TariHİ materyaliZMİN Çarpiticiliğinda



Yüklə 446,54 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə12/22
tarix06.02.2018
ölçüsü446,54 Kb.
#26407
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   22

Tarihi Materyalizmin Çarpıtıcılığında Zıtların Birliği 

 

23



kanunlarından hareket edilmeyecekse, bunlara uyulmayacaksa, bunlar temel 

oluşturmayacaksa... niye “proletarya” partisi kurulsun ki... 

   2- Profesörümüz “ Sınıf ilişkileri ve sahipliğin hukuki şekilleri” başlığı altında 

savunduğu görüşleri haklılaştırmak için düştüğü bir dip notta Lenin’e başvuruyor. 

  

“dip not 16: “Sınıflar, tarihsel olarak belirlenmiş bir toplumsal üretim sisteminde 



tuttukları yerle, üretim araçlarına(çoğu durumlarda yasalarla saptanmış ve formüle 

edilmiş) olan ilişkileriyle, emeğin toplumsal örgütlenmesindeki rolleriyle ve 

dolayısıyla toplumsal zenginliğin kullandıkları parçasının ölçüsü ve bunu elde ediş 

biçimiyle birbirlerinden ayrılan büyük insan topluluklarıdır. Sınıflar, belirli bir 

toplumsal ekonomi sisteminde tuttukları farklı yerler sayesinde birinin ötekinin 

emeğine el koyabildiği insan topluluklarıdır. (Lenin, ‘Büyük Başlangıç’ T.E. Cilt 29, 

s. 421, İng.) 

  

Görülecektir ki Lenin, değişik toplumsal sınıfların yerinin “yasalarla saptanmış ve 



formüle edilmiş” olabileceğinin(abç.) gözlemlemesine rağmen bundan ancak bir 

ihtimaliyet (abç.) olarak söz etmektedir. Üretici güçlere “hukuki ilişkilerin” varlığı 

sınıfların gerçek tanımına (abç.) girmez.” (a.g.e., s. 49-50.) 

  

Sınıfların “gerçek tanımı” adına profesörümüzün yapmaya çabaladığı şey nedir? 



  

Üretim  ilişkileri, “üretim araçlarına olan ilişkileri” çerçevesinde oluşan insan 

topluluklarının, sınıfların tanımından, dolayısıyla da üretim ilişkilerinin tanımından 

üretim araçlarına olan “hukuki ilişkiyi” koparmak. Sınıfların gerçek tanımı, karşıtı 

verilmeyen, “gerçek olmayanı” verilmeyen bu tanımın karşıtı “hukuki tanım”, yani 

mülkiyet ilişkilerine değinen tanımdır. Profesörümüz üretim ilişkilerinin ve sınıfların 

tanımından mülkiyet ilişkilerini mutlak bir şekilde koparmaya çalışmaktadır. İşte bu 

nedenledir ki Lenin’e demediği  şeyleri dedirtiyor... Lenin “üretim araçlarına hukuki 

ilişkiden bir ihtimaliyet olarak söz eder” diyerekten. 

  

Üretim  ilişkileri ile bunların hukuki ifadeleri, hukuki yansımaları birbirinden 



farklı  şeyler midir? Tabii ki farklı  şeylerdir, dahası birbirine zıt  şeylerdir. Biri 

ekonomik, diğeri hukuki, siyasi kavramlardır. Biri üretim ilişkileri, diğeri mülkiyet 

ilişkileri. Bunlar aynı kavramlar olmayıp, dahası biri diğerinin yansıması, mülkiyet 

ilişkileri üretim ilişkilerinin yansıması olduğu içindir ki bunlar arasında koskoca bir 

uçurum bile doğabilir. Mülkiyet ilişkileri üretim ilişkilerinin gerisinde kalabilir, 

dahası kalırda. Bu nedenledir ki Lenin “üretim araçlarına “her zaman yasalarla 

saptanmış ve formüle edilmiş olan ilişkileriyle “ demiyor, “üretim araçlarına çoğu 

durumlarda yasalarla saptanmış ve formüle edilmiş olan ilişkileriyle” diyor. 

  

Fakat bu zıtlık mutlak bir zıtlık, biri diğerini imkansız kılan, biri olduğunda diğeri 



olamayan bir zıtlık mıdır, metafizik, aşılamaz bir zıtlık mıdır? 

  

Hayır. Bu zıtlar birbirine bağıntılı, biri diğerinin yansıması olan zıtlardır. Mülkiyet 



ilişkileri, üretim ilişkilerinin yansımasıdırlar. Toplumsal yaşam ikiye bölündüğüne, 

ekonomik ve siyasi olarak ikiye bölündüğüne göre, toplumsal yaşamın bu iki yönü, bu 

iki zıt yönü bir arada olmamış toplumsal yaşam olamayacağına göre, dahası bu iki 

yaşam arasında bir uçurumun doğması, üretim ilişkileri ile mülkiyet ilişkileri arasında 

bir uçurum doğması toplumsal yaşamın bunlar arasında uyumu sağlamadan kendini 

sürdürmesini imkansız kılar. Bunlar arası uyum bir zorunluluktur. “Üretim araçlarına 

olan ilişkinin yasalarla saptanması” bir zorunluluktur sayın profesörümüz, bir 

ihtimaliyet asla ve asla değil. Tamı tamına bu nedenle ve tanımlama en geneli ele 




Tarihi Materyalizmin Çarpıtıcılığında Zıtların Birliği 

 

24



aldığı, en tipik olanı ele aldığı içindir ki sizin deyiminizle “herkesin bildiği” 

“Ekonomik Politiğin Eleştirisine Bir Katkı”nın Meşhur önsözünde Karl Marx şöyle 

der: “üretim ilişkileri veya-aynı  şeyin hukuki ifadesinden başka bir şey olmayan- 

mülkiyet ilişkileri”. 

   O halde profesörümüzün Lenin’i açıkça tahrife zorlanarak üretim ilişkileri ile 

mülkiyet ilişkilerini veya sınıflar ile onların üretim araçlarına olan “hukuki 

ilişkilerini” mutlak olarak koparma çabası, çünkü tüm bunlar böyle bir çabadan başka 

birşey değildir, neyin nesi oluyor? 

  

Sınıflar ve sınıf mücadelesinin varoluş şartlarının kökeni üretim ilişkileridir doğru 



tespiti profesörümüzün tüm mantığının, tarihi materyalizmi kafası üstüne oturtan 

mantığının bir parçası olarak karşımıza çıktı. 

  

Üretim  ilişkileri ile mülkiyet ilişkilerinin, sınıflar ile onların hukuki konumlarının 



farklı  şeyler olduğu doğru tespiti karşımıza bu ikisi arası ilişkiyi mutlak kopuşa 

vardıran bir görüş olarak çıkartılıyor. Hem de bu mutlak kopuş ile mutlak birliği, 

üretim ilişkileri ile siyasi ilişkileri “sosyal ilişkiler” adı altında mutlak olarak 

birleştirmiş bir kişi tarafından, “sosyal ilişkiler” adı altında birleştirdiği ekonomik ve 

siyasi ilişkileri üretici güçlerin karşısına koymuş biri tarafından. 

  

Niye? 



   Hukuk, siyaset, üretim ilişkilerinin, ekonomik ilişkilerin bir yansıması değil de 

kendisi bir ilk ise; sınıf mücadelesi üzerinden ideolojik-siyasi ilişkilere hücum 

edilecek ve böylece ekonomik ilişkiler değiştirilecek ise; yani ekonomik ilişkiler 

siyasi ilişkilerin bir türevi ise, yani profesörümüzün tüm mantık silsilesi doğru ise 

birincisi tersten yansımanın zorluğu üretim ilişkileri ile mülkiyet ilişkileri arasındaki 

bağın koparılmasını, ikincisi, ayakları havada bir sınıf mücadelesi savunulduğu 

olgusunun gizlenmesi için böylesi bir kopukluk içinde sınıfların ve sınıf 

mücadelesinin kökeni olarak üretim ilişkilerinin sözde savunulmasını gerekli kılar. Ve 

bu profesörümüzün başka işleri için de gereklidir. 

 

F- C. BETTELHEIM’IN SONU GELMEZ SINIF MÜCADELESİ 

 

  

Özce C. Bettelheim’ın tarihi materyalizmiyle düşünelim: 



  

Proletarya  diktatörlüğü kurulmuştur. Proletarya diktatörlüğü  şartlarında “sınıf 

mücadelesi” sürdürülür. Hangi sınıflar arası mücadele? Antagonist sınıflar, proletarya 

ve burjuvazi arasındaki mücadele. Çünkü proletarya diktatörlüğü altında sınıf 

mücadelesi sürdürülüp, bu sınıf mücadelesiyle hukuki ilişkilere hücum edip hukuki 

olarak sosyalist mülkiyet ortaya çıksa bile eski üretim ilişkisi, kapitalist üretim 

ilişkileri ve dolayısıyla kapitalist üretim ilişkilerinin sınıfları,antagonist sınıflar, 

proletarya ve burjuvazi varlığını sürdürür. Ancak ve ancak sınıf mücadelesi üzerinden 

ideolojik ve siyasi ilişkilere hücum etmeye devam edecektir ki ve bu mücadele, işte 

profesörümüzün tespit edeceği bir gelişme aşamasına ulaştığındadır ki, kapitalist 

üretim ilişkileri ve antagonist sınıflar ortadan kalkarlar. 

  

Bu  mantıkla, bu ayakları havada yürütülen sınıf mücadelesi belirsiz de olsa bir 



sona ulaşabilir. 


Yüklə 446,54 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   22




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə