polimorfizm mevcuttur (18). Pürün metabolizması ürünü olan ve hücresel immünitenin
belirleyicisi olan adenozin deaminaz (ADA) ölçümünün ise aktif ve inaktif hastalığı ayırmada
neopterin, ACE gibi aktivite belirteçlerinden daha üstün olduğu gösterilmiştir. Sarkoidozda
hem BAL hem de serumda yüksek ADA değerleri bildirilmiştir, fakat sensitivitesinin ve
spesifitesinin düşük olması nedeniyle klinik kullanımı sınırlıdır (19). Son yapılan
çalışmalarda IgE’nin kronik sarkoidoz için prognostik faktör olup olmadığı tartışılmaktadır.
Sarkoidoz, lezyonun olduğu bölgede bilinmeyen bir ajana karşı hiperimmün yanıtla
karakterize bir hastalıktır. İnflamatuar bir ajana karşı monosit-makrofaj aktivasyonu olur ve
tümör nekroz faktör-α (TNF-α), interlökin (IL) gibi sitokinler oluşur (20). IL–1 ve IL–6, C-
reaktif protein (CRP) ve serum amiloid A (SAA) gibi akut faz proteinlerinin oluşumunu
stimüle ederler. CRP sistemik inflamasyonun stabil bir markırı olarak gösterilmektedir (21,
22). Drent ve Arkadaşları, az hassas CRP metodu ile CRP’de hafif yükselmenin sarkoidozla
ilişkili olduğunu gösterdiler. Yüksek hassas CRP (hs-CRP) doğru şekilde takip edilirse CRP’
deki hafif yükselmeleri de anlamlı bulmakla birlikte hs-CRP’ yi değerlendiren çalışma yoktur
(23). SAA artışı tek başına sarkoidoz aktivitesi ile ilişkili bulunmuştur. SAA, kortikosteroid
gibi immunsupresif ilaç kullanımında daha az hassas gözükmektedir, bu yüzden hastaların
takibinde önemlidir (21).
Aktive monosit-makrofajlardan salınan IL–1 ve IL–6 aynı zamanda IL–2 üretimini
stimüle ederler. IL–2 üretimi T hücre aktivasyonuna sebep olur. Aktive T hücreleri yüzeyinde
IL–2 reseptörü (55-kDA/ 75-kDA heterodimer) mevcuttur ve 55-kDA zincirine çözünebilir
IL–2 reseptörü (sIL2R) denir. sIL2R’ün aktif sarkoidozlu olgularda arttığı bildirilmiştir (6,
19). (Şekil-2).
Stimulus Monosit-makrofaj Sitokinler
TNFγ
aktivasyonu IL’ler
IL-1,IL-6 Hepatik akut
IL-2 faz reaktanları
artar
T hücre
aktivasyonu
CRP, SAA
IL-2 reseptörü belirir
Şekil 2: Sarkoidozdaki IL2R, CRP ve SAA aktivite belirteçlerinin patogenezdeki yeri
9
Sarkoidozda araştırılan aktivite belirteçleri Tablo 2’de, kaynağı ve klinik önemi Tablo
3’de özetlenmiştir. (24)
Tablo 2: Sarkoidozda araştırılan aktivite belirteçleri
KLİNİK
SERUM
BAL
Ateş
Üveit
Eritema nodosum
Lupus pernio
Makulopapüler döküntü
Poliartralji
Splenomegali
Progresif semptomlar
Akciğer radyolojisinin bozulması
Akciğer fonksiyonlarının
kötüleşmesi
Pozitif Ga 67 sintigrafisi
Makrofaj ve granülom ilişkili
markırlar
ACE
Kalsitiriol/Hiperkalsemi
Lizozim
Karboksipeptidaz
Termolizin benzeri metallopeptidaz
Neopterin
Lenfosit ile ilişkili markırlar
IgE
β2 mikroglobülin
Çözünebilir IL reseptörleri
Adenozin deaminaz
INFγ
İmmün kompleksler
Hipergammaglobinemi
Ekstrasellüler matriks ile ilişkili
markırlar
PCP-3
Hiyaluronan
Fibronektin
Lenfositler
CD4/CD8 oranı
Kollagenaz
PCP-3
Hiyaluronan
Fibronektin
Vitronektin
10
Tablo 3: Sarkoidozda aktivite belirteçleri, bunların kaynağı ve klinik önemi:
Aktivite belirteçleri
Kaynağı
Klinik önemi
Kalsiyum
Kalsitriol
ACE
Lizozim
Neopterin
Beta 2 mikroglobülin
sIL–2
ADA
Prokollajen peptid III
Fibronektin
Kollajenaz
Elastaz
Solubl CD27
sIL-6R
SCAM–1
Aşırı kalsitriol üretimi
Alveolar makrofajlar, T lenfosit
Epiteloid hücre, makrofaj
Epiteloid hücre, makrofaj
Aktive monosit/makrofaj
Aktive lenfosit
Aktive lenfosit, monosit/alveolar makrofaj
Lenfosit
Karaciğer hücresi, fibroblast
Aktive alveolar makrofaj, karaciğer hücresi
Nötrofil
Nötrofil
T
lenfosit
T lenfosit, makrofaj
Alveolar makrofaj, lenfosit
+++
++
+++
+
+
0
++
0
+
+
+
0
+
0
+
SARKOİDOZDA KLİNİK GİDİŞ VE PROGNOZ
Sarkoidoz birden çok organ ya da sistemi tutabilir. En sık akciğer (%90) tutulumu
görülmekle beraber sırasıyla; periferik lenfatikler (%50–75), cilt (%60–80), karaciğer (%60–
80), göz (%17), dalak (%15), kemik (%1–35), tükrük bezleri (%5), kalp ve eklemler (%30) de
tutulur. Morbidite ve mortaliteden başlıca sorumlu en sık tutulan organ olan akciğerdir (25).
Öksürük ya da nefes darlığı en çok saptanan semptomdur, %30–60 hasta ise asemptomatik
olup akciğer grafisindeki lezyonlar rastlantısal olarak tespit edilir. Sarkoidozda klinik gidiş ve
prognoz değişkendir. Hastaların 1/3’ünde spontan remisyon saptanır fakat %10–30 olguda
gidişat kroniktir (26, 27).
Klinik olarak hastalığın başlangıcına göre üç tip sarkoidozdan bahsedilir: (24)
1. Akut sarkoidoz; başlangıç anidir ve bu tip Afrika kökenli Amerikalı’lardan çok
Kafkas ırkında izlenir. Löfgren sendromu bilateral hiler lenfadenopati, artrit, eritema
nodozum ve sıklıkla konstitüsyonel semptomlarla karakterizedir. Eritema nodozum genellikle
alt ekstremitelerde, birkaç santimetre büyüklükte, kırmızı ve hassas nodüllerdir. Artrit şiddetli
11