Sarkoidozlu hastalarin izleminde inflamatuar belirteçleriN Önemi



Yüklə 252,41 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə8/9
tarix26.03.2018
ölçüsü252,41 Kb.
#34271
1   2   3   4   5   6   7   8   9

ADA

51,621


23,670

57,586


20,589

,422


CRP

9,520


11,990

8,027


5,707

,841


IgE

76,694


155,857

42,400


30,981

1,000


SAA

48,534


40,565

60,171


43,437

,529


IL2R

886,934


1077,328

2719,886

2140,722

,014*

(

Mann Whitney u testi)



TARTIŞMA

24



Çalışmamızda   serum   ACE,   ADA,   IL2R   ve   SAA   değerleri   sarkoidozlu   olgularda 

yüksek, IgE düşük saptanırken olgular aktif ve inaktif diye gruplandırıldığında SAA aktif 

olgularda, IL2R ise ekstrapulmoner tutulumu olan olgularda daha yüksek olarak bulundu.

Sarkoidoz   tanısından   sonra   hastalığın   seyri   bilinmediği   için   hastaların   aktivite 

durumları   ve   hangi   hastada   fibrozise   gidiş   olacağı   ve   buna   bağlı   olarak   solunum 

fonksiyonlarının   bozulacağı   da   belli   değildir.   Sarkoidozda   aktivite   klinik,   radyolojik   ve 

fizyolojik   değişikliklerin   devam   etmesi   durumudur.   Birçok   sistemi   tutan   bu   hastalıkta 

hastalığın aktivitesi, klinik takipte tutulan organların tedavi kararını vermede, bu tedavinin 

şekli ve süresinde önemlidir. Günümüzde hastalığın aktivitesi ve şiddetini saptamada klinik, 

radyolojik ve fizyolojik parametreler kullanılırken, bunlarla uyumlu bir serum belirteci arama 

araştırmaları   da   gündemdir.   Çalışmamızda   da   hastalığın   aktivitesini   klinik,   radyolojik   ve 

fizyolojik parametrelerle belirledik. Evre 0 ve 1 olgularda dahi restriktif pulmoner bozukluk 

olabileceği ve parankim hasarını saptamada akciğer fonksiyon testlerinin daha duyarlı olduğu 

gerçeği ile uyumlu olarak biz de fizyolojik kriterlerle daha fazla sayıda hastanın aktif olarak 

değerlendirildiğini   saptadık   (1,   32–34).   Fizyolojik   aktivite   durumu,   klinik   ve   radyolojik 

aktivite durumuna göre anlamlı derecede fazla idi.

Sarkoidoz bilinmeyen bir antijene karşı aşırı bir immün cevapla karakterizedir. Olaylar 

monosit-makrofaj   aktivasyonu   ile   başlamakta,   granülom   formasyonu   ile   devam   etmekte, 

remisyon veya fibrozis ile sonuçlanmaktadır. Bu fazlarla ilişkili olarak sarkoidozlu hastalarda 

bazı biyokimyasal  belirteçler

 

serumda artmaktadır.  Eskiden beri bilinenlerin yanı  sıra son 



yıllarda bu konuda yapılan çalışmalarda yeni yeni belirteçler ortaya konmaktadır. Kieszko ve 

Arkadaşları sarkoidozlu olgularda IL–18 değerini yüksek olarak bulmuşlardır (5). Rothkrantz-

Kos ve Arkadaşları ise çalışmalarında ACE’nin yanı sıra SAA, IL2R ve CRP’yi araştırmışlar 

ve   bunları   yüksek   olarak   bulmuşlardır   (6).  Grutters   ve   Arkadaşları   sIL2R  düzeyini 

sarkoidozlu   olgularda   yüksek   saptamışlardır   (22).   Kadowaki   ve   Arkadaşları   sarkoidozlu 

hastalarda   ACE,   SAA,   sIL2R,   KL–6   ve   lizozim   değerini   yüksek   bulmuşlardır   (35). 

Çalışmamızda bu belirteçlerden serum ACE, ADA, IL2R ve SAA düzeylerini sarkoidozlu 

olgularda yüksek, IgE düzeyini düşük olarak saptadık.

Serum   ACE   sarkoidozlu   olguların   %30-80’inde   yüksektir   (33).   Bu   varyasyonun 

ölçümlerin   farklı   zaman   dilimlerinde   ve   farklı   radyolojik   evrelerde   yapılmış   olmasına   ve 

ekstrapulmoner lezyonların varlığına bağlı olarak ortaya  çıktığı düşünülmektedir  (36,  37). 

Düşük spesifitesi nedeniyle diagnostik marker olarak değil daha çok tedavi yanıtı izlemede 

önerenlerin yanı sıra aksini savunanlar da vardır (29). Çalışmamızda serum ACE sensitivitesi 

%72, spesifitesi %60 olarak bulunmuştur. 

25



ADA,   lenfoid   hücrelerin   özellikler   T   lenfositlerin   diferansiasyonunda   önemli   rol 

oynar. Sarkoidozda hem BAL hem de serumda yüksek değerler bildirilmiştir. Çalışmamızda 

ADA en yüksek  eğri  altında kalan alana sahip (0,98 CI 0,96–1,0) olan parametre  olarak 

bulunmuştur.   Duyarlılığı   %93,8   seçiciliği   ise   %100   olması   nedeniyle   de   en   yüksek   tanı 

değerine sahiptir (%96,6). 

Sarkoidozda   poliklonal   hipergammaglobulinemi   yaygındır.   Kataria,   14   tedavisiz 

hastanın 7’sinde serum IgG ve IgM ve birinde de IgA düzeyinin arttığını saptamıştır (10). 

Sarkoidozlu hastalarda serum IgE daha az araştırılmıştır (38–41). Yagura ve Arkadaşlarının 

yaptığı   bir   çalışmada   sarkoidozlu   hastalarda   serum   IgE   seviyesinde   belirgin   bir   düşüş 

gözlemlenmiştir, bu da deri reaksiyonları ile ilgili bulgularla uyum göstermiştir (38) Burnett 

yaptığı bir çalışmada ise IgM ve IgE diğer immünglobulinlere oranla daha düşük bulunmuştur 

(39).   Çeşitli   çalışmalarda   immünglobulinler   BAL   sıvısında   araştırılmış   ve   yüksek 

bulunmuştur. Bu çalışmalarda periferik kanda yükselmediği belirtilmiştir (42).

Serum IL2R düzeyleri T hücre aktivasyonunun bir kriteridir ve sarkoidozlu hastalarda 

yüksektir.   Serum   IL2R   düzeyleri   yüksek   olan   olgularda   progresyon   görülürken   normal 

değerlere sahip olgularda tedaviye gereksinim olmamıştır (19, 43). Sarkoidoz tanısında BAL 

lenfosit   sayısı   ile   korelasyon   göstermesi   bakımından   anlamlıdır.   Bu   nedenle   Grutters   ve 

Arkadaşları bu belirteci hasta tanı ve takibinde önermektedirler (22). Ekstrapulmoner tutulum 

olduğunda bu düzeyin daha da arttığını gösteren çalışmalar vardır (6, 22, 44).

Sarkoidoz   patogenezi   dikkate   alındığında   antijenik   stimulus   ile   IL–1,   IL–6 

düzeylerinin artması CRP ve SAA gibi akut faz reaktanlarının karaciğerden salınımını artırır. 

Sarkoidozda her ikisinin de arttığı gösterilmiştir (6). Çalışmamızda sarkoidozlu hastalarda 

SAA   yüksek   olarak   bulunurken,   CRP   değerlerinde   kontrol   grubu   ile   aralarında   anlamlı 

farklılık saptanmamıştır. 

Tüm sarkoidozlu olgular ve serum belirteçleri dikkate alındığında ADA-ACE, SAA-

ACE, IL2R-ACE, SAA-ADA, IL2R-ADA ve SAA-CRP değerleri arasında anlamlı pozitif 

korelasyon   saptanmıştır.   Grutters   ve   Arkadaşları   da   sIL2R   seviyesi   ile   BAL’daki   CD4+ 

lenfosit arasında pozitif korelasyon  saptamışlardır  (22).  Müller-Quernheim ve Arkadaşları 

sIL2R  ile  sACE arasında,  bizim çalışmamıza  benzer  şekilde  ilişki  bulurken, Japonya’dan 

Keicho ve Arkadaşları bu ilişkiyi bulmamışlardır (45, 46).  Benzer çalışmalardaki bu farklı 

sonuçlar hasta seçimi ile ilişkili olabileceği gibi (ekstrapulmoner organ tutulumları, hastalığın 

süresi, pulmoner hastalığın aktivitesi gibi) genotip farklılıklarına bağlı da olabilir.

Sarkoidozda   aktivite   terimi;   vücuttaki   granülomatöz   hastalığın   ve   organ 

fonksiyonlarındaki   olası   bozulma   için   mevcut   potansiyelin   gösterilmesi   anlamında 

26



Yüklə 252,41 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə