79
Summary
A POPULAR CULTURE COMEDY : “RECEP İVEDİK”
In this decleration, the popular culture phenomenon / comedy Recep İvedik character
from the serial films “Recep İvedik” and elements of humor connected to this character would
be discussed. In this study, Recep İvedik serial will be used as well as some scientific sources
on humor and comedy. Recep İvedik phenomenon / comedy which has appeared from the
popular culture / consumerism culture combination coming from the change and trans-
formation of the society and the conflicts from them related to the historical, social, political,
economical and cultural conditions will be evaluated on the functions of the elements of
humor related to this phenomenon / comedy and the values / valuelessness it represents. The
humor elements in the Recep İvedik serials will be categorized by their structures and
functions and it will be questioned why the Turkish society laughs at them. In this context
Recep İvedik phenomenon / comedy and the main elements of humor relate to this phenol-
menon / comedy will be evaluated also by the theories of humor (superiority, incongruity,
relief etc.).
Keywords: Recep İvedik, humor, humor theories, popular culture
80
YURİ OLEŞA’NIN “KISKANÇLIK” ROMANINDA ESKİ YENİ
ÇATIŞMASI
Esra Elmacıoğlu
Ekim Devrimi, Rusya’da yüzyıllardır süregelen toplum yapısını ve alışkan-
lıkları tamamen değiştiren en önemli dönüm noktalarından biridir. Sovyet hükümeti,
parti ve devrim yöneticileri, devrimle başlayan bu değişim sürecinde sadece politik
ve ekonomik yaşamdaki tüm ulusu ilgilendiren sorunları değil, aynı zamanda kül-
türel devrim görevini gerçekleştirme amacındadır. Devrimin toplumsal kitleler
üzerindeki en önemli hedefi, toplumun geçmişten gelen burjuva geleneklerini son-
landırıp, ona yeniden şekil vermektir. Devrimin ilk günlerinden itibaren Lenin’in
tüm konuşmalarında esas aldığı konu, halkın içindeki devrimci ruhu uyandırmaktır.
Bu devrimci ruhun ortaya çıkarılması için, edebiyat ve sanatçılar üzerinde gözle
görülür bir baskı ortaya çıkar. Bu baskı entelektüel kesimi yeni arayışlar içine so-
karken, baskıya dayanamayan çoğu sanatçı göçe mecbur bırakılır. Ülkede kalan
sanatçılar ise toplumu yeniden şekillendirme, halkı bilinçlendirme, devrimin pozitif
bir olgu olduğunu halka empoze etmeyi misyon edinir. Bu bağlamda‘’yeni insanı
haber vermek, bu yeni insanı biçimlemek ve tasvir etmek; halkının ortaya çıkardığı
eserin büyüklüğünü dile getirmek’’(Bonard 46). Sovyet yazarının vazgeçilmez öde-
vidir. Bu dönem devrimi coşkuyla karşılayan birçok yazar eserlerini bu kurgusal
doğrultuda yaratır. Ancak Yuri Oleşa, çağdaşı yazarlardan farklı olarak, Sovyet
Yazarlar Birliğinin ilk kongresinde, ülkenin yeni insan modelinin, geçmişle olan
bağlarının tamamen koparılmadan gençler üzerinden gösterilmeye çalışılması gerek-
tiğine dikkat çeker ve bu konudaki görüşlerini şu şekilde ifade eder; “Ülkenin gençli-
ğini görmek istiyorum, yani yeni insanlarını. Benim gençliğimden kalan en iyi özel-
likleri onlara vererek, yeni insan tipini oluşturmak istiyorum. Dünya üzerinde bulu-
nan tabii varlıklardan, insan maneviyatında yer edinen en zor psikolojik durumlar-
dan, güzellikten, nezaketten ve memnuniyetten duyumsanan kavramlardan yola çıka-
rak, yenidünya için, yeni-temiz sosyalist ve hümanist düşünceleri hayata geçirmeye
çalışıyorum”(Pançenko web). Romantik ve ütopist bir yazar olarak tanımlanan Yuri
Oleşa, ‘yeni insan’ imgesini kurgusal öğretilerde değil, yaşadığı çağın sıradan insan-
larında arar ve bunu şu şekilde ifade eder: “Günümüzde, 17 yaşında ve geçmişe ait
hiçbir fikir taşımayan, eski dünyaya hiçbir şekilde ait olmayan gençler var”. Bu söy-
lemlerine ilaveten, dönem yazının en popüler karakterleri devrimci ve işçi kahra-
manların kendisine uzaklığını da vurgular: “Bu konular, benim hayal dünyamdan ve
ruhumdan izler taşımamaktadır. Bu konuları ele alabilmek için yeterli ve gerçek bir
sanatçı değilim. İşçi ve devrimci kahramanları anlamak benim için oldukça zor.
Onlar gibi olamam. Bu benim kavrayış gücümün üzerinde bir duygu!” (…) “Ken-
dimi işçi ve komsomol üyeleri ile karşılaştırdığımda, kendimi küçümsüyor olmam ise
en dehşet verici olan durum. Bu şekilde konuşup, yaşamaya ve çalışmaya devam
etmek nasıl mümkün? Eski dünyada doğmuş olmama, ruhumda, hayal dünyamda ve
yaşamımda beni işçi ve komsomollerle aynı çizgide tutan birçok şey olmasına rağ-
81
men, bunu gururla söylemek benim için yeterli değil!” diyerek, bu konudaki rahat-
sızlığını belirtir (Kravets 98). Yazar, bu açıdan ele alındığında, dönem sanatçıla-
rından farklı, özgün eserler oluşturur.
Sovyet edebiyatının en iyi eserlerinden biri sayılan Yuri Oleşa’nın “Kıskanç-
lık” romanı, Devrim sonrası Rusya’sında toplum yapısına uyum sağlamış insanların
yaşamları ile onların karşısında çarlık döneminde kalan yaşamların, yeni düzendeki
yeri üzerine yazılmıştır. Eser, 1927 yılında ‘KrasnayaNov’ dergisinde yayımlanır.
“Kıskançlık” romanı, Oleşa’nın yaratıcılığının en önemli ürünüdür. Yuri Oleşa “Kıs-
kançlık” romanında ortaya koyduğu eski ve yeni düzenin çatışması konusunu, “Üç
Şişman Adam” (“Üç Şişman Adam” daha önce yazılmasına rağmen, “Kıskançlık”
romanından sonra yayımlanmıştır) eserinde daha geniş bir şekilde ele almıştır. Eserin
başlıca konusu, yaratıcı-insan ve parazit-insan arasındaki uzlaşmazlık üzerinedir.
(Rozanova, Nemertsalov 76)
Eserde, 1920’li yıllar Devrim sonrası Moskova’sınınaydınları arasındaki ça-
tışmalar, özellikle 20’li yılların ikinci yarısından sonra Sovyet Hükümeti tarafından
uygulanan NEP (Novaya Ekonomiçeskaya Politika- Yeni Ekonomi Politikası)
1
poli-
tikalarının hayata yansıması ele alınmıştır. NEP’in hayata geçmesiyle, başkent ma-
ğazalarının çeşitliliğine alışmış olan Moskovalılar, yeniden yoklukla mücadele et-
meye başlamışlardır. Yazar, XX. Yüzyıl Rus edebiyatında çoğunlukla zirvede göste-
rilen bu eseriyle, dönemin gerçeklerini somut bir biçimde aktarmaya çalışmıştır.
1917 Devrim sonrası Sovyet Rusya’sında ortaya çıkan değişikliklerden doğan mem-
nuniyetsizlik, geleceğe karşı duyulan ümitsizlik duygusu ve hayallerin gerçekleşme-
yeceğine duyulan inançsızlık “Kıskançlık” romanında, yazar tarafından ustaca yan-
sıtılmıştır (Kravets97).
Romanın ana karakteri, hayalperest NikolayKavalyerov eski düzenin tem-
silcisi ve Sovyet gerçekliği içinde ‘zamanın gereksiz insanı’ olarak resmedilmek-
tedir. Eserde Kavalyerov gibi eski düzeni temsil eden İvan Babiçev de yardımcı
karakter olarak karşımıza çıkar. Kavalyerov ve İvan Babiçev’in karşısında ise yeni
toplumun ‘makine insanı’ olarak yansıtılan AndreyBabiçev ve VolodyaMakarov
vardır. Kavalyerov’un Andrey Babiçev’le karşılaşması tamamen tesadüfi bir olayla
gerçekleşir. Kavalyerov, meyhanede yaşanan bir tartışma sonucu, sarhoş bir şekilde
sokağa atılır, oradan geçen Andrey Babiçev, onun zavallı haline acır ve onu yanına
alır. Nikolay Kavalyerov, kendini zor durumdan kurtaran Andrey Babiçev’in ya-
nında yazı düzeltme işleri ile uğraşarak yaşamaya başlar. Böylece Nikolay Kaval-
yerov, AndreyBabiçev’in hayatına imrenmeye başlar. Bu imrenme, kurtarıcısına
karşı minnet duymak yerine, zamanla nefret ve kıskançlığa dönüşür. Çünkü o,
yaşadığı zamana ayak uyduramayan, hayatta başarısız olmuş büyük bir hayalperest-
tir. Kahramanın kendine karşı duyduğu aşağılık kompleksiyle birlikte, Andrey Babi-
çev’e duyduğu kıskançlık ifadeleri Kavalyerov’un içsel konuşmalarıyla yansıtıl-
maktadır. Eser boyunca, Kavalyerov’un zamana karşı uyumsuzluğu, onun Andrey
Babiçev’e duyduğu yoğun kıskançlık duygusuyla açığa çıkmaktadır. Kavalyerov,
1
NEP- (Novaya Ekonomiçeskaya Politika- Yeni Ekonomi Politikası, Rusya Komünist Partisinin X.
Kongresinde, 14 Mart 1921 yılında kabul edilip, Ulusal Tarım ve Sosyalizme geçişi kolaylaş-
tırmak amacıyla alınan kararları içermektedir)