ni olduğu gibi bırakarak,
yani öteden beri hayalcilerin
tuttukları yoldan giderek, onun yapısındaki ve anlatımın
daki güçlerden bir şey yitirtmeden, onu bozmadan, yozlaş
tırmadan canlı tutma denemeleri de olmuştur.
Bununla
çağdaş tiyatro sanatının aktör ve yazarlarının Karagöz
oyunlarına eğilmeleri, onları bir anlatım aracı olarak kul
lanma yöntemini anlıyoruz. 1931 yıllarında bir süre, güç
lü komedi aktörü Haz:m, İstanbul'da bir küçük lokanta
da karagöz oynatmıştı; onun oyunları büyük ilgi ve ba
şarı kazanmıştı. — Köy Enstitülerinin canlı çalışma ve
yaratma döneminde (1940 - 1945) , Hasanoğlan Köy Ens
titüsü öğretmenlerinden Hidayet Gülen, karagöz oyunla
rına yeni bir anlatım gücü verme çabası göstermişti; onun,
geçen yıllar içinde Karagöz piyesleri yazmakta devam et
tiğini, 1968’de bir gazetenin yarışmasına katılıp üçüncü
dereceyi kazanmış olmasından öğrendik. Bu yarışmada bi-
nciliği kazanan Aziz Nesin’in
karagöz piyesleri yayın
landı; bunlar eski oyunların, özellikleri yitirilmeden — öl-
"ısü kaçırılmadan— günümüze getirilmesi mümkün ol
duğunu ispatiıyor. — Hem konuları işlemede, hem de icra
işinde çağının kültür
seviyesinin aşağısında kalmayan,
aynı zamanda geleneği benimsemiş ve sindirmiş oian sa
natçıların elinde karagözün bugün de diri kalma
şansı
vardır; sinema, hele televizyon gtoi, çağdaş teknik araç
lar onun bu yeniden canlanma imkânlarını bir hayli ço
ğaltabilirler.
Soru 91 : Karagöz oyunlarında işlenen konular
ve insan tipleri nelerdir?
Karagöz oyununun, ilerde göreceğimiz bölümlerinden
«fasıl»ların konularını inceleyeceğiz burada.
Alman ori
entalisti Georg Jacob, karagöz oyunlarının
«fasılaların
da işlenen konuları şu dört bölümde kümelemiştir:
219
1) İşsiz olan Karagöz’e Hacivad bir iş bulur. Oyun
Karagöz'ün bu işte beceriksizliklerinden, alışılmış olanla
ra aykırı tutumlarından, o işi görürken karşılaştığı kimse
ce davranışlarından çıkan tuhaflıkların sıralanması ile
sürdürülür: Göziemeci, Eskici, Karagöz'ün aşçılığı, Kara
göz'ün bakkallığı, Eczane, Karagöz'ün komikliği, Kayık,
Salıncak, Telgrafçı, Yazıcı, Karagöz'ün şairliği, Canbazlar,
Tahmis, Balıkçılar... bu kümeden oyuntardır.
2) Karagöz, yasak veya tehlikeli bir yere, merak et
tiği için, ya da rastlantı ile, girmek ister; bu yüzden ba
şına türlü işler açılır; çeşitli kimselerle rastlaşır ve ça
tışır: Hamam, Bahçe, Çivi Baskını, Kanlı - Kavuk, Câzûlar
oyunlarında bu kümeden konular ele alınmıştır.
3) Bu bölümde, Karagöz’ün, yukarıdaki kümelerde-
kilerden farklı, başlı başına çapraşfk herhangi bir mace
raya karışmasından çıkcm durumlar sergilenir: Sahte Ge
lin, Yalova Sefası, Meyhane, Tımarhane, Karagöz'ün es
rar içmesi oyunlarında olduğu gibi.
4) Halk edebiyatının bilinen anlatı türlerinden alın
mış konuların kişileri arasına Karagöz'ün herhangi bir ve
sile ile karışmasını anlatan oyunlar. Bu konuların çoğun
luğu ünlü halk hikâyelerinden alınmıştır: Ferhâd ile Şi
rin, Leylâ ife Mecnun, Kerem ile Aslı, Tahir ile Zühre gibi
aşk hikâyelerinden, ya da Hançerli Hanim, Tayyrzâde
gibi gerçekçi meddah hikâyelerinden.
A. Thalasso, Metin And, Cevdet Kudret, Moliâre ko
medilerinden (Skapen'in dolapları, Zoraki Hekim, Cimri,
v.b.), Ahmed Midhat’ın Hüseyin Fellâh,
Haşan Mellâh
adlı romanlarından konularını almış Karagöz oyunlarına
işaret ediyorlar.
Karagöz geleneğinin, böyle başka edebiyat türlerin
de yeri olan bir konuyu, kendi tekniğine ve sanat görü
şüne, anlatım özelliğine uygulaması ustaca yapıldığı za
man çok başarılı olur: Ferhar} ile Şirin'de olduğu gibi.
220
Bu uygulamadaki yönteme örnek olarak, Ferhâd ile Şi-
rin'in maceraları içine Karagöz'ün nasıl karıştığını
gös
terelim :
Hacivcd, Karagöz’e
Ferhad ile Şirin’in maceralarını
anlatır. Ferhâd, Şirin'in kasrını boyayan nakkaştır;
Şi-
rin’e âşıktır. Şirfn'in anası ondan, Elma Dağı’nı delip kas
ra su getirmesini istemiştir; Ferhâd o şartla Şirin’i elde
edebilecektir. — Daha, bu hikâye anlatılırken, Karagöz'ün
aklı durur; meselâ bir insanın, aşk uğruna, dağı delmeğe
kalkışmasını havsalası almaz; garip yorumlar yapar. —
Sahnede, oyunun gerektirdiği dekorları da kendine göre,
olmayacak şeylere benzetmesi, oyunun, «romantik» bir
konuyu «komik» düzeye indiren ustalığına tanıktır; Kara
göz’e göre, Küşterî meydanında (yani perdede) Hacivad'ın
evi tarafına konmuş olan köşkün karşısındaki, yani Ka
ragöz'ün evi tarafındaki Elma - Dağı, bir moloz yığınıdır;
köşkün Hacivad tarafına,
molozun Karagöz’ün evinden
yana yığılmış olması Hacivad’a çatma vesilesi olur...
Karagöz oyu-nunun tiplerine gelince: belli başlı iki
;p Hacivad’la Karagöz’dür. Hacivad, hali vakti yerinde,
kelli-felli, aklı başında, herkesle hoş geçinmesini bilen,
çok defa düşündüğü gibi değil de, alıştığı gibi konuşan
çelebi bir zattır. Birçok oyunlarda mahallenin muhtarı,
ileri geleni, akıl hocası rolünde görürüz onu. Sık sık kav
ga etmekle beraber Karagöz’le ikisi, birbirinden vaz ge
çemeyen iki dostturlar. — Karagöz'e gelince, o her oyun
da, bir sûre, Hacivad’la uyuşup anlaşamaz; çünkü, Haci-
vad’m bütün zıdlarım nefsinde toplamış bir «bî-edeb Çin-
gene»dir; züğürttür, bir mesleği yoktur; geçimi zuhura
ta bağlıdır; evinde karısı ile kavgaları eksik olmaz; obur
dur, boş boğazdır; düşündüklerini gizlemeden söyler; iç
güdülerine uymaktan kendini alamaz; her şeye burnunu
sokar; her fırsattan yararlanmak, kendine pay çıkarmak
■ister; Hacivad’ın nasihatlarını dinlemeğe niyetlense de.
221
Dostları ilə paylaş: |