Selçuk iletiŞİM



Yüklə 2,6 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə120/120
tarix15.10.2018
ölçüsü2,6 Mb.
#74209
1   ...   112   113   114   115   116   117   118   119   120

Selçuk İletişim, 5, 3, 2008
246
tikli bir savaş planı geliştirerek ülkesini Persle-
re karşı korumaktadır. Böylece kazanmanın bir
yolu da sekülerleşmeden geçmektedir mesajı
iletilmektedir.
Kralın emri üzerine toplanan 300 Spartalı sa-
vaşçı iyi bir saldırı planı hazırlamakta, böylece
Batı zihni yetenekleri temsil ederken, tüm
oryantalist çalışmalarda olduğu gibi Doğu
ötekileştirilerek, duygusal yetenekleri temsil
etmektedir. Filmsel anlatıya azınlığın/ çoğun-
luğa karşı vereceği savaş yansımakta, Sparta
askerlerinin sayısının 300 olmasına karşı Pers
ordusunun milyonlardan oluştuğu görülmekte-
dir. “Nehrin suyunu içerek kurutacak kadar
engin bir ordu.”, “Ama şimdiye değin toplan-
mış en büyük orduyla karşı karşıya olduğumu-
za şüphe yok.” gibi diyaloglar Pers ordusunun
güçsüz kalabalıklığını diğer yandan 300
Spartalının güçlü ve cesaretli azınlığını ifade
etmektedir.
Yola çıkıldıktan sonra birinci gece uykusuz
olarak geçirildikten sonra Persler ile karşıla-
şılmaktadır. Sayıları 20 civarı olan askerler
çevreyi taramaktadırlar. Sonrasında köyden
Perslerin elinden kurtulan tek kişi olan küçük
çocuk, Leonidas’ın kucağında bayılmaktadır.
Filmsel anlatıda köylülerin başına gelenleri
anlatmak için, izleyicilerin duygularına sesle-
nilmekte, belki de en çok acıma duyacakları
figür yaratılmaktadır. Ailesi ve köyü Perslerin
zulmüne uğrayan, olanlar karşısında çaresiz,
zavallı, küçük bir çocuk karşı tarafta konum-
landırılan Perslere tepki duyulması sağlanmak-
ta, böylece izleyicisini Batı uygarlığının yanına
çekmektedir. Çocuğun anlattıkları izleyici
düşüncelerini yönlendirmeye devam etmekte-
dir: “Karanlığın içinden sisle birlikte geldiler.
Pençeleri ve dişleriyle yakaladılar bizi. Benden
başka herkesi, köylüleri, onları buldular. Tan-
rılarda hiç merhamet yok mu? Kaderimize terk
edildik.” Persler ikinci olarak Arcadialı bir
askerin ağzından anlatılmaktadır: “Çocuk,
Persli hayaletlerden bahsetti. Kadim zaman-
lardan bilinen hayaletler. İnsan ruhunu avla-
yan hayaletler. Onlar öldürülemez ve mağlup
edilemez. Bu karanlıkta imkansız.” Persler,
Spartalıların ötekisi olarak tanımlanmaya de-
vam etmekte, Spartalıların merhameti/Perslerin
merhametsizliği karşıtlık oluşturmaktadır.
Ayrıca filmsel öykünün başından beri kurulan
karşıtlık olarak görünüş anlamındaki canavar
imgesi de gösterilmeye devam etmektedir.
Spartalılar Ateş Geçidi’ne doğru ilerlerken,
bütün sahili kaplayan Perslerin Zeus’un gön-
derdiği dalgalar tarafından yok edilmesini
zevkle izlemektedirler.
Filmsel öyküde Xerxes’in önünde gösterilen
köle ordusu ürkütücü, kara tenli, garip görünüş-
lü insanlar olarak gösterilmekte, Pers kralı
Xerxes ise, her tarafında piercingler olan, edalı,
kaşları alınmış, gözüne sürme çekilmiş, efemi-
ne, Batı uygarlığını yıkmaya ant içmiş, acıma-
sız bir lider olarak gösterilmektedir. Görünüş
olarak Leonidas’tan oldukça büyük görünen
Xerkes’in bedeni de devleştirilmekte bir ucu-
beye dönüştürülmektedir. Perslerin elindeki
kırbaçlara ve oklara karşı Spartalılarda kılıç
bulunmaktadır. “Devam edin köpekler. Ben,
bütün dünyanın hükümdarının elçisiyim. Tanrı-
ların tanrısı, kralların kralı.” diyen Persli
tanrı-kralın köleci tavrı ve zalimliği, kendi
askerlerini bile kırbaçlaması ile gösterilmekte-
dir. Xerxes insanları köleleştirmektedir.
Leonidas’ın “Şimdi git ve Xerxes'e, kendisini
burada özgür insanların beklediğini söyle.
Kölelerin değil” demesiyle, özgür insanlar/
köleler karşıtlığı bir kez daha yaratılmaktadır.
Daha önce ifade edildiği gibi bu dönemlerde
hem Sparta’da hem de Pers İmparatorluğu’nda
yaşayan vatandaşların çoğunun köle durumun-
da olduğu bilinmektedir. Ancak Sparta’da
seçilen 300 özgür askere karşıt Persli köleler
gösterilmektedir.
Xerxes’le Leonidas karşılaştıklarında Pers
Kralı Spartalıların onun buyruğu altına girerek
rahat edeceğini söylemektedir. Xerxes’in pay-
laşabilecek kültürlere sahip olduklarını söyle-
mesi üzerine Sparta Kralı aşağılayıcı bir tavırla
Sabahtan beri kültürümüzü seninle paylaştı-
ğımızı fark etmedin mi?” demektedir. “Seninki
büyüleyici bir kabile” diyerek tanımladığı Do-
ğu uygarlığının karşısına ileride olan Batılı
toplum yapısını koymaktadır. “Zafer uğrunda
kendi adamlarımı bile gözümü kırpmadan
kurban ettiğimde düşmanlarımı nasıl korkunç
bir kıyımın beklediğini sen hayal et.” diyen
Persli tanrı-krala Leonidas; “Ben ise kendi
adamlarım için canımı feda ederdim” demekte,
böylece adil kral/zulmeden kral karşıtlıkları
oluşturulmaktadır. Ayrıca Spartalıların, man-
tıklı/Perslerin duygusal, Spartalıların adil/
Perslerin zorba gösterildiği, Persli tanrı-kralın


Hollywood Sineması’nın Yeni Oryantalist Söylemi ve 300 Spartalı (236-249)
247
iri yarılığına ve feminenliğine/Sparta’nın güçlü
ve erkeksi görünüşü karşıtlık oluşturduğu gö-
rülmektedir.
Filmsel öyküde anlatıcı, Perslerin askeri gücü
olan Ölümsüzleri şu şekilde tasvir etmektedir;
“Pers krallarının karanlık isteklerine 500 yıl
boyunca hizmet ettiler. Gece kadar karanlık
gözleri, uzun, sivri dişleri, ruhsuz bedenleri,
Kral Xerxes'in şahsi korumaları. Pers'in en
seçkin savaşçıları. Tüm Asya'nın en ölümcül
saldırı gücü. Ölümsüzler.”  Tanımlama, Persle-
ri ötekileştirmeye devam etmekte, bir yandan
da aşağılamaktadır. Spartalılar garip maskeli,
çirkin, yaratık gibi görünen bu kitle ile, elleri
kolları zincirlerle bağlı, vücudunda garip izler
bulunan, iğrenç dişleri olan garip sesler çıkaran
korkunç yaratığı Spartalıların üstüne salmakta,
ancak Spartalılar yaratığın boynunu keserek
onu öldürmektedirler. Pers askeri olarak göste-
rilen savaşçıların büyük kısmı garip maskeler
takan yaratıklardır. Yaratığın birinin elleri
yerine testereler ile görünüş itibariyle hayal
gücünü zorlayacak özellikler eklendiği görül-
mektedir. Ayrıca askerlerin geri kalanında filler
ve canavarlar bulunmaktadır. Görselliğe ekle-
nen sözler Pers ordusuna dair filmin başından
beri yüklenen anlamı iyice genişletmekte ve
pekiştirmektedir. Ayrıca Spartalıların gücü
tekrar edilen cümlelerle yüceltilmektedir:
Sonsuz Asyalı ordusu ve tüm olumsuzluklara
rağmen bunu başarabiliriz, Ateş Geçidi'ni
tutabiliriz. Kazanabiliriz. Seher vakti, Barbar
uğultuları, Kırbaç sesleri (…) Xerxes İmpara-
torluğu'nun en karanlık köşelerinden ortaya
çıkan tuhaf merasime şahitlik edecek. Kasları
yorulunca, büyüye başvurdular’’
Bu arada filme Doğu’ya ait mistik, gizemli,
çekici bir eğlence yansımaktadır. “Batılı imge-
leminde Orient genellikle fantastik olarak gö-
rüldü ve cinsel fantezilerle ilişkilendirildi.
Geleneksel gizli harem temalarından ayrı ola-
rak Orient; hadımlar, köle tüccarları, kayıp
prensler ve dejenere patriklerle dolduruldu.
Orient aşırılığın dünyasıydı” (Turner 2003:
152). Filmdeki sınırsız cinselliğin yaşandığı
eğlence alanında, çıplak, Doğulu kadınlar ve
onların çıkardıkları seksi sesler, bu kadınları
çekici yaptığı kadar itici de yapmaktadır. Bu
kadınların itaatkar, köle ve erkek zevkinin aracı
oluşları sevimsiz bir görüntü olarak yansımak-
tadır. Mekanda mistik atmosfer yaratan tütsüle-
rin dumanı, oryantal dans, Doğu’ya ait gizemli
bir dünya gösterilmektedir. Pers Kralı,
Sparta’dan ailesi tarafından kaçırılmış olan
Ephialtes’e gizli yolu göstermesi ve onu tanrı-
kralı kabul etmesi karşılığında arzu edebileceği
her şeyi; akla gelebilecek her türlü mutluluğu,
sonsuz zevkleri ona sunacağını söylemektedir.
Tanrı-kral; “Zalim Leonidas'ın dik durmanı
istemesinin aksine senden yalnızca diz çökmeni
istiyorum” demesi ise, bir başka karşıtlık ola-
rak ortaya çıkmaktadır. Biri askerlerine destek
olmakta, onur, gurur ve özgürlük için yaşamak-
tadır. Tanrı-kral ise onları köleleştirmekte,
rahatlıkla öldürebilmektedir. Kamburun ihaneti
üzerine Persler gizli geçidi öğrenirler, böylece
Sparta yenilgisi, dışlanmış aslında yaşamasına
çok da gerek olmayan kusurlu bir Spartalıya
mal edilmektedir. Bu bağlamda filmsel anlatıya
göre dünyadaki ötekileştirilmiş, kusurlu insan-
lardan da kurtulmak gerekmektedir.
Bu arada Sparta Kralının eşi kraliçe, kendisine
yardımcı olması ve konseyde konuşması için
konsey üyesi Theron ile görüşmektedir. An-
laşma için bedenini isteyen Theron’la, kraliçe
birlikte olmakta, ancak Sparta kralının eşinin
bedenini sunması bile, namus kuralları çerçe-
vesinde değil, vatanseverlik, özgürlük çerçeve-
sinde filme yansımakta, kraliçenin tavrı tepki
toplamak yerine övünülecek bir davranış olarak
sunulmaktadır. Bu arada konseyde kraliçe, onu
kılıçla öldürerek yaptığının intikamını almakta,
Theron’ın üzerinden düşen Pers parası da onun
ihanetini ispatlamaktadır.
Ölümüne savaşan 300 Spartalı asker zaferi
kazanmakta, ölen Spartalı bir askerin kralına;
Yanınızda ölmek benim için şereftir” demesi
üzerine kralı: “Yanında yaşamış olmak da be-
nim için şereftir” demektedir. Ülkeleri için
ölen askerlerin haberini, sağ kalan tek asker
ülkesine ulaştırmakta, bir yıl sonra gerçekleşe-
cek savaşta da bu 300 cesur askerin hikayesini,
diğer askerlere anlatmaktadır. İsa gibi kolları
iki yanda ölen olan Leonidas’ın cesedi diğer
cesur Spartalılarla perdeye yansımaktadır.
“Yunanistan'dan, özgür Yunanistan'a.
Xerxes'in güçleri yok olmakla karşı karşıya
Barbar sürüsü tam karşınızda.(…) Bugün,
dünyayı gizemcilik ve baskıdan kurtaracağız ve
yakın bir gelecekte her şey daha da görkemli
olacak.” Diyaloglarda şekilde bütün oryantalist
eserlerde olduğu gibi Batı’nın üstünlüğü dur-


Selçuk İletişim, 5, 3, 2008
248
maksızın tekrar edilmektedir. Edward Said’in
de eleştirdiği gibi “Batı, Disraeli’nin deyimi
ile, üstün kültürü sayesinde Doğu’nun karan-
lıklarını yırtabilmiş, büyük dünya gerçeğini
tanımış ve onunla birleşerek ona yeni bir şekil
vermiştir” (Said 1998: 69). Yaratılan bu ger-
çeklik Said’in tabiri ile insanlık dışı görülmek-
te, etkisi günümüze kadar ulaşmaktadır. Film
zafere yürüyen 10.000 Spartalının, Perslere
karşı bir yıl sonra kazandıkları Platea’daki
savaşla bitmektedir. Böylece bu 300 Spartalı
anılarak, geçmiş insanlara yol göstermekte,
diğer yandan içinde bulunulan şartlar itibariyle
de Batı, Doğu’ya bir çeşit gözdağı vermiş ol-
maktadır.
SONUÇ
Oryantalizm, Batı’nın Doğu üzerinde egemen-
lik kurma adına icat ettiği bir anlayış olarak
filmsel anlatıya yansımaktadır. Batılı ülkelerin
politikaları bağlamında sinemada kullanılan
oryantalist motifler zamanla değişse de belli
klişeleri perdeye yansıtmaya devam etmekte,
bu durum da çoğunlukla Amerika’nın kendisini
tanımlamasının bir yolu olarak görülmektedir.
Kimlik ötekinin varlığını ihtiyaç hissetmekte,
böylece kendisini tanımlamaktadırHollywood
sineması da bu amaçla çok sayıda film üretmiş
ve üretmeye de devam etmektedir. Amerikan
ideolojisi bu yolla kültürel emperyalizm olarak
yayılmaktadır. Oryantalist motifler son sıralar-
da özellikle terör, Araplar, İslam devletleri ve
İran üzerinden kurulmaktadır. Bunda da dün-
yadaki değişimlerin ve Amerikan politikasının
etkisinin büyük olduğu görülmektedir. Soğuk
Savaş’ın bitmesinin ardından yaşanan Kuveyt
Savaşı ve 11 Eylül olayları sonrası İran, Doğu
olarak sunulmakta, Hollywood filmlerinde bu
öğeler yansıtılmakta ve desteklenmektedir.
300 Spartalı adlı film, Amerika’nın ideolojileri
bağlamında İran’ı ötekileştirmekte, tarihin bir
kesitini (Tespia Savaşı’nı) oryantalist bakış
açısı ile yeniden yazmaktadır. Filmsel anlatıda-
ki Spartalıların giyiniş ve maskelerinin,
Spartalılardan kalan kabartma ve heykellerdeki
gibi yansıtıldığı görülmekte ancak bütün savaş-
çıların bu denli güçlü, kuvvetli, yakışıklı olma-
dıkları da kolaylıkla ifade edilebilmektedir.
Üstelik bu dönemde tüm dünyada olan köleli-
ğin ve oligarşik yönetimin Sparta’da olmayışı,
tarihi saptırmalarla bozmaktadır. Diğer yandan
Perslerin görünüşleri ve giyimleri Persepolis
kabartmalarından oldukça farklı oryantalist
bakış açısı ile kötü, çirkin, gudubet vs. göste-
rilmektedir. Bu fantezilerle dolu dünya, Batılı-
lar tarafından yaratılmaktadır. Film oryanta-
lizme özgü bütün klişelerden yararlanmakta ve
Doğulu ve Batılı arasındaki karşıtlıklar etrafın-
da oluşan tipoloji sayesinde sistematik tablolar
oluşturmaktadır. Filmsel anlatıda Doğu/Batı,
ilkel/uygar, anormal/normal, vahşi/medeni,
kadın/erkek, korkak/cesur, ahlaksız/ahlaklı,
duygusal/akılcı, köle toplum/özgür toplum,
savaşçı/barışçı olarak kurulabilecek karşıtlıklar
Persleri Doğululaştırmakta, Batı’nın ötekisi
durumuna getirmekte, böylece Doğu tanımla-
narak Batı’nın hakimiyet alanı içerisine gir-
mektedir.
Tarih okumayı sevmeyen Türkiyelilerin, milli-
yetçilik öğeleri de eklenerek tarihi çarpıtılmış
olarak izlemeleri ve öğrenmelerinin yaratacağı
zararlar büyüktür. Doğu’yu ilgilendiren her
haber söz konusu kalıp ve önyargılarla taraflı
olarak aktarıldığında, Said’in tabiriyle Batı’nın
şarktan istediğini çekip alıp, keyfine göre kul-
lanması, Doğu’ya ilişkin bakış açısının daha
sağlam bir şekilde insanların zihinlerinde
olumsuz haliyle yerleşmesine neden olmakta-
dır. Bu yüzden bu filmlerin okunmasında bi-
linçli davranılması, görünenden daha fazlasının
ne olduğunun anlaşılmaya çalışılması önemli
görülmektedir. Diğer yandan Avrupalıların
daha iyi tanınarak, Oryantalizm’e Occiden-
talism ile karşılık verilmesinin önemi büyüktür.
KAYNAKLAR
Ashcroft B (2000) Edward Said, Florence, Ky,
USA, Routledge.
Bulut Y (2004) Oryantalizmin Kısa Tarihi,
Küre Yayınları, Ankara.
Bumin T (1993) Hegel’i Okumak, Bumin T.
(der), Kabalcı (2. Basım), İstanbul.
Conti F (1997) Eski Yunan Sanatını Tanıyalım,
Solmaz Turunç (çev), İnkılap Kitabevi, İstan-
bul.
Çırakman A (2002) Oryantalizmin Varsayımsal
Temelleri: Fikri Sabit İmgelem ve Düşünce
Tarihi, Doğu Batı (Oryantalizm) Derg, 20, 181-
199.


Hollywood Sineması’nın Yeni Oryantalist Söylemi ve 300 Spartalı (236-249)
249
Dünya Ticaret Merkezi, http://www.
sinematurk.com/documents/15913.doc., Erişim
Tarihi: 25 Haziran 2008
Eco U (1991) Göstergebilimsel Bir Gerilla
Savaşına Doğru, Yusuf Kaplan (der. ve çev.),
Enformasyon Devrimi Efsanesi, Rey Yayıncı-
lık, Kayseri, s. 93-105.
Fiske J (2003) İletişim Çalışmalarına Giriş,
Süleyman İrvan (çev), Bilim ve Sanat Yayınla-
rı, Ankara.
Göl B (2008) Amerikan Sinemasında Yeni
Oryantalizm, Altyazı Derg., 72, 18-21
Hürriyet (2007) Hollywood Bize Savaş Açtı,
14 Mart, http://arama.hurriyet.com.tr
/arsivnews.aspx?id=6120357
Kara N F (2008) Kişisel Röportaj, Ege Uygar-
lığı’nda Güzellik Anlayışı, Afyon
Keyman E F (2002) Globalleşme, Oryantalizm
ve Öteki Sorunu: 11 Eylül Sonrası Dünya ve
Adalet”, Doğu Batı (Oryantalizm), Derg, 20,
11-33
Keyman F, Mutman M ve Yeğenoğlu M (1996)
“Dünya Nasıl ‘Dünya’ Oldu?, Fuat Keyman,
Mahmut Mutman, Medya Yeğenoğlu (der.),
Oryantalizm, Hegemonya ve Kültürel Fark,
İletişim Yayınları, İstanbul
Kılıçbay M A (1998) Fakir Akrabanın Talihi,
Doğu Batı (Doğu Ne? Batı Ne?) Derg, 2, 57-65
Kojéve A (2001) Hegel Felsefesine Giriş, Se-
lahattin Hilav (çev), YKY, İstanbul.
Kontny O (2002) Üçgenin Tabanını Yok Sayan
Pythagoras: Oryantalizm ve Ataerkillik Üzeri-
ne”, Doğu Batı (Oryantalizm I) Derg, 20, 117 -
135.
Leong K J (2005) China Mystique: Pearl S.
Buck, Anna May Wong, Mayling Soong, And
The Transformation Of American Orientalism.
Ewing, NJ, USA
Mcphaill T L (1991) Yanlış Bir Başlangıç”,
Enformasyon Devrimi Efsanesi, Yusuf Kaplan
(der. ve çev.), Rey Yayıncılık, Kayseri, s. 141-
164.
Morris K (1995) Descartes Dualism, Florence,
Ky, USA.
Mutman M (2002) Şarkiyatçılık: Kuramsal Bir
Not, Doğu Batı (Oryantalizm II) Derg, 20, 105-
113
Parsa S ve Parsa A  (2002) Göstergebilim Çö-
zümlemeleri, Ege Üniversitesi Basımevi, İzmir
Pollack K (2005) Persian Puzzle : The Conflict
Between Iran And America. Westminster, Md,
Random House Adult Trade Publishing Group,
USA.
Ryan M ve Kellner D (1997) Politik Kamera,
Elif Özsayar (çev.), Ayrıntı Yayınları, İstanbul.
Said E (1998) Oryantalizm, Nezih Uzel (çev),
İrfan Yayınevi, İstanbul.
Said E (2004) Kültür ve Emperyalizm, Nemci-
ye Akpay (çev), Hil Yayın, İstanbul.
Taşçıyan A (2007) Tarih Yazar, Film Bozar,
Milliyet Sinema,   http://sinema.milliyet.com.tr
/film. aspx?filmno=1608
Tuncay M (2007) İran’dan Sonra Tarihçileri
De Kızdırdı”, Habertürk,  http://www.
haberturk.com/haber.asp?id=18011&cat=320&
dt=2007/03/20, Erişim Tarihi: 1 Nisan 2008
Turani A (2005) Dünya Sanat Tarihi, Remzi
Kitabevi, İstanbul.
Turner B S (2003) Oryantalizm, Postmoder-
nizm ve Globalizm, İ. Kapaklıkaya (çev), Anka
Yayınları, İstanbul.
Uluç G ve Soydan M (Yaz/2007) Said, Oryan-
talizm, Resim ve Sinemanın Kesişme Nokta-
sında Harem Suare, Bilig Derg, 42, 35-53.
Yurdusev A N (1997) Türkiye ve Avrupa:
Batılılaşma, Kalkınma, Demokrasi, Atila Eralp
(Yayıma Hazırlayan), İmge Yayınevi, Ankara

Document Outline

  • KAPAK
    • SELÇUK İLETİŞİM
      • JOURNAL OF SELCUK COMMUNICATION
      • TEMMUZ 2008
        • TEMMUZ 2008
          • TEMMUZ 2008
            • TEMMUZ 2008
              • TEMMUZ 2008
                • TEMMUZ 2008
                  • ISSN 1302-2865
          • Sahibi
          • Prof. Dr. Halûk Hâdi SÜMER
            • Editör
    • Editör Yardımcısı
      • Editör Yardımcısı
        • Editör Yardımcısı
          • Editör Yardımcısı
            • Yayın Kurulu
            • Danışma Kurulu
              • Kapak Tasarımı
                • Yazışma Adresi
                  • Yazışma Adresi
                    • İçindekiler
  • EDİTÖR
    • Editörden
  • 5-19
    • Fox R W ve Kloppenberg J T (1995) A Companion to American Thought, Blackwell Publishig.
      • Fox R W ve Kloppenberg J T (1995) A Companion to American Thought, Blackwell Publishig.
      • Woods M ve Woods M B (2001) Ancient Computing: From Counting to Calendars, Twenty-First Century Books.
  • 20-29
    • ABSTRACT
    • ÖZET
    • LITERATURE REVIEW
  • 30-44
  • 45-57
    • ABSTRACT
      • ABSTRACT
        • ABSTRACT
          • ABSTRACT
            • Key words: Qualitative research, focus group technique, role of the researcher, reflexivity
    • 2. ODAK GRUP GÖRÜŞMESİ VE “ANKARA MİKRO ÖLÇEĞİNDE İNTER-NET KAFE KULLANIM ÖRÜNTÜLERİ” BAŞLIKLI ALAN ÇALIŞMASI
      • 3.1. Odak Grup Tekniğinin Araştırmacı Ekip Tarafından Değerlendirilmesi
        • “İlk başlarda çekiniyorlardı, ancak bir ikisi yanıt verip konuşmaya başladıkça etkileşim nedeniyle diğerleri de katılmaya başlıyorlardı.” (K1)
      • 3.2. Araştırmacının Rolünün Araştırmacı Ekip Tarafından Değerlendirilmesi
      • 3.2.1. “Moderatör olmak eğlenceli, gözlemci olmak daha kolay!”
      • Odak grup çalışmasına katılan araştırma ekibine hangi rolü/pozisyonu tercih ettikleri sorulduğunda çoğunlukla moderatör olmak yanıtını vermişlerdir. Ancak, soru deşildiğinde her iki pozisyon için de olumlu ve olumsuz değerlendirmelerin olduğu görülmüştür. Alan çalışmasında iki kişilik ekiplerin tümü hem moderatör hem de gözlemci konumunu deneyimlemişlerdir.
      • “Sabırlı olmayan insanların çok fazla yapabileceği bir şey değil.” (K7)
      • 3.4. Araştırma Ekibinin Kazanımları
      • SONUÇLAR VE GENEL DEĞERLEN-DİRME
    • KAYNAKLAR
  • 58-66
  • 67-80
  • 81-96
  • 97-110
  • 111-123
  • 124-140
  • 141-152
    • KAMUDA HALKLA İLİŞKİLERİN YENİ YÜZÜ: BİLGİ EDİNME YASASI
    • I. KAMUDA HALKLA İLİŞKİLER
    • A. DİLEKÇE VERME HAKKI
    • B. BİLGİ EDİNME HAKKI
    • II. BİLGİ EDİNME YASASI’NIN TARİHİ GELİŞİMİ
    • A. DÜNYADAKİ GELİŞİMİ
      • B. TÜRKİYE’DEKİ GELİŞİMİ
    • III. 4982 SAYILI BİLGİ EDİNME YASASI-NIN KAPSAMI VE SINIRLILIKLARI
      • III. 4982 SAYILI BİLGİ EDİNME YASASI-NIN KAPSAMI VE SINIRLILIKLARI
        • SONUÇ
      • KAYNAKLAR
  • 153-160
    • HALKLA İLİŞKİLER ARACI OLARAK İNTERNET VE MARKAYA KATKISI
      • HALKLA İLİŞKİLER ARACI OLARAK İNTERNET VE MARKAYA KATKISI
        • ABSTRACT
          • ABSTRACT
            • ABSTRACT
              • KAYNAKLAR
  • 161-175
    • KRİZLERDE İLETİŞİMİN ROLÜ
    • KRİZ VE RİSK İLETİŞİMİ
      • 2.1. Kriz İletişimi
        • 2.1.1. Kişilerarası İlişkilerde Nüfuz/Etki Sahibi Olma Anlamında İletişim
        • 2.1.2. Medyayla İlişkiler Anlamında İletişim
        • 2.1.3. Teknoloji Vitrini Olarak İletişim
        • 2.1.4. Örgütler Arası Network / Ağbağ Anlamında İletişim
      • 2.2. Risk İletişimi
    • 3. AFETLERDE KOORDİNASYON VE İLETİŞİMİN ROLÜ
    • 4. AFETLERDE KOORDİNASYON VE İLETİŞİMİN ROLÜ: 1999-MARMARA DEPREMİ ÖRNEĞİ
    • SONUÇ
  • 176-183
  • 184-195
  • 196-204
    • DÜŞÜNCE Mİ, EĞLENCE Mİ? TÜRKİYE’DE TELEVİZYON BELGESELLERİNE ELEŞTİREL BİR BAKIŞ
      • DÜŞÜNCE Mİ, EĞLENCE Mİ? TÜRKİYE’DE TELEVİZYON BELGESELLERİNE ELEŞTİREL BİR BAKIŞ
        • DÜŞÜNCE Mİ, EĞLENCE Mİ? TÜRKİYE’DE TELEVİZYON BELGESELLERİNE ELEŞTİREL BİR BAKIŞ
        • ÖZET
        • ABSTRACT
        • 1. BELGESEL FİLM NEDİR?
        • 2. BULGULAR VE YORUM: TELEVİZYONLARIN BELGESEL FİLME YAKLAŞIMI
        • SONUÇ
        • KAYNAKLAR
  • 205-219
  • 220-235
    • Barış Kılınç*
  • 236-249

Yüklə 2,6 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   112   113   114   115   116   117   118   119   120




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə