Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ İKTİsat anabiLİm dali



Yüklə 5,01 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə27/42
tarix14.05.2018
ölçüsü5,01 Kb.
#44066
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   42

75 
 
 
zamanın embriyo halindeki emek hareketleri, özel mülkiyete karşı tehdit teşkil ediyordu. 
Mülkiyet,  çiftçiler,  tüccarlar  ve  atölye  ustalarından  oluşan  küçük  burjuvazinin 
hakimiyetindeki 17. ve 18. yüzyıl radikal hareketleri için dokunulamayacak kadar kutsal 
bir  şeydi.  19.  yüzyılın  yeni  radikal  hareketlerinin  artan  sayıda  ("zincirlerinden  başka 
kaybedecek hiçbir şeyi olmayan") ücretli emekçiyi saflarına katmasıyla birlikte mülkiyet 
de giderek sorgulanır oldu. Devrim, her türden mülk sahibi için çok daha riskli hale geldi 
(Faulkner, 2014: 215).
  
1860’larda  sendikalaşma  önemli  ölçüde  arttı  (Cole,  1966;  Hobsbawm,  2009: 
246).  1864’de,  Londra’da  1.  Enternasyonel,  çeşitli  ülkelerden  gelen  işçilerin 
katılımıyla uluslararası proleter örgütlenmesinin ilk adımı olarak toplandı. 
1867’de,  Marx,  “kapitalist  üretim  tarzı  ve  onunla  uyuşan  üretim  ve  dolaşım 
ilişkileri”ni  incelediği  Kapital’i  yayınladı.  Kapital’de,  kapitalistin  kârının,  emek 
gücünün  kapitalist  tarafından  karşılığı  ödenmemiş  kısmının  ürününden  oluştuğunu 
açıklıkla  gösterdi.  Kapitalistlerin  artık  değer  oranını,  yani  sömürü  oranını  mümkün 
olduğunca  artırmak  isteyeceklerini,  bu  yüzden  işçilerin  çalışma  koşullarını 
kötüleştirmeye eğilimli olduklarını anlattı. Fabrikalardaki kötü çalışma koşullarından 
uzun  uzun  bahsetti.  Kapital,  Marx’ın  1873’te  yazdığı  Kapital’in  Almanca  İkinci 
Basımına  Sonsöz’den  öğrendiğimize  göre,  “çok  kısa  bir  süre  içinde  Alman  işçi 
sınıfının çok farklı kesimleri tarafından takdir edilmiş”ti. 
Ricardo’nun emek değer teorisi, –Ricardo hiç bu şekilde bahsetmemiş olsa da– 
kârları  artık  olarak  gördüğü  ölçüde  bir  kapitalist  sömürü  teorisiydi.  Nitekim 
1830’lardaki  ayaklanmalarda  Smith  ve  Ricardo’nun  düşüncelerinden  bazılarını 
kapitalistlere  karşı  kullanan  liderler  vardı  (Harman,  2010:  318).  Ricardo’nun  emek 
değer teorisi, 1830’larda, kârın bir artık olduğu görüşünü reddeden, haklı bir üretim 
maliyeti olduğunu ispata çalışan Anti-Ricardocu bir tepki de yaratmıştı (Screpanti ve 
Zamagni, 2005: 102-104). 


76 
 
 
Anti-Ricardocu  tepki,  1870’lerin  başında  en  sistematik  ifadesine  kavuştu. 
Marjinal  fayda  teorisi,  iktisat  biliminin  “sınıf”,  “kapitalizm”,  “artık”,  “emek  gücü” 
kelimelerini  çıkararak  yeniden  oluşturulmasını  sağladı  (ibid,  s.  172).  1870’lerin 
başında  yayınlanan  ve  1880  ve  1890’larda  yaygın  kabul  görerek  anaakım  iktisat 
teorisinin temelini oluşturan “marjinalist devrimci” yazarlar ve eserlerini inceleyelim. 
 
Carl Menger (1840-1921), marjinalizmin Avusturya ayağını temsil etti.  
Menger’in  Grundsätze  der  Volkswirtschaftslehre  (İktisadın  Prensipleri) 
eserinin  önsözü,  iktisadın  araştırma  yöntemi  üzerine  bir  tartışma  içerir.  Menger 
burada, yöntem olarak doğal bilimlerde kullanılan yöntemi kullanacağını ifade etti. 
[B]eşeri iktisadi faaliyet ile ilgili kompleks fenomeni hâlâ tam bir gözleme bağlı olan en 
basit elementlere indirgemeye, bu elementlere doğalarına uygun bir ölçü uygulamaya ve 
sürekli bu ölçüye bağlı kalarak kesin prensiplere göre elementlerinden neşet eden daha 
kompleks iktisadi fenomenin işleyiş tarzını araştırmaya çalıştım (Menger, 2009: l). 
Menger’e göre, bu yöntemin doğal-bilimsel olarak adlandırılması yanlıştır. Bu 
yöntem, ampirik bilginin her alanında kullanılan bir yöntemdir ve bu yüzden ampirik 
metot  olarak  isimlendirilmelidir.  Çünkü  her  bir  bilimin  yöntemi,  özgül  karaktere 
sahiptir.  Doğal-bilimsel  yöntemin  eleştiriye  tabi  tutulmadan  iktisada  uygulanma 
çabaları, bu anlamda, “çok ciddi metodolojik yanlışlıklara ve iktisat bilimi fenomeni 
ile doğa fenomenleri arasında boş yere zahiri analojiler yapılmasına” yol açmıştır (ibid, 
s. l). 
Fakat,  bu  açıklamanın  ardından  Menger,  iktisadi  yaşam  fenomeninin  de 
doğadaki  fenomenler  gibi  kesin  yasalara  göre  düzenlendiğini  gösterme  amacında 
olduğunu  ekledi.  İnsanın  özgür  iradesine  atıfla  iktisadi  davranış  ile  ilgili  yasaların 
III.1. Carl Menger 


77 
 
 
geçerliliğinin sorgulanması ise, iktisadın “bütünüyle tam ve kesin bir bilim” olduğunu 
inkâr etmek anlamına gelecekti. Menger, Senior gibi, iktisadın nesnel, kesin yasalara 
dayanan, değer-bağımsız bir bilim olması gerektiği düşüncesindeydi.  
İnsanlar hayatlarını sürdürmek için mallara gereksinim duyarlar. Menger’e göre 
bu ihtiyaçlar insanların itkilerinden çıkar ve itkiler, insan  doğasına  yerleştirilmiştir. 
İhtiyaçların  bu  anlatımıyla,  Menger,  onların  tarihsel  ve  toplumsal  belirlenimi 
düşüncesinden uzaklaştı, doğal olarak belirlendiklerini ileri sürdü. 
Menger, “beşeri ihtiyaçların tatmini ile nedensel bir ilişki içinde olan şeyleri”, 
faydalı şeyler olarak tanımladı (ibid, s. 1). Bu faydalı şeylerin mal karakteri kazanması 
için ise dört şartın yerine gelmiş olması gerektiğini düşündü: 
1.
 
Beşeri bir ihtiyaç
2.
 
şeyin, bu ihtiyacın tatminiyle ilgili nedensel bir ilişkiye girmeye müsait hâle 
getirecek özellikleri
3.
 
bu nedensel ilişkiyle ilgili beşeri bilgi
4.
 
onu, ihtiyacın tatminine yönlendirmeye yetecek şekilde kontrol etmek
Bir şeyin mal niteliğine sahip olması için gereken bu koşulları sıraladıktan sonra, 
bu konudaki dipnotunda, mal karakterinin mallara içkin bir özellik olmadığını belirtti. 
Mal  karakteri,  sadece  şeyler  ve  insanlar  arasındaki  ilişkiden  doğar;  bu  ilişki  sona 
erdiğinde  mal  karakteri  de  ortadan  kalkar.  Menger,  şeylerin  mal  karakterini  piyasa 
alanında gerçekleşen, insanlarla şeyler arasındaki öznel ilişkiye referansla açıklayarak 
klasik  iktisadın  malı  üretim  alanıyla  açıklayan  analizinden  önemli  bir  kopuş 
gerçekleştirmiş  oldu.  Klasik  iktisatta  mallar,  emek  ürünü  olarak  tanımlanmıştı  ve 
üretimleri,  sermaye  sahibi  sınıfın  üretim  araçlarının,  mülksüz  sınıf  tarafından 
kullanılmasıyla gerçekleştirilmekteydi. Birazdan değineceğimiz üzere Menger, emek 


Yüklə 5,01 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   42




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə