149
imaret, medrese, han, bedestenlerin görenleri hayran bırakacağını söylemektedir.
Kale harabelerinin ise her taşının hamam
kubbesi büyüklüğünde olduğunu, Ad ve
Semud’dan kalma insanın aklı perişan edecek büyüklükte göründüklerini bizlere
belirtir. Ardından Evliya şu ayeti yazar. “Onun zatından başka her şey yok olacaktır.
Kasas, 88”
827
Seyyahımız bu gördüğü antik dönemlere ait eserlerin bir kısmı Milas’
Kalesi’nin kalıntıları olup, zamanla kalenin dışında gelişen şehri korumak
maksadıyla ova tarafında surların inşa edildiği anlaşılıyor.
828
Bu surların kaç
kapısının olduğu bilinmemekle beraber, XVI. asırda “beş kapu” ve “kavaklı kapu”
iki sur çıkışı belgelere yansımıştır.
829
Bunlardan başka “baltalı kapı” olarak anılan
yapı Hisarbaşı ve Topbaşı tepelerinin arasında olmalıdır.
830
Ayrıca bir kapıda Ulu
Cami’nin yakınlarında bulunuyordu.
831
Sur kalıntılarının dışında Hisar Tepesi
yamaçlarında antik iskan alanındaki eserler, Topbaşı Tepesinin yamacındaki
eski çağ
şehir tiyatrosu ve Hoca Bedreddin Mahallesindeki Avgustus ve Roma mabedi, Hacı
İlyas Mahallesinin güneyindeki Zeus Osoga mabedi
832
muhtemelen Evliya Çelebi’nin
görmüş olduğu ve çok etkilendiği eserler olmalıdır.
IV. Peçin Nahiyesi
Seyyahımız Milas’ı seyredip, ziyaret ettikten sonra vilayet ayanı ile vedalaşıp
Milas Ovası içinde bir saat tütün tarlaları içinde yolculuk ettikten sonra Peçin’e
ulaşmıştır.
833
Evliya Çelebi Peçin’in ismi ve tarihçesi hakkında şu bilgileri
vermektedir; “
Peçin’i yüzyıl bir ecinne beyi zapt etmiş, daha sonra Menteşeoğlu
Ahmed Bey ilim kuvveti ile burayı ele geçirmiştir. “Beğ Cin” isminden türetilerek
Peçin Kalesi denilmiştir.”
834
Çeşitli dönemlerde buraya Barçin, Beçin
veya Peçin
827
Seyahatname, s.109
828
Wittek,
a.g.e, s.125
829
Mete,
a.g.e, s.65
830
Wittek,
a.g.e, s.125;Aşkıdil-Akarca,
a.g.e, s.86-87
831
Wittek,
a.g.e, 125
832
Aşkıdil-Akarca,
a.g.e, s.85-87
833
Seyahatname, s.110
834
Seyahatname, s.110
150
adı verilmiştir. Rumlar buraya Petsona, İtalyan kaynaklarında ise Pezona diye
adlandırılmaktadır.
835
1. İdari Yapı
Evliya idari yönden Peçin’in “Menteşe Sancağı içerisinde öteden beri bu
vilayetin fatihi Ahmed Gazi evkafı olduğunu ve Milas nahiyesine bağlı olduğunu
söyler. Peçin’in Kethüdayeri, Serdarı Milas’ta oturmaktadır
ancak Naibi ise burada
ikamet eder. Kale içerisinde Dizdarı ve yirmi askeri vardır” diye bilgiler
vermektedir.
836
2. Fiziki Görünüm
Peçin Milas’ın 5 km. güneyinde, dik yamaçlar ile ova kenarında 180 m. irtifa
ile birden yükselen yamaç üzerine inşa edilmiş bir kale ile bunun güney tarafında
genişçe bir düzlük üzerine yerleşmiş bir iskan sahasından ibarettir.
837
XIV. asrın ilk
çeyreğinde Menteşe Beyliği idarecilerinin. Peçin'in 5 km yakınında Milas gibi
mâmur ve meskûn bir şehir varken ve hattâ Sultan orada ikâmet ediyor iken
838
;
ovanın güneyinde ve yaklaşık iki yüz metre yükseklikteki bir platonun üzerinde yeni
bir şehir kurmalarını, siyasî ve askerî maksatlara bağlamak yanlış olmasa gerektir.
839
Mesud Bey'in oğlu Orhan Bey, babasının ölümünün akabinde kardeşi ile girişliği taht
mücadelesinden sonra, muhtemelen 1320-2l'de Rodos'a karşı büyük ve başarısız bir
sefer gerçekleştirmişti. El-Ömeri'nin kaynaklarından Cenevizli mühtedî Balaban'ın
ifadesinde, beyliğin merkezinin
Muğla olduğunun belirtilmesi, sefer tarihinde
Milas'ta ikamet ettiği anlaşılan Orhan Bey'in Rodos şövalyelerine karşı
mağlubiyetinden sonra emniyet için yerini değiştirdiğini göstermektedir. İşte böyle
bir ortamda, Orhan Bey belki Muğla'nın savunma için çok müsait olmaması ve eski
beylik merkezinden fazla uzakta bulunmama düşüncesiyle de, Milas'a çok yakın ve
tahkime elverişli bir platonun üzerindeki düzlükte bir şehir kurup hükümet merkezini
835
Darkot, “Milas”,
İA, s.315
836
Seyahatname, s.110
837
Darkot,
a.g.m,
İA, s.315
838
Wittek,
a.g.e, s.57
839
Mete,
a.g.e, s.85
151
buraya nakletmeyi planlamış olabilir.
840
Bu düşüncenin gerçekleşmesinde, düzlüğün
kuzey ucunda bulunan ve hem ovaya hem de Sodra dağının güneyinden geçip Milas'ı
batıda denize bağlayan yola tamamen hakim konumda olan kalenin varlığının
etkili
olduğu şüphesizdir.
841
Bu yönüyle burada kadim çağda müstahkem bir şehir bulunuyor idi ki buna
ait sur, mabet, mezar kalıntıları hala görünür.
842
Dolayısyla Peçin’de yerleşme
sürecinin ne zaman başladığını kestirmek güç görünmektedir. Bu süreç içerisinde
özellikle Rodos şövalyelerinin saldırılarına karşı Bizans’tan kalan kale ve sur
kalıntılarının imar edilerek savunma yapılmış olmalıdır. Beylik idaresinin ahâlinin en
azından bir kısmını. Rodos'taki şövalyelerin muhtemel bir intikam saldırısına karşı
surlarla çevrili ve kalesi vasıtasıyla savunması kolay Peçin'de iskâna teşvik ve ikna
etmiş olması da mümkündür. İşte Peçin'in çok kısa sürede, acil
ihtiyaç neticesinde ve
sınırlı bir ölçü ile kuruluşu, böyle muhataralı bir dönemdeki siyasî ve askerî
konjonktüre bağlanabilir.
843
a. Mahalleler
Kale varoşu gayet büyük bir şehir imiş, bina kalıntıları cihanı tutmuş. O
imaretten hala yüz miktar toprak örtülü bağlı bahçeli evler var. Şehrin etrafındaki
kale duvarları burçları hala görülmektedir.
844
Kale dışında yerleşim alanları ise, iki
tarafı Milas ovasına bakan dik yamaçlarla sınırlı ve güneyden sur duvarlarının
çevrelediği, düzlük alana kadar uzanan bölgedir.
845
Yerleşimin bulunduğu mevkiye
kalenin batısındaki Menteşeoğulları devrinden kalma üç metre genişliğinde döşemeli
ve basamaklı bir yoldan çıkılmakta idi.
846
Evliya’nın bahsettiği yıkılmış
haldeki şehri
çevreleyen surların kalınlığı 1,5 metre kadar olup, belirli aralıklarla istinad kuleleri
840
Wittek,
a.g.e, s.68
841
Wittek,
a.g.e, s.124
842
Darkot,
a.g.m,
İA, s.315
843
Mete,
a.g.e, s.87
844
Seyahatname, s.110
845
Mete,
a.g.e, s.92
846
Wittek,
a.g.e, s.126; Akarca,
a.g.e, s.117