Uluslararasi sempozyumu



Yüklə 26,8 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə146/307
tarix11.09.2018
ölçüsü26,8 Mb.
#67808
1   ...   142   143   144   145   146   147   148   149   ...   307

406 Salur Kazan’ın Evinin Yağmalanması Destanı’nın Yaratımında Müstensihlerin Etkisi 

Kâfirler, Uruz’u kesmek için bir ağaç dibine getirirler. Uruz burada ağaçla 

söyleşir. Bu söyleşi genellikle ağaç kültünün bir kalıntısı olarak yorumlanmış 

olup Salur Kazan’ın su, kurt ve köpekle olan konuşmaları bağlamında düşü-

nülebilir. Ancak D ve V’de bu niteliğinden çıkıp destanın anlatımına lirik bir 

hava katmak için kullanılmaktadır.

Uruz, son olarak:

19

Yermürü yermürü agladı, cigercügini 

dagladı (30a/8)

Dergah-ı Hakka yüzin dutup adı görklü 

Muhammedi şefi getürdi. Daha agladı 

(89a/11)


 Görüldüğü gibi D, “sızlana sızlana ağladığını” söylerken; V, dinî motifleri ön 

plana çıkaran bir kurgu gerçekleştirmektedir.

3.Dengeleyici/Düzenleyici Öğe: Salur Kazan ve Karaçuk Çoban’ın Gelişi

 Destanın bu aşaması Salur Kazan ve Karaçuk Çoban’ın olay yerine var-

masıyla başlamaktadır. Öncelikle Karaçuk Çoban’ın sapanı tasvir edilmekte, 

onun uzaktan kâfiri taşladığı bilgisi verilmektedir.



20

Çobanun üc yaşar dana derisinden sapa-

nınun ayasıydı, üç keçi tüyinden sapanınun 

kollarıydı, bir keçi tüyinden çatlaguçıy-

dı. Her atanda on iki batman taş atarıdı. 

Atdugı daş yere düşmezidi, dahı düşse 

toz gibi savrılurıdı, ucuk gibi obrılurıdı. 

Üc yıladak taşı düşdügi yerün otı bitmezidi. 



Semüz koyun, aruk toklı bayırda kalsa 

kurt gelüp yemezidi sapanun korkus-

ından Eyle olsa, sultanum, Karaca Çoban 

sapan çatlatdı. Dünya alem kâfirün gözine 



karangu oldı (30a-b/10-5) 

Çopanun altı yaşar dana derisinden sapanı 

varıdı. Üç keçi tüyinden sapanınun kolları 

vaıdı, bir keçi tüyinden sapanınun çatla-

gucı varıdı. Her atanda on iki batman taş 

atardı. Üç yıladak taşun düşdügi yerün otı 

bitmez idi. Eyle olsa Karacık Çopan kâ-

firün ordusını gördükde ihtiyarı kalmayup 

sapanını çatlatdı. Kâfirün eşitdükde alem 



başına dar oldı (89a-b/12-3)

Görüldüğü gibi D, sapanı daha ayrıntılı anlatmaktadır. Sapanın yapıldığı 

dana derisinin kaç tane olduğu da iki nüshada farklı verilmiştir. D, sapanın 

işlevi hakkında da V’de bulunmayan bir bilgi vermektedir. Sapan, koyun sü-

rüsünü kurttan korumaya yaramaktadır. 

Yukarıdaki kısmın hemen ardından Kazan, Karaçuk Çoban’la konuşur:



21

Kazan eydür: “Karacuk Çoban, anamı kâfir-

den  dileyeyim,  at  ayagı  altında  kalmasun” 

dedi. (30b/5-7)

Kazan eydür: “Mere çoban, sabr et, anamı 

kâfirden isteyeyim, at ayagı altında kalma-

sun” dedi. (89b/3-4)



407

Gürol PEHLİVAN 

V, Kazan’ın Karaçuk’la olan konuşmasının sebebini açıklamaktadır. Bir 

önceki alıntıda Karaçuk Çoban’ın “ihtiyarı kalmayup” kâfir ordusunu taşla-

maya başlaması üzerine, yukarıdaki alıntıda Kazan duruma müdahale etmiş, 

anasının at ayağı altında kalmaması için çobanı durdurmuştur. D ise, bir üstte 

böyle bir kurguya girmediğinden, “sabr et” kelimesini kullanma gereği duy-

mamıştır.

Salur Kazan, Şökli Melik’e seslenerek anasının kendisine verilmesi karşı-

lığında her şeyini ona bırakacağını söyler. Bunun bir aldatmaca olduğu, Ka-

zan’ın Karaçuk’la konuşmasından bellidir. Şökli Melik ise, bu aldatmacaya 

kanmaz. Çünkü bir alpın böyle bir teklifi yapmayacağından emin olacak ka-

dar düşmanını tanımaktadır. Kazan’a verdiği cevapta anasını “Yayhan Keşiş 

oğlu”na vereceğini, anasından doğacak oğlunu da Kazan’ın karşısına rakip 

olarak koyacağını söyleyerek onu aşağılar. Bu duruma sinirlenen Karaçuk, 

kızını Kazan’a vermesini doğacak çocuğu Kazan’a düşman koymasını teklif 

eder. Bu noktada Oğuz beyleri yetişirler:



22

Bu  mahalda  kalın  Oguz  begleri  yetdi.  Ha-

num, görelüm kimler yetdi (31b/9)

Meger bu tarafda Oguz begleri Kazanun 

kaziyyesini eşidüp Kazanun ardına 

düşmişlerdi. Bu mahalde Oguz begleri 

gelüp yetdiler. Görelüm hanum, kimler 

yetdi (90a/1-2)

 Metin bu noktadan itibaren Oğuz beylerini epitetleriyle birlikte tanıtmak-

tadır:


23

1

Kazan eydür: “Üc yüz yigidilen oglum 

Uruz  menüm evüm üstine dursun” dedi. 

Konur atın çekdürdi, butun bindi. Tepesi 



kaşga aygırına Dündar bindi. Gök bede-

visin dartdurdı, Kazan Begün karındaşı 

Kara Göne bindi. Ag bedevisin çekdürdi, 

Bayındır Hanun yagısın basan Şir Şemsed-

din bindi. Barasarun Bayburd hisarından 

parlayup Beyrek boz aygırına bindi. Konur 

atlu Kazana keşiş deyen Beg Yegenek 

dorı aygırına bindi. Saya varsam dükense 

olmaz (20b/5-12)

Kazan eyitdi: “Üç yüz yigit ile oglum 

Uruzı koram” dedi. Heman konur atını 

çekdürdi. Kazan bindi (84b/4-5)



408 Salur Kazan’ın Evinin Yağmalanması Destanı’nın Yaratımında Müstensihlerin Etkisi 

2

Hamidilen Mardin kalesin depüp yıkan,



Demür yaylı Kı[p]cak Melike kan kusdu-

ran,

Gelüben Kazanun kızın erligile alan,

Oguzun ak sakallu kocaları görende

Ol yigidi tahsinleyen,

Al mahmudi şalvarlı,

Atı bahri hotazlı

Kara Göne oglı Kara Budak (32a/5-11)

Hamid ilen Mardin kalasın yıkan,

Kapçak Melike kan kusduran,

Kara Göne oglı Kara Budak (90a/7-9)

3

Çaya [baksa] çalımlu,

Çalkara kuş erdemlü,

Kur kurama kuşaklu,

Kulagı altun kübeli, kalın Oguz beglerini 

bir bir atından yıkıcı

Kazılık Koca oglı Beg Yegenek (32b/8-10) 

Çalımlu, çal kara kuş erdemlü,

Kulagı altun küpeli,

Kazılık Koca oglı Yegenek (90a-b/13-1)

4

Demür Kapu Dervendindeki

Demür kapuyı depüp alan,

Altmış dutam ala gönderinün uçında er 

bögürden

Kıyan Selcük oglı Delü Dunda[r] (32a/1-4)

Demür kapu Derbendin tepüp yıkan, 

Altmış dutam gönderinden er bögürden,



Kazan gibi pehlevanı üç kez atından 

yıkan,

Kıyan Selcük oglı Delü Dundar (90a/5-6)

Burada hemen göze çarpan bir durum, 4 numaralı epitet dışındaki V’deki 

tüm sıfatlamalarda Kazan’ın karizmasına gölge düşürecek tüm ifadelerin atıl-

mış olmasıdır. Bir başka destan olan “Uruz’un Tutsak Olması”nda da rastladı-

ğımız iki epitette Kazan’ı küçük düşüren kısımlar atılmıştır. Eğer 4 numaralı 

epitet olmasaydı, V’nin Kazan’ı kollayan bir müstensih tarafından yazıldığını 

ve bu sebeple de Kazan’la ilgili olumsuz ifadeleri metinden sansürlediğini 

rahatlıkla  iddia  etme  olanağımız  olacaktı.  Elbette  bu  ifadenin V  müstensi-

hinin gözünden kaçtığı düşünülebilir. Hem D hem de V nüshalarında sıkça 

rastlanan yazım hataları ve atlamalar göz önüne alındığında, bu hiç de uzak 

bir ihtimal değildir. Öte yandan V nüshasının adının Hikâyet-i Oğuznâme-i 



Kazan Beg ve Gayrı olması da bu ihtimali güçlendirmektedir. Salur Kazan’ın 

anlatılarını toplamayı gaye edinmiş müstensihin onunla ilgili olumsuz kana-

at uyandırabilecek hususları metninden temizlemesi çok da mantık dışı de-

ğildir. Öte yandan D’de yer alan 4 numaralı epitet V’nin tersine, Kazan’la 

ilgili olumsuz ifadeyi barındırmıyor. Bu durum, olsa olsa D müstensihinin 

dip nüshadaki ibareyi atlamasıyla açıklanabilir. İki nüshadaki epitetleri genel 

olarak değerlendirmek gerekirse D, sözlü yapının gereği olarak sıfatlamaları 

geniş tutarken; V, yazılı edebiyat normlarına bağlı kalarak kısaltmayı tercih 

etmiştir.



Yüklə 26,8 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   142   143   144   145   146   147   148   149   ...   307




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə