Monoteizm Hakkında Schmidt ile Pettazzoni Arasındaki Tartışma
143
“yanılsama” anlamlarında kullanıldığı gibi özellikle etnologlar, sosyologlar
ve dinler tarihçileri tarafından “hakiki anlatı, kutsal gelenek, ilk vahiy, örnek
model” anlamlarında da kullanılmaktadır.
125
Daha önce görüldüğü üzere Lang ve Schmidt, 19. yüzyılda hâkim olan
anlayış doğrultusunda mit kavramına olumsuz bir anlam yüklerken bu
kavramı olumlu anlamda ele alınmasına katkıda bulunan önemli isimlerden
bir diğeri de Pettazzoni olmuştur. 1948 yılında yayımlanan “Verita del
mito”
126
(Mitin Hakikati) başlıklı yazısında Pettazzoni, mitlerin hakikat
değeri ya da diğer bir ifade ile dinî gerçekliği meselesini ele almaktadır.
Pettazzoni, Kuzey Amerikalı Pawnee, Cherokee, Pima ve Oglala Dakota
kabileleri, Avustralya‟da Karadjeri kabilesi, Afrika‟da Herero ve Negro
kabileleri gibi birçok ilkel halkın “gerçek anlatılar” ile “sahte anlatıları”
birbirinden ayırt ettiklerini bildirmektedir.
127
Bu etnografik verilerden
hareketle Pettazzoni şu sonuca varmaktadır:
Böylece mitin basit bir kurgu, bir efsane olmayıp tarih olduğu, “sahte”
değil, “hakiki bir öykü” olduğu apaçıktır. Nesnelerin başlangıçlarına,
dünyanın ve insanlığın, hayat ve ölümün, hayvan ve bitki türlerinin,
avlanmanın ve çiftçiliğin, ibadetin, giriş ve geçiş ritlerinin, hekim adam
topluluklarının ve bunların iyileştirici güçlerinin kökenine ait olan bu
etkileyici meydana gelişleri ile başlayarak gerçekten meydana gelen olayları
anlatan muhtevasından dolayı mit, gerçek bir öyküdür. Bütün bu olaylar,
zaman bakımından çok uzaktır ama şu anki hayatımızın başlangıcı ve temeli
125
Eliade,
Mythes, rêves et mystères, s.11. Bilimsel çalışmaların başlıklarına bakıldığında günümüzde
birçok Batılı bilim adamının miti “aslı olmayan”, “gerçek dışı”, “kuru iddia” ya da doğrudan “sahte”
ve “yalan” anlamlarında kullandıkları görülmektedir. Mit kavramının gerçeklik teriminin zıt
anlamlısı olarak kullanımının ülkemizde de git gide yaygınlık kazandığı gözlemlenmektedir. Şu
birkaç kitap başlığı, bu durumun açık birer ifadesidir: Sevi ve Sabataycılar: Mitler ve Gerçekler;
Fatih ve Fetih. Mitler ve Gerçekler; İndigo Çocuklar: Mit Yada Gerçek; Osmanlı Millet Sistemi: Mit
ve Gerçek. Diğer taraftan dilimizde efsane teriminin mit kelimesi ile eşanlamlı olduğunu yani her
ikisinin de gerçek dışı anlamında kullanıldığına örnek olarak şu kitap başlıklarını zikredebiliriz:
İmam Hatip Liseleri: Efsaneler ve Gerçekler; Osmanlı Kadını: Efsane ve Gerçek;
Disk Tarihi:
Efsane mi Gerçek mi? (1967-1980).
126
Raffaele Pettazzoni, “Verita del mito,”
Studi e materiali di storia dele religioni, 21 (1947-1948),
ss.104-116. Bu makalenin “The Truth of Myth” başlığı ile İngilizce çevirisinin yayımlandığı yer:
Pettazzoni, Essays on the History of Religions, ss.11-23; Raffaele Pettazzoni, “The Truth of Myth,”
Sacred Narrative, Alan Dundes (ed.), ss.98-109. Pettazzoni‟nin adı geçen makalesinin Türkçe
çevirisi: Raffaele Pettazzoni, “Mitin Gerçekliği,” çev. M. Mete Taşlıova, Millî Folklor, 14:53
(2002), ss.172-179. Bu çevirinin yeniden yayımlandığı yer: Gülin Öğüt Eker ve diğerleri (ed.),
Halkbiliminde Kuramlar ve Yaklaşımlar, (Ankara: Milli Folklor, 2003), ss.241-256. Aynı makale,
Fuat Aydın tarafından “Mitin Hakikati” başlığı ile Türkçeye çevrilerek yayımlanmıştır: Pettazzoni,
Tanrı’ya Dair, ss.69-84.
127
Bkz. Pettazzoni, “The Truth of Myth,” ss.99-101.
144
Ramazan Adıbelli
bunlara dayanmakta, toplumun şimdiki yapısı bunlardan kaynaklanmakta ve
hâlâ bunlara bağlı kalmaktadır. Mitin içinde yer alan tanrısal ya da insanüstü
şahsiyetler, bunların dikkat çekici başarıları ve şaşırtıcı maceraları; tüm bu
harikalar dünyası, şu anki gerçekliğin makabli ve sine qua nonu [olmazsa
olmazı] olduğu için kuşku götürmeyen aşkın bir gerçekliğe sahiptir.
Yalnızca muhtevasından dolayı değil, yaydığı somut kutsal güçlerden dolayı
da kutsal bir tarih olan mit, gerçek bir tarihtir. Başlangıç mitlerinin
okunması, bizzat bir kült olduğu için külte dâhil edilmekte ve hayatın
muhafazası ve devamı amacıyla icra edilen kültlerin bu amaçlarına katkı
sağlamaktadır.
128
Bu yazısının sonunda Pettazzoni, mitik düşünce öncesine ait saf bir
mantıksal kavram olarak yaratıcı bir Yüce Tanrı fikrinin tamamen keyfi bir
yapı olduğunu ifade ederek Schmidt‟in bu görüşünü bir kez daha
eleştirmektedir. Pettazzoni‟ye göre mit öncesi bir dönemi varsaymak, L.
Lévy-Bruhl‟ün varsaydığı mantık öncesi dönem tarzında bir kurgudur. Oysa
insan düşüncesi aynı zamanda hem mitik hem de mantıksaldır. Andrew
Lang‟ın iddia ettiği gibi din, mitle hiçbir ilişkisi olmayan salt bir rasyonel
düşünceden ibaret değildir.
129
4-9 Eylül 1950 tarihlerinde Amsterdam‟da gerçekleşen 7. Uluslararası
Dinler Tarihi Kongresinde sunduğu “Mythes des origines et mythes de la
création”
130
[Menşe Mitleri ile Yaratılış Mitleri] başlıklı bildiride Pettazzoni,
mit kavramının Yunanistan‟da ortaya çıktığına ve Hıristiyanlık vasıtasıyla
Avrupa‟ya intikal ederek modern çağa kadar “yalan” ya da “iğrençlik”
anlamında kullanıldığına ve artık bu kavramın geleneksel anti-mitik tavırdan
kurtularak bilimsel yaklaşıma daha yakın bir konuma kavuştuğuna dikkat
çekmektedir.
131
Bu yazısında Pettazzoni, mitin topluluklardaki varoluşsal değerini daha
bariz biçimde ortaya koymaktadır.
Şu veya bu giriş/geçiş töreni, şu veya bu ritüel eylem, eski günlerde tesis
edildiği için vardır ve her zaman ilk defa icra edildiği şekilde icra
128
Pettazzoni, a.g.e., s.102.
129
Pettazzoni, “The Truth of Myth,” s.107.
130
Pettazzoni‟nin makalelerinin İngilizce çevirilerinin derlemesinden oluşan Essays on the History of
Religions adlı kitapta “Myths of Beginnings and Creation-Myths” (ss.24-36) başlığı ile yer
almaktadır. Adı geçen makale, “Köken ve Yaratılış-Mitleri” başlığı ile Fuat Aydın tarafından
dilimize kazandırılmıştır: Pettazzoni, Tanrı’ya Dair, ss.85-99.
131
Pettazzoni, “Myths of Beginnings
and Creation-Myths,” ss.24-25.