Tanıl Bora Sol, Sinizm, Pragmatizm



Yüklə 355,86 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə47/71
tarix06.02.2018
ölçüsü355,86 Kb.
#26294
1   ...   43   44   45   46   47   48   49   50   ...   71

Yoksulların  kendi  örgütsel yapılarının  olduğu,  müstakil  po­
litik ve  toplumsal  aktörler  olarak  ortaya  çıkabildikleri yerlerde, 
örneğin Latin Amerika’da,  Hindistan’da, yoksulluğun bu nokta­
da  ‘kırıldığım’  iddia  edebiliriz!  Yoksulların  öz-yardım,  dayanış­
ma  veya  protesto  örgütlerinin  ‘maddî’  mahrumiyetlere  faydası 
sınırlı  olabilir ama  o  derin  acz  haline,  ‘hiçkimselik’  hissine  der­
mandır. Yoksullara konuşmayı öğreten,  omuzlarını dikelten de­
neyimlerdir bunlar.  Öznelik kapasitelerini  artıran, yurttaşlık  ta­
lebini ve hakkını öne çıkaran deneyimlerdir. Birikim’in elinizde­
ki dosyasında yoksulların kendi örgütlenmelerini, yoksullan ‘öz­
ne’ yapmayı hedefleyen girişimleri yansıtmaya özel önem verdik.
Sol ve yoksullar
Sözde-radikal  solculuğun  dogm atik-sinik  tavrını  biliyoruz: 
Yoksulluğun sistem sorunu olduğunun yüksek bilgisiyle, ‘pan­
suman’ yapmanın nafileliğini, ‘palyatif tedbirlerin aldatıcılığını 
ilan etmekle gönlünü rahatlatan bir tavır...
Yoksullann, kendi hayatlarının faili olabileceklerini hayal bi­
le  edemedikleri  acz  hali,  onları  solun  söz  ve  ilişki  menzilinin 
gitgide uzağına düşürür.  Bu acz halinin kendisi, solun değiştir­
meyi üstüne vazife sayacağı bir zillettir zaten.  Yoksullann ‘pal­
yatif de olsa güçlenmesini önemsememek, bundan daha az zelil 
olmayan bir kibirliliktir.
Yoksulların örgütlenme girişimleriyle,  “onlara anlatmak” ye­
rine  “onlarla konuşan”  bir temas,  kibirden sıynlmanın bir adı­
mı olabilir.  “Sistem” karşısında küçük, yoksullar için ve solcu­
lar için büyük bir adım ise,  dayanışm a örgütlenmeleri  olsa ge­
rektir.  Dayanışmanın,  yukanda  tartıştığımız  gibi,  güçbirliğin- 
den ve  “yardım”dan öte bir ufku  olduğunu unutmayarak...  Sol 
muhitlerde,  son yıllarda  gözünü  bu  ufka  diken  bazı  dayanış­
ma  örgütlenmesi  girişimleri  olmadı  değil.  Halkevleri’nin  “da­
yanışma dershanesi”  projesi bunun sönümlenen bir örneğiydi, 
BirUmut,15 şükür hâlâ soluk alıp veren önemli bir başka örnek...
15  M.  Görkem Doğan-Başaran Aksu:  “Yeni işçi sınıfı,  ‘işsiz işçiler’ ve  dayanışma: 
Bir umut deneyimi”, Birikim,  241, Mayıs 2009, s.  24-31.


Cılız ve ‘münferit’ kalan bu deneyimlerin muhasebesini yapma­
ya,  nerede  aksadıklarını  gözden  geçirmeye  ve  bunları  takviye 
ederek çoğaltmaya ihtiyacımız var.
Birikim 241, Mayıs 2009


'Yoksuluz, Çünkü Siz Varsınız'
15  Mayıs 2005  Pazar günü, sahiden 'sadece  BirGüride' bulabileceğimiz 
bir haber vardı (Bülent Zeytin  imzalı). 'Halk Kültür Merkezleri' grubu, Is- 
tanbul-Etiler'deki Akmerkez'in önünde toplanıp, kızıl bayraklarla, protes­
to gösterisi yapmış. Yoksulluk durumu üzerinden, aslında zenginliği pro­
testo: 'Burada bizim bir aylık maaşımızla alamayacağımız mallar satılıyor. 
Bu gelir adaletsizliğini protesto ediyoruz!"Bizi yoksullaştıranların kendile­
rine alışveriş ve eğlence merkezi olarak yaptıkları bu bina bize çok şey an­
latıyor.'Devamında, tehditkâr bir imâ var:'Hayatlarımızı satın alıp bizi kö­
leleştiren, açlıktan ölen çocukları görmezden gelen bu insanları uyarıyo­
ruz.'Aynı istikamette bir de pankart görülüyor fotoğrafta:'İşimizi Aşımızı 
Aldınız -  Öfkemizden Korkun'.
17 Ekim 2004'te yine Akmerkez'in önünde benzer bir protesto yapıl­
mıştı.'Dayanışma  Evleri'grubundan yaklaşık 30  kişinin  pankartlarında 
şunlar yazıyordu: 'Yoksulluk bizim suçumuz değil', 'İş, ekmek, adalet', 'Ör­
gütlen dayanış,  hayatına  sahip çık','Üreten  biziz tüketen  sizsiniz'. Ve en 
can alıcısı:'Yoksuluz, çünkü siz varsınız'...
'Yoksuluz, çünkü  siz varsınız'. Bu slogan önemli. Bu slogan, hayatî bir 
'ihtiyaca' cevap veriyor!
Geçerken, bir şerh parantezi açalım. Evet, yoksulluğun acısını zengin­
lerden veya umumiyetle tuzukurulardan çıkarmaya dönük tepkilerin, fa­
şizan bir vadiye akma riski de vardır. 'Anti-plütokratik' (zengin-karşıtı) de­
nen tepki  biçimi,'sistemi'tamamen  unutup, salt öçcülüğe veya  hıncını 
çıkarmaya dönük olduğunda... Ki özellikle şiddete dayalı tepkilerde (eş­
yaya,'mala' karşı şiddetten ziyade,  insanlara  karşı  şiddette)  bu  risk bü­
yür.  Keza, tuzukuruların 'kozmopolit' yapılarına, etno-kültürel  kimlik­
lerine (bilhassa 'somut'veya  muhayyel Yahudiliklerine), cinselliklerine 
(orospular/'karı kılıklı tipler') yönelme istidâdı, bu faşizanlaşma riskini bü­
yütür. Misal; yılbaşı gecesi Bozkurt işaretleriyle Taksim'de eğlence mekâ­
nı basanları düşünün... Nişantaşı kahvelerine İslâmî 'tebliğ' harekâtları dü­
zenleyen cübbelilerin'tarzında'da buna yatkın bir yan görebiliriz.
Bu ihtiyat kaydı saklı kalmak kaydıyla... yoksulluğun protestocu sesinin 
çıkmasına, yoksulların yoksulluğu ve asıl zenginliği sorunlaştıran bir özne 
olarak ortaya çıkmalarına  ilişkin her belirti  heyecan vericidir. Türkiye'de 
ciddi bir'servetdüşmanlığı'açığı olduğu kesin.


1960'larda ve 70'lerde sağcı  politikacılar ve büyük işadamları, sık sık 
'servet düşmanlığı yapmayın' uyarısında  bulunurlardı. Çünkü, o vakitler, 
yoksulluk ve yoksunluk ile gelir adaletsizliği  arasında bağlantı  kurmak, 
yadırganmayan, aşikâr sayılan,  meşru  bir 'akıl' idi -  kısacası  servet düş­
manlığının sübjektif şartları  kuvvetliydi!  Bugün  ise, servet düşmanlığı­
nın objektif şartları dünya üzerinde ender görülecek kadar gelişkin; buna 
mukabil sübjektif şartlar geri!
Bugün Türkiye'de zenginliğin yaşanma tarzı, zenginlik teşhiri, küstah­
ça görünümler arzediyor. Yoksulluğu bir tür doğal âfet gibi tasavvur eder­
ken ekonomi,'önlem','kaynak','kriz'bahsini borsa ve piyasalarla sınırlayan 
medya söylemiyle... televizyonun çoğalttığı tüketim ve'lüks'manzarala­
rıyla...  magazin  ünlülerinin cip-ev-takı-kılık muhabbetlerinde sarfedilen 
rakamlarla... komşusu değilse de (mahalleler ayrı!) 'insan-kardeşi' aç ya­
tan tokların  muazzam  umursamazlığı  ve bencilliğiyle... Bu  küstahlık kar­
şısında, başka her şeyden önce bir ahlâkî tepkinin yaygın ve müesses ha­
le gelmesi, bu memleket nüfusunun'toplum olma'ihtimalinin koşuludur.
BirGün, 20 Mayıs 2005


Yüklə 355,86 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   43   44   45   46   47   48   49   50   ...   71




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə