Bal Arısı Hastalık ve Zararlıları
mantarlar her yerde bulunmaktadır. İnsan ve diğer memeli
hayvanlarda solunum yolu rahatsızlıkları yapmaktadır.
Klinik Muayene : Larvalar pupa dönemine kadar mantara
duyarlıdır. Hastalıklı larvalar pupa dönemine girmeden önce
kapatılmış petek gözleri gözleri içinde ölürler. Aspergilluslar, önce
sindirim kanalı içinde üremektedir. Daha sonra mantar miselyumları
tüm yumuşak dokularda üreyerek kütikulaya doğru ilerlerler.
Aspergillus flavus 1-3 gün içinde tüm larvayı kaplamaktadır.
Karakteristlik beyazımsı-sarı-yeşil renk meydana gelmektedir.
Aspergillus flavus sarı-yeşil, A. fumigatus ise gri-yeşil renktedir.
Hastalıklı larvalar sert ve sıkı halde görülmektedir.
Ergin arılar yazları daha duyarlıdır. İlk göze çarpan belirtiler,
felç, zayıflık ve huzursuzluktur. Karınları genellikle irileşmektedir.
Mantarın üremesinin bir sonucu olarak iç arının iç kısmında sertleşme
olmaktadır. Mantar sporları özellikle karın ve göğüs parçasına
üremektedir. Ergin arıların karınları sertleşmektedir.
Ergin arılar genellikle hastalıklı larvaları petek gözünden
atamazlar. Çünkü hasta larva miselyumlarla petek gözünün duvarına
bağlanmış haldedir.
Larva yada erişkin arıların yalnızca küçük bir kısmı
etkilendiğinden genellikle ciddi enfeksiyon ortaya çıkmamaktadır.
Hastalık nadir görülmektedir. Stres durumunda hastalık ortaya
çıkmaktadır. Hastalığın yayılmasında antibiyotik kullanımının da
etkisi vardır. Rutubet, zayıf havalandırma, Aspergillus içeren bal ve
polenler, gıdanın çok fazla su içermesi ve genetik etkenler hastalığın
ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Kontrol ve Mücadele : Taş çürüklüğü ile enfekte ballar insan
tüketimi için uygun değildir. Kovanlar ve diğer ekipmanlar sterilize
edilerek, yeni petekler verildiğinde hastalık kaybolmaktadır.
Aspergillus flavus sporları, oda ısısında etilen oksit’in 100
mg/litre yoğunluğundaki buharına 1.5 saatte ölmektedir. Kovan
sıcaklığı yüksek, havalandırma zayıfsa hastalığa duyarlılık
artmaktadır. Taş çürüklüğü hastalığını tedavi etmeye gerek yoktur.
Çünkü hastalıklı yavrular koloniden uzaklaştırıldığında koloni
kendiliğinden iyileşmektedir.
4.4. Diğer Mantarlar
46
Bal Arısı Hastalık ve Zararlıları
Mantarlar genellikle arıların ve yavrulu peteklerin üzerinde
safrofit olarak bulunur. Tarlacı arılar tarafından toplanan mantarların
pek çoğu kovanda yada arıların içinde yerleşememektedir. Arılar
öldükten sonra mantarların bazıları üreyerek dış kütikulanın altındaki
yumuşak dokuların mumyalaşmasına neden olmaktadır.
Mantarlar, gelişmesi için uygun rutubet ve sıcaklık var ve
mantar da mevcutsa aşırı bir mantar üremesi olacaktır. Zayıf
havalandırılan, zayıf kolonilerde zarar genellikle sınırlı olmaktadır.
Trichoderma lignorum ve Mucor mucedo larva ve erişkin
arılarda patojendir. Aspergillus niger, ana arı larvasında hastalık
yapmaktadır. Rhizopus equinus, erişkin arı ve larvalarda hastalık
yapılmaktadır. At gübresinin çiçek polenlerine bulaşmasıyla ortaya
çıkmaktadır. Hastalık soğuk ülkelerde görülmektedir. Neurospora
intermedia, mantar sporları bulunmuştur. Ergin arılar polen toplama
sırasında ölmektedir. Scopulariopsis brevicaulis, siyah larva veya sarı
larva hastalığına neden olmaktadır. Enfekte larva petek gözü
duvarlarına yapışmaktadır. ölmektedir. Sıcaklık yükseldiğinde
hastalık kaybolmaktadır. Labyrinthula apis ve Endomycopsis apis
larva ölümlerine yol açmaktadır.
5. Mayalar
Mayalar, bal arılarında patojen olarak kabul edilmemektedir.
Mayalar arı ekmeğinin korunması, vitamin ve diğer büyüme
faktörlerinin tedarik etmektedir. Torula mayaları (Candida utilis) genç
arılara polen kadar besleyicidir. Buna rağmen bazı ozmofilik mayalar
balda fermentasyona neden olarak erişkin arı ve larvalarda zayıflama
ve ölümler meydana yapabilmektedir.
6. Varroa’lar
En zararlı yavru akarı, V. destructor’dür. Onun doğal konakçısı
Asya’daki Apis cerana’dır. Daha sonra Apis mellifera’larda ciddi bir
problemdir. Tüm dünyada yaygın olarak görülmektedir.
6.1. Varroa destructor
İlk olarak Asya’da 1904 senesinde Apis cerana’larda
görülmüştür. Daha sonra V. destructor yeni konakçısı A. mellifera’da
1960 yılında rastlanmıştır. Apis cerana ve A. mellifera yakın ilişkisi
paraziitin yeni konakçısına adaptasyon safhasını oluşturmuştur.
47
Bal Arısı Hastalık ve Zararlıları
Yurdumuza ilk olarak 1976 yılında Trakya bölgesinden girdiği tahmin
edilmektedir. 1978 yılında İzmir’de bal arısı kolonilerinde tespit
edilmiştir. 1980 yılına kadar yaklaşık 600.000 koloninin sönmesine
neden olmuştur.
Biyoloji : Erişkin dişi Varroa destructor 1.1-1.2 mm
uzunluğunda x 1.6-1.7 mm genişliğinde, sert, kırmızımsı,
kahverengi, yassı görünümlü dış parazittir. Çoğu kez ergin arıların
abdomenlerinde ve özellikle de karın halkaları arasına yerleşmektedir.
Bu bölgede kendilerine fiziksel bir koruma sağlamaktadırlar. Karın
parçaları arasında iken Varroa’lar şeliserleri ile zarları delerek arının
hemolenfi ile beslenirler.
Varroa’lar ergin arılardan ayrıldıktan sonra larvalı petek
gözlerine girerler. Bu gözler içinde üremeye dönemi başlarlar.
Varroa’lar işçi arı gözlerinden daha çok erkek arı gözlerini tercih
ederler. Genellikle ana yüzüklerine girmezler. Ancak ağır enfekte
kolonilerde ana arı yüzükleri içinde varroa’lara rastlanılmaktadır.
Üreme : Varroa’ların üremesinde yumurta, larva, protonimf,
deutonimf ve ergin aşamaları vardır. Larva 3 çift bacaklı, protonimf,
deutonimf ve ergin Varroa 4 çift bacaklıdır. Erkek Varroa’lar,
döllenmemiş yumurtalardan üretilmektedir. Dişiler ise döllenmiş
yumurtalardan meydana gelmektedir. Yumurtalardan ilk olarak erkek
Varroa’lar çıkmaktadır. Daha sonra dişi Varroa’lar meydana
gelmektedir.
Varroa dişileri. yavrulu petek gözler kapatılmadan yaklaşık
20-40 saat önce işçi yada erkek larva gözlerine girmektedir. Petek
gözü içine giren Varroa’lar arı larvalarının altına, petek gözünün dip
kısmındaki larva gıdası içine girmektedir. Varroalar, üst kısımları
petek gözünün dip kısmına bakacak pozisyondadır. Varroa’lar
havalandırma tüpleri periskop gibi dışarı çıkarak işçi arı gıdası yada
erkek arı gıdası içinde gömülü iken soluk alıp vermesine
48
Dostları ilə paylaş: |