124
KAYNAKÇA
Ağakay. (1969). Türkçe Sözlük. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.
Beuys, J., Kounellis J., Kiefer A. ve Cucchi E.(2005). Bir Katedral
İnşa Etmek.(A. Cemal, Çev.) İstanbul: Sel Yayıncılık.
Bourdieu, P. (2006). Sanatın Kuralları, Yazınsal Alanın Oluşumu Ve
Yapısı.(N. K. Seril, Çev.) İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
Çalışlar, A. (1982). Sanatta Yenilik Nedir? Sanatta Yenilik ve Sanat-
sal Gelişme, Bilim ve Sanat Dergisi.
Funk, R. (2007). Ben Ve Biz Postmodern İnsanın Psikanilizi.(Ç.
Tanyeri, Çev.) İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
Giderer, H. E. (2003). Resmin Sonu. Ankara: Ütopya Yayınları.
Güngörmez, A. (2006). Fritjof Capra’da Kartezyen Düşüncenin
Eleştirisi. (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi), Atatürk Üniversitesi
/Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum.
Hançerlioğlu. (1996). Felsefe Sözlüğü, (5. Baskı). İstanbul, Remzi
Kitabevi.
Kahraman, H. B. (2002). Sanatsal Gerçeklikler, Olgular Ve Öteleri.
İstanbul: Everest Yayınları.
Kahraman, Hasan Bülent (2008). Türk Resminde iki Çıkmaz, Erişim
tarihi: 11 Mayıs 2009, http ://felsefeekibi.com _turk_resminde_iki_
cikmaz.html
Koyuncu, S. (2003). Gelişim Sürecinde Resim Eleştirisi. Anadolu
Sanat Dergisi, 14, 118.
Leppert, R. (2009). Sanatta Anlamın Görüntüsü İmgelerin Toplum-
sal İşlevi. (İ. Türkmen, Çev.) İstanbul: Ayrıntı Yayınları.
Maquiling, Karla. (2008). Problems with Styles: Manuel Ocampo
and Argie Bandoy, Erişim tarihi: 09 Ağustos 2008, http://pinoy-
centric.com/2008/04/04/problems-with-styles-manuel-ocam-
po-and-argie-bandoy/
Morin, E. (2003). Geleceğin Eğitimi İçin Gerekli Yedi Bilgi, İstanbul:
Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Robins, K. (1999). İmaj: Görmenin Kültür ve Politikası.(N. Türkoğlu,
Çev.) İstanbul: Ayrıntı Yayınları.
Rosalinda, R. (1995). Art Talk, Teachers Wraparound Edition, New
York: Glencoe/ Mc GRaw-Hill.
Tyson, K. (2008, 26 Temmuz). Reason Excludes Creativity And
Intuition, (R. Oksay, Çev.) New Scientist, 26 July 2008. vol. 2666. 29
Ağustos 2008 Cumhuriyet Kitap eki, 14.
Vircondelet, A. (2001). Balthus Anılar,( O. Suda, Çev.) İstanbul: K
Kitaplığı.
127
OSMANLI’DA GAYRİMÜSLİM HEYKELTRAŞLAR
THE NON-MUSLİM SCULPTORS IN OTTOMAN
Amaç: Osmanlı Devleti’nde heykel sanatı denildiğinde,
akla gelen ilk isim; Osmanlı’nın ilk güzel sanatlar oku-
lu olan Sanayi-i Nefise Mektebi olmaktadır. Resim ya
da mimari gibi diğer bölümlerle birlikte, heykel sanatı
da eğitim hayatına bu mektep sayesinde geçmiştir.
Türk heykelini incelerken görülmüştür ki; Osmanlı’nın
son dönemlerinden itibaren “Türk heykel sanatı tarihi”
içerisinde gayrimüslimlerin ve özellikle de Ermeni
heykeltıraşların yeri ayrıca önemlidir. Nitekim, güzel
sanatlar mektebinin ilk heykel hocası da, bir Ermeni
olan Yervant Oskan Efendi’dir. Kaynak bulgularında,
çoğunluk yalnızca ismine rastladığımız gayrimüslim-
ler, bizleri kendileri hakkında daha açık ve net bilgilere
ulaşma arzusuna yönlendirmiş ve bu makaleye konu
olmuşlardır.
Yöntem: Osmanlı’da gayrimüslim; özellikle de Ermeni
heykeltıraşları araştırmak amacıyla yola çıkılan bu
makale için, üniversite kitaplıklarından kaynak araş-
tırılmasına gidilmiş, Agos Gazetesi ziyaret edilmiş ve
Ermenileri konu edinen kitaplara ulaşılmaya çalışıl-
mıştır.
Sonuç: Neticede Türk heykel sanatı tarihi içerisinde
yabancı isimlerin çok fazla olduğu görülmüştür. Os-
manlı Devleti, ayrımcılık yapmadan Ermeni sanatçılara
da her mevkide kapılarını açmıştır. Elde edilen bulgu-
lardaki isimler arasında Yervant Oskan dışında; Misak
Nişanyan, Ohannes Acemyan, Ahan Efendi, Dikran
Diretyan, Agob Arabyan veya Mari Gerekmezyan vd.
gibi isimler yer almaktadır. Bu isimler incelenmeye ça-
Anahtar Sözcükler: Heykel Sanatı, Heykeltıraş, Osmanlı,
Gayrimüslim, Ermeni// Keywords: The Sculpture Art, Sculptor,
Ottoman, Non-müslim, Armanien.
Batman Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü //
Batman University, Faculty of Letter-Science, Department of Art History
derya.uzun@batman.edu.tr
ÖZET ABSTRACT
Yrd. Doç. Dr. Derya UZUN AYDIN
08-11 Nisan April
2015
128
lışıldığında, konuyla ilgili oldukça yetersiz olduğumuz
görülse de, yaptığımız çalışmanın yapılacak benzer
diğer çalışmalara örnek olabileceği kanaatindeyiz.
Purpose: When the sculptor art is mentioned in Otto-
man the first thing coming to mind is “Sanayi-i Nefise
Mektebi” which was the first fine arts school. Sculp-
ture started to its education life thanks to the “Sanayi-i
Nefise Mektebi” with other departments like painting or
architecture. While analyzing the Turkish sculpture. It
is stared that non muslims expecially Armanien sculp-
tures plays an important role in Turkish Sculpture Art.
For example, the first sculpture teacher of this school
was an Armanian Yervant Oskan Efendi. Non muslims
who are seen as only names in resources leads us to
desire more clear and net information about themselves
and they subjected to this article.
Procedure: Literature review was made in universities
libraries and Agos newspapaer was visited. Also the
books which mentions about Armanien sculptors are
found to research non muslims expecially Armaniens
Result: Shortly it was clearly seen that there were so
many foreign sculptures in Turkish sculpture history.
The Ottoman Empire opened his doors to Armanien
sculptures without discrimination in every field.Apart
from Yervant Oskan, Misak Nişanyan, Ohannes Ace-
myan, Ahan Efendi, Dikran Diretyan, Agob Arabyan
or Mari Gerekmezyan are the other names found in
findings.when we analyzed these names we understood
that we are lack of necessary information about this
subject but we are of opinion that our research can be a
model for the similar works .
Giriş
Osmanlı Devleti, tarih boyunca ayrımcılık yapmadan
birçok devlet kademesine ve eğitim kurumuna gay-
rimüslimlerin de (Rum, Ermeni, Yahudi gibi) gelme-
sine ve kariyer yapmalarına izin vermiştir. Neticede,
aynı toplum içerisinde yaşayan birkaç farklı kesim de
olsalar, ortak gelenek ve göreneklerde toplanılmak-
tadır. (Soysal, 1984, s.3). Osmanlı’da gayrimüslimler
içerisinde, özellikle Ermenilerin ayrı bir önemi vardır.
Doğu Anadolu halkından olan Ermeniler, Bizans İm-
paratorluğu’nun Ermenistan’ı ele geçirmesi ardından
hürriyetlerini kaybetmişler ve bir süre Bizans hâkimi-
yetinde yaşamışlardır. Selçuklular Anadolu’ya girince
huzura kavuşmuşlar ve dinlerinde ve sanatlarında özgür
olarak yaşamışlardır.(Dabağyan, 2012, s.399). İstanbul’a
geçince en çok Kumkapı, Samatya, Galata ve Yenika-
pı’ya yerleşen ve kendi adlarına açılan kiliselerde dinsel
vazifelerini yerine getirme imkanı bulan bu halk, kabul
edilen fermanlarla da bir takım imtiyazların sahibi ol-
muşlardır. 15.yy.da İstanbul’da sekiz yüze yakın Ermeni
evlerinin varlığı bilinmektedir. Dönemin koşullarında
gayrimüslimler; kuyumculuk yapmışlar, tüccar ve ban-
ker olmuşlardır. Ayrıca başta ‘Sanayi-i Nefise Mektebi’
olmak üzere birçok okulda eğitim görmüşler, hatta
Avrupa’ya eğitime de gönderilmişlerdir. Güzel sanatla-
rın birçok dalında başarılı işler çıkaran gayrimüslimler,
heykel sanatı incelendiğinde de Müslüman halka göre
bu sanatla ilk etaplarda daha çok ilgilenmişlerdir. Nite-
kim bugün dahi birçok gayrimüslim mezarı, anıt-heykel-
leri barındırmaları açısından ayrı bir araştırma konusu
oluşturabilmektedir. Fakat, bir çok ülkede olduğu gibi
Müslüman olmayan bir kısım halk- ki bunlar arasında
yine Ermeniler ön plana çıkmaktadır-ilerleyen zaman
diliminde, ülkeden tehcire maruz kalacaklardır. (Erme-
niler: Tarih, 1994, s.190-194. ; Özsezgin, 1984, s.13-15.).
Osmanlı’da Gayrimüslim Sanatçılar
Osmanlı’da gayrimüslim sanatçılar, İstanbul veya
Anadolu’nun çeşitli vilayetlerinde doğmuşlardır. İlk ve
ortaöğrenimlerini tamamladıktan sonra birçoğu, ya
yurt dışında ya da Sanayi-i Nefise Mektebi’nde eğitim
görmüştür. Mimarlık ve resim eğitimi alanlar dışında,
heykel sanatıyla uğraşanlar daha azdır ve ne yazık ki
günümüze çok azının yalnızca ismi baki kalabilmiştir.
Sanayi-i Nefise Mektebi 1883 yılında kurulmadan önce,
Osmanlı’da ya da Avrupa’da bir takım sergiler düzen-
lendiği ve bu sergilere Müslüman sanatçılar kadar
gayrimüslimlerin özellikle de Ermenilerin de katıldığı
gözlenmektedir. İsmi bilinen kimi sanatçılar, oyma, ka-
bartma veya rölyef yaptıkları için de, heykel sanatı içinde
değerlendirilmeye çalışılmıştır. Darphane’de ressam,
hakkak ve kalıpçı olarak çalışmış Kirkor Ağa Malğasyan
(1795-1855); “Nişan-ı İftihar ve yeni madeni para sistemi
ile alakalı Tashih-i Ayar madalyalarını” yapmıştır. (R.
1). Sanatçının ayrıca, abanoz üzerine oyma çalışmaları
olduğu da bilinmektedir. (Kürkman, 2004, C.II, s.580).
R. 1: Kirkor Ağa Malğasyan (1795-1855), “Nişan-ı İftar, Cami-i Nusret
ve Tashih-i Ayar madalyaları, altın ve bakır.” (Kürkman, 2004, C.II,
s.580).