212
bu teknik, Mısır ve Yunan sanatında resim sanatının
gölgeden doğmuş olabileceği görüşünü doğurmuştur.
(Stoichita, 2006, s.12-16). Resim 2’deki örnekte bir genç
kız âşık olduğu adamın gölgesinin etrafını çizer ve o
gölgeyi duvara sabitler bir anlamda gölgesinin kopyasını
yapar böylece âşık olduğu adam orada yokken, gölge-
sinin imgesini görebilecektir. Bu resmin adının “Resim
Sanatının İcadı” olması da resmin gölgenin imgeselleş-
mesiyle doğmuş olabileceği tezini desteklemektedir.
Resim 6: Eduard Daege, 1832, Resim Sanatının İcadı, Tuval üzerine
yağlıboya, Ulusal Galeri, Berlin
Giorgio De Chirico ve Carlo Carra gibi metafizik resimle
ilgilenen sembolist sanatçılar, gölgeyi resmin mer-
kezine alarak onu vurgunun temel elemanı haline
getirmişlerdir. Chirico’nun mimariyi anıtsallaştırdığı
resimlerinde resmin yüzeyi iki karşıt alana bölünür: biri
çok kuvvetli güneşli alanlar ve diğeri çok koyu gölgeler.
Resimlerinde bir yandan ya gölgesi ya da kendisi giren
figürler, hareketi, şimdi ve gelecek arasında kurulan
ilişkiyi simgeler. Aşağıda görülen resminde örneğin, bir
genç kız resmin bir köşesinden içeri girerken diğer bir
figür arkasından düşen gölgesiyle resimden çıkmakta-
dır. Bu eklemeler ve çıkartmalar izleyiciye geçmişte ya
da ileride karşılaşabilecekleri izlenimi verirken bu anı
tarihten mimari yapılarla destekler ve şimdi ve geçmiş
birlikteliğini bu yolla da sağlamaktadır.
Resim 7: Giorgio De Chirico, 1914,
Bir Sokağın Melankolisi ve Gizemi, Özel Koleksiyon.
Gölge ile portreler oluşturma ya da farklı kişilik ortaya
koyma, ressamların üzerinde durduğu bir olgu olmuş-
tur. Picasso’nun Uzanan Genç Kızın Silüeti isimli tablo-
sunda resmin bize göre sağ tarafında Picasso’nun kendi
gerçek profiline benzeyen bir figürün profilden düşmüş
gölgesini görülmektedir. Sol kenarda duran nesnenin
ayna olduğunu varsayılırsa, sanatçının aynanın tam
karşısında olduğu, kendini gösterme isteği fakat orada
fiziki varlığının gölgesi ile yer aldığı sonucu ortaya
çıkmaktadır. Burada ressam yaratılarının dünyasına
geçerek, kendini resmin tam merkezine eklenmiş bir
imge olarak görmektedir.
Resim 8: Pablo Picasso, 1940, Uzanan Genç Kızın Silüeti,
Özel Koleksiyon
Jung’a göre gölge, kişiliğin ‘negatif’ yanı, kişinin
saklamak istediği hoş olmayan nitelikleri, az gelişmiş
işlevleri ve bireysel bilinçaltının içeriğidir ve burada yitik
anılar, acı verdiği için bastırılmış düşünceler, bilinçdışı
algıları ve henüz bilince çıkmaya hazır olmayan diğer
heyecanlar bulunmaktadır (Jung’tan aktaran: Göle,
2000, s.165).
Problem Durumu ve Araştırmanın Amacı
Sanat eğitimcilerinin yetiştirildiği ve sanat eğitiminin
farklı basamak ve alanlardaki uygulamalarının ve genel
amaçlarının yapılandırıldığı kurumlar, yükseköğretim
kurumlarına bağlı lisans düzeyinde eğitim veren Güzel
Sanatlar Eğitimi Bölümleri dâhilindeki Resim-İş Eğitimi
Anabilim Dalı programlarıdır. Görsel sanatlar eğitiminin
lisans düzeyinde oluşturulmak istenen estetik ve ku-
ramsal yapının pratikteki tamamlayıcısı ve programdaki
merkez noktaları desen dersleridir. Desen derslerinde
sürdürülen temel sanat eğitimi prensipleri doğrultusun-
da öğrencilerde öncelikle gözleme dayalı gerçekçi ça-
213
lışmalarda temel desen prensipleri çerçevesinde başarı
göstermeleri daha sonra imgesel anlatımlarında kendi
geliştirdikleri bir desen yaklaşımını gösterebilmeleri
hedeflenmektedir. Bu amaçlarla sürdürülen geleneksel
öğretim programlarında sanat tarihinde gölgeyi okuma
alt anlamlarının farkına varma gibi bazı zihinsel ve
eleştirel süreçlerden teknik donanımın ağırlıkta olması
nedeniyle geri kalınmaktadır.
Bu probleme dayanarak, bu araştırmanın amacı desen
dersi içeriklerinde gölgenin mevcut kullanımlarının yanı
sıra farklı amaçlarla kullanılmasını da özendirmek, göz-
leme dayalı desen çalışmalarının yanı sıra öğrencilerde
gölgeyi imgesel bir değer olarak kullandıkları daha
düşünsel ve eleştirel çalışmalar planlamalarını sağla-
maktır. Bu amaçla şu sorulara yanıt aranmaktadır:
Lisans düzeyi sanat eğitimi desen dersi öğrencileri
gölgeyi, desenlerinde hangi imgesel türlerde kompozis-
yonlarına katmışlardır?
Lisans düzeyi sanat eğitimi desen dersi öğrencileri
kompozisyonlarında kullandıkları gölgenin imgesel
boyutunu nasıl anlamlandırmışlardır?
Yöntem
Araştırma, nitel araştırma yöntemleri esas alına-
rak gerçekleştirilmiştir. Yorumlamacı gelenekle yola
çıkan nitel araştırmalarda temel kaygı, sınırlı olgu ve
olayları olabildiğince derinliğine ve betimsel bir şekilde
çözümlemektir. Bu araştırmada nitel yöntemlerin
kullanılmasının sebepleri, var olan bir kurama iliş-
kin uygulama boyutlarını derinlemesine araştırarak,
denenceler geliştirilecek çalışmalara öncülük etmektir.
Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar yoluyla merkezdeki
olgunun çeşitli katılımcı görüşleriyle araştırılması ve
anlamlandırılması beklenirken (McMillan, 2004, s.256);
nicel verilere derinlik, ayrıntı ve anlam kazandırması da
hedeflenmektedir (Yıldırım ve Şimşek, 2008, s.310).
Araştırmanın Deseni ve Çalışma Grubu
Bu araştırma için kullanılacak desen türü, olgubilim-
dir. Olgubilim, ortak biçimde yaşanan fakat tam olarak
anlamlandırılamayan kavram ya da durumları, açıkla-
mayı hedefler (Yıldırım ve Şimşek, 2008, s.72). Bu desen
türünün seçilme nedeni, lisans düzeyinde sanat eğitimi
alan desen dersi öğrencilerinin desen dersi içeriğinde
bir konu olarak deneyimledikleri gölgenin imgesel kul-
lanımı konusunu ve sanat tarihindeki örneklerini farklı
bakış açılarına göre nasıl anlamlandırdıkları ve nasıl
uygulamaya geçirdiklerini derinlemesine araştırmaya
elverişli yapısıdır. Olgubilim çalışmalarında deseni
yapılandırma ve analizi şekillendirebilmek için özel bir
durumu deneyimleyen desen dersi alan Uludağ Üniver-
sitesi Resim-İş Eğitim Anabilim Dalı 1. Sınıf öğrencileri
ile çalışılmıştır. Bu öğrenciler arasından, uygulamaları
ile yazılı açıklamaları tutarlılık göstermesi amaçlanarak
seçilmiş 10 öğrencinin verileri, araştırmada veri seti
olarak analizde kullanılmıştır.
Veri Toplama Süreci
Desen dersi içeriğindeki ışık-gölge ve buna bağlı olarak
form oluşturma çalışmalarına ilave olarak iki hafta
boyunca (8 ders saati) imge türleri, gölgenin imgesel
oluşumu ve bu konuda sanat tarihi sürecinden örnekler-
le oluşmuş teorik sunumlarla ders işlenmiştir. Uygula-
ma süreci, üç hafta sürmüş bu süreç tasarım sürecinin
planlanması açısından karşılıklı görüşmeler yoluyla
sürdürülmüştür. Öğrenciler kendilerine ait bellekten
çalışmalar yapabilmek ve sanatçı çalışmalarını yeniden
yorumlamak üzere iki seçenek karşısında serbest bıra-
kılmışlardır.
Araştırmada görsel ve yazınsal olmak üzere iki tip
veri toplama aracı kullanılmıştır. Öğrencilerin teorik
anlatımlara bağlı kalarak gerçekleştirdikleri desenler
görsel verileri oluşturmaktadır. Bu görsel verilerin 7’si
sanatçı çalışmalarından yorumlamalar, 3’ü serbest
kompozisyonlardır. Öğrencilerden bu desenleri ikonog-
rafik (Akbulut, 2011, s. xıı) bir eleştiri yöntemiyle değer-
lendirdikleri yazınsal metinler yazmaları istenmiştir. Bu
metinlerde öncelikle biçimsel ve teknik özelliklerine de-
ğinmeleri, sonrasında kompozisyonda yer alan öğelerin
neler olduğu ve bunlarla oluşturulmak istenen ilk anla-
ma vurgu yapmaları en son aşama olarak da kullanılan
bir takım imgelerle oluşturulmak istenen sembolik ve
alt anlamlardan söz etmeleri hedeflenmiştir.
Bulgular ve Yorum
Betimsel analizle biçimlendirilen bulgular, araştırmanın
amaçlarıyla ilişkilendirerek ve Arnheim’ın kuramsallaş-
tırdığı üç temel imge türü çerçevesinde üç ana temada
toplanmıştır. Bu temalar, resim, gösterge ve simge bo-
yutlarıdır. Aşağıdaki tabloda, öğrencilerin gölgeyi hangi
imge türünde kompozisyona kattıkları, kompozisyonun
özgün mü ya da var olan bir çalışmanın eleştirel bir
kopyası mı olduğu kod isimler kullanılarak gösterilmiş-
tir. Daha sonraki bölümlerde ise bulgular, öğrencilerin
ifadeleriyle betimsel olarak açıklanacak ve gölgenin
imgesel kullanımı olgusunun nasıl anlamlandırıldığı
anlaşılmaya çalışılacaktır.
1. Gölgenin bir imge türü olan resim işlevi ile
kullanıldığı bulgular
İmgenin resim işlevinin bir öğesi olarak gölgenin kul-
lanıldığı çalışmalar; Bahar, Osman ve Senem’e aittir.
Öğrenciler bu çalışmalarda gölgeyi resmin ilk anlamını