XəZƏr universiteti erciyes universiteti



Yüklə 4,93 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə8/222
tarix15.03.2018
ölçüsü4,93 Mb.
#31889
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   222

19 

 

zayiatını ber-vech-izîrta’dâd etmiştir.  



 487 hane ihrâk, üç karye tahrib, 54 kişi telef edilmiştir. 35. 000 lira 

dahi  yağma  edilmiştir.  Rusya  ile  İran’ın  münâsebeti  münkatı’  olacağı 

melhuzdur. Parlamento müttefiken Rusya aleyhindedir. ” (Tevfik, 6-7).  

Kıbrıs Türk gazetecilik ve edebiyat yaşantısında XX. yüzyılın başında yer alan 

Ahmed Raik Efendi’nin de 1900’lü yıllarda Tiflis ve Kafkasya coğrafyasında çıkan 

dergilere yazı yollaması Kıbrıs Türkleriyle bu bölge Türklerinin daha o dönemde 

irtibatta olduklarının bir kanıtıdır.  

 Kıbrıs’ın  İngiltere’ye  kiralanması,  I.  Dünya  Savaşı’nda  İngiltere’nin  adayı 

tek taraflı ilhâk edişi, yine I. ve II. Dünya Savaşı sırasında Kıbrıs’ta yaşanan zorlu 

ekonomik  koşullar,  ardından  1955’lerde  başlayan  EOKA  saldırıları,  1963  Kanlı 

Noel olayı, 1967-68 olayları nitekim 1974 Mutlu Barış Harekâtı, Azerbaycan’ın ise 

kurduğu devletin yıkılıp yerine Rus Sovyet Sosyalist Cumhuriyetlerinin kurulması 

iki ülke ve bölge arasındaki ilişkileri geçici bir sekteye uğratmıştır.  

Kıbrıs ve Azerbaycan’ın tarihî-siyasî konjonktürde bazı benzer yönleri oldu-

ğunu söylemek de  yanlış olmaz.  Her iki ülkenin de aynı ırktan olması, aynı dine 

mensup oluşu, farklı lehçelere sahip olsa dahi, kullandıkları dilin Türkçe olması şüp-

hesiz en önemli benzerlikleri ihtiva eder. Kıbrıs Türkleri, 1878-1960 yılları arasında 

İngiltere,  Azerbaycan  Türkleri  ise  1801-1991  yılları  arasında  Çarlık  Rusya’sı  ve 

Sovyet  Sosyalist  Cumhuriyetleri  Birliği  (SSCB)’nin  hegemonyası  altında  yaşa-

mışlardır.  Bu tarihlerde Kıbrıs Türkleri,  kısmî  olsa  da,  İngilizlerin  ancak  ağırlıklı 

olarak  Rumların,  Azerî  Türkleri  ise  Rusların  ve  Ermenilerin  baskısına  uğramış, 

katledilmiş, binlerce şehit vermiş ve yaşadıkları topraklardan da göç etmek zorunda 

kalmışlardır. Her iki ülke de gerek bağımsızlık sürecinde maruz kaldıkları insanlık 

dışı muameleler, gerekse bağımsızlıklarından sonra Türkiye’den aldıkları destekle 

birbirleriyle  tam  manâsıyla  örtüşür.  Hem  Azerbaycan  hem  de  Kıbrıs  Türklerinin 

yaşadıkları bu ortak kader Türkiye Cumhuriyeti’nin müdahalesiyle son bulmuştur. 

Azerî Türklerinin çektiği acılara Osmanlı Devleti Kafkas İslâm Ordusu vasıtasıyla, 

1918  yılında  son  verirken,  Kıbrıs  Türklerinin  çektiği  acılara  da  1974  yılında 

gerçekleştirdiği  Mutlu  Barış  Harekâtı  ile  son  vermiştir.  Her  iki  ülkeyi  de  tarihte 

tanıyan  ilk  ülkenin  Türkiye  oluşu  yine  birbirine  benzer  yönlerini  ortaya  koyar. 

(Turhan, 2011: 179). Hülâsa her iki ülke ilişkileri tüm bu sebeplerden dolayı gecik-

meye uğramış, ancak 1983’te KKTC’nin, 1991’de de Azerbaycan’ın bağımsızlık-

larını ilân etmesiyle birlikte iki taraf arasındaki ilişkiler canlanmıştır.  

Bu ikili ilişkiler özellikle sosyo-kültürel bakımdan oldukça gelişmiştir. Kar-

şılıklı olarak üniversitelerde düzenlenen çeşitli bilimsel toplantılar (konferans, sem-

pozyum,  vs.)  etkinlikler,  resmî  olmayan  spor  müsabakaları,  çeşitli  folklor  şenlik-

lerinin düzenlenmesi, tertiplenenşiir-edebiyat şölenleri, KKTC üniversitelerinde eği-

tim  gören  Azerî  öğrenciler,  küçük  ölçekli  turizm  ve  sanayi  fuarları,  her  iki  ülke 

arasındaki  ilişkileri-bağı  güçlendiren  unsurlardır.  (Turhan,  180-181).  Doğrudan 

siyasî  bir  bağlantı  bulunmamasına  rağmen  Azerbaycan’ın  bağımsızlık  hareketi 

milliyetçi  Kıbrıs  Türk  şairlerinin  kalemini  harekete  geçirmiş  bayrak,  kardeşlik, 

ırkdaşlık ve Hocalı Katliamı’nı işleyen şiirler yazılmıştır. Bu konuda aklımıza gelen 

ilk  isim  Kıbrısname  I,  Kıbrısname  II  ve  Kıbrısname  III  adlarıyla  şiir  kitaplarını 



20 

 

çıkaran şair Fikret Kürşad’dır. Kürşad, “Can Azerbaycan” başlıklı şiirinde Hocalı 



Katliamı’nı anlatır. Azerbaycan’a milliyetçi bir gözle bakan bir başka Kıbrıs Türk 

şairi de Kubilay Beliğ’dir. Beliğ de, Kır Çiçekleri adlı eserinde “Bakü Sokakları” 

adlı şiiriyle Azerbaycan’a milliyetçi duygularla yaklaşır. Azerbaycan imgesinin yer 

aldığı bir başka şiir kitabı daAltay Burağan’ın, Yelken Açtım Özlemlere adlı eseridir. 

Yine bir başka Kıbrıs Türk şairi Mustafa Ahmet Dolmacı’nın, 28 Ocakta Patladı 

Coştu Volkan Esir Yaşamaktansa Yansın Kül Olsun Vatan adlı eserinde Azerbaycan 

imgesine rastlamaktayız. Dolmacı, “Azerbaycan’da Olaylar” başlıklı şiirinde Hocalı 

Katliamı’nda  yaşananları  anarken,  kardeşlik,  Türklük  ve  milliyetçilik  duygularını 

yoğun  hissettirir.  Kıbrıs  Türk  Basını’nda  da  Azerbaycan  imgesi  özellikle  gezi 

yazılarıyla dikkat çeker. Filiz Besim, Emete İmge ve Bülent Dizdarlı gibi yazarların 

Azerbaycanla  ilgili  kaleme  aldığı  gezi  yazılarında  Azerî  coğrafyası,  insanı  ve  iç 

yaşantısı, kültürel ve tarihî yapısı, ekonomisi, Kıbrıs Türkleriyle benzer yönleri gibi 

konular  hakkında  bilgiler  verilir.  Kıbrıs  Türk  Edebiyatı’nda  Azerbaycan  temalı 

çeşitli bilimsel makaleler de kaleme alınmıştır. Kıbrıs Türk Edebiyatı’nın duayen 

isimlerinden Harid Fedai’nin Kıbrıs-Azerbaycan ilişkilerini taçlandıran iki makalesi 

dikkate değerdir. Bunlar: “Nasreddin Hoca Fıkralarının Kıbrıs ve Azerbaycan’daki 

Benzerlikleri” (2008). “Kıbrıs’ta Operet Çalışmaları ve Azerbaycan’dan İki Eser” 

(2004). adlı çalışmalardır.  

Kıbrıs Türk kültüründe Azerbaycan imgesinin işlendiği gibi Azerbaycan’da 

da Kıbrıs Türkü imajı-imgesine, dolayısıyla bir kültür alışverişine rastlanmaktadır. 

Azerbaycan’ın  ünlü  muhacir  yazarlarından  Albay  Dağlı’nın  kaleme  aldığı  Albay 

(1975) adlı piyesi ilk akla gelen eserler arasındadır. Piyes, Kuzey Kıbrıs’ta şehit olan 

Albay  İbrahim  Karaoğlanoğlu’nun  ve  tüm  Türk  şehitlerinin  aziz  ruhlarına  ithaf 

edilmiştir. Oyun,  3 perde ve 7 sahnedir. Albay Dağlı’nın bu piyesi Kuzey Kıbrıs 

olaylarının tarihini yaşatan bir eserdir ve gençlerin vatanseverlik, askerî yurtseverlik 

eğitimi açısından faydalı bir kaynaktır. (Cabbarlı, 2011: 83).  

Ahmed Şahidov’un, Sıfır Noktası (2013) adlı romanında ise Türk dünyasından 

özellikle de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden bahsedilir. Şahidov’un romandaki 

baş kahramanı Azad adlı gençtir. Azad, romanın ana hattını teşkil eder. Roman’da, 

Azad’ın  eğitim  için  Kuzey  Kıbrıs’a  gönderilmesi,  eğitimini  tamamlayarak  sosyal 

faaliyetlerini  Kuzey  Kıbrıs’ta  sürdürmesi  ve  Kıbrıs  politikasına  girmesi  anlatılır. 

Roman’ın muhteviyatını, yakın geçmişteki tarihi geleceğe öyküleyerek kuran yazar, 

Azerbaycan’ın işgal edilen  topraklarına  kavuşması,  Güney  Azerbaycan’ın  bağım-

sızlık kazanması, Kuzey ve Güney Kıbrıs’ın birleşmesidir. Yazar, bu birleşmede de 

üstünlüğün Kıbrıs Türklerinin elinde olmasını arzulamaktadır. Eserde dikkat çekici 

bir nokta da eserin başkahramanı Azad’a, Kıbrıs sevgisi ve Denktaş hayranlığının 

yüklenmesidir. Azad, DAÜ rektörüyle olan görüşmesinde Kıbrıs sevgisi ve Denktaş 

ile tanışmalarını şöyle anlatır:  

“-Kıbrısa sevginizi merak ettim, neredendir bu kadar bağlılık Yavru Vatana 

acaba? 

-Evet, ilk defa geldiyime rağmen burayı çok seviyorum, -Azad çaydan bir qur-

tum  içib  söhbətə  başladı.  -  Üç  sene  bundan  önce  İstanbulda  bir  uluslararası 

konferans  düzenlenmişdi,  rahmetlik  Rauf  Denktaş  da  oraya  katılmıştı.  Ben  Rauf 



Yüklə 4,93 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   222




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə