Ari hastaliklari



Yüklə 5,11 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə13/35
tarix24.04.2018
ölçüsü5,11 Kb.
#40105
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   35

Bal Arısı Hastalık ve Zararlıları
Fumagillin,  Aspergillus  fumigatus  isimli  mantardan  elde  edilmiştir. 
İlaç parazitin hücre içi dönemine etkili olmaktadır. 
Fumagillin’i   şuruba   katılarak   kullanmaktadır.   Sonbaharda 
şurupla   fumagillin   verildiğinde   kış   süresince   kovan   içinde   nosema 
üremesini   önlemektedir.     İlkbaharda   kovan   içinde   temizlik   yapan 
arılar dışkı içinde hala canlılığını devam ettiren sporları almaktadır. 
İlkbaharda   1   kısım   su   /   1   kısım   şeker   olarak   hazırlanan   şuruba 
fumagillin   katılır.     Bu   işlem   yapılırken,   su   kaynatılmalı,   ocaktan 
indirildikten   sonra   şeker   katılmalı,   karıştırılarak   şeker   eritilmelidir. 
Şurup   ılındıktan   sonra     1   litre   şerbete   20   mg   fumagillin   gelecek 
şekilde ilaç ilave edilmelidir. Bunun için 1 kapak dolusu ilaç 5 litre 
şerbete katılarak karıştırılmaktadır.  
Nosema   bulaşmasını   önlemek   için   petekler   değiştirilmelidir. 
Asetik   asit   buharında   N.   apis   sporları   ölmektedir.   Asetik   asitin   % 
60-90’lık   solüsyonundan     her   bir   kovan   için   60-70   ml   miktarında 
kullanılmaktadır. Petekler kapalı bir bölmede en az 1 hafta süreyle 
tutulmaktadır.   Yeterince   havalandırıldıktan   sonra   tekrar 
kullanılmaktadır. 
Etilen   oksit   buharı,   N.   apis’i   öldürmektedir.   Gazın   tehlikesi 
nedeniyle buharlaştırma yalnızca kapalı yerlerde sıkı kontrol altında 
yapılmaktadır. 
Nosema   apis   sporları   49˚C   ısıda   24   saatte   ölmektedir.   Bu 
uygulamanın   yapıldığı   ekipman   ve   peteklerle,   ısı   uygulaması 
yapılmayanlara   oranla   daha   çok   bal   elde   edilmektedir.   Çünkü 
peteklerdeki sporlar öldüğünden hastalık yok olmaktadır.  
Ilıman   bölgelerde   nosema   hastalığını   kontrol   altında 
tutulmalıdır.   Kontrol   için   iyi   arıcılık   düzenlemeleri,   bal   mumunun 
yenilenmesini, peteğin buhara tutulması, ısı uygulaması yapılması ve 
fumagillin kullanılması gerekmektedir. Bunların yapılması ile nosema 
hastalığının zararlı etkisinden korunmak mümkün olmaktadır. 
Arılarda   dirençlilik   :  Arılar   nosema   hastalığına   farklı 
duyarlılık   göstermektedir.   Arılıkta   bazı   kolonilerde   nosemosis’den 
ileri   gelen   ölümler   varken     bazı   kovanların   arıları   çalışmalarına 
sağlıklı bir şekilde devam etmektedir. Arılardaki Nosema apis’e karşı 
direncin   nedeni,   beslenme   durumlarına   ve   mide   bezlerindeki 
chimozine enziminin aktivitesine bağlıdır.
37


Bal Arısı Hastalık ve Zararlıları
Nosema ceranae : Nosema ceranae, ilk olarak Asya’daki Apis 
cerana   bal   arılarında   görülmüştür.   Daha   sonra   Apis   mellifera   bal 
arılarında   da   hastalık   yapmaya   başlamıştır.   Son   yıllarda   Birçok 
Avrupa   ülkesinde   N.   ceranae’den   ileri   gelen   kovan   sönüşleri 
bildirilmiştir.   İspanya’nın   bazı   bölgelerinde   kışın   meydana   gelen 
koloni   kayıplarının   sorumlusu   olarak   N.   ceranae   tespit   edilmiştir. 
Nosema   ceranae’nın   yaşam   döngüsü   N.   apis’le   aynıdır.   Nosema 
ceranae’nin   yaşam   siklusu   N.   Apis’den   daha   kısa   sürmektedir.   Bu 
nedenle arılarda N. apis’den çabuk ölüm yapmaktadır. Nosema cerane 
arılarda   8   günde   ölüm   meydana   getirmektedir.   Hastalık   kışın   ve 
ilkbahar   mevsiminde   daha   çok   rastlanmaktadır.   Enfeksiyon   yaz 
mevsimine doğru en düşük seviyesine inmektedir. Koloni sönüşleri en 
fazla sonbahar ve kış mevsiminde gerçekleşmektedir. Bal üretiminde 
azalma vardır.   Enfekte arılarda genellikle hastalık belirtileri yoktur. 
Nosema   apis’deki   gibi   dizanteri   ve   sürünen   arılar   N.   ceranae’lı 
arılarda   genellikle   görülmez.   Uçamayan   arıların   arka   kanatları   bir 
arada   tutan   çengeller   ayrılmış   vaziyettedir.   Bu   nedenle   kanatlar 
birbirinden ayrık biçimde fark edilmektedir. Bu durum zehirlenme ve 
viral  enfeksiyonlarla  karıştırılabilmektedir.  Kolonideki   arı  sayısında 
yavaş yavaş yada hızlı bir şekilde  azalma meydana gelmektedir. Arı 
sayısındaki azalma genellikle yavaşça Ağustos veya Eylül aylarında 
ortaya çıkmaktadır. Kovan girişlerinde ölü arılara rastlanmaktadır. Bu 
durumun   her   zaman   görülmemesinin   nedeni,   arıların   çoğunlukla 
dışarıda   ölmelerinden   kaynaklanmaktadır.   Erişkin   arıların 
abdomenleri   solgun   ve   yağlı   bir   görünümdedir.   Hastalıklı   arının 
bağırsağı grimsi beyaz renktedir.  Şiddetli hastalık yapmakta ve koloni 
kayıplarına   neden   olmaktadır.     Nosema   ceranae,   Nosema   apis’ten 
daha küçüktür. Işık mikroskobu ile N. apis ile N.  ceranae’yı ayırmak 
mümkün   değildir.   Nosema   ceranae   teşhisi   PCR   tekniği   ile 
yapılmaktadır. 
3.2. Amoeba Hastalığı
Nosema   apis’le   enfekte   bal   arılarının   malpighi   tüpleri   içinde 
amoebik   kistler   bulunmuştur.   Malpighamoeba     mellificia   olarak 
isimlendirilmiştir.   Taksonomik   olarak   Rhizopoda   sınıfındandır.   M. 
mellificae tüm dünyada geniş bir yayılışa sahiptir. A. mellifera’nın 
bulunduğu tüm kıtalarda görülür.  Nosema apis’ten daha az yaygındır. 
38


Bal Arısı Hastalık ve Zararlıları
Etken   :  Yetişkin   işçi   arılar     Malpighamoeba   mellifera   ile 
enfekte   olmaktadırlar.    Ana  arılar     ve   erkek  arılar  nadiren   enfekte 
olmaktadır. Dışkı artıklarındaki M. mellifera kistleri arılar tarafından 
yenilerek   onları   enfekte   etmektedir.   Malpighamoeba   mellificae 
ekstraselluler parazittir.  Bal arılarının rektumlarında bulunan vejetatif 
aşamaları  trofozoit  olarak  isimlendirilir  ve  enfektiftir.    Trofozoitler 
Malpighian   tüplerini   enfekte   etmektedir.   Malpighian   tüplerine 
yerleştikten sonra değişim geçirerek kist haline dönüşmektedir.
Klinik Muayene : Malpighamoeba mellificae enfeksiyonlarının 
klinik   belirtileri   tipik   değildir.     Enfekte   tüplerin   epitel   hücreleri 
parçalanmaktadır. M. mellificae enfeksiyonuna bağlı olarak koloniler 
küçülmekte ve hatta sönmektedir.  Nosema apis ile M. mellificae’nin 
birlikte   seyrettiği   enfeksiyonlar   ayrı   ayrı   şekillenen   hastalıklara 
kıyasla çok daha zararlı etki yapmaktadır.  
Teşhis : Malpighamoeba mellificae’nin kesin teşhisi Malpighian 
tüplerinin   içinde   bulunan   amoebik   kistlerin   mikroskop   ile 
görülmesiyle   olmaktadır.   Malpighian   tüpleri   orta   bağırsak   ve   arka 
bağırsaktan çıkmaktadır. İnce cımbız ile uzaklaştırılan tüpler muayene 
edildiğinde kistler 5-8 mm genişliğinde tespit edilmektedir. 
Kontrol ve Mücadele : Amoebik enfeksiyonun kontrolü arıcılık 
ekipmanlarının   temizliği   temeline   dayanmaktadır.     Enfeksiyonu 
kontrol   edecek   ilaç   mevcut   değildir.     Petekler   dışkı   ile   bulaşık 
olduğunda   Nosema’da   olduğu   şekliyle   asetik   asit   kullanılmaktadır. 
Şayet   arılar   enfekte   ise   erken   az   döneminde   temiz   ekipmanlı 
kovanlara nakledilmektedir. 
3.3. Gregarine’ler
Gregarine   sınıfından   Leidyana   türleri   bal   arılarının   sindirim 
sistemine yerleşmektedir. Bağırsak epitellerine organelleri vasıtasıyla 
tutunmaktadır. Arıda yaşam siklusunu tamamlayarak üreyen sporlar 
enfeksiyonu   diğer   arılara   yaymaktadır.     Bu   türler   bal   arılarında 
görülmelerine rağmen konakçı seçicilikleri yoktur. Bulaşma nektar ve 
su  ile olmaktadır. 
Gregarine’ler ilk olarak Avrupa’daki bal arılarında görülmüştür. 
Hastalık   ılıman   bölgelerde   daha   çok   rastlanmaktadır.   Gregarine’ler 
hücrelere yapışarak patolojik değişikler oluşturmaktadır. Hastalıklı bal 
39


Yüklə 5,11 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   35




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə