T. C. Kara harp okulu savunma bġLĠmlerġ enstġTÜSÜ GÜvenlġk bġLĠmlerġ anabġLĠm dali



Yüklə 5,01 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə38/117
tarix15.03.2018
ölçüsü5,01 Kb.
#32422
1   ...   34   35   36   37   38   39   40   41   ...   117

 
83 
 
Ortak  bir  kültürün  oluĢumu,  insanların  belirli  koĢullarda  birbirlerine  nasıl 
karĢılık verebileceklerini belirlemektedir. Ġnsanlar ortak çıkarlar için bir a
rada 
toplanmakta 
ve 
kendi 
kültürlerini 
paylaĢarak 
ortak 
bir 
kültür 
oluĢturabil
mektedirler (
Haviland ve diğerleri, 2008:104). Kültür, toplum
, örgüt 
ve küme 
gibi yapılanmalar içerisinde yer alan 
insanlar tar
afından yaratılmakta 
ve paylaĢılmaktadır
 (Güvenç, 2011:130). 
  
(6)  Kültür 
DeğiĢkendir 
 
 
 
Kültür  zaman  geçtikte,  yeni  ortaya  çıkan  ihtiyaçlar  göz 
önünde  bulundurularak  değiĢime  uğrayabilmektedir
 
(SoydaĢ,
  2011:37). 
Örneğin, 
19
90‟lı  yıllarda  kültürün  birer  parçası  olan  birçok 
sembol
,  2000‟li 
yıllarda değiĢime
 
uğramıĢ, popülerliğini ve önemi
ni yitir
miĢtir. Ġnsanların sahip 
oldu
ğu
 
değerler, inançlar, semboller vb. kültürel faktörler, zamanla değiĢime 
uğramıĢ  veya  unutulmuĢlardır.
 
Son  zamanlarda  Türkiye‟nin  geçmiĢ  yıllarına 
yönelik çekilen televizyon dizilerinin (80‟ler, 90‟lar vb), unutulmaya yüz tutmuĢ 
kültürün  yeni  nesillere  aktarılmasında  önemli  bir  rol  oynadığını  söylemek 
mümkündür.  
 
(7)  Kültür 
ĠnĢa Edicidir
 
 
 
Evlilik,  iktisa
t,  hukuk,  dil  gibi  sosyal  kurumları  kültür  inĢa 
etmekte  ve  yaĢatmaktadır.  Aynı  zamanda  k
ültür  emredicidir, 
insanları

sahiplenme 
yoluyla kurallara saygı ve kabullenmeye yöneltir (Journet, 2009: 
21). 
 
(8)  Kültür, 
dinamik  ve  değiĢken  bir  yapıya  sahiptir.  Ġnsanların 
ayırt edici bir özelliğidir (
Multinational Experiment  6.0, 2010). 
 
Antropolojik  açıdan  kültür
ü  fiziksel,  sosyal  ve  inanç  sistemleri  olmak 
üzere  üç  boyutta  incelemek  mümkündür  (Multinational  Experiment  6.0, 
2010).  Fiziksel  boyut 
kapsamında;  insanoğ
lu,  avlanma,  yiyecek  arama, 
yerleĢik  düzene  geçme  vb.  faaliyetlerini  hayata  geçirebilmek  için  fiziksel 
çevre  ile  sürekli  etkileĢim  halindedir.  Kültürün  anlaĢılabilmesi  için  fiziksel 
çevreyi  tanımak  oldukça  önemlidir.  Kültürün  geliĢimi  üzerinde  fiziksel  a
razi 
özelliklerin
in  etkili  olduğu  bilinmektedir
.  Sosyal  boyutlar 
kapsamında 


 
84 
 
incelendiğinde
,  i
nsanlar  arasındaki  hiyerarĢi  ve  etkileĢim

kültürün  geliĢimini 
yakından  ilgilendirmektedir.  Örneğin,  kadın
-
erkek  iliĢkileri
,  Afganistan  ile 
Avrupa ülkelerinde oldukça 
farklıdır 
(Multinational Experiment  6.0, 2010).  
 
Ġnanç 
sistemleri 
boyutuyla  değerlendirildiğinde,  farklı  kültür  gruplarının
 
farklı  inanç  sistemine  sahip
 
oldukları  görülmektedir.  Ġnanç  sistemleri

insanların  dünyayı  nasıl  algılamaları  gerektiği  ko
nusunda  etkilidirler
.  Aynı 
zamanda  i
nsanların  davranıĢları  grupların  inançlarını  etkilemektedir. 
GeçmiĢten günümüze kadar geçen sürede i
nanç sisteminin kültür üzerindeki 
etkisi 
oldukça fazla olmuĢ, 
d
eğiĢen inanç sistemleri insanların sahip oldukları 
kültür
lerin  de  değiĢmesine  öncülük  etmiĢtir 
(Multinational  Experiment    6.0, 
2010). 
 
Kültürü  anlamaya  yönelik  yapılan  çalıĢmaların
,  betimsel,  psikososyal, 
tarihsel,  yapısal  ve  kuralcı  olmak  üzere  beĢ
 
farklı  alanda  gerçekleĢtirildiğini 
söylemek  mümkündür.  Betimsel  alanda;  i
nsanoğlunun  bilgi,  sanat,  dil, 
politika, ekonomi vb. konuları içeren yaĢamsal konuları
, psikososyal  alanda; 
s
osyalleĢme süreci ve bireysel öğrenme
,  tarihsel  alanda;  d
eğerler, gelenek

görenek ve sosyal miras 
konular yer almaktadır.
 
Yapısal 
alanda ise kültürün 
nasıl  oluĢtuğu  veya  oluĢturulduğu  ile  ilgili  soruların  cevapları  aranmakta, 
o
rtak  değerler,  sosyo  ekonomik  konular,  tarihsel,  genetik  ve  çevresel 
durumlar 
ele  alınmaktadır
.  Son  olarak 
kuralcı 
(normative)  alanda;  kurallar, 
sosyal  rol  modelleri 
ve  değerler  incelenmektedir
  (Multinational  Experiment  
6.0, 2010:37). 
d. 
YumuĢak Güç Unsuru Olarak Kültür
 
 
 
Uluslararası  ĠliĢkiler  literatürüne  yumuĢak  gücü
 
kazandıran  Nye‟a 
(2005:20)  göre 
bir  ülkenin  yumuĢak  gücü;  siyasi  değerler,  dıĢ  politika  ve 
kültür olmak 
üç kaynağa dayanmaktadır
. Her üç kayna
ğın
 
uluslararası iliĢkiler 
açısından  önemli  olduğu  değerlendirilmiĢ  olsa  da
 
çalıĢma,  sadece  kültürün 
incelenmesi ile sınırlandırılmıĢtır. Edebiyat, sanat ve eğitimi içeren üst kültür 
ve  eğlenceye  dayalı  popüler  kültür  olarak  ikiye  ayrılan  kültür  kavramı,  bir 
ülkenin yumuĢak güç yaratma açısından en etkin kaynaklarından birisi olarak 
görülmektedir (Nye, 2005).  


 
85 
 
 
Kültürü  ABD  perspektifinden  değerlendiren  Nye
  (2005),  her  ne  kadar 
popüler kültürün her zaman yumuĢak güç yaratma potansiyelinin olmadığını 
vurgulasa  da,  genel  anlamda  popüler  kültür, 
ABD  değerlerini  “heyecanlı, 
egzotik, zengin, güçlü, moda yaratan yani modernliğin en uç noktası” olarak 
görünmesini  sağlamaktadır. 
B
irçok  ülkede  gösterilen  ABD  yapımı  filmler,
 
hayranlık  yaratarak  ABD‟nin  yumuĢak  gücünün  etkisini  pekiĢtirmektedir. 
Ancak popüler kültürün yarattığı etki

ülkeden ülkeye değiĢmektedir. Her iki
si 
de  müslüman  ülke 
olmasına  rağmen  ABD  filmleri  Suudi  Arabistan‟da 
hayranlık  uyandırırken  Pakistan‟da  nefretle  karĢılanabilmektedir  (Nye,
 
2005:21).  Bu  ikilem, 
aynı 
ülke  içerisinde  bile 
farklılık  yaĢanabilmektedir
.  Çin 
örneğinde  olduğu 
gibi 
ülke  yönetimine  ters  düĢen  ABD  popüler  kültürü, 
özellikle genç nesillere çekici gelmektedir.
15
 
 
Popüler  kültür,  ülkelerin  dıĢ  siyasetlerindeki  baĢarılarının,  bir  baĢka 
ifadeyle, 
yumuĢak  güçlerinin  temel  etki  noktalarından  birisidir.  ABD‟nin 
popüler  kültürü, 
dıĢ  politika  analizlerinde  oldukça  fazla  kullanılmıĢtır. 
Hatta 
Nye'ın  (2005:55)  iddiasına  göre  ABD,
 
soğuk  savaĢı  popüler  k
ültürü 
sayesinde  kazan
mıĢtır.  ABD'nin  popüler  kültüre  dayanan  yumuĢak  gücü 
Sovyet  yönetiminin  tüm 
engellerine  rağmen 
halk  üzerinde  derin  etkiler 
bırakmıĢ

Sovyet sistemini içeriden yıpratmıĢ, bir baĢka ifade
yle  kaleyi  içten 
fethetmiĢtir.
 
 
Çin‟de  ise  durum  çok  farklı  değildir.  Çin  hükümetinin 
tüm  sansür 
uygulamalarına  rağmen

özellikle  Ġnternet  ortamında

sosyal  ağların 
kullanımına  engel  olunamamıĢtır.
16
 
2012  yılında  yaĢanan  “Arap  Baharı” 
hareketinin  itici  gücü  olarak 
ABD  kaynaklı  sosyal  medya  araçlarını  görmek 
mümkündür.
17
 
Bu araçlar, bir taraftan ABD kültürünü yaymaya yönelik etkiler 
yaratırken  diğer  taraftan  ülkelerin  mevcut  düzenlerinin  sorgulanmasına  yol 
                                            
15
 
AraĢtırmacı
 
tarafından  2012  yılında  Çin‟e  gerçekleĢtirilen  ziyaret  esnasında  bu  durum 
açıkça gözlemlenmiĢtir.
 
16
  Çin  hükümet
inin  facebook,  twitter  ve  youtube  tarzı  sosyal  medya  araçlarına  yönelik 
koymuĢ  olduğu  sansür  basında  sıkça  yer  almıĢtır.
 
Ayrıntılı  bilgi  için  bkz  : 
 
< http://www.cfr.org/china/media-censorship-china/p11515>, 05.04.2014. 
17
 
Bu yönde yapılan açıklamalardan en dikkat çekici olanı, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati 
Yazıcı‟nın  yaptığı  açıklamadır.
 
Yazıcı,  “Bugün  herkes  hemfikirdir  ki;  Facebook,  Twitter  ve 
elektronik yazıĢmalar olmasaydı Arap Baharı olmazdı”  sözleri ile sosyal medya araçlarının 
etkisini 
vurgulama
ktadır.
 
Söz 
konusu 
açıklamanın 
detayları 
için 
bkz 

Bahari-olmazdi.htm?ArticleID=140412 > , 05.04.2014. 


Yüklə 5,01 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   34   35   36   37   38   39   40   41   ...   117




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə