57
tanrıların öfkelerini yatıştırma veya onların rızasını kazanarak kurtuluşa ulaşma
anlayışının yerini, derin düşünme sayesinde önce hakiki bilgiye, hakiki bilgiye
ulaşarak da nihai kurtuluşa erme anlayışı almıştır.
131
Kaynaklarda bu tür metinlerin kimler tarafından okunabileceği gerekçeleri ile
birlikte açıklanır. Buna göre Aranyakalar köylerden uzakta, ormanın içinde gizlice
öğretilirdi. Bu bilgiler, muhtemelen materyalleri çok gizli ve tehlikeli olduğundan
aynı zamanda ormanda yaşanılan münzevi hayat içerisinde öğretildiğinden Aranyaka
ismini aldı. Çok gizli bilgileri içermesi sebebiyle Aranyakalar’ı ancak Brahman
sınıfından olanlar okuyabilirdi.
132
Aranyakalar önceki metinlerde olduğu gibi
ritüellerin somut gerçekliğine vurgu yapmaz. Aksine öğretileri kurban töreninin
öznesi olan âtman’ (benlik, öz) üzerine yoğunlaşır. Aranyakalar’a göre tanrılar
insanın içinde gizlidir. Diğer bir ifadeyle, Veda spekülasyonlarının temelini oluşturan
makrokozmos-mikrokozmos bağıntısının yerini artık kozmik tanrılarla insan
bedeninde bulunan tanrılar arasındaki benzerlik almıştır.
133
Sonuç olarak “kurbanın
içselleştirilmesi” hadisesi adakların hem “iç” hem de “dış” tanrılara sunulabilmesine
imkân tanımıştır. Bu anlamda nihai amaç, farklı tanrısal-kozmik düzeylerde, insanın
organları ile psiko-fizyolojik işlevleri arasındaki birleşmeyi sağlamaktır.
134
Bu
başlık altında son olarak bilinen belli başlı Âranyaka türü eserlere ve
onların diğer metinlerle olan münasebetlerine kısaca temas edeceğiz. İçerdiği konular
itibari ile Brahmanalar ve Upanishadlar’la çok yakından ilgili olan bu metinlerin
bugün mevcut olanlarının sayısı dörttür. Bunlar, Brihadaranyaka, Taittereya,
Aittereya ve Kaushitaki Aranyaka’dır. Bunlardan Briahadaranyaka’ya
131
Yitik, Hint Dinleri, s. 24-25.
132
Dominic Goodall, “Introduction”, Hindu Scripture.
133
Bkz., Aitareya Aranyaka, I,3.8.
134
Mircea Eliade, Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi, I/285.
58
Brihadaranyaka Upanishad da denilir. Bu eser, Satapatha Brahmana’yla ilgili bir
metindir. Benzer şekilde Kaushitaki Aranyaka’ya Kaushitaki Upanishad, denilir.
135
Aranyaka ve Upanishad türü eserlerin, daha önceleri Brahmana’lar içerisinde
yer aldığı bilinmektedir. Aranyakalar zamanla Brahmanalar’dan ayrılmıştır. Daha
sonra Aranyakalar tekrar kendi içerisinde de ‘ Sutralar’ ve ‘ Upanishadlar’ olmak
üzere ikiye ayrılmıştır.
136
Görüldüğü üzere Brahmanalar, Aranyakalar ve
Upanishadlar arasında kesin bir ayrım söz konusu değildir. İsmi ve içeriği zamanla
değişime uğrasa da aslında bunların hepsi bir nevi Vedelar’ın izahları mahiyetindeki
eserlerdir.
d) UPANİSHADLAR
Hint kutsal literatürü içerisinde Veda sonrası metinler arasında en önemli yeri
Upanishadlar almaktadır. Upanishadlar Veda sonrası dönemden itibaren uzun bir
müddet metin olarak muhafaza edilmemiştir. Geleneksel inanışa göre söz konusu
metinler, Vedalar ve Bhagavadgita gibi, büyük bir itina ile hafızalarda saklanmış ve
ancak son zamanlarda yazılarak metinler halinde tespit edilmiştir.
137
Hint düşünce
geleneğine göre Upanishadlar birçok ermiş bilgenin sezgi ve iç görülerinin ürünüdür.
Upanishadlar’ın muhtevasını teşkil eden bilgiler, şair azizler (rishi) tarafından
yüzyıllar boyunca nesilden nesile şifahi olarak aktarılmış, bu şekilde özenle
korunmuş ve çok sonraları yazıya geçirilmiştir.
138
Upanishad döneminde özgür bir düşünce ortamının oluştuğu ve bunun
neticesinde yeni felsefi ve dini fikirlerin doğduğu ileri sürülür. Upanishadlar’ın
135
Bkz., Dominic Goodall, “Introduction”, Hindu Scripture.
136
Geniş bilgi için bkz., Arthur Berriedale Keith, The Religion and Philosophy of Veda and
Upanishads, XXXII/489-490.
137
Juan Mascaro, The Upanishads, s. 8.
138
Kemal Çağdaş, Upanishad’lar, A.Ü.D.T.C.F.D., C. XIX, S. 3-4, Ankara-1961, s. 143; Korhan
Kaya, Upanishadlar ve Bhagavadgita’da benzerlik gösteren anlatımlar, A.Ü.D.T.C.F.D., C. 37, S. 1-2,
Ankara- 1995, s. 481.
59
teşekkül etmeye başladığı dönemde Hint toplumunda Vedalar’ın gücü ve içerdiği
ibadetlerin geçerliliği hususunda yeni fikirlerin serbest bir şekilde tartışılır hale
geldiği vurgulanır. Bu devirde felsefi düşünüş belli bir sınıfın imtiyazı olarak telakki
edilmediğinden, bu durumun birçok Upanishad’ın ruhbanlık sınıfı dışında meydana
gelmesine imkân tanıdığı ifade edilir. Krallar, prensler vb. içtimai yeni unsurların
dini ve felsefi sahalara girerek büyük fikri gelişmelere zemin hazırladıkları
belirtilir.
139
Yine bu dönemde Brahmanların mutlak hâkimiyetlerinin yanında, prenslerin
de mütefekkir sıfatı ile büyük bir rol oynadıkları ve hatta bazen ideologları olan
Brahmanlardan daha fazla itibar gördükleri diğer bir önemli noktadır. Upanishadlar
incelendiğinde bu durumu teyit edici anlatımlarla karşılaşılır. Bu doğrultuda söz
konusu metinlerde prenslerin, ayinci Brahmanların karşısında filozof ve bilge kişi
olarak büyük bir rol oynadıkları görülür. Neticede bu farklı ve serbest düşünce
ortamının gelişmesi, hem Upanishadlar gibi önemli metinlerin teşekkül etmesine
hem de yaşayan Hindu kültürünün gün yüzüne çıkmasına zemin hazırladığı
anlaşılmaktadır.
Ormandaki ıssız inziva yerlerine çekilen Upanishad düşünürleri, derin
meseleler üzerinde tefekküre dalarak ulaştıkları sonuçları, yanlarında bulunan, bu
sonuçları kavrayabilecek gerekli vasıfları haiz olan öğrencilere naklederlerdi. Bu
uygunluk maddi değil, manevi olarak hazır olma durumunu ifade etmekteydi.
Buradan hareketle Upanishad sözüne “gizli öğreti” anlamı da verilmektedir.
140
Zira o
dönemde belirli dinsel öğretilerin, güvenilirliği ve yeterliliği teyit edilememiş
kimselerden saklı tutulmasına elden geldiğince özen gösterildiği Upanishad
139
Geniş bilgi için bkz., Budda, Dinler Tarihi, s. 68-69.
140
Arthur Berriedale Keith, The Religion and Philosophy Philosophy of Veda and Upanishads,
XXXII/489.
Dostları ilə paylaş: |