Cerrahi kongresi kongre biLİmsel programi ve biLDİRİ Özetleri



Yüklə 197,7 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə27/64
tarix14.06.2018
ölçüsü197,7 Kb.
#48721
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   64

 www.minimalinvazivjinekolojikcerrahi.org
21 - 25 Şubat 2018
Wyndham Grand İstanbul Levent • İstanbul
MİNİMAL İNVAZİV JİNEKOLOJİK
CERRAHİ KONGRESİ
VS-65 
Laparoskopik Myomektomide hemostaz amaçlı Mizoprostol ve Traneksamik asit’in 
kıyaslanması
Fatih Çelik, Mesut Köse
Afyon Kocatepe Üniversitesi
AMAÇ: Laparaskopik myomektomi abdominal myomektomiye göre daha hızlı iyileşme ve daha 
az hastanede kalış süresi nedeniyle son yıllarda sıkça tercih edilen bir cerrahi yöntem haline 
gelmiştir. Fakat dezavantajı ise operasyon süresinin uzun olması yanında artmış kanama riski 
görülmektedir. Myomların yeri, sayısı ve lokalizasyonuna göre kanama miktarı farklılık göstersede 
pekçok cerrah kanamayı azaltmak için Vazopressin, Mizoprostol yada Traneksamik asit gibi 
medikasyonlar kullanmaktadır. Bizde benzer özelliklere sahip iki laparoskopik myomektomi 
hastasında Traneksamik asit ve Mizoprostol kullanarak klinik izlenimimizi paylaşmak istedir.
 
GEREÇ-YÖNTEM: 38 ve 42 yaşlarında, sadece 1 adet myomu bulunan ve myom boyutları 
heriki hastada da 8-9 cm, intramural ve endometriuma hafif bası yapan vakalara laparoskopik 
myomektomi planlandı. İlk hastaya operasyondan 30 dakika önce 600 mg rektal yolla misoprostol 
uygulanırken, diğer hastaya 1000cc Ringerli Laktat solusyonu içerisine 1 gr Traneksamik asit 
konularak operasyondan 30 dk önce 250 mg/dk dozunda infüzyon halinde başlanarak operasyon 
süresince devam edildi. Heriki hastada da aynı operasyon teknikleri kullanıldı ve enerji modalitesi 
olarak ultrasonik kesme yakma yöntemi tercih edildi. Operasyon süreleri yaklaşık olarak benzerdi. 
Operasyon süresince kanama için izlem yapıldı.
 
BULGULAR: Traneksamik uygulanan hastanın intraoperatif gözlemde daha az kanama izlenirken 
preoperatif hemoglobin değeri 11,2 gr/dl den, postoperatif 12. Saatte 10,4 gr/dl’e gerilerken, 
Mizoprostol kullanılan hastada intraoperatif kanama daha yüksek oranda izlendi. Preoperatif 
hemoglobin 12,1 gr/dl ‘den 8,1 gr/dl’e gerilerken, hastaya 2 ünite eritrosit transfüzyonu yapıldı.
 
SONUÇ: Laparaskopik myomektomide hemostaz amaçlı kullanılan medikasyonlarla ilgili ileri 
düzey araştırmalara ihtiyaç olmakla birlikte, 2 hastalık klinik izlem deneyimimize göre Traneksamik 
asit kullanımının hemostaz açısından Mizoprostol’e üstün olabileceği kanaatindeyiz.
 
Anahtar Kelimeler: Laparoskopi, Myomektomi, Medikasyon
 
 
 


21 - 25 Şubat 2018
Wyndham Grand İstanbul Levent • İstanbul
MİNİMAL İNVAZİV JİNEKOLOJİK
CERRAHİ KONGRESİ
 www.minimalinvazivjinekolojikcerrahi.org
VS-66 
laparoskopik histerektomi video sunumu
Gökhan Yavaş, Tufan Öge
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Kadın Hastalıkları Ve Doğum A.b.d. Eskişehir
Laparoskopik histerektomi video sunumu
 
Anahtar Kelimeler: laparoskopik,histerektomi,video,sunumu
 
 
 


 www.minimalinvazivjinekolojikcerrahi.org
21 - 25 Şubat 2018
Wyndham Grand İstanbul Levent • İstanbul
MİNİMAL İNVAZİV JİNEKOLOJİK
CERRAHİ KONGRESİ
VS-67 
Geçirilmiş Batın Operasyonları Bulunan Morbid Obez Hastada Laparoskopik Histerektomi 
Uygulaması
Sadun Sucu, Ülkü Özmen
Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı, Zonguldak
Türkiye İstatistik Kurumunun, Haziran 2017 tarihinde yayınladığı son güncel verilere göre 
ülkemizdeki insanların %19,6’sı obezite tanısı almıştır. Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde 
obezite taramasının tamamlanıp neticelendirilmesinden önceki 1 senelik süreçte toplam 
4.770.145 operasyon gerçekleştirilmiştir. Jinekolojik patoloji neticesinde operasyon ile tedavi 
edilmesi gereken hastaların büyük bir çoğunluğunu, geçirilmiş batın operasyonu bulunan 
obezite tanısı almış hastalar oluşturmaktadır. Bu tür hastalara uygulanacak cerrahi tedavinin 
laparoskopik yöntem ile gerçekleştirilmesinin tercih edilme nedenleri, daha kısa süreli hastane 
yatışına neden olması, daha az ameliyat sonrası ağrı, daha düşük cerrahi alan enfeksiyon riski, 
daha iyi kozmetik sonuçlar ve hastanın çalışma hayatına daha kısa sürede dönebilecek duruma 
gelmesi olarak sıralanabilir. Laparoskopik uygulamalarının komplikasyonlarının yanında bu 
tür hastaların cerrahi tedavilerinin batın içi adezyonlar ve bridler nedeniyle neticelendirilmesi 
her zaman mümkün olmayabilir. Bu tür hastaların end-tidal basıncı, batın içerisindeki basınç 
artışına bağlı olarak (abdominal yağ dokusunun fazlalığı, vizualizasyon için trendelenburg açı 
artışı v.b. sebepler ile) hızlıca yükselerek hasta ve operasyonun devamı için kritik duruma gelir. 
Koordineli ve kontrollü gerçekleştirilecek olan operasyonlarda neticelenme fırsatı olmak ile 
birlikte; geçirilmiş batın operasyonları bulunan obez hastaların minimal invaziv bir cerrahi 
prosedür ile tedavi edilmesi olanaklı kılınmaktadır. Hazırlamış olduğumuz video sunumumuzda 
bu olanak vurgulanmıştır. Ayrıca operasyona dair bridektomi, dens mesane adezonun açılması 
ve mesanenin reddi, sağ overin sınırlarının belirlenerek dens bir adhezyon ile yapışık olduğu 
batın peritonundan serbestleştirilmesi, üreter vizualizasyonu gösterilmiştir. Minimal invaziv 
cerrahi prosedürler için hasta seçiminde, hasta populasyonunun daha geniş tutulması gerekliliği 
düşünülmektedir.
 
Anahtar Kelimeler: laparoskopi, histerektomi, obezite, adezyon, brid
 
 
 


21 - 25 Şubat 2018
Wyndham Grand İstanbul Levent • İstanbul
MİNİMAL İNVAZİV JİNEKOLOJİK
CERRAHİ KONGRESİ
 www.minimalinvazivjinekolojikcerrahi.org
VS-68 
Operatif histeroskopi ile adenomyozis tanısı
Özge Kömürcü Karuserci
Gaziantep Üniversitesi,Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı,Gaziantep
Adenomyozis endometrial stromanın ve glandların uterusun muskuler tabakasında 
bulunması yani ‘uterin endometriozis ‘olarak tanımlanır. Bu durum kadınlarda genellikle 
ağrı ve anormal uterin kanama ile karşımıza çıkar ve bu semptomlar endometriozis 
semptomları ile benzerdir ve bu kadınların çoğunda aynı zamanda endometriozis mevcuttur. 
Kadınların %20-35’i adenomyozis tanısı almaktadır. Genellikle 40 lı yaşların başında görülür 
ve sebebi tam olarak bilinmemesiyle birlikte küretaj öyküsü, sezaryen, uzun süre östrojen 
maruziyeti ve obeziteye hormon imbalansı suçlanmaktadır. Tanıda ultrasound ya da MR 
kullanımı ile son 20 yılda adenomyozis tanısı alan hasta sayısında artış gözlenmekte. 
Tedavi yaklaşımı hastanın yaşına, fertilite durumuna ve şikayetlerine bağlı olarak medikal ya da 
cerrahi olabilir. 
 
OLGU: 41 yaşında G1P1A1Y1 hasta, son 6 aydır tedaviye dirençli anormal uterin kanama şikayetiyle 
kliniğimize başvurdu. Hastanın özgeçmişinde bir özellik yoktu ve laboratuar tetkikleri normaldi. 
Yapılan ultrason incelemesinde endometriuma baskı yapan 12 mm boyutunda adenomyozisle 
uyumlu kistik görünüm mevcuttu (Şekil 1), bu sebeple hastaya diagnostik histeroskopi kararı 
alındı. Histeroskopik gözeln sırasında korpus posterior kökenli kistik kitle kavitede görüldü ve 
operatif histeroskopiye geçerek içeriği boşaltıldı (Video). Hastanın postoperatif kontrollerinde 
problem olmaması üzerine altı aylık 2mg dienogest tedavi önerisiyle taburcu edildi.
 
Anahtar Kelimeler: Histeroskopi, adenomyozis,anormal uterin kanama
 
 
Şekil 1
 
 
 


Yüklə 197,7 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   64




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə