87 Sevinç, Mehmedoğlu / İnançsızlığa Yönelmede Çevresel ve Entelektüel Faktörlerin Etkisi Öz


Sevinç, Mehmedoğlu / İnançsızlığa Yönelmede Çevresel ve Entelektüel Faktörlerin Etkisi Tablo 3



Yüklə 255,91 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə6/12
tarix06.05.2018
ölçüsü255,91 Kb.
#42521
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12

97

Sevinç, Mehmedoğlu / İnançsızlığa Yönelmede Çevresel ve Entelektüel Faktörlerin Etkisi



Tablo 3. 

Mülakata Katılanlarda İnançsızlığın Nedenleri

%

Entelektüel



(52,63%)

Kitap okuma

14,47

Eğitim


14,47

Dinin anlamsızlığı ve rasyonel akıl yürütme

23,68

Çevresel/sosyal



(40,80%)

Aile


6,57

Sosyal gruplar

13,15

Din-dindar karşıtlığı



21,05

Duygusal/psişik

 Zorlu yaşam olayları

6,57


Toplam

100


Tıpkı ankette olduğu gibi mülakatta da inançsızlık nedeni olarak entelektüel gerekçeler öne 

sürülmüştür. Daha sonraki sorularda katılımcıların entelektüel olarak aktif olup olmadıkları 

araştırılmıştır. Katılımcılara ne sıklıkta kitap okudukları sorulmuştur. Katılımcıların yarısı, 

ayda bir-iki kitap okuduğunu ifade etmiştir (Tablo 4). Türkiye şartlarında bu oldukça iyi bir 

orandır. Bu kişilerin, inanç ve inançsızlıkla ilgili hangi kitapları okudukları sorularak, soru 

daha da somutlaştırılmıştır. Verilen cevaplar üç ana kategoriye ayrılmıştır: (1) “inanç veya 

inançsızlıkla ilgili herhangi bir kitap okumadım”, (2) “Kutsal Kitap, Kur’an, hadis kitapları 

veya diğer dini kitaplar”, (3) “inançsızlıkla ilgili kitaplar (örn. R. Dawkins, T. Dursun, İ. Arsel)”. 

Katılımcıların %15’i inanç veya inançsızlıkla ilgili herhangi bir kitap okumadığını belirtmiştir. 

Katılımcıların %65’i Kutsal Kitap, Kur’an veya diğer dini kitapları okuduğunu belirtmiştir. 

İnançsızlıkla ilgili en az bir kitap okuyan katılımcıların oranı yalnızca %46’dır. Yani katılım-

cıların yarıdan fazlası, inançsızlıkla ilgili hiçbir kitap okumamıştır. İnançsızlıkla ilgili okunan 

kitapların çoğunlukla Dawkins’e ait olduğu görülmüştür. Bir kişinin, inanç-inançsızlık konu-

sunda bilgi sahibi olmasını sağlayacak tek kaynak kitaplar değildir. Bu nedenle katılımcılara, 

inanç/inançsızlıkla ilgili TV veya internet yayınlarını takip edip etmedikleri sorulmuştur. 

Katılımcıların %37,5’i hayır cevabını verirken, yalnızca %50’si evet cevabını vermiştir. 



Tablo 4. 

Mülakata Katılanların Kitap Okuma Oranları

%

Her gün


18,75

Haftada bir-iki

18,75

Ayda bir-iki



50,00

Nadir


9,38

FY/CY


3,13

Toplam


100

Mülakatta, katılımcılara fikirlerinden etkilendikleri herhangi bir düşünür, filozof veya bilim 

adamı olup olmadığı sorulmuştur. Katılımcıların %25’i bu soruya hayır diyerek cevap ver-



98

İnsan & Toplum

miştir. Diğer katılımcılar ise bir veya birkaç isim bildirmiştir. En yüksek oranda bildirilen isim 

R. Dawkins’tir (%21,8). Bunu daha sonra N. D. Tyson, C. Sagan ve A. Einstein izlemektedir. 

Bu isimlerin ortak özelliği ise tamamının bilim adamı olmasıdır. İnanç-inançsızlık konusunda 

kitapları okunan veya fikirleri benimsenen herhangi bir filozofun ismi baskın biçimde ön 

plana çıkmamıştır.

Tablo 5. 

Katılımcıların, Tanrı’nın Olmadığına Dair Kanıtları

Kategori

Kanıt


%

Bir kanıtı gerekçe gösterenler 

(53,14%)

Kötülük problemini kanıt olarak sunanlar

21,88

Bilimsel gelişmeleri veya evrim teorisini kanıt 



olarak ileri sürenler

15,63


Dinlerin farklı farklı iddialarda bulunmalarını ve 

birbirlerini nakzetmelerini gerekçe gösterenler

9,38

Dini önermelerin çelişik olmasını gerekçe 



gösterenler

6,25


Kanıt yok diyenler veya 

kanıtsızlığı gerekçe gösterenler 

(40,63%)

Bilmiyorum / Olmayan bir şeyin kanıtı olmaz 

diyenler

18,75


Bir Tanrı’nın olduğuna dair kanıt olmamasını 

gerekçe gösterenler

15,63

Müddei iddiasını ispatla mükelleftir diyenler



6,25

Psikolojik gerekçeler (3,13%)

Dinden tatmin olmamayı gerekçe gösterenler

3,13


FY/CY

3,13


Toplam

100


Mülakatta, katılımcıların entelektüel sebeplere dayalı olarak inançsızlığa yönelip yönel-

mediklerini ve entelektüel olarak aktif olup olmadıklarını tespit etmek için bir dizi soru 

sorulmuştur. Bunlardan biri, bir Tanrı’nın olmadığına dair en güçlü kanıtlarının ne olduğu 

sorusudur. Bu soruya 1 katılımcı cevap vermemiştir. Diğer 31 kişinin cevaplarına bakıldı-

ğında (Tablo 5), katılımcıların %18’i Tanrı’nın olmadığına dair herhangi bir kanıtı olmadı-

ğını veya olmayan bir şeyin kanıtlanamayacağını söylemiştir. En yüksek orana sahip kanıt 

kötülük problemidir (%21,8). Daha sonra bilimsel gelişmelerin veya evrim teorisinin bir 

Tanrı’nın olmadığını gösterdiği iddia edilmektedir (%15,6). Katılımcıların önemli bir kısmı, 

bir Tanrı’nın olmadığının en önemli kanıtının, bir Tanrı’nın olduğuna dair kanıt olma-

ması olduğunu söylemiştir (%15,63). Bu cevap kategorileri incelendiğinde, bazılarının, 

Tanrı’nın olmadığına dair belli kanıtları gerekçe gösterdiği, bazılarının ise Tanrı’nın varlığına 

dair kanıtsızlığı gerekçe gösterdiği tespit edilmiştir. Yani katılımcıların gerçekte yalnızca 

%53,14’ü Tanrı’nın olmadığına ilişkin bir kanıt ileri sürmektedir.

Mülakat verileri, inançsızların entelektüel aktivitelerden çok hoşlandıklarını belirttiklerini 

ama yarıdan fazlasının inançsızlıkla ilgili entelektüel olarak aktif olmadığını göstermektedir. 

Buna göre H

4

  hipotezi (İnançsızların çoğunluğu entelektüel olarak aktif değildir) doğrulan-



mıştır.


Yüklə 255,91 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə