığı Bozukluğu (DAD).
Dostları ilə paylaş: |