Türk Kültüründe “Levirat” ve... 2051
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/3 Summer 2010
böyle küstahça sözler söylüyorsun. Fakat bu isteğini yerine
getirmeyeceğim!” Ģeklinde karĢılık vermiĢtir
114
. Bu olaydan birkaç
gün sonra Semerkand Ģeyhülislâmı Hâce Ġsamüddin‟in, hamam
açılıĢına kadın Ģarkıcılar davet ettiğini duyan Seyyid AĢık, hemen
ġeyhülislâm‟ın yanına gelip öfkeyle “Ey Ġslâm olmayan ġeyhülislâm!
Erkek ve kadının bir arada bulunmaları ve Ģarkı söylemeleri hangi
mezhebe göre caizdir?” diyerek onu da azarlamıĢtır.
115
Bunun üzerine
Ģeyhülislâm Hâce Ġsamüddin‟in, Uluğ Bey‟in muhtesibi Seyyid
AĢık‟tan Ģikayetçi olması üzerine Uluğ Bey, Seyyid AĢık‟ın
yargılanması için kadıları topladığı sırada, hükümdarın teveccühünü
kazanmıĢ ve her türlü meseleyi doğrudan hükümdara açabilme
yetkisine sahip olan dönemin önde gelen din adamlarından Ebû‟l-Feth
Zubabe
116
de olayı duyarak gelmiĢ ve olayın iç yüzünü Uluğ Bey‟den
dinleyerek “muhtesibin suçlu olduğunu ve kaba sözleri yüzünden
cezalandırılması gerektiğini” ifade etmiĢti. Bu sırada askerlerden birisi
huzura gelerek “Örfe göre kardeĢimin dul kalan karısı ile evlenmek
hakkına sahip olduğum halde o, bir kumaĢ tüccarı ile evlenmek
istiyor.” Ģeklinde hükümdara Ģikâyette bulunmuĢtur. Bunun üzerine
Uluğ Bey hemen Yasavul‟u çağırtıp “O kadına giderek, kocasının
erkek kardeĢi ile evlenmesini emret, kumaĢ tüccarının da kadınla
evlenmesini yasakla!” Ģeklinde buyruk vermiĢtir. Bu olaya Ģahit olan
Ebû‟l-Feth Zubabe hükümdara dönerek “Seyyid AĢık‟ın sizin
hakkınızda söyledikleri yersiz değildir.” demiĢ, Uluğ Bey de “Nasıl
yani?” diye sorunca, “ġeriata göre aklı baĢında ve reĢit bir kadın
istediği kimse ile evlenme hakkına sahiptir. Siz hangi mezhebe göre o
kadının kumaĢ tüccarı ile evlenmesini yasaklayıp, bu Moğol ile
evlenmeye mecbur bırakıyorsunuz!” Ģeklinde cevap almıĢtır. Aldığı
bu cevaptan müteessir olan Uluğ Bey, hemen Yasavul‟u geri çağırıp
verdiği emri geri aldığı gibi, “Seyyid AĢık‟ın sözlerinde haklı olduğu
tarafımızca anlaĢılmıĢtır. Kadıları evlerine gönderin!” demek suretiyle
toplanmıĢ olan meclisi de dağıtmak zorunda kalmıĢtır
117
.
1370-1506 yılları arasında 150 yıldan kısa süre yaĢamakla
birlikte Timurlu Devleti, levirat evliliğinin en çok yapıldığı, ya da
hanedan kurucusu Timur‟un tarihe olan düĢkünlüğünden dolayı tarih
yazıcılığının yüksek bir seviyeye ulaĢması ve Cengiz Han ile
akrabalığa verilen özel önem dolayısıyla hanedan Ģeceresi
114
Hondmir,
Habibü’s-Siyer, IV, (Yay.:Muhammed Debir Siyâkî), Tahran
1333 h.Ģ., s. 35-36.
115
Hondmir, age, s. 35; W.W. Barthold, Uluğ Beg ve Zamanı, Çev.:Ġsmail
Aka, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara1997, s. 100.
116
Barthold bu kiĢiden Ebû‟l-Feth Deyyar olarak bahsetmektedir, bkz. W. W.
Barthold, age, s. 109.
117
Hondmir, age, s. 35-36.
2052 Musa Şamil YÜKSEL
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/3 Summer 2010
düzenlenmesine ihtimam gösterilmesi dolayısıyla konuya en çok
örnek verebileceğimiz Türk devleti olarak karĢımıza çıkmaktadır.
Sayıları daha da çoğaltılabilecek olan yukarıda aktardığımız
Timurlulardaki levirat evliliği örneklerine bakarak Ģu sonuçlara
varmak mümkündür. Timurlularda hanedan kurucusu Timur‟un
Cengiz Han soyundan gelen gelinlerle evlenmeye verdiği önem
doğrultusunda, ilk dönemlerde öncelikle dul kalan bu gelinlerin levirat
usulü ile evlendirilmelerine önem verildiği görülmektedir. Timurlu
hanedanında yengesi ile evlenen kardeĢlerin genellikle küçük kardeĢ
olduğu görülmekle birlikte, büyük kardeĢin dul yengesi ile evlendiği
de vaki olmuĢtur. Kocası öldükten sonra evlilik yapılan yengenin,
çocuklu veya çocuksuz olması diye bir ayrıma gidilmediği gibi,
yengesi ile evlenecek olan kardeĢin, bekâr veya çocuksuz olması gibi
belirli bir kuralın olmadığı da ortadadır. Ayrıca birinci türe vermiĢ
olduğumuz son iki ve ikinci türe vermiĢ olduğumuz son örnekte
görüldüğü üzere, levirat evliliği yapılan yengelerin ortak özelliğinin
her üçünün de Timurlu hanedanına mensup kimseler olduğu
anlaĢılmaktadır ki, sayısı daha da artırılabilecek bu örneklere
dayanarak Timurlularda dul kalan hanedan mensubu kadınların levirat
ile yeniden evlendirilmelerine önem verildiğini söyleyebiliriz. Sıradan
halk için verilen örnekte, ölen kocanın kardeĢinin konuyu meclise
kadar getirip hükümdara Ģikâyet etmesine bakarak da dul kalan
kadının, levirat evliliği yapmak zorunda olmadığını da ifade
edebiliriz.
Sonuç
Sonuç olarak MÖ III. yüzyılda Hunlara kadar takip
edebildiğimiz levirat evliliğinin Hunlardan sonra kurulan bütün Türk
devletlerinde ve tarihte var olan Türk topluluklarının hemen hemen
hepsinde uygulandığı ve hatta bugünkü Türk toplumlarında da
varlığını sürdürdüğü ortadadır. Bugüne kadar üzerinde pek fazla
durulmayan Timurlular da bu evliliği en çok uygulayan Türk hanedanı
olarak karĢımıza çıkmaktadır. Sadece levirat evliliği değil, milattan
önceki yüzyıllarda Türklerde görülen dıĢtan evlenme, kız kaçırma,
kalın vererek kız alma ve babaerkillik gibi birçok özelliğin de
bugünkü Türk toplumlarında varlığını sürdürmekte olduğunu
görmekteyiz ki, aileye iliĢkin temel öğelerin Ġslam öncesi ve sonrası
dönemlerle birleĢerek günümüze kadar gelen binlerce yıllık bir dönem
içinde değiĢmeden varlığını sürdürmesi Türklerde aile kurumuna
verilen önemin, diğer bir deyiĢle Türklerin aileyi toplumun temeli
olarak görmelerinin en açık göstergesidir. Türk ailesinde görülen bu
sürekliliği en iyi Ģekilde kültür kavramını ile açıklayabiliriz. Çünkü
Türk toplum ve devlet yapısının temeli olan aile, Türk kültürünün en