XəZƏr universiteti erciyes universiteti



Yüklə 4,93 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə11/222
tarix15.03.2018
ölçüsü4,93 Mb.
#31889
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   222

26 

 

Kalbimi bu kızıl korla dağladım 



Sabahladım Bakû sokaklarında.  

 

Görünce bu yurdum insanlarını 

Dedim parlak olacaktır yarını.  

Mutlak saracaklar yaralarını 

Buna tüm kalbimle ümit bağladım 

Sabahladım Bakû sokaklarında. (134-136).  

 

Altay Burağan’ın, Yelken Açtım Özlemlere adlı eserindeki “Bakı’dayım Bu 



Gece”  başlıklı  şiirinde  de  Azerbaycan  imgesine  yer  verilir.  Şiirde  Azerbaycan’ın 

başkenti Bakü’den bahsedilir: 



 

Hazar’dan renk vurmuş yüzüne Bakı,  

Bir yanıp bir sönmededir gözlerin.  

Esen yelin kokusunda sitem var,  

Bir kır bir övmededir sözlerin.  

 

Azadlık’tan uzansam Apşeron’a,  

Yine dönüp bakacağım ardıma.  

Unut desen hatıralar bırakmaz,  

Yine koşup sensin gelen yardıma.  

 

Kadeh kaldırmıştım sevdalılara,  

Umut bağlamıştım güzel günlere.  

Hep ara, hep dolaş, mecnunlar gibi,  

Hasret kaldım deliksiz gecelere.  

 

Bakı’nın ağlayan gülüne baktım,  

Kırmızıyla seherlere uyandım.  

Rüzgâr değil döken gözyaşlarımı,  

Meydanların matemine uzandım.  

 

Bakı’dayım bu gece, yürüyorum,  

Geri dönüşsüzüm, gurbetlerdeyim.  

Bir hayale adadım yüreğimi,  

Umutsuz, kırılgan, hasretlerdeyim.  

 

Hazar’ın önündeyim, üşüyorum,  

Ayaz fena vurmuş, bende değilim.  

Sevda kervanları epey yol aldı,  

Aradım kendimi, sende değilim.  

 

 




27 

 

Bakı’dan Gence’ye ta Masallı’ya,  



Uzanır ırmaklar, uzanır yollar.  

Sevgi yurdu yalnız yürekmiş derler,  

Öyleyse kırılsın ayaklar, kollar.  

 

Bu gece de Bakı’dayım, suskunum,  

Gün, gonca gül olmuş, açacak gibi.  

Seni yitirdikten hemen sonra da,  

Yüreğim çok gitmez, duracak gibi. (49-50).  

 

2-Kıbrıs Türk Basınında Azerbaycan İmgesi: 

Azerbaycan imgesi Kıbrıs Türk şiirinde olduğu gibi, Kıbrıs Türk Basını’nda 

da yerini alır. Kıbrıs’ta Azerbaycan ve Azerî Türkü imgesini Filiz Besim’in  Yeni 



Düzen gazetesinde tefrika ettiği “Külekler Şehri” ve “Kafkaslardaki Büyü” başlıklı 

yazılarda  görmekteyiz.  Besim,  Azerbaycan  gezisini  bu  yazılarında  bize  aktarır. 

Azerbaycan gezisi, onda hem Azerbaycan hem de Azerî Türkleriyle ilgili bazı izler 

bırakmıştır.  

Besim,  Yeni  Düzen  gazetesinde  “Külekler  Şehri…”  adlıyazısının  başında 

Azerbaycan’ın başkenti Bakü’nün önemli bir kültür ve tarih kenti olduğunu ifade 

eder: 

“Kafkasların  en  büyük  şehri,  Azeri  diyarı  Bakü’deyiz.  Hazar  Deniz’inin 

batısında önemli bir kültür ve tarih başkentindeyiz. ”(16 Kasım 2010, 17).  

Besim,  gezisinde  ona  eşlik  eden  Azerbaycanlı  arkadaşını  göçmen  olarak 

niteler ve Kıbrıslıların da tıpkı onun gibi bir göçmen olduğunu söyler. Besim, aslında 

geçmişte Kıbrıs ve Azerbaycan’da yaşanan siyasî olayları birbirine bağlar ve aynı 

ortak kaderi paylaştıklarına vurgu yapar: 

 “Bu  Azerbaycan gezimizde,  Azeri  bir  arkadaşımız  eşlik  ediyor  bize…  Gür-

cistan- Ermeni sınırında yaşamış ancak 1989’da’ki Ermenistan Azerbaycan sava-

şında Ermenistan’dan göç etmek zorunda kalmış bizim gibi bir başka göçmen… Öyle 

zengin bir kültür ki… Ve öyle çok acı var ki… Ve öyle çok anlatacak hikâye…”(17).  

Besim, aynı yazıda Kıbrıs ve Azerbaycan’daki dinî benzerliğe de dikkat çeker: 



“Azerilerde Bayram kutlansa da bayramın çok farkında değiller aslında... Din 

ile ilişkileri aynı biz Kıbrıslıtürkler gibi… Kulla, Tanrı arasında… Buralarda ba-

şörtülü kimseyi henüz görmedim. ”(17).  

Besim,  Yeni  Düzen  gazetesindeki  “Kafkaslardaki  Büyü”  başlıklı  ikinci  gezi 

yazısında da Azerî Türklerinin, Türklere ve Kıbrıs Türklerine olan sevgisine vurgu 

yapmaktadır: 



“Oralarda Türkleri gören Azerilerin çok popüler bir söylemi var. Bir zaman-

lar  Haydar  Aliyev’in  kullandığı  bir  cümle…  “İki  bayrak  bir  millet…”  Türklere 

hayran  bu  milletin  bu  söylemi  çok  içten  söylediğini  hissedebilirsiniz.  Ve  Kıbrıs-

lıtürkleri de çok seviyor Azeriler… Ben o söylemi geliştiriyorum: “Üç bayrak bir 

millet…” Gülüyorlar ve çok hoşlarına gidiyor. ”(23 Kasım 2010, 8).  

Besim bu yazısında Azerbaycan’ın diğer şehirleri olan Seki ve Gence’yi de şu 

şekilde değerlendirir: 



28 

 

“Yüzyıllar  boyu  göçlere  tanıklık  etmiş  bu  şehirler  arasında  beni  en  çok 



etkileyenlerden biri Seki… Şehre girdiğim andan itibaren yüzyılların sırrını içinde 

barındıran otantik yapı beni esir alıyor. Şehir hanlar ve kervansaraylarla dolu… 

Çok  iyi  restore  edilmiş  ve  korunmuş  bu  yapıları  otel  ve  restoran  olarak  kulla-

nılıyorlar.  

Ve Gence… Azerbaycan’ın Bakü’den sonra ikinci büyük şehri… 2000 kusur 

yıllık bir şehir… Nizami Gencevi’nin 1140-1209 yılları arasında yaşadığı şehir… 

“Leyla ile Mecnun”, “Sırlar Hazinesi”, Hosrov ile Şirin, “Yedi Güzel” ve İsken-

dername gibi yüzyıllara mal olmuş klasiklerin yazarı… Nice özlü sözü hala dillerde 

Nizami’nin: 

Dünyanın damarını kim tutsa İsa gibi,  

İnsaf ve adalet ile olur dünya hakimi,  

Dünyaya fatih olmaz zülüm ile rezalet,  

Yer yüzünün fatihi adalettir, adalet!”(8).  

 

Azerbaycan imgesine bir başka Kıbrıs Türk kadını Emete İmge’nin, Halkın 



Sesi  gazetesinde  yazdığı  gezi  notlarında  da  rastlarız.  Emete  İmge’nin,  “Rüzgârlar 

Şeheri: Bakü (1)” ve “Bu kez farklıydı… (Bakü Gezi Notları 2)” başlıklı yazılarında 

Azerbaycan  izlenimlerini  bize  aktarır.  İmge,  “Rüzgârlar  Şeheri:  Bakü  (1)”  adlı 

yazısında Azerî insanı hakkında bize şunları söyler: 



“Azeri’ler dost insandırlar. Bakü’de kendinizi yalnız hissetmezsiniz, nereye 

giderseniz gidin, Türk olduğunuz anlaşılınca sevgi gösteriyorlar. İranlılar gibi Şii 

olmalarına rağmen Azeriler, Kıbrıslı Türkler gibi laikdirler. Sovyet döneminin et-

kisiyle  kapanan  pek çok cami  Cumhuriyet  döneminde  yeniden  faaliyete  başlamış. 

Anladığım kadarıyla, Azerbaycan’da camiler çoğunlukla defn işleri için kullanılıyor. 

Bakü’de  kadınlarla  ilgili  bakanlık  yok  ama  Azeri  kadınını  güçlendirmek  için  bir 

daire var. “Bakü’lü kadınlar” genellemesi çok doğru olmasa da modern Bakü’nün 

kadınlarının özgür ve güzel olduklarını belirtmem gerek.  

Azeri Türkçesi’nin kendisi zaten Bakü’lülerle aranızda sıcacık bir bağ oluş-

masına yardımcı olan, kanınızı kaynatan bir unsurdur. Türkiye’li sahibi olan Mozart 

restorantın  bahçesinde  yemek  yerken  karşımdaki  mağazanın  tabelasında  popstar 

Tarkan’ın resmi vardı. Gülümseyerek okuduğum berber dükkanı tabelasının objekti-

fime takılmasına engel olamadım. ”(İmge, 28. 03. 2011: http://www. Medyammer-

kezi. org/detay. asp?a=23214).  

İmge, Halkın Sesi gazetesinde yazdığı “Bu kez farklıydı… (Bakü Gezi Notları 

2)”, başlıklı yazısının sonunda da dört günlük Azerbaycan seyahati izlenimlerini bize 

şöyle özetlemektedir: 

“Dört günlük Bakü ziyaretimin içi dolu, doluydu. Sokaklardaki ayak izlerim, 

gençlerle  paylaştığım  bilgi  ve  deneyimlerim  ile  pasaport  kontrolünde  kameraya 

bıraktığım  gülücük  Bakü’de  kaldı.  Orada  gördüklerimi,  duyduklarımı  ve  dene-

yimlediklerimi ise “yolcu beraberi” ülkeme getirdim. Bir de, masamın üzerindeki, 

Nevruz’un sembolu “çimlenmiş buğday” tabağı ve kulaklarımdaki Azeri cazı.. ”(17 

Mart 2011, 21).  

Kıbrıs Türk Basını’nda Azerbaycan imgesinin yer aldığı bir başka gezi yazısı 



Yüklə 4,93 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   222




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə