Sovyet döneminde okutulan tarih ders kitaplarinda azerbaycan halkinin etnik kökenine ve diLİne yaklaşim 1960


SOVYET DÖNEMİNDE OKUTULAN TARİH DERS KİTAPLARINDA AZERBAYCAN DİLİ



Yüklə 278,34 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə6/11
tarix28.11.2023
ölçüsü278,34 Kb.
#135481
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11
SSRİ döneminde Azerbaycan diline yaklaşım

SOVYET DÖNEMİNDE OKUTULAN TARİH DERS KİTAPLARINDA AZERBAYCAN DİLİ
 
Azerbaycan’da okutulan tarih ders kitaplarında Azerbaycan’da yaşayan halkın tarihsel süreç içerisinde 
birçok farklı dil konuştuğu ve bunlardan dört tanesinin Azerbaycan’ın geniş bir kesiminde yaygın olarak 
kullanılan ortak bir dil niteliğine kavuştuğu kabul edilmektedir ki, bu diller Azeri dili, Alban (Uti) dili, 
Aran dili ve Azerbaycan dilidir. Bu dillerden en eski olanı ülkenin güney bölgelerinde kurulan Atropatena 
devleti döneminde Azerbaycan halkının ve dilinin oluşma sürecinin hızlanması neticesinde gelişen; daha 
çok ülkenin Atropatena adı verilen güney bölgelerinde yaygın olarak kullanılan “Azeri dili”dir. Ders 


Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi –
Refik TURAN
570 
kitaplarında genel olarak bu dilin günümüzdeki Talış diline yakın bir dil olduğu belirtilmekteyse de, 19
90 
yılında yayınlanan Azerbaycan Tarihi ders kitabında bu ifadeye yer verilmemesi dikkat çekmektedir 
(Guliyev ve Ezizov, 1990: 16).
Albanya devletinin kurulması Alban kabileleri arasındaki üretim ilişkileri ve kültürel ilişkileri geliştirmiş; 
bu sırada bölgede yayılmaya başlayan Hıristiyanlık dini de kabilelerin birleşip bütünleşmeleri için 
elverişli bir zemin yaratmıştır. Tüm bu gelişmelerin etkisiyle Albanya’da zamanla tüm kabileler 
tarafından anlaşılan ortak bir dil oluşmuştur. Böylece genel olarak Uti vilayetinin ovalık kesimlerinde 
yaşayan halk “Alban dili” (Uti dili), “Aran” olarak adlandırılan Kür ile Aras nehirleri arasındaki 
bölgelerde yaşayan halk ise “Aran dili” olarak adlandırılan bir dili konuşmaya başlamıştır. Ders 
kitaplarında Albanya’nın büyük bir bölümünde yaygın bir şekilde kullanılan Aran dilinin günümüzdeki 
Dağıstan halklarının dilleriyle benzerlik taşıdığı ve halen Azerbaycan’ın kuzey bölgelerinde yaşayan bazı 
küçük etnik grupların dillerinin Alban dillerinin kalıntıları olduğu ileri sürülmektedir (Guliyev ve Ezizov, 
1990: 24). Müslüman Arapların, Azerbaycan’a hâkim oldukları dönemde Arapçayı yaygınlaştırma 
politikası izlemeleri, yerli dillerin bünyesine özellikle din ve yönetimle ilgili çok sayıda Arapça kelimenin 
girmesine yol açmışsa da, bu dönemde yerli diller Azerbaycan’da yaşayan halkların başlıca konuşma dili 
olma özelliklerini korumuşlardır (Guliyev ve Ezizov, 1990: 30).
Azerbaycan halkının oluşma sürecinde olduğu gibi Azerbaycan’da yaşayan tüm ahali tarafından anlaşılan 
ve konuşulan ortak bir dilin oluşma sürecinde de en büyük rolü tarih boyunca, (özellikle V
-VIII. ve XI-
XII. asırlarda yoğunlaşan) kuzeyden gelerek Azerbaycan’a yerleşen ve burada yaşayan yerli halkla karışıp 
kaynaşan göçebe Türkler oynamıştır. Ders kitaplarında, Azerbaycan’da Türk dilinin Azerbaycan dili 
üzerindeki etkisinin, miladın başlarından itibaren, V.
-
VIII. ve özellikle Selçuklu hâkimiyeti devrinde XI.
-
XII. asırlarda Türk dili konuşan kabilelerin aralıksız ve yoğun bir şekilde Azerbaycan’a gelmesiyle arttığı
vurgulanmaktadır. Bu asırlarda Azerbaycan’a gelerek yerleşen göçebe Türkmen sayısındaki artış ve 
Azerbaycan’da uzun süren Selçuklu hâkimiyeti Türk dilleri grubuna mensup olan Azerbaycan dilinin 
Azerbaycan’ın esas yerli dilleri olan güneyde “Azeri dili” ve
“Aran dili”ni sıkıştırarak ortadan 
kaldırmasına yol açmıştır (Hüseynov vd., 1960: 31; Guliyev ve Memmedov, 1964: 45; Guliyev ve 
Ezizov, 1990: 45). Sonuç olarak bu yoğun Türkmen göçlerinin etkisiyle Azerbaycan’da Türk dilinin rolü 
artmış, bu dil gittikçe Azerbaycan’ın kadim dilleri üzerinde baskı kurarak ülkenin kuzey ve güneyinde 
yaşayan halk için ortak bir dil halini almıştır. 
“Bu dil Azerbaycan dili idi ki, bu da Türk dilleri ailesine 
dâhil idi.”
(Guliyev ve Memmedov, 1964: 45). 
Ders kitaplarında Dede Korkut Destanı’ndan da kısaca bahsedilmekte ve bu destanların Azerbaycan’ın 
“Türkçe sözlü halk edebiyatının ilk şaheserlerinden birisi” olarak kabul edilmektedir: 
“Azerbaycan’da 
Türkçe sözlü halk edebiyatının ilk abidelerinden olan Dede Korkut Destanı XI. asırda geniş bir 
coğrafyada yayılmıştı.”
(Hüseynov vd., 1960: 41; Guliyev ve Ezizov, 1990,: 41). 
Azerbaycan dilinin edebi bir dil niteliği kazanması uzun bir süreçte gerçekleşmiş; özellikle ilim ve 
edebiyatta Arapça ve Farsça hâkim konumlarını uzun süre sürdürmüştür. Bunun yanında ülkenin farklı 
bölgelerinde Azerbaycan’ın kadim dillerinin kalıntıları da uzun süre varlığını sürdürmüştür (Guliyev ve 
Memmedov, 1964: 45). Azerbaycan dili daha sonraki dönemlerde de gelişmeye devam etmiş, XIV. asırda 
Safeviler De
vleti’nin kurulması Azerbaycan’da edebi dilin gelişmesine önemli katkı yaparak bu dilde 
yeni ve önemli eserler verilmesini sağlamıştır. Bu dönemde bizzat Safevi hükümdarı Şah İsmail de 
“Hataî” mahlasıyla Azerbaycan dilinde şiirler yazmıştır. Azerbaycan dilindeki bu gelişme ve zenginleşme 
XVII. asırda daha da artmıştır. Ders kitaplarında anılan dönemde Azerbaycan dilinin çok geniş bir 
coğrafyaya yayıldığı kimliği belirtilmeyen bir Avrupalı seyyaha dayandırılarak şu şekilde dile 
getirilmektedir: 
“Osmanlı dillerinden farklı bir dil olan Azerbaycan dili Kazvin’e kadar geniş bir 
coğrafyada hüküm sürüyordu. Hatta İsfahan’da Şah’ın sarayında da Farsçadan daha çok Azerbaycan 
dili konuşuluyordu.”
(Guliyev, 1981: 79; Guliyev ve Ezizov, 1990: 79).
Azerbaycan’da okutulan tarih ders kitaplarındaki genel yaklaşım Azerbaycan’da yaşayan kabilelerin 
kendi kadim dillerinden birisinin zaman içerisinde Azerbaycan’ın ortak dili haline geldiği yönündedir. 
Tarih boyunca özellikle Selçuklular döneminde göç ederek Azerbaycan’a yerleşen Türkçe konuşan 
kabilelerinin etkisiyle bu dil (Azerbaycan dili) içerisinde Türk diline ait unsurlar artmış, bunun sonucu 
olarak da Türk dilleri ailesine dâhil bir dil olarak Azerbaycan dili oluşmuştur. Azerbaycan dilinin Türk 
dilleri ailesine mensup ol
ması Azerbaycan halkının Türk olduğu anlamına gelmemektedir. Azerbaycan 
halkının dillerinde yukarıda sayılan nedenlerden dolayı Türkçenin etkisi artmışsa da bugünkü Azerbaycan 
halkı Azerbaycan’ın en eski halklarının soyundan gelmekte ve onların özelliklerini taşımakta ve devamını 


Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi / 2020 –
Sovyet Döneminde Okutulan Tarih Ders Kitaplarında Azerbaycan 
Halkının Etnik Kökenine Ve Diline Yaklaşım (1960
-1990)
 
571 
oluşturmaktadırlar. Sovyet döneminde tarih öğretmenlerine yönelik kılavuz mahiyetinde yazılan 
kitaplarda da öğretmenlerin derslerde bu durumu özellikle vurgulamaları istenmektedir: 
“Muallim burada 
eski dillerin yerine yeni dillerin 
oluşmasının hiç te yerli halkların ortadan kaldırılması anlamına 
gelmediğini, şimdiki Azerbaycanlıların, ulu babalarının varisleri olduğunu ve onların adet, anane ve 
diğer özelliklerini sürdürdüklerini izah etmelidir.”
(Zahidov, 1963: 37-38). 

Yüklə 278,34 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə