Seldaexplore eu turkey tr bs+r indd



Yüklə 376,76 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə9/13
tarix01.02.2018
ölçüsü376,76 Kb.
#23158
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   13

32

© EU


© EU

Kulübe katılmak: Yunanistan üyelik 

için imza atıyor.

Çevreyi korumak  hava 

kirliliğini azaltmaya 

yönelik çalışmaları 

da -örneğin rüzgâr 

enerjisinden elektrik 

elde etmek gibi- kapsar. 

Bir polis ve köpeği,

uyuşturu madde için

bavulları denetliyor. 

Ortak Pazar, kısa zamanda AET vatandaşlarının hayatını çok daha 

kolay hale getirmişti. 

Artık AET vatandaşlarının harcayacak daha fazla paraları, tüketecek 

daha fazla besinleri ve mağazalarda satın alabilecekleri çeşitli malları 

olmuştu. Bunu gören diğer komşu ülkelerden bazıları 1960’larda 

topluluğa katılma isteklerini bildirmeye başladılar. 

Yıllar süren görüşmelerden sonra Birleşik Krallık, Danimarka ve 

İrlanda 1973’te AET’ye katıldı. Onları 1981’de Yunanistan, 1986’da 

Portekiz ve İspanya, 1995’te Avusturya, Finlandiya ve İsveç izledi. 

Böylece topluluğun üye sayısı on beşe çıktı. 

Geçen yıllar içinde topluluk da değişiyordu. 1992’nin sonlarına 

gelindiğinde, (şimdiki adı ile) “tek pazar’ çalışmaları tamamlanmış 

ve buna ek olarak farklı alanlarda da birçok gelişme sağlanmaya 

başlanmıştı. 

Bu kapsamda, örneğin, AET ülkeleri çevreyi korumak ya da 

Avrupa’nın bir ucundan diğer ucuna daha güzel kara ve 

demiryolları yapmak için işbirliği içinde çalışıyorlardı. Daha 

zengin ülkeler, daha yoksul olanlara yol yapımı ve benzeri 

önemli projelerde yardımcı oluyordu.

Seyahat edenlerin işini kolaylaştırmak amacıyla, AET 

ülkelerinin çoğu, sınır kapılarındaki pasaport kontrollerini 

kaldırmıştı. Bir üye ülkede yaşayan bir kişi iş bulmak ve 

yaşamak için diğer bir üye ülkeye gitmekte serbestti. 

Hükümetler, ayrıca, farklı ülkelerin polis örgütlerinin 

suçluları, uyuşturucu kaçakçılarını ve teröristleri yakalamak 

için birbirlerine nasıl yardımcı olabileceği gibi başka yeni 

konuları da tartışıyorlardı.

Kısacası, topluluk o kadar farklılaştı ve topluluk içindeki birlik 

o kadar arttı ki, 1992’de AET ismini “Avrupa Birliği” (AB) olarak 

değiştirmeye karar verdi.



AET’den Avrupa Birliği’ne


33

1989: 


Berlin Duvarı’nın

yıkılışı. 

AB’nin 27 üyesinin 

bayrakları. 

Bu arada AB’nin sınırları ötesinde de heyecan verici gelişmeler yaşanıyordu. Avrupa’nın doğu ve batı 

kesimleri uzun yıllar bölünmüş durumdaydı. Doğu ve Batı Avrupa; savaşta değillerdi, fakat liderlerinin 

çok katı görüş farklılıkları vardı. Doğu kesiminin yöneticileri halka pek özgürlük tanımayan bir yönetim 

şekli olan “Komünizm”e inanıyordu. Bu yönetim şeklinden dolayı bu ülkeler, Batı Avrupa’ya oranla daha 

yoksuldu.

Doğu ve Batı arasındaki uyuşmazlık öyle kuvvetliydi ki bu ayrım “demir perde” olarak adlandırılıyordu. 

Birçok yerde sınırlar Berlin’in ortasından geçerek Almanya’yı ikiye bölen Berlin Duvarı gibi yüksek 

duvarlar veya uzun çitlerle belirlenmişti. Bu sınırlardan geçebilmek için izin almak ise pek zordu.

Nihayet 1989’a gelindiğinde bölünme ve anlaşmazlık sona erdi. Berlin Duvarı yıkıldı ve “demir perde” 

ortadan kalktı. Kısa zamanda Almanya yeniden birleşti. Orta ve Doğu Avrupalılar köhne ve katı 

komünist sistemi ortadan kaldıran yeni hükümetler seçtiler. 

Nihayet özgürdüler! Her yerde bir bayram havası yaşanıyordu. 

Özgürlüklerine kavuşan Doğu Avrupa ülkeleri birer birer Avrupa Birliği’ne katılma isteklerini dile 

getirmeye başladılar. Böylece Avrupa Birliği üyesi olmak için bekleyen birçok aday ülke ortaya çıktı.

Bir ülkenin Avrupa Birliği’ne katılabilmesi için, ekonomisinin sağlam işliyor olması gerekir. Ayrıca 

demokratik olması, yani kendilerini yönetmek üzere istedikleri hükümeti seçmekte halkın özgür 

olması gerekir. Söz konusu ülke ayrıca insan haklarına da saygılı olmalıdır. (İnsan hakları; düşündüğünü 

söyleyebilmek, adil yargılanma olmaksızın hapsedilmemek, işkenceye maruz kalmamak ve bunun gibi 

birçok önemli hakkı kapsar.)

Eski Komünist ülkeler tüm bu şartları karşılayabilmek için çok sıkı bir gayret 

gösterdi ve birkaç yıl sonra, bu ülkelerin sekizi üyeliğe hazırdı. Bu ülkeler: Çek 

Cumhuriyeti, Estonya, Macaristan, Letonya, Litvanya, Polonya, Slovakya ve 

Slovenya idi.

Bu sekiz ülke, iki Akdeniz ada ülkesi olan Malta ve Kıbrıs ile birlikte 1 Mayıs 

2004 tarihinde AB’ye katıldı. 1 Ocak 2007’de, eski Komünist ülkelerden 

ikisi daha hazırlıklarını tamamladı ve böylece Bulgaristan ve Romanya da 

birliğe katıldı. 

Daha önce hiç bu kadar çok sayıda ülke bu kadar kısa bir süre içinde AB’ye 

katılmamıştı. Bu, Avrupa’nın doğusunu, batısını ve orta kısımlarını bir araya 

getiren gerçek bir “aile birleşmesi” idi.



Aileyi bir araya getirmek


34

© Javier Larr

ea /V

an P


ar

ys

© Har



ald Reiss/P

ix

elio



© SX

C

Çevre kirliliği sınırları aşan 



sınırötesi bir olgu olduğun-

dan, Avrupa ülkeleri çevreyi 

korumak için birlikte çalışırlar. 

Euro, birçok AB 

ülkesinde 

kullanılmaktadır. 

AB desteği ile farklı 

ülkelerden gelen

öğrenciler birlikte

çalışıyorlar. 



İklim değişikliği ve çevre

Çevre herkese aittir, bu yüzden ülkelerin çevreyi

korumak için işbirliği yapması gerekmektedir. AB, çevre kirliliğini 

önlemek ve doğal hayatı, -örneğin yaban kuşlarını- korumak için 

kurallar koymuştur. Bu kurallar bütün AB ülkelerinde geçerlidir ve 

hükümetler bunlara uyulmasını sağlamakla yükümlüdür. 

Küresel ısınma olarak da bilinen iklim değişikliği ise, ülkelerin 

tek başlarına üstesinden gelemeyecekleri bir başka sorundur. AB 

ülkeleri bu nedenle, ürettikleri ve atmosfere zarar vererek küresel 

ısınmaya neden olan salınım (emisyon) düzeylerini düşürmek için 

birlikte çalışmaya karar vermiştir. AB ayrıca diğer ülkeleri de aynı 

yönde çalışmaya ikna etmek için çabalamaktadır.



Euro

Geçmiş yıllarda, her Avrupa ülkesi kendi “para birimi”ne sahipti. 

Şimdi ise, diledikleri takdirde tüm AB ülkelerinin paylaşabileceği 

tek bir para birimi var: Euro. Ortak bir para biriminin varlığı, bir para 

birimini diğerine çevirmek zorunda kalmadan AB’nin her yerinde iş, 

yolculuk ve alışveriş yapmayı kolaylaştırmaktadır.

Euro’yu yürürlüğe koymak dokuz yıllık sıkı bir çalışma ve 

özenli bir planlama süreci gerektirmiştir. Yeni Euro banknot ve 

madeni paraları 1 Ocak 2002 tarihinde tedavüle girdi. Bugün AB 

vatandaşlarının üçte ikiden fazlası eski para birimlerinin yerine 

Euro’yu kullanıyor. Madeni Euro’ları karşılaştırırsanız, bir yüzünde 

basıldığı ülkeyi temsil eden bir resim görürsünüz. Madeni paranın 

diğer yüzü ise bütün ülkelerde aynıdır.

AB ne yapar?

Özgürlük!

AB vatandaşları, diledikleri herhangi bir AB ülkesinde yaşamak, 

çalışmak ve okumakta serbesttir. AB bir ülkeden diğerine 

taşınabilmeyi kolaylaştırmak için çalışmalar yapmaktadır. Artık AB 

vatandaşları için AB ülkelerinin sınırlarından geçmek için pasaporta 

gerek yoktur. AB, öğrencileri ve gençleri başka bir Avrupa ülkesinde 

eğitim görmek ve mesleki eğitim almak konusunda da teşvik 

etmektedir.



AB, birçok konuda yaşamı daha iyiye götürmek için çalışır. 

İşte bunlardan bazıları:


Yüklə 376,76 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   13




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə