Monoteizm Hakkında Schmidt ile Pettazzoni Arasındaki Tartışma
133
nedenin mantıksal arayışı sevk etmişti.
88
İşin paradoksal yönü, Schmidt‟in
pozitif bir disiplin olan tarihsel Etnoloji yoluyla böyle bir sonuca ulaştığını
savunmasından kaynaklanmaktadır. Zira eldeki en eski tarihî kaynaklar,
yontma taş devrinin (paleolitik) ötesine geçmemektedir. Dolayısıyla
Schmidt‟in ilkel kabilelerde yüce tanrı inancı bulunduğu tespitinden
hareketle ilk insanların monoteist oldukları yönündeki yaklaşımı tarihsel
yaklaşımla bağdaşmamaktadır. Tarih, ilk insanlar hakkında bilgi verme
imkânına sahip değildir. Dolayısıyla kendi metodunu “tarihsel Etnoloji” diye
nitelendiren Schmidt‟in tarihsel veriden tamamen yoksun bir alanda söz
söylemesi ve Zimon‟un belirttiği gibi tarih öncesi dönemle ilgilenen
araştırmacıların sağladıkları bilgileri hiç dikkate almaması, açık bir çelişkiyi
doğurmaktadır.
89
Oysa insanlığın ilk hâline ilişkin bilgileri dinler
sağlamaktadır. Dolayısıyla ilk insanların dinlerine ilişkin bilgiler, etnolojik
bir nitelikten ziyade mitolojik bir niteliğe sahiptir. Hele söz konusu olan ilkel
halklar ise yazısı olmayan bu toplulukların inanç sistemleri tamamen
mitolojik bir yapıya sahiptir.
90
Böylece Schmidt, teolojik ya da daha geniş
anlamda mitolojik bir gerçekliği bilimsel yolla ispat etmeye çalışmakla kendi
düşünceleriyle çelişkiye düşmektedir. Zira o, bir taraftan mitolojinin
gerçekliğini reddederken diğer taraftan varlığın meydana gelişine ilişkin
anlatıların temel unsuru olan Tanrı kavramı hakkında fikir yürütmektedir.
Schmidt‟in monoteizm ve Yüce Varlık konusundaki görüşlerine en
önemli itirazlar, İtalyan Dinler Tarihi Okulunun kurucusu olan Raffaele
Pettazzoni‟den gelmiştir. Pettazzoni‟nin Schmidt‟e yönelttiği eleştiriler,
monoteizm konusundaki tartışmaya yeni bir boyut kazandırmıştır. Zira hem
Schmidt, hem de Pettazzoni, tarihsel yöntemi benimsemiş olmalarına
rağmen çok farklı sonuçlara ulaşmışlardır. Dolayısıyla Hume, Rousseau ve
Voltaire gibi rasyonalist filozofların başlattığı ve daha sonra animizm
teorisini ortaya atan İngiliz antropologların farklı bir zemine taşıdığı ve
bunun üzerine Schmidt‟in karşı atağa geçerek, Vahiy doktrini paralelinde bir
sonuç elde etmeyi düşündüğü monoteizm konusundaki tartışmanın mahiyeti,
88
Mircea Eliade,
Traité d’histoire des religions, (Paris Payot, 1949), s.60; Eliade,
La nostalgie des
origines, ss.52, 84; Eliade,
Religion australiennes, s.27.
89
Bkz. Zimon, a.g.e., s.249.
90
Burada mit kavramını Pettazzoni ve Eliade‟ın kullandığı anlamda yani “kutsal bir anlatı” anlamında
kullanıyoruz. Böylece inananların gerçek kabul ettikleri ve gerçekten vuku bulduğuna inandıkları
anlatılar birer mittir. Yazılı kaynağı olan dinlerde bu anlatılar kutsal kitaplar aracılığıyla intikal
ederken yazısı olmayan halklarda bu kutsal anlatılar şifahi yolla nesilden nesile aktarılmıştır.
134
Ramazan Adıbelli
Pettazzoni‟nin konuyla ilgili görüş ve eleştirileri gözden geçirildikten sonra
biraz daha netlik kazanacaktır.
II. Rafaelle Pettazzoni (1883-1959)
Pettazzoni, İtalya‟nın kuzeyinde yer alan San Giovanni in Persiceto
kasabasında 1883 yılında dünyaya gelmiştir. Bologna şehrinde Lise ve
Üniversite eğitimine devam ettiği 1900‟lü yılların başında pozitivist kültürel
ortamdan etkilenerek Katoliklikten uzaklaşan Pettazzoni,
91
siyasi ve kültürel
durumun gergin olduğu bir dönemde Roma Üniversitesindeki Dinler Tarihi
kürsüsünün başına getirilmiştir.
92
Birinci Dünya Savaş sonrası İtalya‟sında bir tarafta filozof Benedetto
Croce‟nin (1886–1952) başlattığı idealizm akımı, diğer tarafta ise Katolik
maneviyatı olmak üzere iki düşünce akımı hâkimdi. Mussolini‟nin iktidarı
ele geçirmesinden bir yıl sonra Roma Üniversitesinde göreve başlayan
Pettazzoni‟nin bilimsel yaklaşımının o dönemde özellikle Almanya‟da din
bilimi alanında faaliyet gösteren bilim adamlarının aksine ideolojik
eğilimlerden uzak kalması dikkat çekicidir.
93
İkinci Dünya Savaşı öncesinde
diğer birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi İtalya‟da da hâkim olan ideolojik
ortama rağmen Pettazzoni, mevcut iktidarın sunduğu imkânlardan
yararlanarak Dinler Tarihini akademik bir disiplin hâline getirme hedefine
bağlı kalmıştır. 1923 yılında Roma Üniversitesinde kurulan ilk Dinler Tarihi
Kürsüsünün başına geçen Pettazzoni‟nin yoğun çabası sonucunda on beş yıl
sonra altı İtalyan üniversitesinde daha Dinler Tarihi kürsüsü kurulmuştur.
94
1925 yılında Pettazzoni, günümüzde yayın hayatına devam eden Studi e
Materiali di Storia delle Religioni (SMSR) adlı dergiyi neşretmeye
başlamıştır.
95
Sadece kendi ülkesinde değil, uluslararası planda da dinler
tarihçileri arasında itibarlı bir yere sahip olan Pettazzoni‟nin Dinler Tarihi
disiplinine önemli katkıları olmuştur. 1950 yılında kurulan Uluslararası
91
Mario Gandini, “Pettazzoni, Raffaele,”
Encyclopedia of Religion, c.10, s.7073.
92
Julien Ries, “Pettazzoni, Raffaele,”
Dictionnaire des religions, Paul Poupard (ed.), 2
e
édition
corrigée, (Paris Presses
Universitaires de France, 1985), s.1317.
93
Michael Stausberg, “The study of religion(s) in Western Europe (I): Prehistory and history until
World War II,” Religion, 37:4 (2007), s.312.
94
Michael Stausberg, “Raffaele Pettazzoni and the History of Religions in Fascist Italy (1928–1938),”
The Study of Religion under the Impact of Fascism, (ed.) Horst Junginger (Leiden: Brill, 2008),
s.369.
95
Louis H. Jordan, “The Study of the History of Religions in the Italian Universities,” The American
Journal of Theology, 23:1 (1919), s.57; Michael Stausberg, “The study of religion(s) in Western
Europe (I),” s.311.