Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
120
Baştan Tanrı’ya inanan bir kişi olan Darwin’in, bazı dini
çevreler tarafından ‘kafir’ olarak nitelenmesinin ve bunların
ona karşı cephe almasının, Darwin’in bilinemezci bir yapıya
dönüşmesinde önemli bir psikolojik etken olduğu düşünüle-
bilir. Evrim Teorisi’ni sistematik olarak savunan ilk kişi olan
Lamarck, Tanrı’ya inancını belirtmişti. Darwin’in ‘doğal se-
leksiyon’ fikriyle Evrim Teorisi’ni savunduğu ve bu görüşün
dinle daha uyuşmaz olduğu -haklı şekilde- söylenebilir; fakat
‘doğal seleksiyonlu evrim’ fikrini ortaya ilk koyan iki kişiden
biri olma ayrıcalığına sahip Wallace da evrimin bilinçli bir ya-
ratılış süreci olduğunu savundu.
268
Wallace ‘doğal seleksiyon’u
düzenleyici bir makine olarak görüyordu, Darwin de kimi ya-
zılarında ‘doğal seleksiyon’u üstün bir Varlığın tasarrufu ola-
rak tanımladı.
269
Darwin’in inancında dalgalanmalar olduysa
da yeni baskılarında sürekli düzelttiği ‘Türlerin Kökeni’nin en
son baskısına kadar Yaratıcı’dan bahsettiği bölümleri çıkar-
madı. İlerleyen bölümlerde göreceğimiz gibi ateizm ile Evrim
Teorisi arasında önemli bir ilişki olmuştur. Fakat bu teorinin
ateizm adına ortaya konduğunu veya mutlak olarak ateizme
yol açtığını söylemek tamamen yanlıştır.
CHARLES LYELL,
YERBİLİM ve TEKDÜZENCİLİK
Charles Lyell (1791-1875) pek çok açıdan Darwin’in haya-
tında ve Evrim Teorisi’nin ortaya konmasında etkili bir kişi
olmuştur. Lyell’in ‘Yerbiliminin Prensipleri’ (Principles of Ge-
ology
) kitabını Darwin, Beagle yolculuğunda yanına almış, bu
kitaptan çok etkilenmiş ve ileride kendisinin de bir yerbilim
268 Richard Milner, Charles Darwin Bir Doğabilimcinin Evrimi, s. 163.
269 Michael Ruse, The Darwinian Revolution: Science Red in Tooth and Claw, s.
182-183.
Evrim Teorisi'nin Ortaya Konması
121
kitabı yazabileceğini düşünmüştür.
270
‘Darwin’in Buldoğu’ diye
anılan Huxley, Lyell’in yerbiliminde savunduğu ilkelerin bi-
yolojiye uygulanmasının Evrim Teorisi’ni doğurduğunu söyle-
miştir. Birçok bilim insanı ise, tam tersine, Lyell’in görüşleri-
nin Evrim Teorisi’nin kabulünü zorlaştırdığını ileri sürmüştür.
Lyell’in yerbilimsel görüşünün Evrim Teorisi’nin kabulünü ko-
laylaştırdığı mı, zorlaştırdığı mı tartışılabilir. Fakat Darwin’i
‘Türlerin Kökeni’ni yazmaya en çok teşvik eden kişinin Lyell
olduğunu, bizzat Darwin’in sözlerinden öğreniyoruz.
271
Georges Cuvier (1769-1832) gibi ünlü bilim insanları, fo-
sil ve yerbilim incelemelerinin sonucunda yeryüzünün aniyı-
kımlar (catastrophe) geçirdiğini savunmaya başladılar. Cu-
vier, fosillerdeki büyük kesikliklerin sel gibi büyük afetlerle
açıklanabileceğini düşündü. Bunun Kitabı Mukaddes’teki an-
latımlara da uygun olduğunu benimsedi; yalnız, Kitabı Mu-
kaddes’teki altı günde yaratılışın, altı uzun zaman diliminde
yaratılış olduğunun anlaşılması gerektiğini söyledi.
272
Kitabı
Mukaddes’in bu şekilde yorumuna, uzun zaman diliminde
yaratılışı kabul eden Cuvier’in muhalifi Lyell’in de bir iti-
razı yoktu, Darwin de bu yorumun aynısını ‘Beagle Yolculu-
ğunda
’ adlı kitabında savundu.
273
Fakat Lyell, Cuvier’in yer-
yüzünün geçmişinde günümüzdekine benzemeyen süreçlerin
yaşandığı fikrine ve aniyıkımların meydana geldiğine katıl-
mıyordu.
274
Lyell’in tekdüzenlilik ( uniformitarianism) kuramı
dört ana başlıkta toplanabilir:
270 Alan Moorehead, Darwin ve Beagle Serüveni, çev: Nermin Arık, Yapı ve Kredi
Yayınları, İstanbul, (1998), s. 25.
271 Charles Darwin, Özyaşam, s. 57
272 David Oldroyd, İnsan Düşüncesinde Yerküre, s. 201.
273 Charles Darwin, Voyage of The Beagle, s. 404-405.
274 David Oldroyd, İnsan Düşüncesinde Yerküre, s. 204.
Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
122
1. Doğal yasalar uzam ve zamanda sabittir (tekdüzenlidir).
Aslında aniyıkımcıların çoğu bu konuda Lyell ile farklı
düşünmüyordu.
2. Geçmişin olaylarını açıklamak için, şu anda işleyen ve
Dünya’nın yüzeyini biçimlendiren süreçlere başvurulma-
lıdır (sürecin tekdüzenliliği). Bu yine, Dünya’ya ilişkin bir
sav değil, bilimsel metot ile ilgili bir yargıdır. Aniyıkım-
cıların çoğu bu konuda da aynı fikirde olmakla beraber,
geçmişteki bazı olayların, artık etkili olmayan, ya da çok
yavaş biçimde işleyen nedenlerin sonucu olabileceğini dü-
şünüyorlardı.
3. Yerbilimsel değişim afet sonucu ya da aniden değil; yavaş,
aşamalı ve düzenli olarak gerçekleşir (hızın tekdüzenli-
liği). Bu aniyıkımcılar ile tekdüzenciler arasındaki gerçek
bir farktır.
4. Dünya oluşumundan bu yana temelde aynı kalmıştır (ya-
pılanmanın tekdüzenliliği). Lyell’in açıkça yanlış olan bu
görüşü pek az anılır. Modern yerbilimi tekdüzenciler ile
aniyıkımcıların görüşlerinin bir sentezidir.
275
Lyell’in yaklaşımı (kendi karşı kampındaki birçok kişinin de
katıldığı gibi) uzun zaman dönemlerini kabul ettiği için, halk
arasında yaygın olarak kabul görmüş olan Usher’in, Dünya’yı
6000 yıllık bir yer olarak gören yaklaşımına tersti. Ancak bu,
Evrim Teorisi’nin muhakkak uzun bir zaman dilimini gerekli
gören açıklamaları için gerekliydi. Darwin, Lyell’in izinden
gitti ve yerküreye bir yaş tespit etmek için tahminler yaptı;
bir vadinin deniz tarafından her yüzyılda yaklaşık iki buçuk
santim aşındırıldığı hesabından yola çıkarak ‘300 milyon yıl’
sonucuna ulaştı.
276
Darwin’in Dünya’nın yaşı hakkındaki tah-
mini, modern yer-biliminin ‘4,5 milyar yıl’ olan tahmininden
275 Stephen Jay Gould, Darwin ve Sonrası, s. 155-157.
276 David Oldroyd, İnsan Düşüncesinde Yerküre, s. 214-215.
Dostları ilə paylaş: |