Selçuk iletiŞİM



Yüklə 2,6 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə37/120
tarix15.10.2018
ölçüsü2,6 Mb.
#74209
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   ...   120

Bilgi Toplumu ve İletişim: Bilginin Yayılması Sürecinde… (67-80)
77
ve süreçleri büyük oranda ortadan kaldırarak ya
da dönüştürerek kendine ait bir toplumsal dü-
zen oluşturmakta, kendi içerisinde bir bütünlük
arz etmektedir.
Bu anlamda bilgi toplumu da beraberinde ge-
tirdiği yeniliklerin de etkisiyle kendinden ön-
ceki toplumsal yapılarda büyük değişim ve
dönüşüme neden olmuş, kendine ait yeni yapı-
lar ortaya çıkarmıştır. Bilgi toplumunun ortaya
çıkardığı bu yapıların en büyük özelliği bilgi
temelli olmalarıdır. Bilgi artık her anlamda ön
plana çıkmış, toplumun her alanında onsuz bir
yaşam düşünülemez hale gelmiştir. Durum
böyle olunca da bilgiye ulaşmak, onu elde
etmek hayati nitelikte bir öneme sahip olmuş-
tur.
Bilgiye ulaşmak için ise iletişim bilhassa da
kitle iletişim araçları ve internet bu toplum
yapısının vazgeçilmezleri arasında sayılmaya
başlanmıştır. Bilginin toplum geneline yayıla-
bilmesi noktasında çok önemli bir fonksiyon
üstlenen bu araçlar, kendine özgü dezavantajla-
rı bulunsa da aynı anda milyonlarca kişiye
ulaşabilmesi, kullanımının çok kolay ve ucuz
olması, çok farklı nitelikte ve çok farklı amaç-
lar için fayda sağlama potansiyeline sahip bil-
gilere ulaşım imkanı vermesi, çok farklı nite-
likteki engel ve sınırlamaları ortadan kaldırma-
sı gibi sebeplerden ötürü bilginin yayılması
sürecinde vazgeçilemez bir kaynak konumun-
dadır. Gelişen teknolojiler ve bu teknolojilerin
sağlayacağı olanaklarla birlikte sahip oldukları
bu konum zaman içerisinde daha da önem
kazanacaktır.
NOTLAR
(1) Tabloda da görüldüğü üzere, Fındıkçı tara-
fından geliştirilen bu tabloda toplumsal evrim
aşamaları olan ilkel toplumlar, tarım toplumla-
rı, sanayi toplumları ve bilgi toplumları eğitim,
ekonomi, iş hayatı ve üretim, aile hayatı, top-
lumsal yaşam, üretim araçları ve yönetim anla-
yışı bakımından karşılaştırmalı olarak incelen-
mektedir.
(2) Tarihin tanık olduğu üç temel değişim süre-
cinin ilki olan tarım devrimini çapa, ikincisi
olan sanayi devrimini montaj hattı temsil eder-
ken, üçüncü devrim olan bilgi toplumu devri-
mini de bilgisayar simgelemektedir (Karaman
1998: 241).
(3) Ayrıca, enformasyon/bilgi çağının işçileri,
sanayi toplumunun zaman ve mekanda toplula-
şıp kolektif hale gelmiş fabrika işçilerinden
farklı olarak, zaman ve mekan içinde birbirle-
rinden kopuk, dağılmış ve bireysel hale gelmiş-
lerdir (Akşit 2002: 366) ve artık bir işi hallede-
bilmek için illaki işletme sınırları içerisinde
olmaya gerek yoktur. Dışarıdan internet, tele-
fon, fax vb. iletişim araçları kullanılarak da
birçok işin halledilmesi imkanı vardır. Önemli
olan bunları kullanabilme kapasitesine sahip
olmak ve becerileri o yönde geliştirebilmektir.
(4) Bilgi toplumu kavramı tarafından, çağdaş
toplumları tanımladıkları düşünülen iki olguya
işaret edilmektedir. Bunlardan biri, çeşitli ha-
ber alma ve iletişim imkanlarının baş döndürü-
cü gelişmesiyle birlikte insanın çevresi ile
kurduğu ilişkilerindeki radikal nitelikteki de-
ğişmeler. Diğeri ise, bir üretim faktörü ve bir
ürün olarak bilginin, ekonomik süreçler içeri-
sinde edindiği belirleyici nitelikteki konumdur
(Buğra 2002: 85).
(5) Bilginin çevresinde kurulan bir toplum
modern demokrasilerde özgürlük ve eşitlik gibi
insanlar tarafından en fazla değer verilen iki
şeyin üretimini artırır (Fukuyama 2000: 13).
Bu açıdan, bir toplum olarak her yerde ve her
kurumda rasyonel ve bilimsel esaslar üzerine
oturmuş bir teşkilatlanmayı ne kadar sağlayabi-
lirsek, bilgi toplumu için gerekli olan şartları da
o derecede oluşturmuş oluruz (Dura 1990:
183). Bu şartları sağlayabilmek için de bilgiyi
üreten ve yaygın hale getiren teknolojilere
ihtiyaç vardır ve bu teknolojiler daha önceki
toplum yapılarına ait teknolojilerden elbette ki
farklı özellikler göstermektedir.
(6) Bilgi toplumunun temel özelliklerinin sana-
yi toplumunun özellikleriyle karşılaştırmalı
olarak incelemesini görmek için bkz (Aktan ve
Tunç 1998: 122).
(7) Doğuda ve batıda bilginin ne şekilde anla-
şıldığı, bilgi kavramına nasıl bir mana yüklen-
diği ortaya konulmak istendiğinde karşımıza
çıkan manzara şudur:


Selçuk İletişim, 5, 3, 2008
78
Eflatun’un zamanından beri Batı’da bilginin
manası ve işlevi hususunda sadece iki teori
bulunmaktadır... Aşağı yukarı aynı zaman
süresi içerisinde Doğu’da da yine iki teori
gelişmiştir. Eflatun’un sözcüsü bilge Sokrat,
bilginin tek işlevinin kendini bilme olduğuna,
yani kişinin entellektüel, ahlaki ve ruhsal an-
lamda büyümesiyle ilgili olduğuna inanmakta-
dır. Sokrat’ın en büyük hasmı, zeki ve bilgili
Protagoras ise, bilginin amacının, sahibine ne
söyleyeceği ve onu ne zaman söyleyeceğini
bilme imkanı getirmekle sahibini etkin kılmak
olduğuna inanmaktadır. Protagoras bilgiyi,
mantık, dil bilgisi ve konuşma sanatı olarak
göstermektedir (Drucker 1994: 43). Batıda
bilgi kavramı bu şekilde değerlendirilmekle
birlikte doğuda da aslında batıdakinden pek
farklı olmayan bir anlayışın söz konusu oldu-
ğunu söylemek mümkündür.
Bilgi konusunda Doğu’da da aşağı yukarı aynı
iki teori geçerliktedir. Konfüçyüsçüler bilgiyi,
ne söyleyeceğini ve onu nasıl söyleyeceğini
bilmek olarak görmektedir, dolayısıyla da bilgi
onlar için ilerlemenin ve dünyevi başarıların
yoludur. Taoistler ve Zen sahipleri de bilgiyi
kendini bilmek, yani aydınlığa ve bilgeliğe
açılan yol olarak görmektedir (Drucker 1994:
43-44). Buradan da anlaşılacağı üzere, gerek
doğudaki gerekse batıdaki bilgi anlayışının her
ikisi de bilgiye çok önem vermekte ve bilgiyi
çok yüceltmektedir.
(8) Bilginin nakli herhangi iki aktör arasında
gerçekleşmektedir. Bu aktörlerin, belli özellik-
lerinin bulunması ve bir ilişki ağı (alt yapısı)
üzerinde olması gerekmektedir. Bilginin akta-
rımı, ancak belli bir bilgiye sahip olanlar ara-
sında mümkün olabilir. Ancak belli bir bilgiye
sahip olan kişiler, kendisine iletilmiş olan bil-
giyi yorumlayarak, uygulayabilir. Bilgi iletişi-
minin alt yapısı işlevini ilişki ağları oluştur-
maktadır. Aktörler ve yerlerden çok etkileşimin
şekli ve bilginin iletilme mekanizmaları önem
kazanmaktadır. Söz konusu bu ağı bir fiziki ağ
olmaktan çok bir güven ağı şeklinde değerlen-
dirmek gerekir (Tekeli 2002: 27). Burada birbi-
riyle etkileşim içerisine giren ve bilgi alışveri-
şinde bulunan kişiler önem kazanmaktadır. O
kişiler arasındaki ilişkinin türü iletişimin ve
bilgi akışının yönünü ve niteliğini de belirleye-
cektir.
(9) Bir toplumda bilginin yayılma sürecine etki
eden çok sayıda değişken bulunmaktadır. Söz
konusu bilginin kurumsal statüsü bu değişken-
lerden en önemlisidir. Genelde bilgi bir kamu
malı olmasına rağmen, bilgi toplumuna geçen
dünyada bilginin hiç değilse bir kısmını özel
mal haline getirmeye gayret eden kurumsal
düzenlemeler yapma eğilimi yüksektir. Eğer
bilgi kamu malı olma statüsünü muhafaza edi-
yorsa, onun yayılmasına engel olan özel bir
engel bulunmamaktadır. Oysa bilgi özel mal
haline geldikçe onun yayılması piyasa ilişkileri
doğrultusunda şekillenmeye başlayacaktır
(Tekeli 2002: 25-26). Çünkü bilgi artık bir
kamu malı değildir ve yayılması, sahibi olan
kişinin istekleri doğrultusunda gerçekleşecek-
tir. Bunun en güzel örneğini teknolojik bilgi
oluşturmaktadır.
Birinin kullanımı başka birinin kullanımını
etkilemeden paylaşılabileceği için, teknolojik
bilgi bir kamu malı özelliği taşır. Fakat tekno-
lojik bilginin büyümeyi sağlayacak biçimde
üretilip kullanılması, üreticinin yaptığı işten bir
kazanç elde etmesini de gerekli kılar. Başka bir
ifadeyle, bilginin bir kamu malı olma özelliği
ile özel mülkiyet nesnesi olma özelliği arasında
bir gerilim söz konusudur. Patent ve telif hakla-
rıyla üreticinin korunması, üretimin teşvik
edilmesi açısından önemlidir. Fakat söz konusu
bu korumanın bilginin yayılmasına engel ol-
mak gibi bir etkiye sahip olduğu da gözden
kaçırılmamalıdır (Buğra 2002: 94).
(10) Tarihsel perspektiften bakıldığında kitle
iletişim araçlarının interaktif, yani karşılıklı
iletişime açık olmamalarından ötürü günümüze
dek tek yönlü haber iletim araçları olarak işlev
gördüklerini söylemek mümkündür (Alkan ve
Şimşek 1998: 173).
(11) İletişim teknolojisi tarafından yenilenen
alanlardan  birisi  de  basındır.  Basın  da  TV  ve
diğer iletişim araçlarında meydana gelen ge-
lişmeyle yapısal bir değişim ve uyum geçirmiş-
tir. Basın bir taraftan yeni alanlara (yerel basın,
araştırmaya dayalı ayrıntılı haber ve yazım)
yönelirken, bir taraftan da yeni iletişim tekno-
lojilerinden faydalanarak köklü nitelikte deği-
şimler geçirmiştir. Bilimsel veri ve analizleri
yansıtan şema ve grafikler basında giderek
daha yoğun bir şekilde kullanılmaktadır (Erkan
1998a: 82).


Yüklə 2,6 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   ...   120




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə