351
tarafından incelenmesi (Çev: Duran Ş). İlya İzmir Yayınevi Matbaası Yayın No: 12,
İzmir 2006; 34.
5.
Campbell J. Doğu mitolojisi (Çev: Emiroğlu K) 3. Baskı, İmge Kitabevi Ankara, 2003:
11-21.
6.
Campbell J. Batı mitolojisi (Çev: Emiroğlu K) 3. Baskı, İmge Kitabevi Ankara, 2003: 9-
13.
7.
Uzel İ. Anadolu Tıp Tarihi’ne Giriş. Ege Yayınları, İstanbul 2008:3-20.
8.
Barlas U. Safranbolu Tıp Tarihi Araştırmaları. Senfoni Matbaası, İstanbul, 2004: 55-63.
9.
Mazıcıoğlu MM, Üstünbaş. HB. Gaziantep’te Amerikan Board Tarafından Yürütülen
Birinci Basamak Sağlık Hizmetlerinin Aile Hekimliği Açısından Değerlendirilmesi.
TJFMPC, 2010; 2: 8-11.
10.
Gündüz A. Mezopotamya ve eski Mısır; bilim, teknoloji, toplumsal yapı ve kültür. Büke
Yayınları, İstanbul 2002: 300-311.
11.
Kramer SN. Tarih Sümer’de başlar (Çev: Koyukan H) Kabalcı yayınevi
Antropoloji/Arkeoloji/Mitoloji dizisi no: 8 İstanbul 1998: 86-90.
12.
Radloff W. Türklük ve Şamanlık. Örgün Yayınevi Kültür dizisi Türk Tarihi 3, İstanbul
2008: 15-105.
13.
Roux JP. Türklerin ve Moğolların eski dini. Kabalcı yayınevi (Çev: Kazancıgil A) 1.
Baskı, İstanbul, 2002: 82-90.
14.
Kalafat Y. Doğu Anadolu’da Eski Türk İnançlarının İzleri. Atatürk Kültür Merkezi
Başkanlığı yayınları, Ankara, 1999: 13-65.
15.
Eyuboğlu İZ. Anadolu İnançları. Derin Yayınları, İstanbul, 2007: 109-111.
16.
Christianson SA. Loftus EF. Remembering Emotional Events: The Fate of Detailed
İnformation, Cognition and Emotion, 1991; 5(2): 81-108.
Özet
İnsanlığın oluşumundan bu yana, tüm kültürlerde fiziksel ya da ruhsal (doğaüstü)
olmak üzere iki gerçeklik olduğuna inanılmaktadır. Doğaüstü; gizemlidir, deneyim dışıdır,
doğrulanamaz, tanımlanması zordur. Bu yüzden olayların doğaüstü gerçekliğe bağlanarak
yönetilmeye çalışılması insanoğluna daha cazip gelmiştir. Bu doğaüstü gerçeklik mevcut
hastalıkların tedavisinde bitkilerden ilaç yapmak, yatırları ziyaret etmek, muska
yazmak/yazdırmak veya bir ocaklıya görünmek şeklinde çeşitli inanışlar ya da uygulamalar
olarak tezahür edebilir.
Bilimsel metodun henüz oluşmadığı ve bilimsel bir bilgi birikiminin henüz
gelişmediği dönemlerde doğa olaylarının açıklanmasında mitler devreye girmekteydi. Öyle
ki her coğrafi bölgenin kendine özgü mitlerinde rastlanılan kahramanlar başka adlarla ama
benzer olay örüntüleri içerisinde başka zaman ve mekanlarda da ortaya çıkmışlardır.
Gelişen tıbbi bilgiye rağmen bu tür inanış ve uygulamalar, karşılaşılan hastalıkların
kontrolünde ya tek başına ya da tıbbi tedavilere ek olarak günümüzde de kullanılmaya
devam etmektedir ve devam edecek gibi görünmektedir.
Bu inanış ya da uygulamaların bireysel açıdan faydası kaygının giderilmesi, ölüm
korkusunun azaltılması, inanç gücü ile adaletsizliklere tahammülü artırma, ayinsel
ritüellerin sosyalliği artırması ile dayanışma duygusunu beslemesi şeklinde olabilir.
Anahtar Kelimeler: Doğaüstü; mistik; mitler; sağlık inançları.
352
Summary
It is believed that there are two truths which are physical and spiritual (supernatural).
Supernatural is mysterious, nonexperimental, improvable and difficult to define. Because
of these managing events by linking to supernatural truth has always been attractive to
human being. This supernatural truth can appear as producing drug from plants, visiting
graveyards of saints, preparing/to make same one prepare amulet or somebody who is
believed to have spiritual power to treat diseases.
In periods when scientific method and information has not been developed in
explanation of natural events myths has been used. Such that heroes encountered in myths
specific for a certain geographical region has been appear in different times and locations.
This type of believes and interventions to control the encountered diseases are still been
used and continue to be used.
The individual benefits of these believes and interventions may be relieving anxiety,
decreasing the fear of death against the injustice to endure by the power of belief, feeding
the feeling of solidarity by increasing socialization by liturgical rituals.
Key words: Health believes, myths, mystic, supernatural.
Resim 1: Asur’da 12 yy. a ait bir muska örneği
353
Resim 2: Antakya Habib Neccar Camii Yahya ve Yunus Hazretleri
(Yuhanna ve Pavlos) Türbesi
354
BAZI HASTALIKLARA YATKINLIK VE CİNSİYET
FARKLILIKLARININ ROLÜ
Asuman Gölgeli,
Munira Salim,
Su Sandar.
GİRİŞ
Otoümmin hastalıklar, kardiyovasküler, nörodejeneratif, metabolik hastalık-
lara kadar pekçok hastalık grubunda hastalığın prevalansı, semptomları, başlama
yaşı, prognozu ve tedaviye verdiği cevap konusunda kadın ve erkek hastalar kar-
şılaştırıldığında cinsiyet farklılıkları görülmektedir.
Hastalığın gidişindeki cinsiyet farklılıklarının belirlenmesi, bozukluğun pato-
fizyolojisinin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olabilir ve tedavi konusunda da önemli
ipuçları sağlayabilir. Tip 1 diabet hikayesi olan erkek hastalarda böbrek hastalıkları
prevalansının daha fazla olduğu gösterilmiştir. Kardiyovasküler hastalıkta ve kar-
diak fizyolojide cinsiyet farklılıkları rapor edilmiştir. Kardiyak hastalıkların insi-
dansı kadınlarda daha yüksek, hastalığın seyri ise erkeklerde daha kötüdür. Pulmoner
arter hipertansiyonun insidansında cinsiyet farklılığı vardır. Sinir sistemi hastalık-
larına yatkınlıkda çok sayıda cinsiyet farklılığı örneği vardır. Parkinson hastalığı
erkeklerde daha erken yaşta ortaya çıkar ve prevalansı daha fazladır. Geniş kapsamlı
bir çalışmada erkeklerde yüksek dansiteli lipoprotein kolesterol seviyesi daha düşük,
serum trigliserit seviyesi daha yüksek bulunmuştur.
Cinsiyete dayalı bakış açısı, yalnız fenomenolojik ve gidiş özelliklerinden
değil; kadının yaşam boyu üreme sürecinde yer alan menarj, puberte, adet döngüsü,
gebelik, doğum sonrası, emzirme ve menopoz gibi evrelerin bir çok hastalığın gidişi
ve tedavisi üzerine önemli etkileri olabileceğinden de büyük bir önem taşımaktadır.
Bu çalışma son yıllarda önem kazanan cinsiyet farklılığının bazı hastalıklarda
elealınarak literatür ışığında yapılan çalışma sonuçlarını aktarmaktadır. Çalışmanın
amacı, özellikle ilaç geliştirme ve tedavi stratejileri oluşturmada cinsiyet farklık-
larının göz önüne alıması gerektiğine araştırıcıların dikkatini çekmektir.
OTOÜMMİN HASTALIKLAR
Organizmanın kendi doku antijenlerine karşı immün cevap oluşturmasına
otoimmünüte, otoimmünizasyonun rol oynadığı hastalıklara da otoimmün hastalık-
lar denilmektedir. Otoimmün hastalıklar tıpta hala soru işaretleri olan bir konudur.
Bir çok otoimmün hastalığın erkeklere oranla kadınlarda daha çok görüldüğü
bilinmekte ancak nedeni henüz kesinleştirilememektedir (Gleicher N & Barad DH,
2007). Kadınların bağışıklık sistemi daha aktif ve savaşçı ama bu özelliklerinin de
bir bedeli var ve bunu ağır ödüyorlar. Zira, multipl skleroz (Harbo HF ve ark., 2013)
veya romotoid artrit (Baflkan BM. ve ark., 2010) başta olmak üzere, bağışıklık
sistemiyle ilgili hastalıkların (ki bu hastalıklarda, savunma mekanizması gereğinden
fazla çalışmaya ve vücudun kendi organlarına karşı da savunma yapmaya başlıyor)
%75'i kadınları daha fazla etkiliyor. Guillain-Barre sendromu erkeklerde daha fazla
Dostları ilə paylaş: |