399
Gürol PEHLİVAN
9
“Salur Kazan, Beg Kazan, ölü misin, diri
misin? Bu işlerden haberün yok mıdur?”
dedi. (23a/8-9)
“Kazan Beg, ölü misin diri misin? Bu
işlerden haberin yok mı?” dedi. (85b/10-11)
Hemen işaret edelim ki D’deki ifade, sözlü anlatım kalıplarına daha uygun
bir sesleniştir. Anlatıcı bu seslenişin hemen ardından Salur Kazan’ın “kara
kaygılı” bir rüya gördüğünü ifade ederek, kahramanın “boş biri” olmadığı
mesajını vermektedir. Burada D, Kazan’ın epitetini kullanarak dinleyicinin
duygularına hitap edip Kazan’ı yüceltmekte, bu noktadan itibaren talihin
Oğuz’un lehine döneceği mesajını vermektedir; çünkü Kazan rüyasında uya-
rılmıştır. Elbette bu uyarı, metinde açıklanmasa bile Allah’tandır. Doğaüs-
tünün de Oğuzların yanında olduğunu gösteren bu rüya öncesinde Kazan’ın
kim olduğu anımsatılır. O, “Kalın Oğuz’un devleti, Bayındır Hanun güyegü-
sü, Ulaş oglı Salur Kazan”dır. Yazılı metinin dünyasında bir yere kadar etkili
olacak bu yapıyı, heyecan içinde bir anlatıcının sesini kullanarak söylediğini
düşünürsek, önem ve işlevini daha rahat kavrarız. V ise, yazılı olanın dünya-
sından hadiseyi değerlendirerek, epiteti atlamıştır.
İki nüsha da görülen rüya çeşitli isimlerle anılmaktadır. Burada “kara” or-
tak bir sıfat olurken, V’de kaydedilen “kara kura” ismi bugün de Türk dünya-
sında bilinen, kâbuslara neden olan
10
ve Anadolu’da daha çok keçi şeklinde
tasavvur edilen bir ruh veya varlığın ismidir.
11
Yukarıdaki alıntılarda görülen bir başka önemli farklılık, D’de Salur Ka-
zan’ın düşünü Kara Göne’ye söylemesi; V’de ise “begler” diyerek genelle-
mede bulunmasıdır. Metinin devamında bu çağrıya Kara Göne cevap ver-
mektedir. D’de ise, düş sadece Kara Göne’ye anlatılmakta ve o da rüyayı
yorumlamaktadır.
Kazan’ın düşündeki ilk motif, D ve V’de farklı ifade edilmektedir:
10
Yumrugumda dalbınan şahin menüm
kuşumı alur gördüm (23a/13)
Yumrıgumda dalbıyan şahin kuşum öldi
(85b/12)
D’de şahin, Kazan’ın kuşunu alırken; V’de Kazan’a ait olan şahinin öldü-
ğü ifade edilmektedir. Bunun dışında Kazan, evine yıldırım düştüğünü, kara
bir dumanın obasının üzerini kapladığını, kuduz kurtların çadırını daladığını,
kara bir devenin kendisini ensesinden kavradığını, kara saçının uzayıp gö-
10 Celal Beydili, Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük, çev. Eren Ercan, Ankara: Yurt Kitap-
Yayın, 2005, s. 295.
11 Pertev Naili Boratav, 100 Soruda Türk Folkloru, İstanbul: Gerçek Yayınları, 1984, s. 79.
400 Salur Kazan’ın Evinin Yağmalanması Destanı’nın Yaratımında Müstensihlerin Etkisi
zünü örttüğünü, on parmağının kanda olduğunu görür. Bu düşü, Kara Göne
şöyle tabir eder: Kara bulut, kısmete; kar ile yağmur, askerlerine; saç, kay-
gıya; kan, kazaya işaret eder. Düşün kalanını yorumlayamaz. Kazan obası-
na bakmaya gider. Obaya vardığında yağmalandığını görür. Bu hali görünce
söylediği manzume, vatanı ve yakınlarına karşı olan duygularını aksettirmek-
tedir. Kazan, atını mahmuzlayarak kâfirin izince gitmeye başlar. Yolda bir çay
görür, onunla haberleşir:
11
“Çagnam çagnam kayalardan çıkan su,
Agac gemileri oynadan su,
Hasanıla Hüseynün hasreti su,
Bag u bostanun zineti su,
Ayişe ile Fatımanun nigahı su,
Şehbaz atlar içdügi su,
Kızıl develer gelüp gecdügi su,
Ag koyunlar gelüp çevresinde yatdugı su,
Ordumun haberin bilür misin? Degil mana!
Kara başum kurban olsun suyum sana
(24b/3-8)
“Çagnam çagnam, kayalardan akan su,
Böyük böyük gemileri oynadan su,
Hasanıla Hüseynün hasreti su,
Ayişeyle Fatımanun nikahı su,
Ag koyunlar çevresinde yatdugı su, ordu-
mun haberin vergil bana,
Yohsa karış verürin şimdi sana!” (86b/3-
5)
Karanku ahşam olanda güni dogan
Kar ile yagmur yaganda er gibi duran
Kazaguc atları kişneşdüren,
Kızıl deve gördüginde bozlaşduran,
Agca koyun gördüginde kuyruk çarpup
kamçılayan,
Arkasını urup berk agılun ardın söken,
Karma[la]yu [ö]gec semüzin alup
dutan,
Kanlu kuyruk üzüp çab çab yudan,
Avazı kaba köpeklere gavga salan,
Çakmakluca çobanları dünle yügürden,
Ordumun haberin bilür misin? Degil
mana!
Kara başum kurban olsun, kurdum
sana.
Dedi. Kurd kaçan haber verse gerek?
(24b-25a/11-6)
Mere, karanu ahşam olanda güni dogan,
Karıla yagmur yaganda er gibi duran,
Agca koyun görende kuyruk çarpan,
Avazı kaba köpeklere gavga salan,
Ögecün semüzini alup kaçan,
Kanlu kuyrugı üzüp çap çap yudan,
Çakmakluca çobanları dün yügürden,
Sırtı yoluk boz kurd,
ordumdan haber
ver bana,
Yoksa karış verürin şimdi sana
dedi. Kurtdan cevab gelmedi. (86b/6-8)
Karanku ahşam olanda vaf vaf üren,
Acı ayran tökilende çab çab içen,
Gelen hırsuzları korkudan,
Korkuduban şamatasıyıla ürkiden,
Ordumun haberin bilür misin? Degil
bana!
Kara başum saglıgında eylükler edem,
köpek sana.
Dedi. Köpek kaçan haber verse gerek?
(25a/9-13)
Karanu ahşam olanda vaf vaf üren,
Acı ayran dökülende çap çap içen,
Gece hırsuz gelende
gavga eden,
Ordumdan, bilürsen haber ver bana,
Yohsa karış verürem, köpek sana.
Dedi. Köpek kaçan haber vere? (86b/9-
11)