TariHİ materyaliZMİN Çarpiticiliğinda



Yüklə 446,54 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə11/22
tarix06.02.2018
ölçüsü446,54 Kb.
#26407
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   22

Tarihi Materyalizmin Çarpıtıcılığında Zıtların Birliği 

 

21



eski üretim ilişkileri sürerken hukukta değişiklik, mülkiyet ilişkilerinde değişiklik 

gayet normaldir. Ama bu üretim ilişkilerini değiştirmeye, sınıfları değiştirmeye 

“yetmez”. Neden? Çünkü önce siyasi değişiklik gelir, ondan sonra “üretim ilişkileri” 

ve sınıfsal değişiklikler. Eh, hukuk değişti ama... daha sıra antagonist sınıfları, 

kapitalist üretim ilişkilerini yok etmeye gelmedi. Onlar “daha sonra” yok olacak. 

Önce hukuki olarak üretim ilişkilerini ve sınıflar “yok edilecek”, ondan sonra...hukuki 

olmayan, "gerçek" üretim ilişkileri ve sınıflar yok edilecek. 

  

Yani,  başlangıçtaki korkumuza hiç gerek yokmuş. Profesörümüz tespit ettiğimiz 



mantıkla düşünmeye devam etmekte, dahası Stalin’e de kendi ters mantığıyla iş 

yaptırmakta, dahası Stalin’i deyim yerindeyse kendinden de ileri gitmekle, yani 

hukuki değişiklikleri yapıp eski ekonomik ve sınıfsal yapıyı da yok ettiğini sanmakla 

suçluyor. 

  

İyi ama daha önce tespit ettiğimiz C. Bettelheim’a ait doğru görüşler neyin nesi 



oluyor? 

  

Sınıf mücadelesinin varoluş  şartlarının kökeninin üretim ilişkilerinde, yani 



ekonomik ilişkilerde olduğuna dair doğru görüşler neyin nesi oluyor? 

 

  Ya bunlar profesörümüzün tüm mantığıyla çelişen doğru görüşlerdir, yada 



profesörümüzün mantığıyla hiç de çelişmeyen sadece görünüşte doğru olan fakat 

sapına kadar yanlış ve profesörün tüm mantığının talep ettiği yanlış görüşlerdir. 

  

Bu  doğru görünüşlü tespitler profesörümüzün tüm mantık silsilesinin savunulduğu 



bir yerde edildiğine göre ikinci seçeneğin tek çıkar yol olduğunu  şimdilik kaydıyla 

tespit edip devam edelim. 

 

E- MARX VE LENİN’E ATIFLAR 

 

   Marx ve Lenin’e geri dönmeyi vaat eden profesörümüzün Marx ve Lenin’e 

başvuruları oldukça kısıtlıdır. ?imdi bu kısıtlı başvurulara bir göz atalım: 

   1- Profesörümüzün “Üretici güçlerin gelişmesinin öncelliği(birincilliği -b.n)” 

başlığı altında savunduğu görüşleri haklılaştırmak için düştüğü bir dip notta Marx’a 

başvuruyor. 

 

  “Dip not 37: a.g.e., s. 244. Marx’ın “Gotha Programının eleştirisi” nde 



“komünizmin ilk aşaması” sırasında eşyaların dağıtımını etkileyen “burjuva 

kısıtlamalardan” bahsettiğini herkes bilir; ama, bu “kısıtlama” üretici güçlerin 

seviyesine değil, fakat “bireyin iş-bölümüne kölece bağımlılığına” ve buna uygun 

üretici güçlerin gelişmesini engelleyen sosyal ilişkilere bağlanmıştır. (Marx ve 

Engels, 3 Ciltte Seçme Eserler. C. 3, s. 18-19.)” 

  

Profesörümüze göre Marx ne yapıyormuş? 



 

  Komünizm ilk aşamasında, dağıtım alanında varlığını sürdüren burjuva 

kısıtlamaları üretici güçlerin “seviyesine” değil de, iş-bölümüne ve buna uygun 

“sosyal ilişkilere” bağlıyormuş... 

  

Tüm  bunları “herkes biliyormuş”. Bilirler, bilirler. Bildiklerini biz de biliriz. Ama 



yine de Marx’ı bir okuyalım. 

   “...Hak, hiçbir zaman toplumun ekonomik yapısı ve onun tarafından belirlenen 

(abç) kültürel gelişmeden daha yüksek olamaz. 



Tarihi Materyalizmin Çarpıtıcılığında Zıtların Birliği 

 

22



   ...bireyin her yönlü gelişmesiyle beraber üretici güçler çoğaldıktan ve kooperatif 

zenginliğin pınarları daha bolluk içinde aktıktan sonra (abç) -sadece ondan sonra 

(abç) burjuva hakkın dar ufukları aşılabilir...” (Gotha Programının Eleştirisi, İng., s. 

14.) 


  

Profesörümüzün  bahsini  ettiği burjuva kısıtlama, dağıtım alanında ve komünizmin 

ilk aşamasında kaçınılmaz olarak varlığını sürdüren burjuva hakkıdır. Burjuva üretimi 

şartlarında bu hak, bu eşitlik hakkı prensibi ile pratiği birbiriyle çelişir. Komünizmin 

ilk aşamasında ise artık bu prensip ile pratiği çelişmezler. 

  

Hakkı belirleyen nedir? Toplumun ekonomik yapısı-ve bu ekonomik yapı 



tarafından belirlenen toplumun kültür düzeyi. 

  

Komünizm  burjuva  hakkına ne zaman son verebilecektir, onun dar sınırlarını ne 



zaman aşabilecektir? 

  

Üretici  güçler  geliştikten ve kooperatif zenginlik pınarı daha bolluk içinde 



aktıktan sonra ve ancak ve ancak bundan sonra, bunu başardıktan sonra...(Bu üretici 

güçlerin bir parçası olan insanların üretim yeteneklerinin, üretim bilgilerinin de 

gelişmesi demektir, bireylerin gelişmesi demektir.) Ve böylece ekonomik yapı 

tarafından belirlenen kültürel gelişmede, ekonomik gelişmenin ardından gelen bilinç 

gelişmesi de bunu mümkün kıldığında burjuva hakkının, burjuva hukukunun dar 

sınırları aşılacaktır. 

   Profesörümüz ise burjuva hakkının dar sınırlarının aşılması için gerekli unsuru 

kendi icadı “sosyal ilişkiler” de görmekte ve tüm bunlar üretici güçlerin birincilliğini 

yadsımak için icat edildiğinden burjuva hakkının dar sınırlarını  aşmak için üretici 

güçlerin birincilliği tezi yerine “sosyal ilişkilerin“ birincilliği tezi ileri sürülüp, bir de 

bu utanılmadan Marx’ın ağzına tıkılmaktadır. 

  

Aynı şey Lenin’in de başına geliyor: 



   Profesörümüze göre Lenin emperyalizmin zayıf halkası tezini üretici güçlerin 

birincilliği tezini yadsıyarak üretmiş. Üretici güçlerin birincilliği tezini ekonomistler 

savunurmuş. Lenin de ekonomistlere uyup üretici güçlerin birincilliği tezini savunsa, 

hümme haşa emperyalizmin zayıf halkası tezini formüle edemezmiş... 

 

  

Ekonomizmin  böyle  düşmanları varken, ekonomistlerin dosta ne ihtiyacı var ki... 



   Üretici güçler söz konusu olduğunda Marksizm ile Ekonomizm arasındaki fark 

üretici güçlerin öncelliği tezinde değildir. Üretici güçlerin birincilliği, öncelliği 

Marksizmin alfabesidir. Bu konuda Marksizm ile ekonomizm arasında zerre kadar 

fark yoktur. Aradaki fark bundan çıkarılan sonuçlarda başlar. Bundan çıkarılan siyasi 

ve ekonomik sonuçlarda başlar. Marksizmin şu veya bu doğru öğretisini ele alıp 

bundan binbir çeşitli yanlış sonuçlar çıkarabileceğini ve tarihin bunun örnekleriyle 

dolu olduğunu kim bilmez. Profesörümüz... diyemeyiz, çünkü onun yaptığı da son 

tahlilde Marksizmin “siyasetin belirleyiciliği” konusundaki öğretisini çarpıtmaktan 

ibarettir. 

 

  Bu meyanda profesörümüzün proletarya partisinin program ve pratiğinde 



herşeyden önce üretimin gelişmesinin kanunlarından hareket etmesi talebine karşı 

çıkmasıyla ilgili şunu söylemek yeterlidir: öyle yapmayan bir “proletarya partisi” 

kavramda çelişmedir sayın profesör. Değil mi ya... ekonomik gelişmenin 



Yüklə 446,54 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   22




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə