1
DOLU, TAHMĠNĠ, ANALĠZĠ ve DOLU DURUMU
YÜKSEK ATMOSFER KLĠMATOLOJĠSĠ
Serpil YAĞAN Yüksel YAĞAN
1. Dolu Fırtınası ve Özelliği
Dolu, yer ile orta troposfer (dünyanın farklı yerleri için değiĢik değerler alabilir dünya
ortalamasında 500 hPa seviyesi) arasında meydana gelen kuvvetli kararsızlık ve bu
karasızlığa bağlı olarak geliĢen topa benzer veya düzensiz parçalar halinde yağan sert buz
Ģeklindeki yağıĢ türüdür. YağıĢın dolu olarak adlandırılabilmesi için; dolu tanesinin çapı 5
mm ve daha fazla olması gerekir. 5 mm’den daha küçük çapa sahip olan taneler buz veya kar
paletleri olarak adlandırılır. Dolu yağıĢının meydana gelmesinde belirleyici faktör kuvvetli
yukarı doğru hava hareketidir. Bu hareketlilik düĢey kararsızlığın bir sonucudur. Bununla
birlikte bulut tipi, bulutun içerisindeki sıvı su miktarı, donma seviyesi gibi faktörler de dolu
oluĢumunda önemli rol oynar. Dolu yağıĢına, oluĢum mekanizması nedeniyle, yer ve yüksek
seviye sıcaklık farkının daha fazla olduğu yaz mevsiminde daha fazla rastlanır. Ancak
kuvvetli kararsızlığın görüldüğü kıĢ mevsiminde de dolu yağıĢı mümkündür.
Dolu insanlık tarihinin her aĢamasında önem arz etmiĢtir. Meydana gelen kuvvetli
dolu olayı doğal bir afettir. Dolu tanesinin büyüklüğü ve düĢme hızı nedeniyle büyük zararlar
verebilir. Greyfurttan daha büyük dolu tanesine rastlanılmıĢtır. Ayrıca dolu tanesinin hızı 45
m/sn hızına kadar ulaĢabilir.
Dünyanın kendine özel bir dolu klimatolojisi vardır. Dolu yağıĢının etkin olduğu
bölgeler, Kuzey yarımkürede; Amerika BirleĢik Devletleri ile Kanada arasında kalan geniĢ
düzlükler, Kanada’da Alberta ve Saskatchewan bölgeleri, ABD’de Dakota, Nebraska,
Colorado, Kansas, Oklahoma ve Teksas bölgeleri, Kuzey Ġspanya ve Kuzey Fransa,
devamında Ġsviçre, Güney Almanya, Kuzey Ġtalya, Avusturya, Yugoslavya, Bulgaristan,
Romanya (Balkanlar) ve Kafkas bölgesidir. Güney yarımkürede ise; Arjantin’in Mendoza
bölgesi ve Güney Afrika’nın kuzey bölgeleridir.
Ülkemizde dolu yağıĢına genellikle, Göller Bölgesinde, Erzurum Kars Bölgesinde,
Doğu Anadolu’da ve Trakya Bölgeleri’nde rastlanılmaktadır.
2
Dikkat edildiğinde, dolu yağıĢına, orta enlemlerde ve rüzgar yönünde olan dik, yüksek
dağlık bölgelerde rastlandığı görülebilir. Dağlık bölgeler dolu yağıĢı için gerekli olan dikine
hava hareketlerinin meydana geldiği bölgelerdir.
Dolu yağıĢının görülme sıklığı kutuplara gidildikçe önemli ve hızlı bir düĢüĢ gösterir.
Tropikal kuĢakta sık sık fırtına ve benzeri hava hareketleri meydana gelir ve daha çok yüksek
bölgelerde dolu yağıĢına rastlanılır. Ancak ilgili bölgelerdeki istasyon sıklığının yeterli
olmamasından dolayı tam ve doğru bir dolu frekans belirlemesi çalıĢması yapılamamaktadır
(Frisby and Sansom, 1967).
Ülkemizde dolu yağıĢlarına daha çok ilkbahar aylarında rastlanılmaktadır. OluĢan dolu
çapı 1 cm’den daha azdır ve dolu taneleri yumuĢak bir biçimdedir. Ancak ilkbahar aylarında
geliĢme safhasında olan tarımsal ürünler için dolu yağıĢı önemli bir risk faktörüdür.
Dolu pek çok açıdan incelenmesi gereken ilginç bir yağıĢ türüdür. Örneğin dolu
tanelerinin yere düĢme hızı 45 m/sn’ye kadar çıkabilir. Dolu tanecikleri farklı yapı ve
Ģekillerde olabilir. Bütün bu özellikler dolu yağıĢının oluĢum mekanizması açısından önemli
göstergeler olabilir. Rastlanılan her fırtınada dolu yağıĢına rastlanıp rastlanılmayacağı, dolu
yağıĢının klimatolojik özelliğine bağlıdır. Yüzey Ģekilleri de dolu oluĢumlarında önemli bir
parametredir.
Dolu yağıĢı yarattığı tahribat açısından incelenmesi ve önceden belirlenmesi gereken
bir yağıĢ türüdür. Günümüzde orta ölçekli fırtınalar sinoptik modeller tarafından tespit
edilebilmektedir. Ancak dolu yağıĢının modeller tarafından 12 saat öncesinden tespit edilmesi
zordur. Sadece, ilgili bölge için, dolu oluĢum potansiyeli, modellere eklenen bazı algoritmalar
sayesinde tespit edilebilir. Bu durum hem dolu risk alanlarının belirlenmesi hem de radar
networkünün tarama stratejisinin doğru bir Ģekilde oluĢturulmasını sağlar. Radar networkleri
veya tek bir radarla dolu yağıĢının tespiti ve izlenmesi zordur. Bu yüzden model algoritmaları
kullanılarak dolu risk bölgeleri en az 12 saat öncesinden belirlenmelidir. Bu çalıĢmada dolu
tahmin ve tespit yöntemleri ele alınmıĢtır. Ayrıca ülkemizin bulunduğu kuĢak dikkate alınmıĢ
ve dolu klimatolojisi bakımından önemli gösterge olabilecek yüksek atmosfer parametreleri
1980-2005 yılları arasında detaylı olarak incelenmiĢtir. ÇalıĢmamızda söz konusu
parametrelerin grafiksel bulunuĢu kullanılmıĢtır. Atmosfer termodinamiği bakımından ilgili
3
değerlerin bulunması ayrı bir çalıĢma konusudur. Ancak gerektiğinde çalıĢmayı yürüten ekip
tarafından termodinamik algoritmalar da oluĢturulabilir.
2. Dolu Tanesi
Dolu tanesi ile ilgili ilk ve önemli çalıĢma 1806 yılında Volta tarafından yapılmıĢtır.
Volta, dolu tanesinin iç içe geçmiĢ saydam ve saydam olmayan buz tabakalarından meydana
geldiğini ve ayrıca dolu küreciğinin merkezinde çekirdek benzeri bir yapının olduğunu rapor
etmiĢtir. Günümüzde bu çekirdek yapıya Hail Embryo (dolu embriyosu, Türkçe’de Dolu
Çekirdeği) adı verilmektedir. Dolu tanesi, merkezinde çekirdek olmak üzere, saydam ve
saydam olmayan buz tabakalarından oluĢan küresel bir yapı arzeder. Dolu tanesi iki tür
fiziksel yapıdan geliĢmektedir. Bunlardan birincisi, süper soğumuĢ veya çok küçük buz
parçacıklarıdır. Ġkincisi ise kar paletleridir (Young, 1978; Nelson, 1976). Yapılan gözlemsel
çalıĢmalar süper soğumuĢ su damlacıklarından veya buz parçacıklarından oluĢan dolu
tanelerinin geliĢmesinin diğerine nazaran daha hızlı ve etkili olduğunu göstermiĢtir.
Dolu tanesinin büyüklüğü ile ilgili ilk ciddi gözlem ve rapor çalıĢması 1925 yılında
Almanya’da yapılmıĢtır. Talman tarafından rapor edilen dolunun çeĢitli noktalardaki çap
değerleri 26, 14 ve 12 cm olarak ölçülmüĢtür. Ağırlığı ise 2.04 kg olarak kaydedilmiĢtir. Dha
sonraki yıllarda çevresi 40 cm’den daha büyük, ağırlıkları 500 g’dan daha fazla olan dolu
taneleri dünyanın çeĢitli yerlerinde gözlenmiĢtir. Bunlardan en önemlilerinden birisi 3 Eylül
1970 yılında Coffeyville, Kans (ABD) gözlenendir (Resim1). Ağırlığı 766 g, çevresi ise 44
cm’dir. Dolu tanesinin büyümesinde ve geliĢmesinde yer seviyesinden yukarı doğru kuvvetli
hava hareketlerinin rolü çok büyüktür. Bu durum da meydana gelen kararsızlık olayı ile
açıklanabilir. Bu yüzden çalıĢmamızda kararsızlığa özel bir önem verilmiĢtir.
Dolunun Ģekli küçük çaplarda genellikle küreseldir. Ancak dolunun çapı büyüdükçe
dolunun Ģekli değiĢir ve ilginç Ģekiller alabilir (Resim2). Resim 2’de görülebileceği gibi
yuvarlak çıkıntılı bir görünüm arzedebilir. Yapılan çalıĢmalar, dolu tanesinin yapısının
geliĢtiği ve meydana geldiği basınç seviyesindeki meteorolojik koĢullarla yakından iliĢkili
olduğunu göstermiĢtir Carte and Kidder (1966, 1970). Dolu tanesinin büyüklüğü, Ģekli,
çekirdek yapısı ilgili basınç seviyesindeki ısı değiĢimi, nemlilik ve kararsızlıkla yakından
ilgilidir.
Dostları ilə paylaş: |