349
çöpe bile atılmayarak hiç kimsenin bilmediği bir yere gömülmesi, ya da yakılması
gibi uygulamalar bu inanca bağlı uygulamalar olarak düşünülebilir. Uygurların
yıldırım düşen yerde kurban kesmeleri, yemek yerken ateşe bir parça yiyecek
atılması hep iyelerin tatmin edilmesine yönelik uygulamalardır. Her evin, ahırın ve
ormanın, dağ-dere gibi doğal oluşumların kendine ait iyesi vardır.
Günümüzde kutsal kabul edilen kişilere ait eşyalara atfedilen güçte belki bu
inanışla açıklanabilir. Kutsal yerler, kişiler ve eşyalardan sağlıkla ilgili beklentiler
bazen farklı inançta bireyler için bile ortak olabilmektedir. Hatay’da Habib Nec-
car’ın hem Müslümanlar hem de Hristiyanlarca kutsal kabul edilmesi (Resim 2),
İstanbul Büyükada’ya yine her iki dinden bireylerin toplanması bu tür olaylarda
bireylerin inanç sistemlerinden çok inanma içgüdülerinden kaynaklandığı şeklinde
yorumlanabilir.
Ölümle ilgili inanışlara ait izler de halen görülebilmektedir. Ölüm Türklerde
ölenin ruhunun kuş gibi uçup gitmesi ya da yer altı tanrılarınca ruhun kapılıp gitmesi
şeklinde düşünülmektedir. Ölen kişinin ruhu şaman tarafından yer altına bir tören ile
yollanmadıkça bedenden ayrılan ruh evde dolaşarak huzursuzluğa yol açacaktır. Gü-
nümüzde ölenin cenazesinin çalıştığı yer ve evi gibi hayattayken bulunduğu mekân-
ları dolaştırıldıktan sonra defnedilmesi ruhun dünyadan uzaklaştırılması amacına
yönelik bilinç dışı bir eski inancın kalıtımı olarak düşünülebilir. Evini görmeden
defnedilen bir cenaze daha sonra huzursuzluğa neden olabilecektir.
12
Orta Asya’da
ölenin yakınları yüz ve kulaklarında kesiler oluşturmakta ve saçlarını kesmekte-
dirler, bu uygulama ölene bir tür kurban verme şeklinde yorumlanmaktadır. Ölenin
atı ve binek takımı beraberinde yiyecekler ile birlikte mezara gömülmektedir. Ölenin
hayatta iken öldürdüğü her bir düşmanını temsilen bir taş heykel dikilirdi. Bu
heykellerin ölüyü koruyacağına inanılırdı. Bu davranışlar ölümden sonrada hayatın
devam ettiği inancının varlığını göstermektedir.
Ruhun bedenden ayrılması ile bunun yerine kötü ruhun gelip yerleşmesi
hastalıkların tek olmasa da önemli nedenlerinden sayılmaktadır.
13
Bu durumlarda
bedenden ruhun uzaklaştırılması amacıyla şamanlar devreye girmekteydi. Hastalığın
çoğu kez bir suç oluşturan bir kural ya da tabuya karşı gelme nedeniyle oluştuğu
inancı bulunmaktaydı. Bu durumda tedavi için büyü dışında iyi davranışlarda
bulunulması ya da iyilikler yapılması da şamanlarca önerilmektedir. Esirleri serbest
bırakma, sadaka verme bu tür iyiliklere örnek gösterilmektedir. Şamanlar iyi-
leştirmenin özellikle toplumsal anlamda önemli olaylar ya da önemli kişiler tarafında
yer alırken günlük olaylarda daha çok iyelerin hakimiyeti bunlara göre bireylerin
tavır alışı ön plana çıkmaktadır.
İyeler; yardımcı, koruyucu, kara, yer, gök, ev ya da ocak iyeleri gibi farklı
gruplarda değerlendirilebilmektedir.
14
Koruyucu iyelerden “Umay” çocukların ve
loğusa kadınların koruyucusudur. Umay çocuk doğduktan sonra çıkan plasentadır.
Bu nedenle doğum sonrası hiç ayak basılmayan bir yer bulunarak gömülür. Doğum
sonrası yemek verilmesi Umay’ı memnun etmek içindir. Avarlarda Umay bir kuş
şeklinde tasvir edilmektedir. Bu nedenle başa kuş konması ya da kuş pislemesi uğur
sayılmaktadır. Kötü iyelerden “Erlik” yer altıyla ilişkilidir, kara iye olarak adlan-
dırılır. Bunun karşıtı ak iyedir. Siyah ve beyaz yün iplikten örülmüş kordonun
350
insanlar, hayvanlar ve halı gibi kıymetli eşyayı kötülüklerden koruduğuna inanıl-
maktadır. Umay iyesinin zıddı olan “alkarısı ya da alkarası” iyesi sarı ve kara albastı
şeklinde ortaya çıkan lohusaları ve yenidoğan çocukları albasması şeklinde etkile-
mektedir.
15
Yatırlar ve çevresindeki her şey sahipli bilinmekte ve buradan şifa niye-
tine alınanlardan başka hiçbir şey eve getirilmemektedir. Yer iyelerinden “Taş” iye-
sinden ise ağrının kesilmesinde, öksürüklü çocuk tedavisinde, sarılıkta, kanamayı
durdurmada yarar umulmaktadır.
Hastalıkların büyü yoluyla tedavisinden başka tedavide ampirik olarak
kullanılan bitkiler bulunmaktadır.
Sağlık inançlarının günlük yaşama etkileri
Çeşitli inanışların ya da uygulamaların bireysel açıdan faydası kaygının gide-
rilmesi, ölüm korkusunun azaltılması, adaletsizliklere tahammülü artırma, ayinsel
karakterdeki eylemlerin sosyalliği artırması ile dayanışma ve gruba aidiyet duygu-
sunu beslemesi gibi farklı gerekçeleri olabileceği düşünülmektedir.
İnsanların zihni emosyonel olarak korku verici sahneleri diğer görüntülere kı-
pyasla çok daha hızla algılayacak ve daha uzun süre muhafaza edecek biçimde şekil-
lenmiştir.
16
Bu da bulaşıcı hastalıklar, kitle imha silahları, radyasyon gibi dramatik
etkileri olabilecek olaylara karşı insanların daha kısa sürede daha kapsamlı önlemler
alırken, daha düşük düzeyde ama sürekli tehdit içeren olaylara karşı çok az ya da hiç
önlem almamalarını açıklayabilir. Aterosklerotik süreç, sigara içiminin artarak biri-
ken etkisi gibi yavaş ilerleyen tehditler kuş gribi gibi dramatik etkisi olan ancak top-
lumun nispeten kısıtlı bir bölümünü etkileyen tehditlere göre çok daha az dikkate
alınabilmektedir.
Sonuç
Özetlemek gerekirse insanlığın var oluşundan buyana sağlık her dönem
boyunca ve her kültürde en önemli şey olarak görülmüş ve bir takım inanışların etkisi
altında insanlar tarafından değişik uygulamalara maruz kalmıştır.
Tıp ilerlemesine rağmen hala eskiden gelen inançlar doğrultusunda bitki-
lerden ilaç yapmak, yatırları ziyaret etmek, muska yazmak/yazdırmak veya bir ocak-
lıya görünmek
şeklinde uygulanan tedaviler günümüzde de devam etmektedir ve
devam edecek gibi görünmektedir.
Tarih dönemleri boyunca medeniyetler, Şamanizm, Budizm, Musevilik gibi
din ve inanışlardan etkilenerek bugüne kadar gelmiştir. Çoğu zaman zararsız olan bu
inanışlar kaygının giderilmesi, ölüm korkusunun azaltılması, adaletsizliklere taham-
mülü artırma, ayinsel karakterdeki eylemlerin sosyalliği artırması ile dayanışma ve
bir gruba ait olma duygusunu beslemesi gibi farklı gerekçelerle kişiye fayda bile
sağlayabilir.
Referanslar:
1.
Kottak CP. Antropology-İnsan Çeşitliliğine Bir Bakış. Ankara: Ütopya yayınları; 2002:
466-474.
2.
Cemil Sena. Tanrı Anlayışı. İstanbul: 1. Baskı, Remzi Kitabevi; 1978: 39-63.
3.
Gökyay OŞ. Dede Korkut Hikayeleri, Kültür Bakanlığı Yayınları 252, Halk Kitapları:1,
Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1976; 1-47.
4.
Fiske J. Mitler ve mitleri yapanlar: Eski masal ve batıl inançların karşılaştırmalı mitoloji
Dostları ilə paylaş: |